Dismorfofobik olabilir misiniz?

Güncelleme Tarihi:

Dismorfofobik olabilir misiniz
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2001 00:00


Haberin Devamı

İnsanın kendine ilişkin takıntıları deyip geçtiğimiz şey, aslında bir hastalık

Formsante bu ay ilginç bir konuya yer vermiş: Dismorfofobi. Dergi ’Dismorfofobi’nin ciddi bir hastalık olduğunu söylüyor: ‘Burnunuza estetik yaptırdınız, ama bu kez de bacaklarınızı beğenmemeye başladınız. Basenlerdeki yağları da aldırdınız ancak şimdi de yüzünüzdeki kırışıklıklar canınızı sıkmaya başladı. Aman, dikkat!’ .

Kendinizi beğeniyor musunuz? Mutlaka yüzünüzde ve vücudunuzda hoşlanmadığınız bir taraf vardır. Ancak uzmanlar, ipin ucunu kaçırdığınız takdirde psikolojik, hatta psikiyatrik bazı bozukluklarla tanışma riskine dikkat çekiyor. İşte dismorfofobi de bunlardan biri ve belki de en eskisi. Hatta kişinin kariyerini, özel hayatını ve sosyal ilişkilerini ciddi anlamda zedeleyen bir hastalık.

Dismorfofobi, psikiyatri literatüründe ‘‘Beden Dismorfik Bozukluğu (BDD)’’ olarak yer alıyor. Bilimsel tanımı ise şöyle: ‘‘Kişinin görünümündeki gerçek olmayan, imgesel bir kusur ile uğraşıp durması.’’ Bunun yanı sıra kişi, hafif, önemsiz bir kusuru olsa bile duyduğu kaygıyla sorunu aşırı büyütebiliyor.

BURUN TAKINTISI

Dismorfofobi, adından anlaşılabileceğinin aksine aslında korku veya kaçınma gibi fobik belirtiler içermeyen bir rahatsızlık. Uzmanlar, dismorfofobinin yanlışlıkla 'fobi' şeklinde adlandırıldığını ifade ediyor. Bazı kişilik bozukluklarında görülebilecği gibi tek başına da görülen bu hastalık -tek başına görüldüğü takdirde- ‘‘Vücut Dismorfik Bozukluğu’’ olarak tanımlanıyor.

Dismorfofobi, majör depresif bozukluk, obsesif-kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları veya sosyal fobiyle beraber de görülebiliyor. Dismorfofobi, en sık yüzdeki kusurlarından (en çok burun), saç, göğüs, genital organlar veya vücudun tamamından duyulan hoşnutsuzluktan dolayı ortaya çıkıyor. Kişi, zamanının büyük çoğunluğunu ayna karşısında kendini inceleyerek geçiriyor. Ve tabii sıklıkla başkalarına nasıl göründüğünü soruyor. Buna karşılık bazı vakalar ise ayna gibi yansıtıcı yüzeylerden ölesiye kaçıyor, rahatsız olduğu bölgeyi makyaj veya giysiyle kamufle etmeye çalışıyor.

20'Lİ YAŞLARA DİKKAT!

Konuyla ilgili yapılan çalışmaların sonuçlarına göre dismorfofobi kadın ve erkekte eşit oranda görülüyor. Rahatsızlığın tanısı, ilk olarak ortalama 30 yaş civarında konuyor. Uzmanlar, vakaların büyük çoğunluğunu çalışmayan ve hiç evlenmemiş kişilerin oluşturduğunu söylüyor. Bu bozukluğa sahip kişiler, ilk belirtilerini tipik olarak ergenlik veya erken erişkinlik evresinde veriyorlar. Vücut Dismorfik Bozukluğu, hafif olarak çocukluk, ergenlik veya 20'li yaşlarda kendini gösteriyor. Genellikle orta sınıf ailelerden gelen vakaların, ancak çok küçük bir oranına bu teşhis konabiliyor. Çünkü bu kişiler genel olarak direkt psikiyatriste başvurmuyorlar, plastik cerrahiye başvuruyorlar.

Böylelikle belki de asıl rahatsızlıklarını (DD) hiç öğrenemiyorlar ve hastalık ilerliyor.

Dismorfofobiye sahip kişiler, sıklıkla dermatoloji (cilt hastalıkları) ve plastik cerrahi kliniklerine başvuruyorlar. Çünkü kişi, yüzündeki akne, yara izi veya burun şeklinin güzelliğine gölge düşürdüğüne kayıtsız şartsız inanıyor. Tabii kendisini bu duruma müdahale etmek zorunda hissederek dermatologların plastik cerrahların kapılarını aşındırıyor.

TEDAVİSİ GÜÇ

Psikiyatri uzmanlarının verdiği bilgilere bakılırsa, Vücut Dismorfik Bozukluğu olan bir kişi, rinoplasti (burun estetik ameliyatı) mammoplasti (göğüs büyütme veya küçültme), yüzdeki kırışıklıkların, şişkinlik veya gerdanındaki sarkıklıkların düzeltilmesini isteyebiliyor. Ancak işin ilginç tarafı, kişi ameliyattan sonra bile genel olarak rahatlayamıyor. Hatta uzun süreli takip çalışmalarına göre, cerrahi tedaviden sonra ileri evrede sıklıkla daha şiddetli psikolojik sorunlar kendini gösterebiliyor.

Vücut Dismorfik Bozukluğu sırasında, kişinin kaygısı zaman içinde artıp azalabiliyor, ama eğer tedaviyle müdahale edilmezse genel olarak kronik bir şekilde seyrediyor. Tedavi aşamasında antidepresan ve antipsikotik ilaçlarla psikoterapi uygulanıyor. Ancak tedavinin ne kadar süreceği konusunda akademik platformdaki tartışmalar devam ediyor.

Psikiyatristlere göre, dismorfofobi pençesindeki kişi, ancak rahatsız olduğu bölgeleri düzelttirdiği zaman mutlu olacağını zannediyor. Dolayısıyla rahatsızlık tekrarlayabiliyor veya tedaviye direnç gösterebiliyor.

Dismorfofobinin sebepleri

Cinsel sorunlar

Duygusal çatışmalar

Ailelerdeki stereotipik güzellik anlayışı

Kültür düzeyi

Sosyal etkileşim

Hastalığın sonuçları

Vakaların yüzde 90'ı hayatı boyunca ağır depresif atak yaşıyor

Yüzde 70'i anksiyete bozukluğunu gösteriyor

Yüzde 30'u herhangi bir psikolojik bozuklukla karşı karşıya

Üçte biri alay edileceği korkusuyla eve kapanıyor

Beşte biri ise intihar teşebbüsünde bulunuyor

Kendinizi test edin

Bu soruları kendinize sorarak BDD'ye ne kadar yatkın olduğunuzu ölçebilirsiniz. Eğer yanıtlarınız, çoğunlukla soruları onaylar tarzdaysa bir uzmana başvurmanızda fayda var.

Yüzünüzün veya vücudunuzun herhangi bir bölgesi için endişe, mutsuzluk duyuyor musunuz?

Cevabınız 'evet' ise bu bölgenin veya bölgelerin ne kadar kötü olduğuna inanıyorsunuz?

Sözkonusu bölge için kaygılanmaya ne kadar zaman ayırıyorsunuz? Sürekli aklınızda mı?

Bu sorundan kurtulmak için veya bu sorunu saklamak için bir girişiminiz oldu mu?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!