Eski ilişkisine dair itirafı şaşırttı! “'Karsu uyan' derdim kendime"

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2022 11:51

Şarkıcı Karsu, hurriyet.com.tr’de Ferit Ömeroğlu’nun konuğu oldu. Yurt dışında yaşadığı için online bağlanan Karsu’nun kendi yaşamına dair ilk kez anlattığı anılar duygulandırdı.

Haberin Devamı

Karsu ayrıca eski ilişkisine dair, "Bundan önce biriyle ilişkim vardı ve baya uzun sürdü. Zamanda geri gidip kendimi sarsarak “Karsu uyan!” demek isterdim. Ama artık bunu bıraktım. Çünkü o anda mutluydum, naiftim, başkalarını mutlu etmekle çok meşguldüm. O, aşırı bir ders oldu benim için. Eski videoyu izleyince ekrana girip kendimi sarsmak istedim. Ama birkaç gün sonra kendime dedim ki “Güzel geçti, mutluydum, boş ver.” O da beni Karsu yaptı" dedi.

 

Türkiye’de çok iyi bilindiğinin ve “müzik eşittir kalite, kalite eşittir Karsu” denildiğinin farkında mısın?

Bu yaz Türkiye’ye gidince yavaş yavaş farkına vardım. Ben; müziği, sanatı, yemekleri, tarifleri, televizyon programlarını sevdiğim için yapıyorum. Çoğu kişi de bunu biliyor. Ama ünlü olma durumu bu yaz biraz farklı oldu. Hatay’a gittim. Bir gün dışarı çıktım ve 2-3 saat içerisinde elli kişi ile fotoğraf çekildim. Biraz şaşırdım.

Haberin Devamı

Çok fazla insan tarafından tanınır olmak dışında aslında kendi ruhunun beslendiği şey, dinginlik ve küçük bir kasabada yaşamak gibi. Kendi dünyasını yaratan bir Karsu… Yaptığın iş ile ruhunun beslendiği yer biraz farklılaşıyor mu?

İlk olarak ünlülüğün neden insanı değiştirmesi gerektiğini sormalıyız. Hayatımı kendim düzenlemek isterim. 5-6 yıldır aynı evde yaşıyorum. Mesleğimi, müzik yapmayı, yemekler yapmayı çok seviyorum. Birkaç küçük şeyi birleştirip prodüksiyon yapmayı seviyorum. İnsanları mutlu etmeyi çok seviyorum. Bunları birleştirdiğin zaman zaten aynı yere çıkıyor.

Senin yaptığın birçok şarkı, hüzünlü geliyor. Dinlerken mutlu olmuyorsun ama sözlerinde bir umut da var gibi sesinin tınısında. Müzikte kendini konumlandırdığın yer, sence insanların hangi duygusuna hitap ediyor?

Daha önceden yazdıklarımı, empati kurarak ve hayata sorular sorarak yazmışımdır. Ama kendi hayatımda acılar çekince sanki önceden neler yaşayacağımı biliyormuşum gibi hissettim. Birkaç yıl önce bir albüm yaptım. Sanki oradaki sözler, benim hayatımda gerçekleşti. Bu, baya baya şaşırttı beni. Başka insanlar, bu şarkıları nasıl alır? Bu, kendilerine bağlı. Çünkü şarkıyı kendime yazıyorum ama başkalarına okuyorum.

Eski ilişkisine dair itirafı şaşırttı “Karsu uyan derdim kendime


Haberin Devamı

Karsu, mutlu musun?

Çok mutluyum. Bir buçuk senede belli oldu, mutluluk aslında nerede. İnsanlarda, küçük küçük şeylerde… Eskiden başarılı olunca çok mutlu olurdum. Çünkü acayip bir disiplinim var. Artık yavaş yavaş neden bu kadar koşturduğumu, neden aşırı derecede çalıştığımı düşünüyorum. O, bana enerji veriyor ve bu enerji beni mutlu ediyor. Kariyerimde Hit bir şarkı yazmak isteseydim zaten bambaşka bir müzik yapardım. Sanat yapmak, beni çok mutlu ediyor. Eskiden benden enerji alan insanlar vardı. Onları, yavaş yavaş hayatımdan çıkardım. Artık sağlık ve mutluluğa önem veriyorum. Çünkü sağlığı bile satın alamıyorsun.

Sana kötü gelen insanlardan vazgeçebilmeyi nasıl öğrendin?

Haberin Devamı

Biraz yaşa bağlı herhalde. Şu anda 30 yaşındayım ve bundan önce herkesi mutlu etmekle meşguldüm. Bana negatif enerji verenlere bile daha çok enerji sarf ediyordum. Ama farkına vardım ki enerjim hiçbirine gitmiyor. Evde artık kendimi toparlayamıyordum. Dedim ki ilk önce kendimi seçmem lazım. Çünkü kendimi seçmezsem başkalarına yardım edemem, destek olamam.

En son en çok istediği şey neydi?

Dondurma.

Dondurmayı neli seviyorsun?

Karadut.

En son en çok hüzünlendiğin anı paylaşabilir misin?

Aileden birkaç kişi hasta olunca en çok onlarla meşgul oluyorsun. Onların iyi olmasını hedefliyorsun.

Şu anda iyiler mi?

İnşallah.

En son en çok neye şaşırdın?

Hatay’da 50 kişi benimle fotoğraf çektirince şaşırdım. Vaov dedim yani.

Haberin Devamı

Çevrendeki insanlar, seni komik bulur mu?

