Genç eşimi sahte rakı yüzünden kaybettim

Güncelleme Tarihi:

Genç eşimi sahte rakı yüzünden kaybettim
Oluşturulma Tarihi: Nisan 11, 2005 00:00

Merhaba Güzin abla, sorunlardan bunaldığım zamanlar ‘İnsanlar neler yaşıyor’ diye sizin sayfanızı okurum hep. ‘Daha kötüsü de varmış’ diyerek kendimi yatıştırmak, şükretmek için. Birkaç gündür aynı şeyi yine yapıyorum ama bakıyorum ki, şu anda içinde bulunduğum durumdan daha kötüsü yok. 35 yaşında, 12 yaşında bir oğlu olan çalışan genç bir kadınım. Yaklaşık üç hafta önce, 15 yıllık eşimi sahte rakı yüzünden kaybettim. Acımız çok büyük. Eşim daha 37 yaşında, işinde çok başarılı bir insandı. Oğlumuz ve hayatımız adına yapmamız gereken daha çok şey vardı. ‘Kader bu! Ömrü bu kadarmış, içki bahanesi olmuş’ gibi sözleri kabul edemiyorum. ‘İnsan hayatına kast edilerek ve bilerek yapılan şeylerin neresi kader’ diye isyan etmekten kendimi alamıyorum. Bu acıya katlanmak çok zor, herkes ‘Zamanla küllenir’ diyor ama hiç sanmıyorum. Bir şeyler yapmam gerektiğini hissediyor, eşimin bana bu görevi verdiğini düşünüyorum. Yakalananlar ömür boyu hapisle yargılanacaklarmış. İnanmıyorum! Bu alçaklar da birkaç yıl yatıp çıkacaklardır. Yetkililerin bu konuda hiç mi suçu yok? Sahte içki satışı yapabilen bu restaurant ya da şimdi moda olan ‘Tutku evi’ denilen yerlere bu ruhsatları kim, nasıl veriyor? ‘İçmeseymiş, içmiş gebermiş’ zihniyeti mi, mantığı mı var? Nasıl inanacaksınız kadere, bunları düşününce? Sahte rakıdan ölenler yaklaşık 35 civarındaymış. Her ailenin ortalama iki çocuğu olsa, en az 70 çocuk şu anda yetim durumda. Hadi ben çocuğumu iyi yetiştirebilirim, diye düşünüyorum da, ya buna imkanı olmayanlar ne yapsın? Aslında bu ailelere ulaşıp onlarla birlikte belki sesimizi duyurabiliriz, birlik olursak sanırım bir şeyler yapabiliriz. Ancak onlara nasıl ulaşacağımı bilmiyorum. Bu konuda mağdur olanlar, tedbirsizlik ve kontrolsüzlükten dolayı yetkililere de dava açma hakkına sahipmiş. Bu acıya dayanmam için neler yapmalıyım, oğluma nasıl davranmalıyım, söyler misiniz? Mail adresimi yayınlamanızda sakınca yok. Belki benimle aynı kaderi paylaşanlardan birileri ulaşır da hiçbir şey yapamasak bile en azından birbirimizi anlarız. Cavidanpala@tekkar.comÇok sevgili Cavidan hanım, çok üzüldüm, başınız sağ olsun. Allah sabır versin, demek isterim ama, bu acınızı dindirir mi?Suçlular ömür boyu bile yatsalar, eşinizi geri getirebilirler mi? Bir okurum yazmıştı, hiç aklımdan çıkmıyor: Oğlunu sokakta, cep telefonu için, bir bıçak darbesiyle öldürmüşler. Ana damarlarından biri kesilmiş ve 15 dakika içinde, çocuk yok olmuş. Zaten hangi ambulans, hangi hastane insana 15 dakikada müdahale edebiliyor ki? Kadıncağız ne diyordu, biliyor musunuz: ‘Bu adamlar hapishanede. Önlerine yemek getiriliyor, sıcacık yataklarında yan gelip yatıyorlar, benim oğlum ise kara topraklarda yatıyor.’Hiç unutmuyorum bu sözü. Sizin de bu insanlara kin duymanızdan, şu anda her şeye isyan etmenizden daha doğal ne olabilir? Babasız büyümenin ne demek olduğunu iyi bilirim! Nerede kalmış bir erkek çocuk... Yine de sizin gibi akıllı, fikirli, bilinçli ve çalışan bir annesi olması oğlunuz için büyük bir şans diyebilirim. Doğru, diğerleri aynı şansa sahip olmayabilirler. Diğer mağdur ailelerle buluşmak istediğinize göre, belki sizi ararlar. Tüm batı ülkelerinde gerektiğinde hakkını devletten de arayabiliyor insanlar, neden olmasın? Allah size yardımcı olsun. Kederinizi unutturmasın, ama kendinizi de kapıp koyvermeyin. Bilinçli ve güçlü bir kadın olduğunuz zaten anlaşılıyor. Ne zaman sıkılırsanız, sırf içinizi dökmek için bile olsa yazın bana. Ben burada sizler için varım. Büyük acınız zamanla hafifleyecek elbette ama asla sönmeyecek. Yine de size küçük oğlunuzla sevgiyle bütünleşmenizi öneririm. Bir süre onun için yaşayacaksınız, hem anne, hem baba olacaksınız. Şu anda çok zor da görünse bu badireyi atlatacaksınız... Daha sonra kendiniz için de yaşamayı öğreneceksiniz, ister istemez. Ve yaşamalısınız da... Çocuklarımı bana karşı dolduruyor Kimseyle paylaşamadığım duygularımı sizinle paylaşmak istedim. 43 yaşında 25 senelik evli ve dört çocuk babası bir beyim. 19 yaşındayken evlenip, Avrupa’da yaşayan eşimin yanına geldim. Evliliğimizin ilk yıllarında eşim, aramızda en ufak bir tartışma olsa, ‘Seni buraya ben getirdim, sayemde adam oldun, cebin para gördü’ gibi sözlerle beni kırıyordu. Hep katlandım, çok çalıştım, iyi kazandım. Ama artık dayanamayacağım. Eşim çocukları bana karşı dolduruyor. Onların tarafını tutuyor, onları destekliyor. Eve geç geliyorlar, hesap sorsam tartışma çıkıyor. Birlik olup beni dışlıyorlar. 21 yaşındaki oğlum bu olayları bana karşı koz olarak kullanıyor. ‘Ben bu evden gideceğim’ diyor. Annesi ağlıyor bayılıyor. Çocuklarım bana hakaret ediyor, bir şey yapamıyorum. Kıymetimi bilmediler, ben de artık, ayrılmayı düşünüyorum. Zaten küçük oğlum hariç hiçbirini sevmiyorum.RUMUZ: ZALİM YARSevgili okurum, yıllardır eşinizden duyduğunuz aşağılayıcı sözler ve tavırlar nedeniyle ona karşı öfkeniz, sizi çocuklarınıza karşı tepki duymaya yöneltmiş. Sanki eşinizle onları bütünleştirmiş ve onları bir tür hasım gibi görmüşsünüz. Bu çok yanlış. Onlar sonuçta çocuklarınız, etinizden kanınızdan evlatlarınız. Onlara karşı hoşgörüsüz olduğunuzu hissettim. Eşinizi sevmeyebilirsiniz. Hatta boşanabilirsiniz, bu en büyük hakkınız ama çocuklarınızı onunla bütünleştirip, böylesine yabancılaşmanıza üzüldüm. Sonuçta onlar da bu mutsuz ortamdan etkileniyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!