Güçlü görünmeyi öğrendim

Güncelleme Tarihi:

Güçlü görünmeyi öğrendim
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2004 00:25

Bir evlilik, ardından birkaç kez evliliğin eşiğinden dönüş... Ceyda Düvenci, son dönemlerde yer aldığı projeler kadar işte bu fırtınalı aşk hayatıyla da kendisinden sıkça söz ettiriyor. Sürekli ‘aşk acısı çeken kadın’ olarak lanse edilmekten rahatsızlık duyduğunu belirten genç oyuncu, ‘İlişkinin bitişi her iki taraf için de acıdır. Hep yanlış lanse edildim. Ama yaşadıklarımdan sonra güçlü görünmeyi öğrendim’ diyor.

- Yeni yayın döneminde yine ‘Sil Baştan’ ile ekrandasınız...

Benim için büyük bir heyecan, çünkü Kiraz’ı çok seviyorum.

- İşlere sunuculuğu da eklediniz bu arada...

Ekstra dediğimiz bayi ve ürün toplantılarında sunuculuk yapıyorum. Bu yüzden de bu yönümü nasıl geliştirebilirim diye uğraşıyorum. Sesimi kullanmayı öğrenip, mimik dersleri alacağım.

- Tango dersleri de alıyorsunuz. Dansa ilgi nasıl başladı?

Sunuculuk konusunda diksiyonum iyi, canlı yayın tecrübem çok var. Ama buna bir şeyler daha katıp renklendirmeliyim diye düşündüm. Ve tango yapmaya karar verip ders almaya başladım.

- Tan Sağtürk’le birlikteliğiniz sırasında dansa ilginiz var mıydı?

O dönem böyle bir ilgim yoktu, bu tamamen işimle bağlantılı. Sunuculuk yapıp düz metin okumak bana yetmezdi.

- Yurt dışında oyunculuk yapmak gibi bir isteğiniz var mı?

Ölene kadar oyunculuk yapacağım. Ama yurt dışı diye konuşmak bana fazla ütopik geliyor. Kendimi yetiştirmeye devam edeyim, olacaksa olur.

- Plan yapmayı sevmiyorsunuz sanırım...

Biraz kaderciyim. Hayatımda taşlar hep zamanı gelince yerine oturmuştur.

- Oyunculuğunuzu nasıl buluyorsunuz?

Oyunculuk bitmek tükenmek bilmeyen bir meslek. Ben oyuncuyum diye çıkmak yürek ister açıkcası.

- Sil Baştan’da canlandırdığınız Kiraz karakterini çok sevdiğinizi söylüyorsunuz. Size bu kadar sıcak gelen yanı ne?

Saflığını sevdim. Çok masum, töreye bile karşı gelmiyor, haklı buluyor. Kötülüklerde bile kendince haklılık görüyor. Merakını sevdim sonra, her şeyi merak ediyor. Cin bir tarafı var ama daha kullanamıyor.

- Kendinize benzetiyor musunuz peki bu karakteri?

Saflığı bana benziyor. Ben o saflığı törpülüyorum zaman geçtikçe artık. Çünkü gerçek hayatta zarar veriyor.

- Saf olduğunu söylüyorsunuz, bunun zaman zaman zorluklarını yaşadınız mı?

Zorluğunu çok yaşadım. Eskiden her şeyimi çok saflıkla insanlarla paylaşırdım. Son bir sene içinde fark ettim ki buna gerek yok. Ne yaşıyorsam kendi içimde ve çok az sayıda, sayısı üçü geçmeyen dost çevremle paylaşmak aslında yeter de artar bile.

- Dostlarınızın sayısının az olmasının nedeni ‘Sanat camiasında dost yok’ sözüne inanmanız mı?

Yok, ben buna inanmıyorum. Bir de vefasız meslek, vefasız insanlar sözüne inanmıyorum. Yok öyle bir şey. Sen kendine vefalı ol. Yaşlılığını ve ileriyi düşün, kendine yatırım yap. İnsandan insana değil, insanın kendine vefası var hayatta bence...

- Özel hayatınız ne durumda?

Yedi aydır yalnızım. Hayatı paylaşacağım ya da aşık olacağım biri karşıma çıkmadı. Sonuçta artık 20 yaşında değilim ve ayakları fazlasıyla yere basan bir kadın olarak daha seçiciyim. Kendimi tanıdıkça yanımda olması gereken adamın nasıl biri olması gerektiğini daha iyi anlıyorum.

- Beklentiler mi fazlalaşıyor?

Beklenti içinde olan bir kadın değilimdir. Kendimi fark ettiğim için artık yanımda olması gereken adamın da farkındayım. Dolayısıyla öyle kolay aşık olmuyorum artık.

- Yanında olmasını istediğiniz insan nasıl olmalı?

Tip değil tabii ki. O çok gelip geçici... Maddiyat ve dış görünüş en son takıldığım şeyler. Kimsenin maddiyatına ihtiyacım yok. Benim için en önemli şey konuşabilmem. Bir de benim gibi her ortamın adamı olmalı. Arkadaş gruplarım çok farklı yerlerden insanlardır ve hepsine uyum sağlarım. Kitap okumalı, ben boş adam sevmem. Onunla okuduğum bir kitabı konuşabilmeliyim.

- Birlikte olacağınız kişinin kendi camianızdan olması dezavantaj mı?

Hiç öyle düşüncelerim yok. Zaten şu anda öyle bir duyguya da kanalize değilim.


Ayrılık her iki tarafı da kırar


- Şimdiye kadar hep aşk acısı çeken kadın olarak gündeme geldiniz. Bu durumdan rahatsız mısınız?

Öyle değilim ama öyle gösterildim. Evlenmeyi isteyen ama evlenemeyen biriymişim gibi lanse edildim. Ceyda duygu insanı... Aşık oluyor ama bu evlilikle sonuçlanacak diye bir şey yok. Her aşk biter, bu sadece sen acı çekiyorsun anlamına gelmez. Karşı taraf da o anda aşk acısı çekiyor. Her biten ilişki iki taraf için yaşanan acıdır. Ama niyeyse beni odaklamak istediler.

- Biten ilişkiyi kafanızdan çabuk çıkarıp atabiliyor musunuz?

Bir ilişkiyi eğer ben bitirdiysem, bittiği içindir. Düşünmem, son noktasına getiririm her şeyi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!