Gereğinden fazla alınan vitaminler zararlı

Güncelleme Tarihi:

Gereğinden fazla alınan vitaminler zararlı
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 03, 2003 00:00

Konu saÄŸlıklı beslenme olduÄŸunda sık sık tekrarladığımız vitamin sözcüğü Latince ‘Vita’ (yaÅŸam) ve ‘Amin’ (azot içerikli bileÅŸim) kelimelerinden ilk baÅŸta B1 vitamini için türetilmiÅŸtir. 92 yıl önce vitamin sözcüğünü ilk kez ortaya atan Polonya asıllı Amerikalı biyokimyacı Casimir Funk, pirinç kepeÄŸinden beriberi hastalığına karşı hazırlamış olduÄŸu etkili bir özütteki iyileÅŸtirici niteliÄŸin azotlu bir madde olduÄŸunu kabul edip bu maddeyi vitamin olarak tanımlamıştı. Daha sonraları, tüm vitaminlerin azot içerikli olduÄŸu düşüncesine dayanan hatalı kanıdan yola çıkılarak metabolizma için gerekli olan ama organizma da üretilmeyen bu besleyici maddelerin tümü vitamin olarak adlandırıldı. SaÄŸlıklı bir yaÅŸam için bedenimizin 13 vitamin türüne ihtiyacı vardır. YetiÅŸkin bir insanın günlük doz ihtiyacı tüm vitaminler için ortalama olarak 10 mg kadardır. Yalnızca C vitamini aÅŸağı yukarı 70 mg olarak alınmalıdır. Hatta sigara içen kiÅŸilerde C vitamini ihtiyacı 100 mg kadardır. C vitamini veya askorbik asit geliÅŸkin bitki ve hayvanlarda D glikozundan üretilmekte. Ancak insan, insansı maymunlar, bazı kemirgen ve bazı kuÅŸ türleri L- gulonolakton-oksidaz enziminden yoksun oldukları için askorbik asit üretemezler. Askorbik asit memeli hayvanlarda karaciÄŸerde, kuÅŸ ve sürüngenlerde ise böbreklerde üretilir. Bitkilerde C vitaminiBitkilerde ise alternatif askorbik asit sentezleri söz konusudur. Hayvanların böbreküstü bezlerinde 40 mg/ 100g, karaciÄŸerlerinde 5-15 mg/ 100 g ve sütlerinde 2-7 mg/ 100 g askorbik asit bulunur. Bitki dünyasındaki en önemli askorbik asit kaynaklarıysa tüm yeÅŸil sebze ve meyvelerdir. ÖrneÄŸin domates, taze biber ve portakal, limon vb gibi. Askorbik asidin oksitlenmeye duyarlı olması nedeniyle piÅŸirme ve saÄŸlıksız saklama koÅŸullarına baÄŸlı olarak sebzelerde C vitamini kaybı medyana gelir. Bebekler için önerilen günlük C vitamin dozu 30 mg dır. YetiÅŸkinlere 70 mg olarak önerilen günlük doz ihtiyacı hamilelik, stres ve ateÅŸli hastalık durumlarında yükselmekte. C vitamini eksikliÄŸi cilt ve kaslarda kanama, diÅŸeti iltihabı ve kasların zayıflamasına yol açan iskorbüt hastalığını doÄŸurabildiÄŸi gibi ilkbahar yorgunluÄŸu ve bağışıklık hastalıklarını da yol açabiliyor. Vitaminler her ne kadar doÄŸrudan doÄŸruya enerji veren maddeler olmasa da karbonhidrat ve yaÄŸların enerjiye dönüşmesinde önemli bir rol üstlenirler. Ayrıca hücrelerin geliÅŸiminden ve yenilenmesinden de sorumludurlar. Bu süreçlerde her vitaminin belli baÅŸlı bir etkisi bulunur ve vitaminler farklı yapılara sahip oldukları için hiçbiri, diÄŸer vitaminin iÅŸlevini yerine getiremez. Ä°ki ana grupVitaminler yaÄŸda eriyen ve suda eriyen olmak üzere 2 ana gruba ayrılır. YaÄŸda çözünenler ADE ve K, suda çözünenlerse B, C ve P vitaminleridir. Vitaminlerin etki mekanizmalarına göre yapılan bu ayırım, koenzim iÅŸlevli bulunan ve koenzim iÅŸlevi bulunmayan vitaminler ve vitamin benzeri etki maddeleri gibi bir sınıflandırmaya yol açmıştır. Suda eriyen vitaminler ve K vitamini koenzim iÅŸlevi nedeniyle