Rüçhan Çamay: Amerika’da meşhur olacakken aşkı seçtim

Güncelleme Tarihi:

Rüçhan Çamay: Amerika’da meşhur olacakken aşkı seçtim
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 10, 2022 09:49

Rüçhan Çamay, ilk kadın caz sanatçılarımızdan... “Para Parra Parrra” ve “Ne Haber” şarkılarıyla Türkçe sözlü pop’ta da adını duyuran Çamay için, 50’lerde Amerika’ya gidip burada ünlü bir caz şarkıcısı olacakken aşkı uğruna kariyerini bırakıp Türkiye’ye dönünce her şey değişti. 91 yaşındaki usta sanatçı ile dünü ve bugünü konuştuk.

Haberin Devamı

Rüçhan Çamay, Türkiye caz tarihi açısından önemli bir isim. İlk kadın caz sanatçılarından olan Çamay, 50’lerde Amerika’ya gidip şarkılarını seslendirdi. Sanatçı, “Para Parra Parrra”, “Ne Haber”, “Bekliyorum” gibi şarkılarıyla da 70’lerde Türk pop müziğinde de adını duyurdu.

Çamay, nasıl bir ailede büyüdüğünü ve müzik ile bağının nasıl olduğunu şöyle dile getiriyor:
“İstanbul’da yaşıyorduk. Babam bizi terk edince 6 yaşımda annemle Ankara’ya anneannemin evine taşındık. Türk Maarif Koleji’nde okurken iyi bir talebe değildim. Müzik hocamız da Celal İnce’ydi. Anneme ‘Bu kızın sesi fevkalade bir kabiliyettir. Mutlaka konservatuvara gitmesi lazım’ dedi. Çünkü o sıralarda beni çocuk müsamerelerine çıkartır, piyeslerde oynatırdı. Daha sonra da konservatuvara gönderdiler. Önce piyano talebesi olarak başladım. Şan derslerine de girip çıkıyordum çünkü şarkı söylemek istiyorum. Okulun meşhur caz sesi Erdoğan Çaplı’ydı. Caz şarkıları söylememi tavsiye etti. Radyolardan Amerikan caz müzisyenlerini dinlerdim. O şekilde de caz sanatçılığım ortaya çıktı.”

Haberin Devamı

ABD’li sanat ajanı tarafından keşfedildim

Rüçhan Çamay, 1950’de İstanbul Radyosu’nda Şerif Yüzbaşıoğlu orkestrası eşliğinde caz programları yapmaya başlıyor.
Çamay, ilk sahneye çıkışını şöyle anlatıyor: “40’lı yıllardı, Ankara’dan İstanbul’a gelmiştim. Taksim Belediye Tiyatrosu’nda düzenlenen çay partilerinde şarkı söylemeye başladım. Ama Türk olduğum belli olmasın diye ‘Fransız şarkıcı yani Şantöz Rüçhan’ diyorlardı. Çünkü o zamanlar Türk şarkıcılarına değer vermezlerdi. 16 yaşımdan itibaren şarkı söylemeye başladım.”

1953 yılında ise Amerikalı sanat ajanı William Morris’ten aldığı davet üzerine ABD’ye gidiyor. 2.5 ay kaldığı New York’ta Mezonette adlı kulüpte çalışıyor ve çok sayıda radyo programına katılıyor. Hatta CBS televizyon kanalının bir programına davet ediliyor
.
Sanatçı, Amerika macerasını ise şu sözlerle dile getiriyor:
“Amerika’nın çok tanınmış sanat ajanı William Morris, orada çalışmam için haber gönderdi. Çok da güzel paralar kazanabilirdim. Fakat o sırada kocam olacak Turgut Demirağ, bir telefonla ‘Buraya gel, seninle evleneceğim’ dedi. Çok âşık bir kadındım. O yüzden her şeyi, kariyeri bırakıp Turgut’la evlendim.”

Haberin Devamı

Rüçhan Çamay: Amerika’da meşhur olacakken aşkı seçtim

Eski eşim üzüntülü yıllar yaşattı

Rüçhan Çamay’ın hayatında her şeyi değiştiren Turgut Demirağ ile evlenmesi oluyor.
Çamay, eski eşiyle yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Turgut Demirağ ile daha önce karşılaşmıştık. Beni dinlemişti fakat ilgilenmemişti bile. Rüyamda bir ses ‘O adam senin kocan olacak’ dedi. Amerika’da çok da meşhur olacakken döndüm ve evlendim. Sahnelere de ara verdim. 1956’da kızım Melike Demirağ dünyaya geldi. Evlendikten sonra mutlu bir hayatım olmadığı ve kocamla iyi geçinemediğim için boşandım.”
Çamay, “Amerika’dan döndüğünüz için pişman mısınız?” sorusuna şu yanıtı veriyor:
“Pişmanlık tabii var. Keşke daha iyi bir kariyerim olsaydı. Çünkü kocam bana çok çok üzüntülü yıllar yaşattı. Aşk ve kariyer bir arada gitmedi. Âşık oldum ve eski eşim kariyerimi engelledi.”

