Haftanın albümleri

Güncelleme Tarihi:

Haftanın albümleri
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2012 02:03

Haberin Devamı

GÖKHAN KESER
GÖKHAN KESER
Sony Music

Bir dönemler çocukların deliler gibi izlediği ‘Selena’ isimli dizideki oyunculuğuyla tanınan, uzun süredir müzik çalışmalarını sürdüren ve bazı sanatçılara albümlerinde vokalist olarak eşlik eden yeni neslin pop yıldızı adayı Gökhan Keser’in kendi adını taşıyan ilk albümü çıktı. 8 şarkı ve 2 remiks olmak üzere toplam 10 şarkıdan oluşan albümün prodüktörlüğünü son yıllarda birçok başarılı işe imza atan Sıla Gençoğlu’nun yanı sıra Efe Bahadır üstlenmiş. Albümde Gökhan’ın kendi beste ve sözlerinin yanı sıra Sıla’ya ve Efe Bahadır’a ait şarkılar da yer alıyor. Ayrıca; Sıla, Efe Bahadır, Tuba Önal ve Sibel Gürsoy gibi isimler albüme vokal performanslarıyla da konuk olmuşlar. Can Hatipoğlu imzalı ‘Bazen’ ve Arzu Alsan imzalı ‘Hadi Ordan’ remiksleriyle kapanan albüm için Türkçe popun son birkaç yılda geldiği noktanın vasat bir örneği diyebilirim. O nokta dâhilinde değerlendirildiğinde ne eksiği var ne fazlası. Gökhan’ın sesi zaman zaman Tarkan’a benziyor. (Mesela ‘Bazen’e dikkat!) Ama şarkılarda ciddi bir ‘akılda kalıcı nakarat’ eksikliği var. Bu da bir Türkçe pop albümü için çok önemli bir eksiklik. Açıkçası bu albümü 13-17 yaş arası, ‘yakışıklı popstar’ fanatiği kızlar dışında pek kimseye önerebileceğimi sanmıyorum.

Haberin Devamı

BEN L’ONCLE SOUL
BEN L’ONCLE SOUL
Universal / Avrupa Müzik

Asıl ismi Benjamin Duterde. Fransız. Soul şarkıcısı ve bestecisi. Katy Perry ve The White Stripes şarkılarını kendine özgü yorumuyla soul ve caz tarzında seslendirip 2010 yılında, B yüzünde White Stripes’ın ‘Seven Nation Army’sinin cover’ı da bulunan ‘Soul Wash’ adlı ilk single’ını Motown Records plak şirketi etiketi altında çıkardı. Ardından aynı sene Guillaume Poncelet ve Gabin Lesieur’ün prodüktörlüğünde kendi ismini taşıyan ilk albümünü de piyasaya sürdü ve şimdi o albüm, Avrupa Müzik sayesinde ülkemizde de raflara yollandı. Önümüzdeki çarşamba ve perşembe gecesi Babylon’da sahne alacak Ben L’Oncle Soul, Fransa listelerine ilk 5’ten giren bu albümde cover parçaların yanı sıra hem İngilizce hem de Fransızca şarkılar seslendiriyor. Kalabalık orkestrası ile eğlenceli, akıp giden, keyif verici bir ses kuşağı oluşturuyor. Hani canınız sıkıldığında elinizin gideceği ve neşenizi yerine getirecek albümler vardır ya, bu onlardan işte. 2011 NRJ Müzik Ödülleri’nde ‘en iyi çıkış yapan Fransız sanatçı’ adayları arasında yer alan ve Fransa’nın Grammy’si sayılan prestijli Victoires de la Musique’de aynı dalda ödülün sahibi olan Ben L’Oncle Soul’un hem konserini kaçırmayın hem de bu albümünü ıskalamayın derim...

Haberin Devamı

PETER GABRIEL
NEW BLOOD
Real World / Virgin / EMI

Müzik tarihine geçmiş ve başarısı belirli bir çevre içerisinde değil, tüm dünyaca kabul edilen büyük bir gruptan ayrıldıktan sonra solo kariyeri ile neredeyse aynı düzeyde başarı yakalamış vokalist pek yoktur. Peter Gabriel bu istisnalar kadrosunun önemli isimlerinden. 1967’den 1976’ya kadar progresif rock, pop rock, klasik rock ve senfonik rock tarzlarının efsane topluluklarından Genesis’in vokalistliğini üstlenen usta, ‘77’de yayımladığı ilk solo albümü ‘Peter Gabriel 1 (Car)’dan beri hiç durmadan üretmeye devam ediyor. Üstelik kaliteyi düşürmeme gibi bir özelliği de var. ‘New Blood’ ise Gabriel’in solo kariyerindeki dokuzuncu stüdyo albümü ve fikir olarak aslen 2010 tarihli bir önceki albüm ‘Scratch My Back’in ardılı. Gabriel usta ‘Scratch My Back’te cover şarkılar üzerinde denediği ve harikulade bir sonuç elde ettiği orkestral düzenlemeleri bu sefer kendi şarkılarında deniyor. Sonuç mu? Yine muhteşem! Gabriel’in eşsiz şarkılarını bu albümde birer klasik müzik şaheseri gibi dinleyeceksiniz. Son zamanlarda hem bu kadar karanlık hem de aynı zamanda bu kadar içine çeken sadece tek bir albüm daha dinlemiştim, o da Tori Amos’ın son albümüydü. Bu albümü dinleyip severseniz ‘Scratch My Back’e de mutlaka kulak verin.

