Doktorlar 8 ay çılgınlığına karşı

Güncelleme Tarihi:

Doktorlar 8 ay çılgınlığına karşı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2004 01:22

Formunu korumak isteyen anne adaylarının normal gebelik süresinin tamamlanmasını beklemeden, 8. ayda sezaryenle bebeklerini dünyaya getirdikleri iddiaları hızla yayılıyor. Form Sante dergisi de bu iddialara kayıtsız kalmadı, böyle vakaların olup olmadığını doktorlara ve ünlü annelere sorup araştırarak konuyu Temmuz sayısının sayfalarına taşıdı.

Formunu korumak isteyen anne adaylarının normal gebelik süresinin tamamlanmasını beklemeden sezaryenle bebeklerini dünyaya getirdikleri iddiaları son zamanlarda sıkça duyulur oldu. Bazı okurların ‘Anne adayları daha fazla kilo almamak için 8. ayda sezaryenle bebeklerini aldırıyorlarmış. Doğru olabilir mi bu?’ şeklindeki soruları da Form Sante dergisinin yazı işlerini harekete geçirdi. Konu, derginin Temmuz sayısına taşıdı.

YAŞAMA ŞANSI OLSA DA...

Hamilelik, son regl tarihinden itibaren 40, döllenme oluşumunun ardından ise 38 hafta sürüyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 37. hamilelik haftasından önce gerçekleşen doğumları ‘erken doğum’ olarak tanımlıyor. 37. haftasını tamamlamadan önce doğan bebeklere ‘prematüre bebek’ deniyor.

Prematüre bebeklerin yaşayabilme şansı tıp dünyasındaki gelişmeler sayesinde artıyor. Ülkemizde hastanelerde ‘yeni doğan’ ünitelerinin sayısının çoğalması da bu şansın yükselmesini sağlıyor. Ancak süresini doldurmadan doğan bebeklerin hepsi aynı seyri gösteremiyor, çünkü prematürelik derecesi arttıkça sorunlar da derinleşiyor. Örneğin zamanından 1-2 hafta önce doğanlar, yüksek riskli değiller. 34. haftadan erken doğanlar ise ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşabiliyorlar. Bunun sonucunda bebeğin sağlığına kavuşabilmesi için yeni doğan ünitesinde geçireceği süre de artıyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ceyda Ekiz, gelişen tıp sayesinde prematüre doğan bebeklerin yaşama şanslarının oldukça yükseldiğini belirtiyor. Ancak bu, 8. ayda doğan bebeklerin ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşmayacağı anlamına da gelmiyor. Dr. Ekiz, akciğer yetmezliğinin prematüre bebeklerde en sık görülen sağlık sorununu oluşturduğuna dikkat çekiyor. Akciğer elastiki bir yapıya sahip. Nefes alındığında hava kesecikleri şişiyor, nefes verildiğinde ise iniyor. Hava keseciklerinin şişip inmesini sağlayan ‘surfaktan’ adlı maddenin oluşumu ortalama 35 haftada tamamlanıyor. Bu süreden önce gerçekleşen doğumlarda akciğer gelişimini tamamlasa bile, yapım eksikliğine göre değişen derecelerde sorunlar oluşuyor. Örneğin solunum yetmezliği tablosu gelişebiliyor. Bu bebeklerde, organların gelişimi tamamlanmadığı için kan şekeri düşüklüğü gibi metabolik problemler, enfeksiyonlar, kanama problemleri, kalp dolaşım problemleri, uzamış sarılık, oksijen tedavilerine de bağlı olabilen körlük, bağırsak sorunları, beyin ve omurilik sıvısı içinde kanama gibi ciddi sağlık sorunları görülebiliyor. Tabii işin en can alıcı yanı bu talepte bulunan anne adayları var mı ve doktorlar ne diyor?

UZMANLAR TARTIŞIYOR

Konunun uzmanlarına 8. ayda doğum talebiyle ilgili aklımıza takılan 3 soru sorduk. İşte sorular ve yanıtları...

Formlarını korumak için erken doğum talep eden anne adayları oldu mu?

Erken doğum bebekte hangi sağlık sorunlarına yol açıyor?

Kilo almamak için 8. ayda doğum yapılması doğru mu?

Prof. Dr. Teksen Çamlıbel Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

‘Talep geldi ama kabul etmedik’

1-
Bu yönde bir-iki talep olsa da, hem tıbbi hem de etik açıdan uygun olmadığı için erken doğumu kabul etmedik.