Haberin Devamı

Rüçhan Çamay: Amerika’da meşhur olacakken aşkı seçtim

Rüçhan Çamay'ın hayatını anlattığı "Kayıp Diva-Rüçhan Çamay’ın Hayatı" Kuraldışı Yayınları'ndan yayımlandı.

Artık hiç şarkı söylemiyor ruhumu geliştiriyorum

91 yaşındaki Rüçhan Çamay, yaşamını İstanbul’daki evinde sürdürüyor ve bir gününün nasıl geçtiğini şöyle anlatıyor:
“Sabah kahvaltımı ederim, gazete ve kitaplarımı okurum. Instagram için özel olarak çektiğim videolarımı yaparım. Televizyon izlerim, akşam olur yemeğimi yer yatarım. Yaşlı olduğum için dışarı çıkamıyorum. Baş dönmelerim oluyor. Artık hiç şarkı söylemiyorum. O iş tamamen kapandı. Şimdi ruhsal gelişimimi yaşıyorum. İnsanların ruhunun gelişmesine hizmet etmeye çalışıyorum. Ben sadece tekâmül etmenin yollarını arıyorum, bulduğum zaman da insanlara iletiyorum.”

İlerleyen yaşına rağmen sosyal medya hesabını aktif kullanan sanatçı, burada kitap önerileri de veriyor:
“Orada insanların yorum yapması çok hoşuma gidiyor. İyi ki varlar. Artık insanlığa hizmet etmeye adamışım kendimi.” Çamay, Türkçe caz dinlemediğini belirtiyor: “Artık müzikle fazla ilgim yok. Yeni çıkan isimleri de dinlemiyorum. Tamamen ruhsal gelişim için yaşıyorum. Sadece Münir Nurettin Selçuk ve Tarkan’ı dinlerim.”

Haberin Devamı

Çok güzel bir ömür geçirdim

“Geri dönüp baktığımda çok güzel bir ömür geçirdim. Başlangıçta çok sıkıntılarım olmasına rağmen... Eşimden ayrıldıktan sonra ruhumu yükseltmesi için bulduğum bilgilerle yaşadım. İnsanlara hizmet ettim ve ruhumu da parlatmaya çalıştım. Benim caz söylemem ile Türkçe şarkı okumam arasında çok fark vardı. Gözümü açtığım andan beri cazla büyüdüm.”

Rüçhan Çamay: Amerika’da meşhur olacakken aşkı seçtim

Caz dinleyicisi kalmayınca Türkçe pop söyledim

Rüçhan Çamay’ın 1960’lı yıllarda ilk Türkçe 45’liği “Gölgen Yeter Bana” çıktı. Sanatçı ardından 1975 yılında “Cabaret” müzikalindeki “Money Money” şarkısından esinlenerek yapılan “Para Parra Parrra” adlı şarkıya ses veriyor:

“O şarkıyı ben seçmedim okumam için bana teklif ettiler. Şanar Yurdatapan benim için şarkıyı yazmış. Atilla Özdemiroğlu ile bestelemişler. Ben de beğendim ve söyledim. Para herkesi ilgilendiren bir şeydir. Şanar’ın da sözleri her zamana o kadar uygun ki... Parayı şarkıda kötülüyoruz aslında. Fakat yabancı şarkıları söylemeyi daha çok seviyordum. Cazla büyüdüm cazla ilerledim. Caz dinleyicisi kalmadığı için mecburen Türkçe şarkılar söyledim.”

Çamay, “En etkileyici sahne anınız neydi?” sorumu şöyle cevaplıyor:

“Bir sürü şeyler yaşadım. Ama hatırlamam şekerim, nasıl hatırlayacağım. Benim zamanımda müzisyen arkadaşlarım vardı. Kulislerde kavga gürültü olmazdı. Sanatımı yaptığım ortamlarda kibar ve nazik insanlar hep vardı. Çok assolist ile sahne aldım. Gönül Akkor ile çalıştım. Fevkalade güzel anlaşırdık. Spiritüel konuları konuşurduk. Sahnede de çok konuşurdum. ‘Ah sevgili kardeşlerim, insanlık, tekamül’ derdim hemen bana kızarlardı, ‘hadi şarkıya gir’ derlerdi. Bunlardan sonra zorla şarkıya girerdim.”

Haberin Devamı

Rüçhan Çamay: Amerika’da meşhur olacakken aşkı seçtim

Melike çok kabiliyetli

“Kızım Melike Demirağ tabii ki benim tesirimde kalmıştır. Meşhur bir cazcı annenin kızıydı ve genlerimdeki büyük kabiliyet de ona geçmiştir. Melike’ye öğütler verdim. Benden de esinlenmiştir. Şarkılarını beraber kontrol ederdik. Fakat o kadar kabiliyetli bir insan ki her şeyi kendi başına gayet güzel yaptı.”

BAKMADAN GEÇME!