Doğumdan sonra 14 kilo verdim

Güncelleme Tarihi:

Doğumdan sonra 14 kilo verdim
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 29, 2013 09:09

Haberin Devamı

Yapımcılığını Acun Film’in üstlendiği “Şevkat Yerimdar” filmi, iki usta oyuncuyu, Tarık Papuççuoğlu ile Cezmi Baskın’ı bir araya getirdi. Papuççuoğlu’nun damadın babasını oynadığı filmde, Baskın da Pelin’in babası olarak izleyici karşısına çıkacak. Film, ekimde vizyona girecek.

Özge Uzun, ekranların sevilen yüzlerinden biri. Hayat enerjisi hiç bitmeyen bir kadın. Dağhan doğduğunda ve özel bir çocuk olduğu anlaşıldığında bile dibe vurmamış, oğlu için dimdik ayakta durarak onun gelişimine katkı sağlayacak her yolu denemiş. Doğum anomalileri yüzünden bugüne kadar altı ameliyat geçiren Dağhan, henüz 5,5 yaşında... Önümüzdeki günlerde ayağındaki sorun nedeniyle yedinci ameliyatını olacak. Bu küçük devin şimdi yepyeni bir dayanağı daha var: Kardeşi Ömür Siva...
Henüz 1,5 aylık olan Ömür Siva’dan çok hoşlandığı söylenemez gerçi... Annesini, anneannesini paylaşmayı sanki pek sevmiyor. Onu kucağını aldıkları anda basıyor çığlığı. Aslında her çocuk gibi o da, sinirlendiğinde, sıkıldığında huysuzlanıyor. Birileri onun dilinden anlayıp oynamaya başladığı anda ise etrafa gülücükler saçıyor.
Şu anda destek alarak yürüyor ama olacağı ameliyattan sonra tek başına yürüme ihtimali de var. Tüm bunlara rağmen normal çocuklarla birlikte gidebileceği bir anaokulu bulamıyor ailesi. Dağhan’ın gelişimi için normal çocuklarla birlikte bir okula gitmesi gerekiyor. Ancak ülkemizde gelişemeyen eğitim sistemi yüzünden Dağhan gibi çocukların normal çocuklarla birlikte okula gitmesi neredeyse imkansız...
Üzüntüden sütü kesilmiş Uzun’un... Ama her şeye rağmen “Olsun, hepsine buluruz bir çare” diyor.

KABUS GİBİ BİR HAMİLELİK GEÇİRDİM

* İkinci bebeğinizi dünyaya getirdiniz. Nasıl gerçekleşti doğum?
- Epidural sezaryen ile dünyaya geldi Ömür Siva. Çok heyecanlı bir gündü. Çok şükür sağlıkla dünyaya geldi.
* Eşiniz doğuma girdi mi?
- Dağhan’ın doğumuna Volkan girmişti ama bu sefer mümkün olmadı. O ameliyathanenin kapısında bekledi bizi. Doğuma girerken ağlayarak öpüştük, çıkarken gözünde yaşla bekliyordu beni. Yine ağlayarak kavuştuk.
* Onu ilk kucağınıza aldığınız an neler hissettiniz?
- İnanamama ve büyük bir heyecan... Doğar doğmaz Dağhan’dan dolayı bir dizi soru sıraladım doktora kızımın sağlığıyla ilgili. Sonra çığlıkları ve ağlaması ile kendime geldim. Yanıma getirdiler. “Kızım” dediğim ve onu koklamaya başladığım an sustu. Harika bir andı.
* Tüm kontrollerinizin detaylı olarak yapıldığını biliyorum ama Dağhan’ın özel durumu sebebiyle Ömür Siva doğana kadar endişeleriniz var mıydı?
- Kabus gibi bir hamilelik geçirdim. Ama önce Allah sonra doktorum sayesinde çok şükür sağlıklı bir bebeğimiz oldu. Hamilelik döneminde kontrollerim hep buna göre yapıldı. Her gün iğne oldum kan pıhtılaşmasına karşı. Siva, 40’ını daha yeni çıkarttı ve şu an o dokuz ay sanki hayalmiş gibi geliyor.

DAĞHAN İÇTEN İÇE KIZA GICIK OLDU!