2- Günümüzde modern tıptaki gelişmeler sayesinde 2 kilo üzerinde doğan bebekler yeni doğan bakımına neredeyse hiç ihtiyaç duymadan yaşamını sürdürebiliyor. Yeni doğan ünitelerindeki gelişmeler sayesinde 1 kilo 200 gram ağırlığında doğan prematüre bebeklerin bile yaşama şansı yüzde 80’lere kadar yükseldi. Ancak tıp her ne kadar gelişmiş olsa da, erken doğum özellikle prematüre bebeklerin akciğerlerinde ciddi sorunlar yaratabiliyor. Bu nedenle biz isteğe göre gerçekleştirilen sezaryenleri bile normal hamilelik süresinden sadece bir hafta önce uyguluyoruz. Bunun nedeni de anne karnında geçirilen her günün bebeğin sağlığı açısından son derece önemli olması.

3- Formlarını korumak için bize böyle bir talep geldiğinde, bebek iki kilo ağırlığına ulaşmış olsa bile kabul etmemiz mümkün değil. Daha önce bu taleple gelen bir-iki vaka oldu ama kesinlikle kabul etmedik. Ayrıca etik kuralları gereğince hiçbir doktorun da bunu kabul edeceğini sanmıyorum.

Prof. Dr. Bülent Tıraş Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

‘Ciddi sağlık sorunları gelişebiliyor’

1-
Bugüne dek formlarını korumak amacıyla erken doğum yapmak isteyen anne adayı olmadı.

2- Erken doğumun pek çok sakıncaları mevcut. Özellikle akciğerler bebeklerin en geç oluşan organlarından biri. Bu nedenle 34. hamilelik haftasından önce doğan bebeklerde ciddi solunum sıkıntısı oluşabiliyor. Bu bebeklerde, organların gelişimi tamamlanmadığı için enfeksiyonlar, kanama problemleri, uzamış sarılık, oksijen tedavilerine bağlı körlük, bağırsaklarda sıkıntılar, beyin ve omurilik sıvısı içinde kanama gibi ciddi sağlık sorunları gelişebiliyor. Tüm bunlar, erken doğumun bebeğin sağlığını ne denli tehlikeye attığını ortaya koyuyor.

3- Formun korunması için erken doğum yapılması hem tıbbi hem de etik anlamda son derece yanlış bir uygulamadır.

Op. Dr. Alper Mumcu Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

‘Tıbbi ve etik açıdan doğru değil’

1-
Bugüne kadar kliniğimize ‘Daha fazla kilo alarak vücudumun bozulmasını istemiyorum’ gibi estetik kaygılar nedeniyle hamileliğin zamanından önce sonlandırılmasına yönelik bir taleple gelen olmadı. Açıkçası bebeğin sağlığını düşünen hiçbir bilinçli anne adayının böyle bir talepte bulunabileceğini de düşünmüyorum.

2- Günümüzde değişik nedenlerle pek çok bebek zamanından önce dünyaya geliyor. Geçmişte çoğu kaybedilen bu bebeklerin önemli bir kısmı günümüzde gelişmiş merkezlerdeki iyi yoğun bakım şartlarında, sorunsuz bir şekilde yaşatılabiliyor. Ancak bu doğumların hepsi anne ya da bebeğin hayatını korumak amacıyla kaçınılmaz olarak gerçekleştiriliyor.

3- Herhangi tıbbi bir gereklilik olmaksızın hamileliğin anne adayının isteği ile prematür olarak sonlandırılmasını hem tıbbi, hem de etik açıdan kesinlikle doğru bulmuyorum. Böyle bir uygulama ile talebini de asla onaylamıyorum.

Op. Dr. Burçak Erzik Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

‘Keyfe bağlı doğum olmaz’

1-
Bugüne dek hiçbir anne adayımız formlarını korumak adına bizden böyle bir talepte bulunmadı.

2- Fetusun organ ve nörolojik gelişimi, 37. haftadan sonra tam oluşuyor. Günümüzde yeni doğan yoğun bakım ünitelerindeki gelişmeler, 28. hamilelik haftasından sonra yaşama olasılığını yüzde 95’lere taşımış olsa da, 8. ayda doğum pek çok sağlık sorununa yol açabilir. Yetersiz akciğer gelişimine bağlı solunum sıkıntısı, kafa içi kanama, sarılık, hipoglisemi, enfeksiyon ve kalp damar problemleri, prematüre doğan bebeklerin en sık karşılaştığı sağlık sorunları. Dolayısıyla ideal bir doğum için hamilelik haftasının tamamlanması gerekiyor.

