Geçinemiyoruz ek iş yapıyoruz

Güncelleme Tarihi:

Geçinemiyoruz ek iş yapıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 2007 00:00

Burçin Çilingir, ağır konuştu: “Ferhat Göçer’in de ses aralığı tenor, ama yaptığı işe tenor denilemez!”

Devlet Opera ve Balesi tarafından 2006 yılında sahnelenen "Otello"daki performansıyla büyük alkış alan, evini ödüllerle dolduran soprano Burçin Çilingir, ağır konuştu: “Ferhat Göçer’in de ses aralığı tenor, ama yaptığı işe tenor denilemez!” 

Haberin Devamı

Geçinemiyoruz ek iş yapıyoruz
Opera ve bale konusunda sezona hayli kötü başlandı. Yeni eserler sahneye konmayacak. Tüm bunlar ödenek yetersizliğinden mi, yoksa müdür değişikliklerinden mi kaynaklanıyor?

- Çok kötü bir sene, çok kötü bir sezon... Devlet Opera ve Balesi çok fazla müdür değişikliği yaşadı. Yeni genel müdür ile birlikte yenilikler var, ama bize faturası ağır oldu. Bütçe problemimiz var. Giden müdürden kalan ağır bir borç yükü olduğu söyleniyor. Bu sezonki tüm yeni eserler iptal edildi. Devlet kuruluşunda devlet memurlarıyız ve güya sanatımız devlet güvencesi altında, ama hiçbir desteğimiz yok. Sponsor bulmak da başlı başına bir dert. Devletin bize ayırdığı bütçe çok komik. Ben ve benim gibi kariyerinin zirvesinde olan kişiler, boş oturuyor. Bu çok acı bir durum.

Haberin Devamı

Peki operadaki diğer sanatçıların durumu nasıl?

- Senede bir temsilde yer almasına rağmen her ay bankaya gidip düzenli şekilde maaşını alanlar var. Beş yıldır bu kurumdayım, çalışmalara gittiğimde ilk kez gördüğüm insanlar oluyor. İşimi seviyorum ve iyi yapıyorum, ama sadece kendimi tatmin ediyorum. İtalya’da çok önemli bir yarışma kazandım ama bunun bu ülkede hiçbir önemi yok. Milli takımın maçları nasıl coşkuyla izleniyorsa, yurtdışındaki yarışmalara da aynı ilgiyi bekliyoruz.

Bu yarışmaya katılmanız için size haber mi geldi, yoksa siz mi araştırıp buldunuz ve katıldınız?

- Tabii ki biz araştırıyoruz. İtalyan Kültür Merkezi’nin müdürü Attilio De Gasperis bana destek oldu ve İtalya’ya gönderdi. Oradaki ajanslarla görüşmek için gitmiştim ama beni dinleyen ajans, yarışmaya katılmamı önerdi. Toscana’daki bu yarışmanın adı da Concorso Spiros Argiris’di. Operacılar için çok önemli bir isim olan Raina Kabaivanska jüri başkanıydı. Çok gidesim olmasa da ajans sahibi "Kazanabilirsiniz, ama 10 bin euro’ya ihtiyacınız yoksa siz bilirsiniz" dedi. Beklentim olmadan katıldım. Kardeşim ayakkabılarımı, giysilerimi İtalya’ya kargoyla gönderdi. Dünyanın her yerinden 86 yarışmacı vardı, finale ise yedi kişi kaldı. Sonunda birinci ben seçildim.

Haberin Devamı

Operanın beşiği İtalya’da da okuduğunuzu biliyoruz. Bursla mı gittiniz, kendi imkanlarınızla mı okudunuz?

- Konservatuvarı bitirdikten sonra iki yıl İtalya’da Scuola Musicale di Milano’da okudum. Bu işte bir şeyler başarabilmek o kadar zor ki! Ben geçtim hükümet bursunu, özel kurumlardan bile burs alamıyorsunuz. Kendi imkanlarımla gidip okudum.

/images/100/0x0/55eacef7f018fbb8f898060c
Peki hazır yurtdışında okumuşken, neden orada kalmayı düşünmediniz?

- Her horoz kendi çöplüğünde öter. Yurtdışında yaşayamadım, çünkü kendi insanlarımı, kendi dilimde konuşmayı özledim.

Siz daha iyi bilirsiniz, ne olacak AKM’ye?

- Biz de içerisinde bulunmamıza rağmen, tadilat mı görecek yoksa yıkılıp bir kompleks mi yapılacak bilmiyoruz. Yıkılsın istemiyoruz, çünkü eğer bir kompleks yapılırsa bunun içerisinde alışveriş merkezi, otopark, toplantı salonları, sinema ve salon olacak. Bize de "Buyurun burası sizin, temsillerinizi burada yapacaksınız" diyecekler. Mart-nisan gibi kapatılacağını duyuyoruz.

Haberin Devamı

Othello’nun ilk sahnelendiği akşam size Hakan Aysev’den bir evlenme teklifi gelmiş. Neden tamamına eremediniz?

- Güzel bir anıydı tabii ki. Çok keyifli devam etmedi. İlişki biteli bir yıl oldu. Çok güzel bir anıydı ama her şey yolunda gitmedi...

Popüler işler yapan tenorları nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Tenor bir sıfattır. Daha çok opera sahnesinde olmuş ve oyunlarda yer almış insanlara verilen isimdir. Tenor olarak lanse edilen iki isim var şu anda. Biri Ferhat Göçer diğeri de Hakan Aysev. Ferhat Göçer konservatuvardan sınıf arkadaşımdır, tanırım. Ama ona şu aşamada tenor demek doğru değil. Ses aralığı olarak İbrahim Tatlıses de, Özcan Deniz de, Mahsun Kırmızıgül de, Alişan da tenor. Ferhat’ın bu işe başladığı tarihlerde Turkuaz adında bir grubu vardı. O dönemde napolitenler ve aryalar söylediği için belki böyle bir yakıştırma yapılıyor. Ama şu anda o işe devam etmediği, opera sahnesinde olmadığı için ona tenor demek doğru değil. Hakan Aysev ise farklı bir konumda, çünkü hálá İstanbul Opera ve Balesi’nde solist olarak Othello ve Carmen söylüyor.

Haberin Devamı

Onları dinlerken "Keşke kendi işlerini yapabilselerdi" diyor musunuz?

- Maalesef diyorum. Ama parasal anlamda başka seçenek yok. Ülkedeki yaşam biçiminin, başka bir seçenek bırakmaması durumu bu...

Sanatçılar mecburiyetten popüler işler yapıyor

Devletin ücret eşitsizliği var; özellikle de bu meslekte. O yüzden başka işlerle ya da popüler işlerle uğraşan sanatçılarına kızmaya hakkı yok. Geçinemiyoruz! Hiçbir operacı kendi sanatını yapmak varken başka bir işle uğraşmak istemez. Sanatçıların belirli yaşam standartları vardır. Nasıl bir doktor kendini geliştirmek ve son gelişmeleri takip etmek için yurtdışındaki seminerlere katılmak zorundaysa, sanatçıların da temsil edecekleri oyunları izlemeye ihtiyacı var. Ama bizim bu lüksümüz yok. Hızla daha kötüye gidiyor her şey. Ya iyileştirme yapılmak zorunda ya da kapatılmaya doğru gidiyoruz. İbrahim Tatlıses, Gülben Ergen, Hülya Avşar ve diğerleri, bir konser verip gecede 60-70 bin lira alıyor. Bu kadar kolay yani.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!