temel metabolizma süreçlerini harekete geçirdikleri için her canlı hücre için kaçınılmazdır. K vitamininin biyolojik sentezi baÅŸlıca bitki ve bakterilerde gerçekleÅŸmekte. Özellikle de yeÅŸil yapraklı bitkilerde K1 ve K2 vitaminleri bulunurken, bakteriler sadece K2 vitaminini üretirler. K vitaminin günlük doz ihtiyacı sadece 0,5 -2,5 mg’dır. Bağırsak florasında bol miktarda üretildiÄŸi için besinlerle alınması pek fazla önem taşımaz. K vitamini ihtiyacı daha çok antibiyotik tedavisi sırasında bağırsak bakterilerinin üretimi engellendiÄŸinde ortaya çıkmakta. K vitamini eksikliÄŸi safranın düzensiz salgısıyla meydana gelir. Çünkü safra asitleri K vitaminin soÄŸurulmasını önler. Vitamin eksikliÄŸiSuda çözünen vitaminler çok hücreli organizmalar olduÄŸu kadar bitki ve mikroorganizmalar için de gereklidir. YaÄŸda eriyen A,E ve D ve suda eriyen C vitamini eksikliÄŸi, daha çok belli baÅŸlı organ fonksiyonlarındaki bozukluklarla hissedilmekte. Bu vitaminler belli baÅŸlı hücre ve organ sistemlerine kenetli uzmanlaÅŸmış etki maddeleridir. B vitamini gibi bir dizi vitaminin eksikliÄŸi aynı zamanda özümlenme süreci için gerekli olan fermentlerin de azalmasına sebep olmakta. Vitamin eksikliÄŸi ayrıca örneÄŸin yetersiz protein alımına baÄŸlı olarak uzmanlaÅŸmış bir taşıyıcı protein olan apofermentin yeterli olarak üretilmemesiyle de ortaya çıkabilir. Besinlerdeki vitamin eksikliÄŸi ya da günlük dozun uzun bir süre eksik olarak alınması sonucunda da gizli (latant) vitamin eksikliÄŸi meydana gelebilir ki bu da ancak spesifik olmayan semptomlarla (hipovitaminoz) fark edilebilmekte. Ãœstelik bu hastalık ağır durumlarda ölüme sebep veren karakteristik vitamin eksikliÄŸini (avitaminoz) doÄŸurabiliyor. Günde ne kadarSahip oldukları etki mekanizmalarına göre her vitaminin günde alınması gereken dozu farklıdır. A vitamini gereksinimi kadınlarda 4000, erkeklerde ise 5000 ünitedir. 50 000 ünitenin üzerinde alındığında bulantı, kusma, baÅŸ aÄŸrısı, iÅŸtahsızlık, görme bozukluÄŸu ve eklem aÄŸrılarını, hamilelik sırasında bir defada alınan 20 000 ünite A vitamini ise bebekte sakatlıklara yol açabilmekte. Normal koÅŸullarda günde 10 000 üniteye kadar güvenli kabul edilmekte. A vitaminin yapıtaşı beta karotendir ve kanser, damar, sertliÄŸi ve katarakt gibi hastalıkları önlediÄŸi yolunda önemli bulgular elde edilmiÅŸtir. Yüksek dozda alınmasının zehirleyici etkisi olmamakla birlikte günde 50 mg veya 83 000 üniteden den fazla alınması önerilmemekte. B1 vitamini gereksinimi yaÅŸ, metabolizma durumu, bağırsak florasındaki bakteri üretimi, besinlerde vitamini indirgeyen enzimlerin varlığına göre deÄŸiÅŸmekte. Deri ve göz içinYetiÅŸkin bir insanın günlük B1 vitamini ihtiyacı 1-2 mg kadardır ve bira mayası, tambuÄŸday ürünleri, taze sebze, karaciÄŸer, böbrek, yumurta vb bitkisel ve hayvansal besinlerle karşılanmakta. Yazımızın başında da deÄŸindiÄŸimiz gibi B1 vitamininin eksikliÄŸi kaslarının zayıflamasına ve körelmesine sebep veren beriberi hastalığına yol açmakta. B2 vitamini, besinleri enerjiye dönüştürdüğü gibi alyuvarların oluÅŸmasını da saÄŸlamakta. Ayrıca derinin ve gözlerin saÄŸlığını da korur. Kadınlarda 1,6 mg, erkeklerde ise 2 mg olan günlük B6 vitamini