GECE ONUNLA UYURKEN HUZUR HİSSEDİYORUM

Güncelleme Tarihi:

GECE ONUNLA UYURKEN HUZUR HİSSEDİYORUM
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2013 09:35

Evet; çok mutlu... Hatta yerden bir karış yukarıda yürüyor, anlayacağınız uçuyor. Sevdiği erkekle evlenmiş, yüreği pır pır... Marie Claire dergisi, ekim sayısı için Bade İşçil Sualp’le buluştu;: bol bol aşk, biraz oyunculuk, biraz hayatı konuştu...

Haberin Devamı

* Nasıl bir şey evlilik?

- Nasıl tarif edilir ki... Aidiyete dair bir duygu. İki bedeni bir bedende taşıma hissi, iki bedeni bir ruha sığdırma hali.

* Birçoklarının aksine iki ay gibi kısa bir süre beraber olup, ardından hemen evlendiniz.

- İnsanların yıllar süren ilişkileri oluyor, evlenmek için bir şeyleri hesaplıyorlar. Kimisinin okulu var, kimisinin maddi durumu yerinde değil, yani herkesin bir sebebi var. Bizim belki de şansımız bu konularda sıkıntı olmayacak bir evlilik yaşamamız. Bizimki “kaldığımız yerden birlikte devam etmek” gibi bir şey oldu. “Biz buradayız. Aşığız, evlenelim. Evlenelim mi? E hadi evlenelim” diyerek evlendik.

* Bir an bile düşünmedin mi yani?

- O an düşünmedim. Şimdi düşününce “Allah’tan yanlış biri olmamış” diyorum.

* “Playboy” diyorlardı eşin için.

- Demişler ya...

* Korkmadın mı playboy olarak anılan biriyle evlenmekten?

- Play tuşu bende (gülüyor)...

* Evliliğinden çok bahsettiğin için yapılan eleştirilere ne diyorsun?

- Çok “Ay kocacım, kocacım” halinde biri gibi lanse ediliyorum ama biz şu an flörtü ve evliliği aynı anda yaşıyoruz. Evliliğin başında bir cicim ayı vardır ya, biz daha flörtün de başındayız. Buldumcuk değiliz, hakikaten birbirimizi yeni yeni tanıyoruz. Baştan verdiğimiz karar evlilik oldu. Şu an için çok şükür diyorum, doğru insanmış. Boşuna ayrı zaman geçirip vakit kaybetmedik ve bir an önce evlendik.

* İnsanlar değişir mi?

- Tabii ki değişir. Her gün, her saniye insanı tecrübe ediyor. Ben bugün dünden farklı biriyim. Ama değişmek derken şunu yapmam; atıyorum “O korku filmi sevmiyorsa ben de sevmem” deyip korku filmi izlemekten vazgeçmem. “Nesini sevmiyorsun, bak izle bir kere” diye paylaşımcı olurum.

* O zaman sen ilişki anlamında ne değişme ne de değiştirmeye çalışma taraftarısın.

- Ben özgür olmak taraftarıyım. Kişi kendi gibi olduğu zaman doğru oluyor. Diğeri özgürlük kısıtlamak, o kişiyi başka şekle sokmak ve karakterinden uzaklaştırmak oluyor.

BEN ONU PLAYBOY OLARAK GÖRMÜYORUM

* Kendini tarafsız değerlendirirsen, neden o play tuşu sende?


- Yaa, o şakası tabii...

* Şaka tabii ama bazen öyle bir şey olur ki bir kadın kimsenin yapamadığını yapar.

- Yok, ben o kadar özgüvenli konuşamam. Sonuçta eşim bir oyuncak ya da kukla değil. Play tuşu da yok, o işin şakası... Aslında “playboy” demeleri çok da rahatsız etmiyor beni. Başta önyargılıydım, neredeyse ilişkiden uzaklaşacaktım. O korkuyla devam etseydim, bugün bu evliliği de yaşayamayabilirdim. Şans verdim, bir karşı karşıya gelelim, “Hop! N’oluyor kardeşim, senin aradığın kadın ben değilim” deme özgüveniyle gittim karşısına. Ama gördüğüm insan bambaşka bir yapıya sahipti. Herkes bir şeyler yaşadı, onun yaşamış olması bence daha iyi. O kadar playboy idi madem, sonunda geldiyse iyidir. Demek ki ben de fena değilim.

* Aksini düşünürsen hayat zor olur zaten.


- “Çok tecrübeli, her türlü kadınla birlikte olmuştur, ay sıkılıyor mu benden” diye düşünceye girersen ohoo! Ben onu playboy olarak görmüyorum. Onun da benim gibi bir yaşantısı var. İnsanlar önyargılı olabiliyor. Playboyluk doğruyu bulamadığı için üst üste ayrılıklar yaşamış insanlara denecek bir şey değil.

* “Aşkı aramayı bıraktığında gelir” derler biliyor musun?

- O benim başıma gelen işte. Ben tamamen kariyerime odaklanmıştım. Malkoç’un hayatıma girdiği dönemde arka arkaya ödüller alıyordum. Özgüven gelmiş, “daha neler yapabilirim” filan diyordum. Onun için de playboy diye yazılıp çiziliyordu ya, “Ben ona prim mi vereceğim, hadi oradan” dedim ama bana karşı o kadar kibardı ki...

* Az önce stüdyoya geldiğinde de çok ilgiliydi sana karşı.

- Gerçekten bana karşı çok kibar. Gelince şaşırdım, “Bir şeye canın mı sıkkın?” falan diye sordum çünkü sadece iki saniyeliğine uğrayıp gitti. İşte onun için “Oyunculuğu bıraktırdı, şöyle maço, böyle bilmem ne” diye yazılıyor ama bunlar uydurma.

* İlk görüşte aşka inanır mısın ya da bunu mu yaşadın?

- Malkoç bence yakışıklı bir erkek ve normal koşullarda ilk bakışta âşık olurdum belki, ama işte bilinen bir simaydı, playboydu. “Kariyerim mi ona çekici geliyor? Reklam yapmak mı istiyor?” şeklinde soru işaretlerim olmuştu başta. Biraz kaçtım, sonra “Mantıklı ol, kime kandın ki bu yaşa kadar?” dedim kendime.

* O ne düşünmüş peki?

- Aslında o beni ilk gördüğü gece, baktığı an anlamış. İlk görüşme şansını yakaladığında oturup sohbet ettiğimizde zaten “Sen osun” dedi. Sonra zaten her gün görüşmeye başladık.

Haberin Devamı

GECE ONUNLA UYURKEN HUZUR HİSSEDİYORUM

Haberin Devamı

* Güzelliğin dezavantajlarını yaşadığın oldu mu?

- Oldu tabii. Sadece güzel olduğunu ve güzel olduğun için de birçok şeye sahip olabileceğini düşünenler var. Bu yüzden insanı daha çok sınava tutuyorlar.

* Gece tam uykuya dalmadan önce nasıl hissediyorsun kendini? Ne diyorsun kendi kendine?


- Ay ben evliyim! (Kahkaha atıyor) Öyle bir şey... Yanındaki insanla devam edeceğini biliyorsun, büyük konuşmak istemiyorum ama bence öyle devam edecek. Ben gece onunla uyurken huzur hissediyorum.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!