Diyarbakır’dan mesaj var

Güncelleme Tarihi:

Diyarbakır’dan mesaj var
Oluşturulma Tarihi: Şubat 14, 2004 00:00

Sayın Güzin Abla, öncelikle yazdıklarım tarafınızdan değerlendirilirse beni onurlandırmış, size olan inancımızı kat kat pekiştirmiş olursunuz. Sesimizi halkımıza ve büyüklerimize ulaştıracağınızı umarak yazıyorum. Bu yazımı okuyunca sizin yerinizde olsam ‘neden bir beden eğitimi öğretmeni böylesi bir yükün altına giriyor?’ diye düşünürdüm. Neden mi? Anlatayım: Öğrenciliğimiz zamanında kapalı spor salonunu bir kenara bırakın, kimi zaman top bulamazdık, çakıl taşlarının arasında futbol oynardık. Belki de bu nedenle içimde o zamanlardan kalma azmim ve başarma arzularım var. Bir gün beden eğitimi öğretmeni olursam, okulumun koşullarını iyileştirmek adına, elimden geleni yapmaya kararlıydım. Benim yaşayamadıklarımı benden sonrakilere sunabilmek adına... İşte benim mücadelem.Yıllarca terörle mücadele etmiş bu insanlar için spor o kadar anlamını yitirmiş ki. Ben bunu geri kazanalım istedim. Ve yine söylüyorum, imkán sunulursa nice sporcular çıkar bu bölgeden. Sporun kişiye, yaşamını disipline etmeyi, kurallara uyma, sportmence mücadele, toplumları kaynaştırma yönü, kazanma ve kaybetmeyi aynı tevazuyla karşılama gibi özellikleri kazandırması çok önemlidir. Belki de en önemlisi, spor ruh-beden sağlığını koruma özelliği ile günümüz dünyasında vazgeçilmez bir gereksinim olmuştur. Büyüklerimiz, benim bu çabama destek olurlar mı? İnanın bana, yeter ki salonum yapılsın ben de işçilerle birlikte çalışırım, malzemelerini taşırım, hiç de yorulmam. Daha önce de inşaatlardan demir taşıdım (hentbol kalesi yaptırmak için), okulumda saha boyadım, ağaç diktim, çevreden kitap verdiler, poşetlerle okula getirdim, elimizde süpürgelerle okulumuzu hep süpürdük yıkadık. Bütün bu çalışmaları kendime mal edecek kadar bencil değilim. Meslektaşlarım, okulumun idaresi hep yanımda oldu, gerek emekleri gerekse fikirleri ile bu eğitim yolunun dikenlerini hep birlikte temizledik. Okulum yeni olduğu için eğitim araçlarımız ne yazık ki yeterli değil. Biz bu açığı da kapatmaya çalışıyoruz.Her şeyi devletimizden ya da gönüllülerden beklemek hiç de adil değil, bir şeyleri de bizler yoktan var edelim, bizler de elimizi taşın altına sokalım. Belki sözlerimi abartılı bulacaksınız ama inanın bana 2002 Aralık ayında göreve başladım, bir yılda okuluma dört pota kazandırdım. Bir tanesi bir sitenin bahçesinde yağmurdan paslanmış bir haldeydi, temizleyip yeniledim. Diğerini eşim yaptırdı, ikisini de karayollarından aldım. Sonra okulumun etrafındaki inşaatlardan atılmış demirleri topladım ve şu an iki hentbol kalesine sahibim. Bu kaleye file alabilecek gücümüz yoktu. Bir gün okula gelirken çöplerin yanına bırakılmış büyük bir ağ yığını gördüm. Çocuklar ‘Hocam bu pis ipleri ne yapacaksınız’ diye şaşırdılar. Kale ağı yapacağım dedim. Yaptım da... Bir gün arkadaşlarla aramızda para topladık, masa tenisi yaptırdık. Eşimin işyerinde demirden eski bilgisayar masası vardı. Sağını solunu kestirsem, üstüne parmaklık atsam, top sandığı yapabileceğimi düşündüm. Çevremde gördüğüm her şeye acaba okulumun işine yarar mı diye bakıyorum. Ama benim de gücümü aşan şeyler var. Bu noktada devletimin gücünü-kudretini yanımda hissetmek istiyorum. Büyüklerimin desteğini arıyorum. Biliyor musunuz, yazdıklarıma gülenler oldu, ama anlamadıkları bir şey var, ben inanıyorum ki, birileri mutlaka sihirli değneğini dokunduracak. İnsani değerlerini kaybetmemiş, emeğe saygılı birileri mutlaka olacak ve beni duyacak.Okulumuzun bahçesine rahatlıkla bir kapalı spor salonu yapılabilir. Lütfen benim ve çocuklarımın gelecek günlere umutla bakabileceğimiz bir şeyler yazın bize. Eğitim adına bize sunacağınız her türlü destek bizi yarınlara daha umutla taşıyacaktır. Çünkü biz burada örnek gençler yetiştireceğiz. Cevabınız mesleğine yeni başlayan bir genç öğretmeni, inanılmaz bir mutluluğa sürükler. İzin verin çocuklarıma inancın zaferini anlatayım, izin verin çocuklarımın hayata bakış açısını değiştireyim. Sizin ve okurlarınızın desteği bu ülkede çalışana verilen en kıymetli ödül olsun. Çocuklarımdan ve burada bizimle eğitim uğruna savaşan herkesten selamlar, sevgiler.Beden Eğitimi Öğretmeni Esra UçamanŞehit Öğretmen Ayşe Numan Konakçı İlköğretim Okulu-DİYARBAKIRTel: 0.412 257 05 50, 0532 382 13 13 mail: esraroza02164@mynet.comÇok sevgili gencecik öğretmenim. Benim için öğretmenlik en kutsal görevdir. Hele sizin gibi Güneydoğu’da, bu görevi her türlü zor koşullar altında sürdürmeye çalışmak ne demek? Merhum Gaffar Okkan’ın Diyarbakırspor için yaptıklarını unutmadım. Orada yıllarca terör korkusu içinde yaşayan, çocukluğunu bilememiş yavuracakların ruh ve beden sağlığını korumak adına yaptıklarınız insanın gözlerini yaşartıyor. Bu göreviniz orada bambaşka bir anlam kazanıyor. Size hayran olmamak elde değil. Okurlarım arasından, sesinizi duyacak, sizin mücadelenize inanıp yardım edecek birileri mutlaka çıkacaktır. Ben de sizin gibi insani değerlerini kaybetmemiş, duyarlı insanlara inanıyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!