Dopingli atlara af çıktı bize çıkmadı

Güncelleme Tarihi:

Dopingli atlara af çıktı bize çıkmadı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 25, 2007 00:00

Vücut geliştirmeci Serdar Aktolga (35), 2000’de Türkiye Şampiyonası’nda doping yaptığı için spor müsabakalarından ömür boyu men cezası aldı. Ama bırakmaya niyetli değildi. Araştırdı, soruşturdu, bu alanda çalışan başka bir uluslararası federasyon buldu. Oraya başvurdu. Milli takıma giremese de uluslararası yarışmalara bireysel olarak katıldı. Dünya beşincisi ve altıncısı, Avrupa şampiyonu oldu, geçen hafta da Rusya’nın Yekaterinburg kentinde yapılan 2007 Wabba Dünya Şampiyonası’nda orta boyda şampiyonluğu kaptı.

Doping yaptığını, kendi yerine doping kontrolüne bir arkadaşını soktuğunu açık açık söylüyor. "Ama artık doping yapmıyorum" diye de ekliyor: "Cezamı çektim. Ömür boyu men cezası insan haklarına aykırı. Eski devlet bakanı Mehmet Ali Şahin’e mektup yazdım, cevap alamadım. 2002’de dopingli yarış atlarına af çıktı ama bize çıkmadı."

Size bakınca üç yaşındayken 30 gramlık minik halterler kaldırdığınızı düşünüyorum?

- Keşke öyle olsaydı ama 18 yaşına kadar sporla uzaktan yakından ilgim yoktu. Ağırlıkları görsem inşaat malzemesi sanırdım. Doğma büyüme İstanbul, Modalıyım. Üniversite sınavlarını kazanamadım. Arkadaşlarımla birlikte askere gideceğimiz günü bekliyor, lay lay lom takılıyorduk. Her gece barlarda sürtüyor, içkinin dibine vuruyorduk. Sonra bir gün mahalleye spor salonu açıldı. Neye benziyor diye bakmak için girdim. Bir daha çıkamadım.

Spor salonunun nesinden etkilendiniz bu kadar?

- İçeride antrenman yapan dönemin çok iyi iki vücutçusundan büyülendim. İnsan dediğin bu kadar güzel gözükmeli diye düşündüm. Çok güçlü ve karizmatiklerdi. Ben de çalışmaya başladım. İyi sporcular tarafından eğitildim. Altı ay sonra yarışmaya girdim. Onuncu ayda Türkiye dördüncüsüydüm.

Bu spora başladığınızda kaç kiloydunuz?

- 68 kiloydum. Parmakla gösterilen güzel bir erkektim. Altı ay sonra yolda gören teyzeler, amcalar "Ah oğlum kendine ne yapıyorsun? Yazık oluyor sana!" demeye başladı. Halbuki onlara yazık oluyordu. Biz 12 ay boyunca formda bir vücuda sahibiz. Sporcu olmayan kişiler ise yağlı vücutlarla dolaşıyor.

Şimdi kaç kilosunuz?

- Şu an 100 kiloyum. Bu yarışma kilom. Sezon dışı kilomsa 113,5.

13,5 kiloyu nasıl alıp veriyorsunuz?

- Almak kolay. Dört ayda geri veriyorum. Yağdan ve şekerden uzak bir diyet takip ediyorum. Kırmızı et, balık, tavuk, salata, sebze, meyve ve protein ağırlıklı besleniyorum. Brokoli ve kabak gibi sebzelere ağırlık veriyorum. Karbonhidratı azaltınca vücut az kalori alıyor, zayıflıyorum. Artık otomatiğe bağladım. Beslenme uzmanı gibiyim, herhangi bir kişiye de on kilo aldırıp verdirebiliyorum.

2000 yılında kanınızda dopingli madde bulunduğu için milli sporculuğunuz elinizden alındı. Ne oldu o sırada?

- O şampiyonada doping kontrolü yapıldığını bilmiyorduk. Türkiye’de ilk defa böyle bir kontrol yapılıyordu. Büyüklerimize ne yapalım diye sorduk. Doping kontrolüne kendi yerine başka birini sok, dediler. Ben açık konuşurum. Başka sporcular gibi bana komplo kurdular demem. Sadece tecrübesizdim. Yerime birini soktum, kanında esrar çıktı. Ertesi gün gazeteleri açınca şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Tanıdığım ve içki içtiğini bildiğim bir çocuktu. En fazla rakı çıkar diye düşündüm. O da bir gece önce bir arkadaşının sigarasından iki fırt çekmiş. Ama suç benim üzerime yapıştı. Babam, mahalle bakkalı, tanıdığım herkes "Ne yaptın oğlum" dediler.

Peki dopinge karşı mısınız?

- Olayın perde arkasını hiç kimse bilmek zorunda değil. Şampiyonun nasıl şampiyon olduğu önemli değildir. Bir şirkette de bin bir türlü eksik vardır. Ama dışarıdan bakıp vay be ne büyük imparatorluk deriz.

16 YILDA 32 KİLO ADALE ALDIM 32 KİLO KIRMIZI KAS YANİ

Bu sporla ilgili olmayan kişiler sizin vücudunuzu çok itici buluyor. Fotoğraflarınıza bakıp iğrenç, korkunç, yaratık gibi tepkiler veriyorlar. Bu gibi durumlarda ne hissediyorsunuz?

