Gerçek aşkın çözemeyeceği düğüm yoktur

Güncelleme Tarihi:

Gerçek aşkın çözemeyeceği düğüm yoktur
Oluşturulma Tarihi: Şubat 28, 2012 05:00

Başrollerini Özgü Namal, Ozan Güven ve Muhammet Uzuner’in paylaştığı “Koyu Kırmızı” dizisinin kadrosuna genç oyuncu Zeynep Özder de katıldı.

Haberin Devamı

 “Bir Avuç Deniz” filmiyle dikkat çeken Özder, dizide Ümit karakterinin yurtdışından dönen kuzeni Mercan’ı canlandırıyor. 

Mercan karakterinden biraz bahseder misiniz?     
- Mercan, Ümit’in (Özgü Namal) yurtdışından gelen kuzeni. O da aile şirketinde çalışmaya başlıyor. Çok iyi eğitim almış, hırslı, çalışkan, akıllı ve aynı zamanda her zaman bakımlı bir kadın Mercan. Kendine güveni sonsuz diyebilirim. Çok rahat ve özgür bir kadın. Entrika peşinde koşmayan, içinden geldiği gibi yaşayan biri. Şirkette çalışmaya başladığında Mahir’den (Muhammet Uzuner) etkileniyor, bunu da saklama gereği duymuyor ama asla oyunlar oynamayan, olduğu gibi bir kadın.    
Diziden gelen teklifi kabul etmenizde neler etkili oldu?
- Ben her zaman öncelikle senaryoya dikkat ederim. Senaryoyu okuduğumda çok beğendim ve oynayacağım karakterin bu kadar özgür bir kadın olması beni çok heyecanlandırdı. Tabii bu kadar usta bir oyuncu kadrosu ve TMC gibi başarılı bir yapım şirketi ile çalışma şansı yakaladığım için de çok fazla düşünme gereği duymadım.
Mercan, kuzeninin nişanlısı Mahir’den hoşlanıyor. Nasıl bir ilişkileri var Mahir’le?
- Mahir ile Mercan’ın tatlı atışmaları var bence. Hem birbirlerine birçok alanda meydan okuyorlar hem de ilgi duyuyorlar. Mercan, Mahir’e karşı çok rahat ve tabii ki bu rahatlığı Mahir’de bir merak uyandırıyor. Mahir daha önce hayatında hiç böyle bir kadınla karsılaşmamış. Çünkü bu kadın oyunsuz, direkt bir kadın. Ayrıca birbirlerine pek çok anlamda benziyorlar. İlişkilerinin ne olacağı zamanla belli olacak.
 
DOĞALLIĞIMIZ BENZİYOR     

Sizce aşkın çözemeyeceği düğüm var mıdır?
- Bence gerçek aşkın çözemeyeceği düğüm yoktur.
Mercan’ın kendinize yakın hissettiğiniz özellikleri var mı?
- Mercan ile çok fazla ortak özelliğimiz olduğunu düşünmüyorum. Belki doğallığımız benziyordur. Ben de kafasında oyunlar kuran bir kadın olmadım hiçbir zaman, aklımdan ne geçiyorsa söyledim. Belki zamanla, Mercan’ı daha da keşfettikçe başka ortak yönlerimizi görürüm.
Mercan karakteri dışarıda nasıl tepkiler alıyor?
- Henüz sadece bir bölüm ekranda olduğu için tepkiler nasıl bilemiyorum. Daha çok yeni.
Nasıl bir set ortamında çalışıyorsunuz?
- Bu konuda çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Setimiz çok keyifli, çok profesyonel bir ekiple çalıştığımız için günün nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Eve hiç yorgun dönmüyorum.

“SEN KİMSİN”, ENERJİSİ YÜKSEK BİR FİLM OLDU

Tolga Çevik’le birlikte rol aldığınız “Sen Kimsin” filmi de bu ay vizyona giriyor. Orada canlandırdığınız karakterden bahseder misiniz biraz da?
- Filmde varlıklı bir ailenin kızı Pelin’i canlandırıyorum. Kaçırılıyor ve dedektifler de peşine düşüyor. Pelin çok enerjik, korkusuz bir kız. Dedektifin kendisini bulmasından sonra hiç beklemediği bir maceranın içinde buluyor kendini. “Sen Kimsin”, çok eğlenceli, komik, aksiyon dolu ve enerjisi çok yüksek bir film oldu.
Çekimler ne kadar sürdü?
- Çekimler iki ay kadar sürdü.
“Bir Avuç Deniz”den sonra bu ikinci film deneyiminiz mi?
- Evet.

BENİM İÇİN MÜZİK VAZGEÇİLMEZ BİR TUTKU

Müzik geçmişiniz de varmış...
- Evet... Ailemin ısrarlarıyla 8 yaşındayken piyano dersi almaya başladım. Daha sonra müziğe artan merakım ve tabii ki yeteneğim sayesinde yetenek sınavına girerek Ankara Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ne girmeye hak kazandım. Viyolonsel bölümünde okudum. Daha sonra Bilkent Üniversitesi Müzik Fakültesi Viyolonsel Ana Sanat Dalı’nda lisans ve Gazi Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptım. Okul hayatım boyunca yurtiçi ve yurtdışında birçok festivalde konserlere çıktım ve birçok workshop’a katıldım. Bir dönem de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda sözleşmeli viyolonsel sanatçısı olarak çalıştım.
Müzik sizin için ne ifade ediyor?
- Vazgeçilmez bir tutku benim için. Her zaman hayatımda olacak. Benim için müzik, beni bugünkü ben yapan şey.

Haberin Devamı

AL PACINO’YU İZLEMEK WORKSHOP DEĞERİNDEYDİ

Oyunculukla ilgili workshop’lara katılıyor musunuz?
- Tabii ki. İnsan kendini her zaman geliştirmeli ve yeni şeyler öğrenmeli. Ben zaten oyunculuğun çok başındayım. Kendimi eğitim konusunda eksik hissetmek istemediğim için workshop’lara katılmaya özen gösteriyorum. Geçen sene New York’ta Stella Adler Studio Of Acting’de 2,5 ay yoğunlaştırılmış oyunculuk workshop’ına katıldım. Orada bulunduğum zaman içerisinde de bol bol tiyatro seyrettim. Onlar da birer workshop değerindeydi benim için. Çünkü seyrettiğim isimler arasında Al Pacino, Alan Rickman ve Geoffrey Rush vardı. Geçen aylarda burada senaryo analizi workshop’ına katıldım. Bu işin her inceliğini öğrenmek gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca çok fazla oyunculukla ilgili kitap okumaya çalışıyorum.

Haberin Devamı

MÜZİK EŞLİĞİNDE YEMEK YAPARIM

Boş vakitlerinizde neler yaparsınız?
- Evde vakit geçirmeyi çok seviyorum, genelde piyano ve viyolonsel çalarım. Bir de yemek yapmayı çok sevdiğim için güzel bir müzik eşliğinde yeni tarifler denerim.

                                                                                                                                                                                                                                           
                                                             

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!