Problem bu. Erkek arkadaşım var. Şaka yapıyorum, gülmüyor. Hiç komik olmayan bir şey yapıyorum, baya gülüyor. Ona biraz gıcık oluyorum.

En son en çok neye hayır dedin? Hayır der misin?

Evet, derim. Ama öğrenmem lazımdı hayır demeyi. Televizyon programlarına biraz hayır diyorum. Çok fazla teklif geliyor. 2023 ajandamı Hollanda’daki ve Türkiye’deki televizyon programları ile doldurabilirim. Acaba gitmek istediğim yol, bu mu? Çünkü teklifler çok güzel, neşeli bir zaman geçirebilirim. Ama kendimi müziğe vermek istiyorum. O yüzden hayır diyorum. Hayır deyince kendimi cool hissettim.

Karsu, ona aslında öyle olmadığını anlatır mısın?

Haberin Devamı

Bundan önce biriyle ilişkim vardı ve baya uzun sürdü. Zamanda geri gidip kendimi sarsarak “Karsu uyan!” demek isterdim. Ama artık bunu bıraktım. Çünkü o anda mutluydum, naiftim, başkalarını mutlu etmekle çok meşguldüm. O, aşırı bir ders oldu benim için. Eski videoyu izleyince ekrana girip kendimi sarsmak istedim. Ama birkaç gün sonra kendime dedim ki “Güzel geçti, mutluydum, boş ver.” O da beni Karsu yaptı.

Kendini affettireceğin bir andasın ve seni dinliyor. Anlatır mısın?

Hollandalı bir dedem vardı benim. İsmimi veren annem babam değil; aslında o. Vefat edecekti ve belliydi, son günü gelmişti. Sanki vedalaşmamıştık… Orada bir mektup yazmam lazımdı. Hayatımda hiç pişman olmak istemiyorum. Diyelim ki yüz yaşındayım ve vefat edeceğim, aynaya bakınca hiçbir şeyden pişman olmak istemiyorum. Bence o konuda biraz pişmanlığım var. Ama kendimi affediyorum çünkü 14 yaşındaydım.

Onu nasıl sevdiğini tarif eder misin?

Sevgi, sanki girdiğin bir ev. Ama o evin bir üst katı daha varmış, haberin yok. Öyle yükselebiliyorsun ki severken sanki penthouse’dasın. Daha bir kat var ama sen boş ver, ben bu binaya oturacağım, evimi kuracağım, ne kadar kat varsa hayat boyu keşfedeceğim diyorsun. Aşk, öyle bir şeydir.

Aşk diye bir duygunun varlığına inanıyor musun?

Tabii ki. Aşk, dünyadaki en önemli duygu değil mi? Aşksız yaşayabilir miyiz? Su, ekmek, güneş, aşk…

Senin gibi yaşayan insanların “an” hisleri çok kıymetlidir. Dolayısıyla senin bazı anlarını çok merak ediyorum. Mesela bir konser anını anlatabilir misin?

Ankara’da bir konser verdik. Alan, yeni mimarlar tarafından yapılmış. Biz, sahneye çıktık. Seyircinin bilmediği şu var; Harbiye’yi yapmıştım ve bir akşam önceden hastanelik olmuştum. Stres, uykusuzluk… Zaten bu meslek, yorucu bir meslek. Sahneye çıktık, soundcheck’imizi yaptık. Herkesin şunu bilmesi lazım; biz her gün yeni bir ofise giriyoruz. O salonun akustiği kiliseden daha uzundu. Kilise’de alkış yapsan 7 saniye, o salonda 15 saniye sürüyor. Öyle bir şey olur mu? Öyle bir yerde konser verilir mi? Mümkün değil. Çünkü sesler birbiriyle savaşıyor. Konsere başladık, bir anda bağırmaya başladılar duymuyoruz diye. Müzisyenlerle konuştuk ve daha sakin çalmaya karar verdik, akustiği kontrol etmek için. Çaldıktan sonra tekrar bağırmaya başladılar ve bana bağırıyorlar gibi hissettim. Konser biletleri az para değil. Bütün prodüksiyonu Hollanda’dan getiriyoruz. Orada konseri durdurdum, teknisyeni çağırdım. Ağlayacak duruma gelmiştim ama kendimi toparlamaya çalışıyordum. Seyircilerle bir konuşma yaptım ve oradaki atmosferi kırdım. “Şu an biz akustiği değiştiremeyiz, mimari bir iş. Siz bizimle şarkı söylerseniz akustik daha iyi bir hale gelir. Biz, bu konseri yapmayı çok istiyoruz.” dedim. “Gülümse” şarkısıyla başladım. İnsanlar eşlik etmeye başladı. Ben ağlıyorum, onlar söylüyor. O, hayatımın en özel konseri oldu. Seyircilerle müzik yaptık, inanılmaz bir şeydi.

İşinin dışında heyecanının doruklarına çıktığın ve kalbin duracakmış gibi hissettiğin bir anı paylaşır mısın?

Çevremde hasta olan kişiler, bir neşeli gün geçirsinler içimden çığlıklar atıyorum. Gelecekte yemek kitabı yapmak istiyorum, Türkiye’de bir sezon yemek programı çekeceğiz, konserler vermek istiyorum derdim. Ama sağlık…

Dilediğin kişiye, dilediğin bir soruyu 83 milyonun izlediği bir programda sorma imkanı verildi sana. Bu kim olurdu ve ona ne sorardın?

Hollanda kraliçesine sorarım. İnanılmaz sevdiğim birisidir. Özel ve iş hayatını nasıl kombine ettiğini sorarım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!