- Türk insanı fikir sahibi olmadan görüş sahibi olma konusunda uzman. Geçen gün dolmuşa bindim. Şoför bana baktı ve "Abi bunlar sarkar" dedi. Kendisini bir görsen 95 kilo, neredeyse patlayacak. Direksiyonun yanında tereyağlı börekler duruyor. Suratına bakıp kafamı çevirdim. Cevap vermek zorunda değilim. Çünkü o adamla fikir birliğine varmam mümkün değil. Ben onun yanında X Man’im.

Korkarak soruyorum ama ne kadar spor yapmazsanız kaslarınız sarkar?

- Başlangıçta 68 kiloydum. Şimdi 100 kiloyum. Bu 16 yılda 32 kilo net adale aldığım manasına geliyor. Bu olağanüstü bir şey. 32 kilo kırmızı kas. 32 kilo kırmızı eti şu masanın üstünde hayal edebiliyorsunuz?

Midemi bulandırmayı başardınız da sorumu cevaplamadınız?

-
Üç-dört ay düzenli spor yapıp kas tutanlar var. Sonra sapıtıyor. İçkiye abanıyor, gecenin bir yarısı Taksim’de sarmısaklı hamburger yiyor. Sonra gelip sarktım diyor. Ben onlar gibi olmam. Normal kiloma inmem dört yılı alır. Ama öyle bir niyetim yok. 60 yaşında da kaslı bir adam olacağım. Kot pantolon ve tişörtle dolaşacağım.

İNTERNETTE ARAŞTIRDIM BAŞKA BİR FEDERASYON BULDUM

Doping olayı patladığında herkesin gözünde bitmiştim. Ama pes etmedim. Beni kabul edecek birileri mutlaka vardı. Oturdum internetin başına, Fransızca bilen bir arkadaşımı yanıma alıp başladım yazışmaya. Bir yıl sonra Wabba (World Amateur Body Building Association) isimli federasyona kabul edildim. Beni destekleyecek bir sponsor bulmam gerekiyordu. Bu da Hardline Nutrition oldu. Her ay 4 milyar liralık besin desteği verdiler, yemek, yol, konaklama harcamalarımı da karşıladılar. 2001’de dünya altıncısı oldum. 2002’de 5’inci, 2004 Avrupa Şampiyonası’nda 4’üncü, 2006 Avrupa Şampiyonası’nda da şampiyon oldum. Nihayet bir hafta önce dünyanın en iyisi seçildim.

EŞİT PUAN ALANLAR ARASINDAN GÜZEL OLAN SEÇİLİR

Yarışma üç turda düzenleniyor: İlk tur simetri turu. Vücut postürünü ve proporsiyonunu sergiliyoruz. İkinci tur adale turu. Sekiz zorunlu poz var. 16 hakem sporcuların zorunlu pozlarını mukayese ediyor. Rahat, güzel ve estetik görünmeniz gerekiyor. Yüz güzelliği çok önemli. İki sporcu hakemlerden eşit puan aldıysa, yüzü güzel olan kazanır. Final turunda ise kendi seçtiğimiz müzik ve kendi koreografimizle üç dakika dans ediyoruz. Ben genellikle elektronik müzik tercih ediyorum.

SÜREYYA DAHA BİR ERKEKSİ BAKIYOR, ÇÜNKÜ...

Sürekli "Bize komplo kurdular. Yemeğimize doping kattılar, kulağımızdan damlattılar" gibi saçma şeyler söyleyip komik duruma düşüyorlar. Çünkü doping yaptıkları ortada. Yaptıkları dereceye de, Süreyya’nın yüz hatlarına da yansıyor. Daha bir erkeksi bakıyor. Benim gibi itiraf etsinler. Bak tekrar söylüyorum. doping yaptım, bu yüzden yerime dublör soktum. Tüm bunlardan ders aldım. Şu anda doping kontrolüne girsem temiz çıkarım.

Kaslarımız lif lif gözüksün diye son kırk saat hiç su içmiyoruz

Vücut geliştirmede teninizin rengi birinci derecede önemli. Sürekli solaryuma girip rengimizi canlı tutuyoruz. Yarışma sahnesine çıkmadan önce bronzlaştırıcı kremler sürüyoruz.

Mimik ve yüz ifadesi de çok önemli. Çok katı diyet yapmamıza, uykusuz ve aç olmamıza rağmen sevimli görünmeliyiz.

Yarışma günü vücutta deri ile adale arasında hiç yağ kalmaması gerekiyor. Bunun için 14 haftalık bir diyet yapıyoruz. Yağ ve şeker sıfıra iniyor. Karbonhidrat da öyle.

Kaslarımızın lif lif, çizgi çizgi gözükmesi için son kırk saat hiç su içmiyoruz. Tuzu da üç gün önce bırakıyoruz.

Megaloman değilim. Kolsuz tişört giyeyim de caddede yürüyeyim duygularından arınalı çok oldu.

Bana iğrenç diyenleri dokunmaya ve tanımaya davet ediyorum.

Hayatıma giren kadınlar için çok konforlu bir adamım. Yolculuk sırasında kafalarını rahat rahat yaslayabiliyorlar.

Vücutçu kadınları çekici bulmuyorum. Erkeksi hatlar bana göre değil.

Bu spor yaşam tarzıdır. Bugün beş saat çalıştım, akşama da Reina’da takılayım diye bir şey imkansız. İki saatte bir protein ve karbonhidrat almak zorundayız. Başucumuza saat kuruyoruz, protein tozunu içip tekrar uyuyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!