Araştırma sonuçları çok vahim: Birbirimize aynı evin içinde yan odadan mesaj atıyoruz

Güncelleme Tarihi:

Araştırma sonuçları çok vahim: Birbirimize aynı evin içinde yan odadan mesaj atıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2023 10:36

Telefonu ile yapışık halde yaşayan kime sorsanız ‘Yok ben bağımlı değilim’ diyor ama akıllı telefon bağımlılığı her geçen gün çığ gibi büyüyor. Küresel çaptaki araştırmalar da insanların akıllı telefonlarına ne kadar bağımlı olduğunu kanıtlayabilecek veriler sunuyor. Akıllı telefon kullananların büyük bir kısmı uyanır uyanmaz telefonlarına sarılıyor, aynı evde farklı odada bulunan aile üyeleri ile mesajlaşıyor, şarjı bitecek diye kaygılanıyor, tuvalete bile telefonsuz giremiyor. İşte akıllı telefon bağımlılığından dert yananların anlattıkları ve uzmanların tavsiyeleri... 

Haberin Devamı

Yediden yetmişe elimizden düşürmediğimiz akıllı telefonlarımızı her işimizde kullanmaya çalışıyoruz. Alışveriş poşetlerini taşımayalım diye uygulamadan sipariş veriyor, kapımıza kadar yemek söylüyor, arkadaşlarımızla dışarı çıkıp buluşma derdi olmadan saatlerce sohbet ediyor, kim ne giymiş nerelere gitmiş sosyal medyadan takip ediyor, ev içinde yan odaya gitme zahmetinde dahi bulunmayıp mesajla haberleşiyor, tuvalete bile onlarsız gitmiyoruz. 

Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği’nin (MOBİSAD) hazırladığı “2023 Mobil İletişim Sektör Raporu”na göre, Türkiye’de 81.68 milyon adet akıllı telefon kullanılıyor. Ülkemizde internet kullanıcı sayısı 71.38 milyon, aktif sosyal medya kullanıcı sayısı 62.55 milyon kişiden oluşuyor. İnternette geçirilen günlük süre 7 saat 24 dakika olurken 14.21 milyon kişi internet kullanmıyor. 

Akıllı telefonların hayatımızı kolaylaştırdığı bir gerçek ama tuvaletlerimize kadar girmesi normal mi?

Mesela siz elinizdeki telefonu bir yere bıraktıktan kaç dakika sonra eksikliğini hissediyorsunuz? 

Ya da evde başka bir odadaki aile üyelerinden birine söyleyeceğiniz şeyi mesaj atıyor musunuz?

Akıllı telefonlar bizi tembelliğe ve asosyalliğe mi itiyor?

Haberin Devamı

Bu soruların cevaplarını hem akıllı telefon bağımlılığından dert yananlardan dinledik hem de konunun uzmanından tavsiyeler aldık. 

Araştırma sonuçları çok vahim: Birbirimize aynı evin içinde yan odadan mesaj atıyoruz
Grafik: Harun Elibol

* * * * *

OĞLUM UYGULAMADAN YEMEK SİPARİŞİ VERİR GİBİ ODASINDAN BANA MESAJ GÖNDERİYOR
Esra T. (47)

Akıllı telefonlar hayatımızı kolaylaştırıyor tabii ama bağımlılık derecesinde kullanılması beni inanılmaz rahatsız ediyor. Eşimin sosyal medyası olmadığı için telefonunu sadece konuşmak için kullanıyor. Ben gün içinde sosyal medyaya bakmak ve arkadaşlarla WhatsApp gruplarında yazışmak için kullanıyorum ama öyle diğer işlerimi aksatacak ya da sürekli elimde telefonla gezecek şekilde değil. Yani eşim de ben de çocuğumuza kötü örnek olacak kadar telefonlarımıza bağımlı değiliz.

Oğlum şu anda 16 yaşında ve telefonu onun eli, kolu, kulağı, bacağı gibi… Okuldan geldikten sonra uyuyana kadar onları ayırmak mümkün değil. Bazen "Kucağımdan inmeyen, bir an olsun dibimden ayrılmayan, beni bir saniye görmese çığlığı basan o çocuk nasıl oldu da bu hale geldi" diye düşünürken buluyorum kendimi. Şöyle doya doya 5 dakika bile yüzünü göremiyoruz artık. Kafası sürekli telefon ekranına doğru eğik. Oyun oynuyor, sevgilisi ve arkadaşları ile mesajlaşıyor, video izliyor, alışveriş yapıyor. Tabii bunları yaparken de hep odasında olmak istiyor. Birlikte geçirdiğimiz dakikalar sınırlı. 

