Uzaklarda aramaa, kaosun içindeesiiin!

Güncelleme Tarihi:

Uzaklarda aramaa, kaosun içindeesiiin
Oluşturulma Tarihi: Aralık 17, 2016 14:27

Çiya tohumlu puding yemediğinizden, bahçenizde kara mürver yetişmediğinden, veya Ikonawa adasında yaşamadığınız için hastalanıyor değilsiniz. Mesele birşeylerin eksikliği değil fazlası kardeş! Fazla trafik, fazla yemek, fazla stres, fazla kaos...

Haberin Devamı

Her hafta, 120 yaşına kadar yaşamak, herşeyi yiyip haftada 3 kilo vermek, 50 yaşında 25 görünmek, stresten kurtulup sevgi kelebeği olmak için yepyeni, daha da yeni, en yeni ve bu sefer hakikaten mucize yaratacak bir formül buluyoruz.

Pakistan dağlarında yaşayan, 120’sinde hala çakı gibi olan, 60’ında doğum yapan (Ki bu bayağı kötü birşey bence) Hunza Türkleriyle ilgili bir makale okudum az önce. Sağlık ve uzun ömürleri dağda yüksek oksijenli ortamda yaşamaya ve kuru meyve yemelerine bağlanmış. Şu an bu yazıyı pencere açık, kuru erik yerken yazıyorum! Kar atıştırıyor, hava buz ve iki kere hapşurdum. Sanırım Hunza Türkü değil, İstanbul Türkü olduğum için böyle oldu. Derhal kalkıp pencereyi kapatacağım, zira gribim henüz iyileşti.


Bizim de kabahatimiz yok aslında. Derdimize deva arıyoruz. Az oksijenli, bol telefon ve televizyonlu, her yerden yeme içme ve tüketme sloganı fışkıran, çok trafikli, fazla sorumluluklu, aşırı stresli, eşten dosttan ziyade kötü haber alan kaynaklardan haber aldığımız bir hayatımız var.
2. Dünya Savaşı’nda bile yaşlı olan insanların hala yaşadığı Sardinya adasına zeytinyağı içmeye, Okinawa adasına suşi yemeye gitmeye gerek yok. Zira bu uzun ömrüyle meşhur yerlerden biri de İkaria Adası ve bizim Söke’nin az açığında bulunuyor. Deniz bizimle aynı deniz, toprak bizimle aynı toprak yani.
Kara mürver, polen özütü, çiya tohumu, yosun ekstresi, ananas hapı, badem sütü, hindistan cevizi yağı, agava şurubu... Paranızı harcamayın. Ben hepsini denedim, bir arpa boyu yol gidemedim. Neysem oyum. Bir felaket de yok, mucize de.
Bu kalabalık, gürültülü, şikayet ve endişe dolu hayatımızı, mucizevi bir meyve, sihirli bir adada tatil yapmak düzeltmeyecek. Sadece Hazar Denizi’nde yakalanan ender bulunan bir balığın kılçığından yapılan bir hap, aniden derdimizi tasamızı almayacak.
Yani bu karmakarışık hayatlarımıza birşey ekleyerek herşeyi düzeltemeyeceğiz.
Bilakis, benim önerim, birşeyleri hayatımızdan çıkararak yaşamı daha derli toplu ve basit kılmak.

Haberin Devamı


Yeni yılda kendi hayatımdan, sistemimden çıkaracağım şeylerin listesi yaptım:

Haberin Devamı


*Unlu ürünler
*Şeker
*İş çıkış saatlerinde yoğun trafikli semtlerde toplantılar
*Yürüyebilecekken, sıkıla pıkıla çekilen gereksiz otomobil yolculukları
*Çok ve boş konuşan tanıdıklar
*Sigara içilen ve beni duman eden her yer
*Umutsuzca ihtiyacım olmayan bütün giysi, ayakkabı, aksesuar ve kozmetikler.
*Sevmediğim, evde kalabalık yapan bütün eşyalar
*Beni çok eğlendirmeyen, vakit kazandırmayan, ya da hayati önemi olmayan her türlü elektronik zamazingo
*Sürekli aynı konukların aynı şeyleri anlattığı, çoğunda hiçbir bilgi veya yeni fikirle karşılaşılmayan tartışma programları
*Siyaset ve ekonomiyle ilgili felaket senaristlerinin tweet’leri
*Bağırıp çağıran siyasetçilerin demeçleri
*Tembeller ve işkolikler
*Yetkisi olup sorumluluk almayanlar
*Sözünü tutmayanlar, işini iyi yapmayanlar
*Suratsız, karamsar, asabi herkes
Hayatınıza değil ama bu listeye siz de birşeyler ekleyebilirsiniz!

Haberin Devamı

Detoks öyle et yememekle, çiya tohumlu puding yapmakla filan olmaz. Kebabını, şeyini afiyetle yersin, bu üsttekileri hayatından çıkarırsın, mis gibi detoks olur! Çareyi uzaklarda arama. Kaosun tam içindesin ve herşeyin sebebi bu. Herşeyin fazlalığı, beynimizdeki, bedenimizdeki bu kalabalık, hayatımızı kaosa çevirmiş. Hâlâ da oturup daha ne yesek içsek, ne alsak de işleri düzeltsek diyoruz.


Matematik hatası yapıyorsun! Ekleme kardeş, çıkar...O uzun yaşıyor dediğimiz insanlar hayatını bizim kadar çer çöple doldursaydı, hâlâ el kadar adaya sığarlar mıydı? Bir de bunu düşün.

BAKMADAN GEÇME!