ihtiyacı, tavuk, balık, ıspanak, patates, muz, kepekli ekmek ve kuruyemiÅŸ gibi besinlerle karşılanabilmekte. Yüksek dozda alınması yaÅŸlılarda bağışıklık sistemini güçlendirdiÄŸi gibi bazı sinir sorunlarını da iyileÅŸtirse de 6 ay süreyle günde 100 mg’dan fazlası sinirleri tahrip edebilir. Günde 2 mg üstündeki dozlarda sinir sistemi bozuklukları daha kısa sürede ortaya çıkabiliyor. B12 vitamininin kadınlarda ve erkeklerdeki günlük gereksinimi 2 mikrogramdır. Vejateryenlere gelinceEn önemli besin kaynakları et, tavuk, balık ve süt gibi hayvansal ürünler olduÄŸu için hayvansal ürünlerin hiçbirini yemeyen vejetaryenlerin mutlaka baÅŸka kaynaklardan B12 vitamini almaları gerekir. Günde 100 mg’a kadar alınan B12 vitamini güvenli olarak kabul edilse de yüksek dozların zararlı etkileri bilinmemektedir. DiÄŸer ilaçlarla birlikte kullanıldığında Parkinson hastalığında olumlu etkiler gösterdiÄŸi, kalp krizlerinde hasarların azaltılmasında yararlı olduÄŸu ve yaÅŸlılarda bağışıklığı arttırdığı bilinen E vitamininin günde 1000 mg kadar alınması güvenli kabul edilmekte. Fakat kadınların günde 12, erkeklerin ise 15 mg almaları yeterlidir. Oksitlenme reaksiyonlarını engelleyip hücrelerin yaÅŸlanmasını önlediÄŸi için ayrıca etkili bir ‘Anti-aging’ ilacı olarak da önerilmekte. YaÄŸda eriyen vitaminlerden olan D vitamini daha çok iki ÅŸekilde bulunur. Bunlardan aktif ergosterol, kalsiferol ve D2 vitamini gibi adlarla da bilinen ergokalsiferol, ışınlanmış mayalarda bulunmakta. Aktif 7- dehidrokolesterol ve D3 vitamini olarak isimlendirilen kolasalsiferol ise insan derisinde güneÅŸ ışığıyla temas sonucu meydana gelir ve bunun dışında balık yağı ve yumurta sarısı gibi besin kaynaklarıyla alınmakta.. Günlük doz ihtiyacı 0,008 mg’dır. D vitaminine en çok ihtiyacı olanlar güneÅŸ ışığı bakımından yetersiz bölgelerde yaÅŸayan ve yetersiz gıda aldıkları halde fazla kalori yakan kiÅŸilerdir. Ayrıca 55 yaÅŸ üzeri ve özellikle de menopoz geçirmiÅŸ kadınların ve kronik hastalığı olanlar daha fazla D vitaminine ihtiyaç duyarlar. Neler tüketmeliBugüne deÄŸin D vitamini eksikliÄŸinin iskelet geliÅŸimini engelleyerek raÅŸitizm hastalığına neden olduÄŸu biliniyordu. Fakat Bonn Ãœniversitesi’nde yeni sonuçlanan bir araÅŸtırma, D vitamini eksikliÄŸinin kronik kalp yetmezliÄŸine de yol açtığını gösterdi. 54 kalp hastası üzerinde yapılan testler sonucunda kronik kalp yetmezliÄŸi çeken hastaların kanlarında % 50 oranında daha az D vitamini saptanmış. Kalp yetmezliÄŸi, ana toplardamarın iyice zayıflayarak (organ ve kaslara) yeterince kan pompalayamamasından kaynaklanmakta. Tavuklarda yapılan deneylerde yemlere ilave edilen D vitamini sayesinde, hastalığın tedavi edildiÄŸini ve farenin kalp kaslarında D vitaminini emen noktalar bulunduÄŸunu saptayan bilim adamları, bu sonuçlara dayanarak D vitamini eksikliÄŸinin insanda da kalp yetmezliÄŸine neden olacağı sonucuna vardılar. Bedenimiz, ihtiyacı olan D vitamininin % 77-90’ını güneÅŸ ışığıyla diÄŸer kısmını da besinlerle alır. Ancak araÅŸtırmacılar yine de yoÄŸun güneÅŸ banyosu yerine, D vitamini açısından zengin olan balık, ciÄŸer, süt, margarin veya yumurta gibi besinlerin tüketilmesini öneriyorlar. Nilgün ÖzbaÅŸaranÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!