Kadınlığımızın Da Vinci şifresini 40’ımızda çözmeye başlıyoruz

Güncelleme Tarihi:

Kadınlığımızın Da Vinci şifresini 40’ımızda çözmeye başlıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 15, 2018 12:08

Aynaya baktığında gördüklerine inanamadı. Bu çizgiler ne zamandır vardı ve niye oradalardı? Önce şaşırdı... Sonra daha kötüsü oldu. Hayata küstü, dibe vurdu! Marka ve iletişim danışmanı Nalan Miri Sözer, 40’lı yaşlara basmanın onu neden mutsuz ettiğini ve sonrasında hayatının bu yeni dönemiyle nasıl barıştığını ‘Kim Tutar Seni’ adlı kitabında anlattı.

Haberin Devamı

Yaş, üzerine bu kadar konuşmamız gereken bir konu mu sahiden?

- Bence evrende kaldığımız süre belirli ve kısıtlı olduğu için önemli. Ruhumuz sonsuzlukta olsa da bedenimizin fiziki var olma süreci kısıtlı. Bu nedenle de ister istemez yaşamın önüne, daha doğrusu kendimize engeller koyuyoruz. Emeklilik istiyoruz, evlenmeyi mutluluk için hedef koyuyoruz, “40’tan sonra çocuk doğurulmaz” diyoruz. Daha bugün 55 yaşında üniversite okuyup terapistlik yapmaya başlayacak olan bir hemcinsimle tanıştım. Bunlar beni çok heyecanlandırıyor. Şahane değil mi? İşte yaşsızlığını ilan etmek, kuralları bozmak ve mucizeyi yaşamak bu. Benim kitapta anlatmak istediğim tam da buna denk geliyor.

 “Kırktan çok korktum, hayata küstüm hatta her şeyden elimi eteğimi çektim. Deyim yerindeyse dibe vurdum” diye yazmışsınız. Neden 40 yaşına basmak sizi bu kadar mutsuz etti?

Haberin Devamı

- 40 yaş ‘adı büyük’ bir yaştır ya, süreç benim için de ezber bir korkuyla başladı. Trajikomik bir şekilde fiziki değişimimi fark edince, ‘Artık işe yaramayacağım’ korkusu beni mutsuz etti. Yaşlanıyordum ya da yaş alıyordum. Hangisini seçeceğim de bana bağlıydı. Bunu sindirmek epey zaman aldı.

Kadınlığımızın Da Vinci şifresini 40’ımızda çözmeye başlıyoruz

 Ne yaptınız sindirmek için?

- Yorgunluk, isteksizlik, kilo verememe gibi sorunlarım için detoks yaptım, gardırobumu yeniledim. Deeksha terapisi, nefes terapisi ve şaman ayinine katıldım; kendime zaman ayırıp resmen kendimle konuştum. Korkularımdan arındım. Enerji blokajları açılınca yaşam akışımda pozitif değişimler yaşamaya başladım. Gereksiz iş yükünden, eziyet ilişkilerden sıyrıldım. Şirketimin hizmet içeriğini değiştirdim. Kayak yapmayı öğrendim. Cenevre’de beyaz bir bisiklet aldım, her yere onunla gidiyorum. Doğada daha çok vakit geçiriyorum ve hep hayalim olan kitabımı yazdım. Aslında 40 yıldır ezber yaşadığımı ve kendime hiç vakit ayırmadığımı fark ettim. Hikâyeme her an küçüklü büyüklü birçok yeni hayalim ekleniyor.

Haberin Devamı

 Finlandiya’da bir iglo bar’da buzdan bardaklarda yerel içkilerden içmiş, Maldivler’de gece okyanusta balığa çıkmış, hatta Sicilya’da Etna Yanardağı’na tırmanmışsınız.

- Evet ama 40 yaş bunalımını bunları yaparak yenmedim, bu seyahatler sadece denk geldi. İçe dönerek, doğanın bir parçası olduğumu fark ederek, evrendeki enerji kaynaklarını görüp bunu kullanmaya başlayarak yendim. Tepelere tırmanmak, bisikletle gideceğin yere ulaşmak, nehirde yüzmek... İstanbul’da yaşayanlar olarak kaçımız Boğaz’a girip yüzmenin hazzını yaşayıp oradaki suyun enerjisinden faydalandık? Önemli olan, kaliteyi artırarak hayatı basitleştirmek ve özümüzdeki dogmatik enerjiyi keşfederek kendi mucizelerimizi yaşamak.

Haberin Devamı

Geri kalan hayatın başlangıcında etki kalıcı

 “40 yaş, söylerken havalı, yaşarken sıkı, etkisi kalıcı bir yaş” diyorsunuz. Neden etkisi kalıcı?

- Çünkü 40 olgunlaşmanın yaşı. Nasıl bir yemeği pişirmeden yemiyor, bir şarabı yıllanmadan içemiyor, bir meyveyi olgunlaşmadan toplamıyorsak, öncesinde de ‘kendi felsefemizi’ tam oluşturamıyoruz. Bilim insanları, insan hayatının 150 yıl olduğunu söylüyor ki günümüz bilinç uyanmasıyla varsayalım öyle... 40 yıl hayata hazırlanmak için pek tabii gerekli. Ve hayatın 40’ında başlaması da çok normal değil mi? ‘Geri kalan hayatın başlangıcı’ olduğu için etkisi kalıcı.

 Kadınlığımızın Da Vinci şifresini 40’ımızda çözmeye başladığımızı yazmışsınız. Neden 30 veya 50 değil ama 40’ımızda?

Haberin Devamı

- Geri kalan zamanı nasıl yaşamak istediğine karar vermek için şahane bir dönem. ‘Kırk çarpması’ da bu işin sadece bahanesi. Şerrin hayra dönüşmesi bir nevi. Neleri hayatından çıkarmak ve ne yapmak istediğini  anlamak için olağanüstü bir doping. Farkındalık ancak 40’ından sonraki dönemde olabiliyor, tekâmül bu zamana denk geliyor. Evrenin bilgileri, kadına ancak o zaman akmaya başlıyor. Hayatın bu geçiş mevsiminde hayata mola verip biraz vicdan, biraz yağmur, biraz güneş, birkaç kitap, az geçmiş, biraz hayal ve çokça umut çok iyi geliyor. Bu kitabın sınırları, engelleri, kuralları yıkmanıza bir vesile olacağından eminim. İşte bu nedenle nasıl yaşamak istediğine karar vermek, gizli yeteneklerini keşfetmek, hayallerini gerçekleştirmek, içindeki gizemleri fark edip şapkadan kumru kuşu çıkarmak falan bu dönemden sonra oluyor. Bence kadınlığımızın Da Vinci şifresini 40’ımızda çözmeye başlıyoruz!

Haberin Devamı

Yorgunluk, isteksizlik, kilo verememe gibi sorunlarım için detoks yaptım, gardırobumu yeniledim. Korkularımdan arındım. Enerji blokajları açılınca yaşam akışımda pozitif değişimler yaşamaya başladım.

Kadınlığımızın Da Vinci şifresini 40’ımızda çözmeye başlıyoruz

Nalan Miri Sözer
Kim Tutar Sen Mona Kitap
271 sf. / 24 TL.

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!