Haberin Devamı

Kendisi bir ergen irisi olduğu için sürekli acıkıyor. Kafasını telefondan kaldıramayacak, odasından çıkamayacak kadar tembel olduğu için acıktığında susadığında, atıştırmalık bir şeyler yemek istediğinde bana mesaj atıyor: “Anne tost yapsana, çay getirsene, cips versene...” Yazışmalarımız hep böyle şeylerle dolu. O yemek siparişi veren müşteri, ben "Müşteri velinimetimizdir" diyen garson gibiyim.

Çoğu zaman sinirleniyorum "Kalk kendin al" diyorum, odadan çıkar da iki dakika gül cemalini görürüm diye... Ama telefon açlığı karnının açlığını o kadar bastırıyor ki o odadan ve telefonundan kopamıyor bir türlü…

Okuldan her geldiğinde ‘Akşam yemeğine ne yapayım oğlum’ diye soruyorum, ‘Ben sana yazarım birazdan’ diyor. Ağzından dökülen kelimeler sayılı, onları harcamıyor, çok sevgili telefonundan uygulamadan sipariş verir gibi akşama ne yemek istediğini yazıyor. ‘Üstüne kaşar peynir olsun çok fazla pişmesin’ diye de notlar ekliyor. Babasıyla kural koyduk ne olursa olsun akşam yemekleri birlikte yenecek diye. Yemek vakti sürüne sürüne masaya geliyor ama elinde yine telefon. Arkadaşlarıma soruyorum, ‘Bizimkiler de böyle, telefonlar yüzünden çocuklarımıza hasret kaldık’ diyorlar. Bu durumda çok üzülüyorum ama elimden de bir şey gelmiyor.

Haberin Devamı

Araştırma sonuçları çok vahim: Birbirimize aynı evin içinde yan odadan mesaj atıyoruz

ARTIK ÜŞENGEÇLİKTEN EV İÇİNDE MESAJLAŞMAYA BAŞLADIK
Seda E. (32)

Ben ve eşim aynı evin içinde mesajlaşma işine çocuğumuz dünyaya geldikten sonra başladık.

Ben bebeği uyuturken genelde "TV'nin sesini kıs", "Gelip gece lambasını yakar mısın?" ya da "Uyumak üzere kahve yapmasan" gibi mesajlar atıyorum. Eşim de önceleri bebek uyanmasın diye bana ayak uyduruyordu. Sonra bu duruma öyle alıştı ki ben arka odada ya da mutfaktayken seslenerek bir şey söylemeye üşenir hale geldi. Mesela yatak odasında uzanıyorum, telefona bir mesaj geliyor: "Dizi açtım hadi gel de izleyelim." Mutfaktayım yine bir mesaj: "Çayın yanına tatlı mı söylesek?" 

Haberin Devamı

Bu durum ilk başlarda komik geliyordu ama artık rahatsız edici olmaya başladı. Evin içinde iletişimimiz kopmaya başlıyor ve bundan hiç hoşlanmıyorum. Eşime bu rahatsızlığımdan bahsettiğimde durumu benim abarttığımı, alt tarafı eğlendiğini söylüyor. Şimdilik akışa bırakmış haldeyim. Ben sözlü iletişim kurmaya mümkün olduğunca dikkat ediyorum. Eşim ise mesaj atarak 'eğlenmeye' devam ediyor. Bakalım bu durum ilişkimizi nereye götürecek.