3- Anne adayının keyfine bağlı olarak erken doğum söz konusu olamaz. Biz bu tür bir girişimi doğru bulmuyor ve hiçbir zaman da önermiyoruz. Zaten 8. ayda doğumla 9. ayda doğum arasında annenin fiziğinde çok büyük bir değişim olması söz konusu değil. Yani son ayda aşırı kilo alımı anneye ait bir sorun. Ayrıca karın bölgesindeki ciltte oluşan deformasyonlar, hamilelin son haftalarında sıklıkla görülmekle beraber, erken dönemde de oluşabiliyor. Anne bilinçli olduğu takdirde hamilelik süreci bu tür problemleri de yaratmaz. Aksine aşırı beslenen, hızlı kilo alan, egzersiz yapmayan hamilelerde bu tür estetik problemler çok daha erken başlayabiliyor. Dolayısıyla annenin formunu koruması için yaşam tarzına, beslenme düzenine dikkat etmesi gerekiyor.

Ünlü anneler bu konuda ne diyor?

Neşe Erberk (Ajans sahibi)

Annenin vücudu deformasyona uğramasın diye bebeği 8. ayda almak anlamsız ve tuhaf. Doğum yapmış anneler, bilinçli beslenme programı ve sporla aldıkları kilolardan kurtulabilirler. Sezaryenle doğumda zaten 38. haftada alıyorlar. Bu süreyi erkene çekmenin hem anneye hem de bebeğe zararlı olup olmadığı iyi araştırılmalı. Bu kararı verecek kişi doktordur. Bilinçsiz uygulamalar riskli bence. Çevremde keyfi şekilde 8. ayda doğum yapmış kimse yok. Ben tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi oldum, bana böyle bir yöntem önerilseydi, reddederdim.

Ebru Şallı (Manken)

Doktorumla doğumu sezaryen yöntemiyle yapmaya karar vermiştik. Ancak bebeğim 36. haftada aşağı indi. Böyle olmasaydı, 38. haftada sezaryen ile alınacaktı. Doktor uygun gördüğü sürece 8. ayda doğum yapmaya karşı değilim. Yurtdışında birçok örneği var. Ancak anne ve bebeğin sağlığını riske atmamak da gerek. Hamilelikte en çok kilo alımının, deformasyonun ve ödemlerin 8. aydan sonra ortaya çıktığı bir gerçek. Ama estetik kaygılar bebeğin sağlığından önemli değil. Son aylara kadar bende hiç deformasyon yoktu. Sadece doğal olarak karnım şişmişti.

Nora Romi (Gazeteci)

Aklı başında hiçbir anne adayının böyle bir yöntemle doğum yapacağını zannetmiyorum. 8. ayda, ‘kilo alacağım, vücudum deforme olacak’ diye, bebeği ve kendini riske atmaya değmez. Bu ancak işi gücü olmayan, sorumluluk ve kaygı taşımayan kişilerin ‘moda’ diye uygulattığı bir yöntem gibi geliyor bana. Bebek hazır olmadan doğum gerçekleşirse, o anda sorun olmasa da ileriki yaşlarda sağlıklı kalacağının garantisini kim veriyor? Ayrıca erken doğumda solunum yollarıyla ilgili sorunlar, zeka geriliği gibi komplikasyonlar başgösterebilir. Yanlış bir uygulama.

Deniz Pulaş (Manken)

Form için 8. ayda doğum yapıldığını duymuştum. Özellikle yurtdışında Cindy Crawford gibi ünlü mankenler sanırım bu yönteme başvuruyorlar. Eğer bebeğin fizyolojik gelişimini tamamladığını doktorlar onaylıyorsa, bu yönteme karşı değilim. Ama bana pek doğru gelmiyor. Hamilelere, bu özel süreci sonuna kadar yaşamalarını tavsiye ederim. Formda kalmak için 8. ayda erken doğum yapmaktan daha doğal yöntemler var. Mesela, ben zaten çok kilo almamıştım ama spor yaparak ve vakitsizlikten fazla yemek yemeyerek eski formuma kavuştum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!