Ebru Güzel de kitap yazacak

Güncelleme Tarihi:

Ebru Güzel de kitap yazacak
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2010 16:54

Türkiye'nin ilk ve tek doktora yapan mankeni Ebru Güzel, kendisi hakkında bilinmeyenleri Kelebek'te anlattı. İşte o röportaj:

Haberin Devamı

Ebru Güzel / Foto Galeri

Sosyal antropoloji dalında doktora yaptınız. Neden bu dalı tercih ettiniz?

- Geçtiğimiz hafta girdiğim yeterlilik sınavının sonunda da buna benzer bir soru yöneltildi, verdiğim cevap hocalarımı çok etkiledi. Dilerseniz onu sizinle paylaşayım. Antropoloji, insana ait tüm konuları sosyoloji, biyoloji, tarih, psikoloji bilimlerini yadsımadan, multidisipliner anlayışla değerlendiren bir bilim dalı. Sosyal antropoloji ise kültürlerin karşılaştırılmalı olarak incelendiği, basit tanımıyla bir çeşit davranış ve anlam bilimi olarak özetleniyor. Doktora yaptığım üç yıl boyunca bize yabancı gelen kültürleri anlamaya çalıştığımda, aslında kendimi ve kim olduğumu sorguladığımın farkına vardım. Ben kişisel gelişim için eğitim dışında başka bir yol düşünemiyorum. Dolayısıyla antropoloji, insanı konu alması sebebiyle çok isabetli bir seçim oldu.

Haberin Devamı

KİTAP YAZACAĞIM

Yeterlilik sınavı zor muydu?

- Evet! Üç aşamadan oluşan yeterlilik sınavının bu kadar zor ve her konuyu kapsadığını bilmiyordum. Ilk gün yapılan 100 soruluk Ingilizce test için iki saat süremiz ve kriminal ya da psikolojik alanlara ait sorular vardı. Ikinci bölüm yazılı sınavdı, ancak en streslisi mülakat bölümüydü. Mülakat öncesi odanın önünde sıramın gelmesi için 2,5 saat bekledim. Hani ‘karnımda kelebekler uçuştu’ derler ya, işte o kadar heyecanlıydım! Ilginç olan, yıllar önce güzellik yarışmasında fiziksel özelliklerim ve duruşumun, şimdiyse aklımın ve bilgilerimin jüri önünde sınanıyor olmasıydı. Aynı gün bölüm başkanımız Prof. Akile Gürsoy beni odasına çağırıp küçük bir seremoni eşliğinde sonucu açıkladı ve ben şoka girdim. Yüksek adrenalin yüzünden beynimi rahatlatmak için Beren Saat’in filmine gittiğimi hatırlıyorum. Yanlış bir seçim yapmışım, daha çok gerildim.

Sınavlar geride kaldı, peki şimdi sırada ne var?

- Şimdi “Istanbul’daki kadınların estetik olma kararlarının altında yatan kültürel nedenler” başlıklı bir tez yazacağım. Kadınların iş ve eş bulmak ya da kimliklerini yeniden yapılandırmak amacıyla estetik operasyonu tercih etmesinin arkasında yatan nedenleri araştıracağım. Bir sosyal bilimci olarak önce tez yazacağım, komitenin onayının ardından da doktor unvanı alacağım. Bu sıfatla, kadınları bilgilendiren bir kitap yayınlamayı düşünüyorum. Yanlış anlaşılmasın, bu kitap estetik cerrahiyi dışlayan değil, aksine antropoloji bilimiyle birleşen holistik bir anlayışla yazılacak.

Haberin Devamı

5 FARKLI KİMLİĞİM VAR

Mankenliği bıraktınız mı?

- Bırakmadım ama azalttım. Sevdiğim tasarımcıların defilelerinde seve seve yer alıyorum. Küçük yaşlardan itibaren sürdürdüğüm bu meslek bana çok şey öğretti. 40 ülke ve yaklaşık 60 şehir gördüm. Toplum önünde kimi zaman kıyafet, kimi zamansa uzatılan mikrofonlar aracılığıyla kendimi tanıttım.