EŞİM TELEFONDAN BAŞIMI KALDIRAYIM DİYE YANIMDAYKEN MESAJ ATIYOR
Serhat B. (34)

Telefon artık hayatımızın öyle bir parçası oldu ki ben bir türlü bu ‘mini bilgisayarlardan’ kopamıyorum. Zaten küresel olarak istenenin de bu olduğunu düşünüyorum. Bunun için her şeyi denediler ve sonunda bizi akıllı telefonlara bağımlı yapmayı başardılar. Özellikle yeni kuşağın telefonsuz nefes alamayacağından eminim… Her şeyimiz artık cebimizdeki bu ‘akıllı canavarlarda…’

Haberin Devamı

Ben de pek çok insan gibi telefondan kopamayanlardanım… Örneğin günün büyük bölümünü iş yerinde telefon ve bilgisayarla geçirdikten sonra her akşam telefonu masaya koyup, birkaç saat bakmayacağım diye kendime söz versem de bir türlü yapamıyorum. Ya bir mesaj geliyor ya da e-posta… Telefon 5 dakika bildirim sesi gelmeden ya da ekran ışığı yanmadan durmuyor. “Bakmayacağım” desem de olmuyor. İlla elim gidiyor… El gidince sosyal medya hesaplarına da bakıyorsun ve saat nasıl geçiyor anlamıyorsun.

Eşim ise benim tam tersim… Telefonu olması gerektiği sürede kullanıyor. Yani fazlasının kendisinin bu aygıta bağımlı hale getireceğinin farkında… Haliyle benden uzun süredir çok şikayetçi… Bazen kendimi telefona o kadar kaptırıyorum ki eşim bir şey sormuş oluyor ama duymuyorum bile… 

Bir gün yine telefon elde vakit geçirirken bir mesaj geldi açtım, “Günün nasıl geçti” yazıyor. Mesaj yan odada olan eşimden… “Neden mesaj atıyorsun? Neredesin, konuşalım” diye cevap verdim. O da “Konuşuyor musun ki? Telefonu bıraktığın yok, seninle konuşmak için mesaj atmak zorunda kalıyorum” yazdı. Hemen yanına gittim. Ne söylese ne yapsa haklıydı… Yaptığım doğru değil ama farkında değilim… Gönlünü alıp işi tatlıya bağlasak da sonraları bu davranışım devam etti. Birkaç kez daha aynı evin içinde odadan odaya hatta yanımdayken bile mesajlaştık…

Bunun üstesinden gelemiyorum. Sanırım destek almam gerekiyor yoksa evliliğim bitecek.

TELEFONU KAPANINCA KIZIMIN ELİ AYAĞI TİTRİYOR
Nalan M. (42)

Benim kızım tam bir telefon bağımlısı. Bu yıl üniversite sınavlarına hazırlandı, o yoğun tempo bile bu telefon hastalığına engel olamadı. Aslında o da durumun farkında ve engellemeye çalışıyor kendini ama başaramıyor. Duvarında bir ders çalışma programı vardı, bir saatlik molalarının yanına parantez içinde 'telefon' yazmıştı. Ama bir müddet sonra telefon yine her daim yanındaydı, kopamıyordu.

Zihnini gözlerini dinlendirmek yerine o ders aralarında bile telefonuna bakma isteğiyle yanıp tutuşan kızımızın telefonu kapandığında eli ayağı titriyor. Zaten şarjını sonuna kadar asla kullanmaz ama bazen tam bitmeden kapanıyormuş, 'Bozuk bu telefon yenisini alalım' diye başımızın etini yiyor.

Geçenlerde odada unutup tuvalete girmiş, işi uzun sürecekmiş diye benden telefonunu istedi. Tuvalette bile ayrı kalmaya dayanamıyor. Sanırım eline almadığı tek yer banyonun içi, yakında ona da bir aparat alıp duşa asmasa iyidir.

Araştırma sonuçları çok vahim: Birbirimize aynı evin içinde yan odadan mesaj atıyoruz

TELEFON ELLERİNDEYKEN BAŞKA BOYUTA GEÇİYORLAR
Bora H. (52)

Benim hem eşim hem de çocuklarım felaket bir şekilde telefona bağımlı. Ben telefonu asıl amacı için kullanan nesli tükenmek üzere olan biriyim ama eşim, kızım ve oğlum benim tam tersim, tüm boş vakitlerini telefonla zaman geçirerek dolduruyorlar.