Haberin Devamı

ALİ EREL
DEĞİŞTİK
Equinox Music

‘Deneysel olayım, farklı olayım, aman kimseye ve hiçbir şeye benzemeyeyim...’ gayesi güderken iyi bir şarkı yapabilme, ortaya iyi bir albüm çıkarabilme gayesinden kopup boşa emek harcayanlar furyasına katılan son isimle tanıştırayım sizi; adı Ali Erel. Besteci, söz yazarı, prodüktör, davulcu, gitarist ve hayalperest olarak tanıtıyor kendisini. Erken yaşlarda başladığı müzik yolculuğunda aralarında Jinga ve Money Talks’un da bulunduğu çeşitli gruplarla çalıştıktan sonra kendi albümünü çıkarmaya karar vermiş olan Ankaralı müzisyen, son zamanlarda dinlediğim en kötü albüme imza atmış durumda. ‘En basit haliyle funk olarak tanımlanabilecek albümde caz, rock, blues, R&B ve neo-soul etkileri de bolca görülmekte.’ diyerek 12 şarkıdan oluşan bu albümün sound’unu tarif etmeye çalışmış. Enstrümanlardan çıkan sesleri baz alarak konuştuğumuzda, kulağa ulaşan sesin bu sayılan tarzlar dâhilinde olduğu söylenebilir ama ortada ikinci kez dinlemenin zaman bonkörlüğü sayılacağı bir albüm olduğu gerçeği varken, kim ne yapsın sound’u, tarzı? ‘Alçı’nın ilk dizelerini duyduğumda sinirlerim bozuldu, gülme tuttu resmen. Ben mecburen dinledim, size tavsiye etmem. Ali’ye gelince... Hobi olarak yapsın tabii, yapmasın demiyorum...

Haberin Devamı

ÖZTÜRK
BENİM GİBİ
Pasaj Müzik

Sade, katıksız, samimi ama sıkıcı

Müzik kariyerine lise yıllarında kurduğu Sigara adlı grubuyla başlayan Öztürk’ün 1997 tarihli ilk albümünü Erol Köse Production’dan Erhan Güleryüz’ün (Ayna) müzik direktörlüğünde çıkardığını muhtemelen pek kimse hatırlamıyordur şu an. Kurban’ın yaratıcı dehası Deniz Yılmaz’ın da katkılarının olduğu o albüm (‘Güneş Sensiz Doğacak’), bugün hâlâ kıymeti bilinmeyen Türkçe rock albümleri statüsündedir. Neyse ki Erol Köse’nin o dönemler Ayna’ya aktardığı promosyon desteğiyle karambole giden albüm, Öztürk ile Deniz’in ortaklığını başlatmış ve bu ortaklıkla 2002’de ‘Vasiyet’ albümü çıkmıştı. Albümdeki ‘Yalnızım’ cover’ı ise Öztürk’ün kabuğunu kırdığı ilk çalışmaydı. 2007’de çıkardığı, kendi adını taşıyan üçüncü stüdyo albümünde ise prodüktör olarak Gökalp Ergen (Pentagram’ın şimdiki, The Climb’ın eski vokalisti) ile çalışan Öztürk’e o albümde Gökalp’ın yanı sıra Mustafa Kemal Öztürk (Badem) ve Özlem Tekin de konuk sanatçı olarak destek vermişti ve Öztürk sound’unu nihayet oturtmuştu.
Solo albümleri dışında Hücum Kedi adlı cover grubuyla 5 yıl öncesine kadarki Beyoğlu gece hayatı kültürünün önemli gruplarından birinin vokalisti olmasıyla da bilinen Öztürk için sırada dördüncü albümü var. Bu albüm için ‘Bu dönem aşk, hayatımda yoğun bir yer tutuyor ve ne yaşadıysam onu anlatmak istedim’ diyen Öztürk, dört yıl boyunca yaşadıklarını yeni şarkılarında anlatırken ağır bir melankoli yaratıyor ama neyse ki arabesk damarına girmeden durumu toparlıyor. (Türk rock gruplarının arabesk sevdası yeterince baydı çünkü!) Şarkılarını odasında tek başınayken akustik gitarıyla bestelediği hissini çok iyi yansıttığı bir albüm olan ‘Benim Gibi’de yine de öne çıkan, vurucu bir beste yok. Albümün en iyisi, bir önceki albümünde yer alan ‘Gitme’ şarkısının (Ki en sevdiğim Öztürk şarkısıdır, hastasıyım.) yeniden, akustik kaydedilmiş hâli. Daha sakin ve daha ağır bir düzenleme bu. Kemanların katılmasıyla renk kazanmış. Yine de orijinal hâlini tercih ederim.
Sonuç itibariyle baştan sona aşk şarkılarıyla dolu bir ‘hafif’ rock albümüyle karşı karşıyayız. Hafif tabirini kullanmamın sebebi, rock deyince aklınıza cayır cayır distortion’lı bir sound gelmesini engellemek zira burada öyle bir durum yok. (Gerçi zaten ülkemizde rock kategorisi dâhilinde ortaya çıkarılan çoğu albümde bu durum yok!)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!