* Kızınızla ilgili hayaller kurmaya başladınız mı?
- Evet. Ana-kız neler neler yapacağız inşallah. Şimdiden bayağı bir cimcime olduğunu belli ediyor. Yani işimiz biraz zor gibi.
* Dağhan’ın kardeşiyle ilk karşılaşması nasıl oldu?
- Hastaneye getirdi dedesi. Orada karşılaştılar. Bizimki pek umursamamış gibi görünse de içten içe gıcık oldu kıza biliyorum. Sonra da eve gelince iyice mesafeli davrandı. Şimdi o tavrını korumaya devam ediyor.
* Ömür Siva şu anda çok küçük ve bakıma çok fazla ihtiyacı var. Dağhan’ın bu duruma tepkisi nasıl oluyor? Sizi onunla paylaşmaktan dolayı rahatsızlıkları var mı?
- Hem de nasıl! Dağhan okuldayken doya doya koklaşıyoruz kızımla. O yokken seviyoruz bolca. Ama çok izole etmenin de doğru olmadığını düşünüyorum. “Hadi beraber emziğini verelim, altını değiştirelim” gibi eylemlerle Dağhan’ı da sürece dahil etmeye çalışıyoruz. Ama ilgimin büyük kısmı yine oğlumda. Şu anda onun daha çok ihtiyacı var bana.
* Dağhan’ın sağlığıyla ilgili olumlu gelişmeler vardı en son konuştuğumuzda. Yeni haberler var mı?
- Çok şükür beden sağlığı, gelişimi iyi. Şu anda en büyük sıkıntı konuşmasıyla ilgili. Aslında kendi çapında konuşup iletişim kuruyor. Ne isteyip istemediğini gayet net aktarıyor. Ama bazen biz anlamayabiliyoruz onu ve işte o zaman sıkıntı yaşıyoruz. Ayağındaki sıkıntı da devam ediyor. Yürüme dengesi bozuk. Sanırım yakında ameliyat olacak... Sabırla, yavaş ilerlediğimiz bir yol bizimkisi. Ama umudumuz var her zaman.

SİVA İLE BAZEN ESKİ GÜNLERE GİDİYORUM

* Dağhan eğitimini Ankara’da alıyordu, dedesi ve anneannesinin yanında. İstanbul’a döndü mü tamamen?
- Evet, artık İstanbul’da... Eylülde anaokuluna başlayacak. Özel eğitimi haftada birkaç gün olacak.
* Bir önceki röportajımızda, aklınızdan “Sağlıklı bir çocuğu Dağhan’dan daha çok sever miyim?” sorusunun geçtiğini söylemiştiniz. Şimdi ne düşünüyorsunuz?
- Vallahi ne yalan söyleyeyim, uçtu gitti bu kaygı. Siva ile bazen eski günlere dönmüyor değilim. Dağhan’ın bebekliği geliyor aklıma. Ne zor günler geçirmiş kuzum. Şu andaki en büyük isteğim oğlum ve kızımla doya doya, onları koklaya koklaya yaşamak...
* Anneliğin en sevdiğiniz hali ne?
- Sevgi hali, sarılma hali, bakışma hali, “anne” dendiğini duyma hali, çocuğun seni gördüğünde gözündeki o muhteşem ışığı görme hali.
* Çocuklardan önce ve sonra diye hayatınızı ayırdığınızda en çok nelerin değiştiğini söyleyebilirsiniz?
- Çocuksuz hayatımı hatırlamıyorum inanın. Sanki önceki hayatıma bir el bombası atıldı ve her şey toz oldu. Bir hayaldi sanki. Çocuklar artık hayatımın odak noktası.

EYLÜLDE YİNE EKRANLARDAYIM

Haberin Devamı

* Bu sezon yeni projeleriniz olacak mı?
- İnşallah eylülde yine ekranlardayım. Birkaç proje üzerinde çalışıyoruz, bakalım neler olacak...
* Çalışma hayatına adapte olmak zor oluyor mu? Kendinizi nasıl motive ediyorsunuz?
- Sanırım biraz zorlanacağım ama sanki işe başladığımda dinlenecekmişim gibi geliyor. Bir şekilde su yolunu bulacaktır diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

KIZIM DAHA 1,5 AYLIK 14 KİLO VERDİM BİLE

* Özel bir çocuk olan Dağhan ve 1,5 aylık bir bebek. Hayat nasıl gidiyor şu anda sizin için?
- Aslında bir nevi parçalanmış durumdayım. Allah’a şükür annem var. Geçen hafta uzun zamandan bu yana ilk defa kuaföre gittim. Kendime ayırdığım zaman ancak bu. Çok yorgunum her yeni anne gibi. Şöyle bir hafta hiç yataktan kalkmadan uyuyabilirmişim gibi hissediyorum. Annem hamileyken “Bak bir doğur, iki çocuğun peşinde koşturmaktan dala döneceksin” diyordu. Doğruymuş. Daha 1,5 aylık kız ve ben hiçbir şey yapmadan 14 kilo verdim. Hele de sabahları oğlanı okula gönderene kadar sarf ettiğim enerji sayesinde spora falan ihtiyacım kalmadı.
* Sabrınızın tükendiği anlarda sakinleşmek için neler yapıyorsunuz?
- Şu ara tek dinlenebildiğim, sakinleştiğim yer banyo ve tuvalet. En özgür olduğum alan orası. Bir de ikisini birden uyutunca gece balkonda ayaklarımı uzatıp bir fincan kahve ile sabır depoluyorum.

Haberin Devamı

EŞİMLE GİZLİ BİR FLÖRT İÇİNDEYİZ

* İki çocuktan sonra evliliğinizin nasıl bir boyut kazandığını düşünüyorsunuz?
- Tüm boyutları aştı bizim evliliğimiz... Volkan, Dağhan’la; ben ise Siva’yla uyuyorum şimdilik... Koridorda karşılaşıp öpüşüyoruz Volkan’la... Gizli bir flört içindeyiz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!