Telefon ellerindeyken başka bir boyutta gibiler, konuşuyorsun anlamıyor, soru soruyorsun duymadığı için cevap vermiyor, boş boş bakan deney hayvanı gibiler. Kuralcı ve otoriter bir baba asla değilim ama bu durumdan o kadar rahatsız oluyorum ki bu konuda şart koştum. Benim yanımdayken, ailece yemek yerken, oturmuş hep beraber film izlerken telefonları uçak moduna alıyoruz :) Şaka şaka, telefonları gözümüzün görmeyeceği bir yerlere koyuyoruz.

Ben ailemle birlikteyken gelen telefonlara bile çok önemli değilse cevap vermem, ailemin de aynı özeni göstermesini isterim. Ben böyle yapmazsam durum daha da kötü bir hal alacak. Bir arada değilken yaptıklarına karışamadığım için bir şey yapamıyorum ama fırsat buldukça nasihat da çekiyorum.

Bu konuda en çok da eşime kızıyorum. Çocuklara iyi örnek olması gerekirken onun bu kadar telefonu ile vakit geçirmesini hoş karşılamıyorum. Ben onu bu konuda eleştirince 'Haber de mi okumayayım? Dünyadan bihaber mi yaşayayım?' diyor. Sanırsın ki her gün dünya basınını tarıyor. Günlük rutini şu: Kahvaltı öncesi Instagram, kahvaltıdan sonra Twitter, sonra gelsin WhatsApp gıybet grupları… 

* * * * *

TEK TUŞLA HALLEDİLEN İŞLER BİZİ TEMBELLEŞTİRDİ

Klinik Psikolog Ebru Özkurt Topçu
, hayatın temposu içinde yorgun, yetişme telaşında olma halinin telefon kullanım sürelerini uzattığını, her türlü bilgiye, sosyalleşme dahil pek çok ihtiyaca hızlı erişim kolaylığı sayesinde yaşamın her alanına sızan telefonlara bağımlı olma halimizin arttığını söyledi.

Akıllı telefonlarla tek tuşla halledilen işlerin insanları tembelleştirdiğini, çaba gerektirmeyen seçenekleri tercih etme olasılığının yükseldiğini belirten Topçu, telefon başında geçen bir yaşamda kişinin dış dünyadan uzaklaştıkça daha izole ve yalnız bir hale gelmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Araştırma sonuçları çok vahim: Birbirimize aynı evin içinde yan odadan mesaj atıyoruz

GENÇLER İÇİN KAÇIŞ YERİ

Sosyalleşme, akranlarla etkileşimde olma, kendilerini sosyal medya aracılığıyla ortaya koyma-kabul görme gibi boyutlarıyla telefon, gençler için daha büyük anlam taşıyor. Kimi zaman telefonların, gençlerin gerçek sosyal hayatta olamadıkları, gerçekleştiremedikleri halleri rahatça ifade ettikleri bir kaçış yeri olduğunu söyleyen Topçu, gençlerin telefon kullanımlarını azaltmak için ilk önerisinin onların hayatındaki etki ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmaları olduğunu belirtti.

Evde tüm aile bireylerinin telefondan uzak sohbet zamanlarının belirlenmesinin iletişimi güçlendirebileceğini, gencin ortak geçirilen zamandan keyif almasının, anlaşıldığını hissetmesinin, ifade özgürlüğünün olduğu güven ortamının sağlanmasının önemli olduğunu söyleyen Topçu, "Gençlerin hayatına spor, dans, sanat aktivitelerinin dahil edilmesi gerek. Tek başına ekran karşısında yemek yemesine izin vermemek, bunun yerine aile olarak beraber yemeğin tadını arttırmaya özen göstermek gerek" dedi.

Ebru Özkurt Topçu, akıllı telefonların esiri olmamak ve kullanımı sınırlandırmak için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

-- Gün içinde de akşam saatlerinde de telefonsuz geçirdiğiniz zamanlar belirleyebilirsiniz. 

-- Yemek yerken, tatildeyken, arkadaşlarınızla buluştuğunuzda, ailenizle beraberken telefonunuzu sessizde veya fiziken uzağınızda tutarak sürekli sizi tetiklemesini kontrol altına alabilirsiniz. 

-- Kolaylaştırıcılık etkisini azaltmak için mümkün olan bazı işlemlerinizi (sipariş vermek yerine vaktinizi ayarladığınızda yakındaki markete giderek alışveriş yapmak gibi) telefonsuz tamamlamayı tercih edebilirsiniz.

BAKMADAN GEÇME!