Aynı zamanda Yeditepe Üniversitesi’nde öğretim görevlisisiniz. Kaç işi bir arada yürüyorsunuz?

- Sosyal anlamda doktorant, antropolog, misafir öğretim elemanı, manken ve sunucu gibi beş farklı kimliğim var. Bunda da öncelikle aileden aldığım beceri genlerinin, sevgi dolu bir yuvada büyümemin katkısı büyük. Bizim evde kadın-erkek rollerinin zorunluluğu ya da üstünlüğü yoktur. Babam kahvaltıyı hazırlar, annemin maaşı evin masraflarında ortak kullanılır. Gerektiğinde market torbalarını, 10 kiloluk suyu eve ben taşırım. Bu arada üç ayı aşkın süredir ShowTürk’te “Yaşamaya Değer” isimli sağlık-yaşam konseptli programı sunuyorum.

Haberin Devamı

SINAV BAŞARIMI AŞKIMLA KUTLADIK

“2009 yılından aşk bekliyorum” demiştiniz, tutmadı galiba. 2010’dan ümitli misiniz?

- Kim demiş tutmadı diye? Hayat çok enteresan, 2009 yılı sanki benim doktor olmamı bekliyormuş gibi bana zaman tanıdı. Diyebilirim ki niyetler yerini buldu ve Noel Baba hediyemi adresime tam gününde ulaştırdı! Doktorluk sınavlarımın başarısını birlikte kutladık. Geleceği okuyamam, ne olacağını bilemediğim bir konu hakkında şimdilik bu kadar konuşabilirim.

Evlilik, çocuk konularında ne düşünüyorsunuz?

- Arkadaşlarıma “Size mutlu bir haber vereceğim” dediğimde evleniyorum sandılar, oysa doktora benim için daha önemliydi. “Hadi çocuk yap” diyen arkadaşlarıma şakayla “Benim iki tane var zaten; biri master, öteki PHD” diyorum. Bir kadın olarak annelik içgüdüsel bir şey. Hayvanlar da doğuruyor, o iş kolay da doğru anne olmak ve çocuğa iyi eğitim vermek çok önemli. Evlenmek ve çocuk sahibi olmak benim için fanteziden öte bir şey. Gerekirse, giderek sonuna yaklaştığımız bu dünyada terk edilmiş bir bebeği evlat edineceğim.

Haberin Devamı

MANKENLERE BOŞ BEYİNLİ DENİYOR

“Doktora yapma kararı aldığım ilk yıllarda, mankenlere yönelik önyargıların etkisini yadsıyamam. Mankenlere boş beyinli deniyor. Sadece böyle dense neyse, toplumumuzda kadınlara hâlâ ‘eksik etek’ diyenler var! Türkiye, Istanbul’dan oluşmuyor, bu sözlerim bu şekilde değerlendirilsin lütfen. Şahsıma ait dedikodular, kuru laftan ibarettir. Asıl bireysel ilişkide bulunduğum ve önemsediğim insanların benimle ilgili ne düşündüğüne önem veririm. Mesela hocaların hocası Prof. Bozkurt Güvenç’in ‘Seni ciddi buluyorum ve güzelliğinle değil de aklınla bir şeyler yapmaya çalışmanı takdir ediyorum’ demesi benim için en büyük iltifattı.”

Haberin Devamı

AYSUN VE TUĞBA İLE KARDEŞ GİBİ OLDUK

“Siz beni dışarıda fazla göremiyorsunuz ama ben evde yemek yapıp hem hocalarımı hem de arkadaşlarımı ağırladığım minik partiler düzenliyorum. Tuğba (Karaca), Aysun (Kayacı), Şenay (Akay) ve Tolgahan (Sayışman) ile görüşmesek, birbirimizi özlüyoruz. Bir keresinde altı gün sınavlara çalıştığım için evden çıkmadım, Aysun ve Tuğba endişelenip bana yemek yapmaya geldi. Arkadaştan öte, kardeş olduk üçümüz.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!