Danny benim pusulam

JULIA ROBERTS FOTOĞRAFLARI 

İnsanlar sizin engin bir yaşam gücüne sahip olduğunuzdan bahsediyor. Bu güç sizde hep var mıydı, yoksa zaman içinde mi edindiniz?        �

- Sanırım ben bu güçle doğdum. Bu noktaya gelmek, çok güçlü bir azim gerektiriyor. Bütün çocuklar, doğadaki bütün varlıklar gibi vahşi bir güçle doğuyor ama genellikle yıllar içinde bu özelliklerini susturuyorlar. Ben, susturmayanlardanım.

Evlilik sizi değiştirdi mi?         �

- Danny (Moder), bana hayatta kariyerimden daha önemli şeyler olduğunu gösterdi. Onun sayesinde çok daha sakin, sabırlı bir insan oldum ve artık hayatımın tamamlanmış ve dengeli olduğunu hissediyorum. Danny benim en iyi arkadaşım ve pusulam. Hayatta bir insana bu anlamda güvenebiliyorsanız, zaten hayatınızı bunun üzerine kurarsınız.

Çocuklar evdeyken eşinizle romantik anlar için zaman bulabiliyor musunuz?

- Çocuklarım 19.30’da yatıyorlar! (Gülüyor)

ÜÇ ÇOCUKLU ANNE OLMAYI HİÇ HAYAL ETMEMİŞTİM

Anneliğin keyfini çıkarıyor musunuz?

- Hayatta annelikten daha güzel bir şey yok. Zaten her zaman anne olmak istemiştim, çünkü benim muhteşem bir annem var. Ama tabii ki üç çocuklu olmayı hiçbir zaman hayal etmemiştim. Onların günlük rutinlerinde zaman zaman biraz bunaldığımı itiraf ediyorum. Bazı günler harika, bazıları ise sinirleriniz açısından çok zor, ama yine de büyük keyif. Sıklıkla annemi, biz çocukken o kadar az parayla nasıl idare ettiğini düşünüyorum. Bizi hiçbir şeyden mahrum bırakmadı. Bunun için minnet doluyum.

Aile düzeniniz fazla dağılmasın diye bazı film projelerini geri çevirdiğiniz doğru mu?

- İyi bir denge tutturduğumu düşünüyorum. Daha gençken mümkün olduğu kadar çok çalışmak isterdim. Çok hırslıydım ve bir filmin parçası olmanın getirdiği her şeye ve yaratıcı olmaya bayılırdım. Buna rağmen iki filmin arasında, özellikle yeni bir projeye başlamadan önce hayatın tadını çıkarmak ve tekrar şarj olmak için molalar alırdım. Danny ile tanışıp ailemizi kurduktan sonra, bu kadar çok çalışmak beni fazla ilgilendirmemeye başladı. Her hamilelikten sonra menajerimi arar, bu süre içinde yeni bir yönetmenle tanışmak ya da yeni bir senaryo okumak istemediğimi söylerdim. Artık hiçbir baskı hissetmeden istediğim kadar çalışabileceğimi düşünüyorum.

ARTIK AŞK İÇİN DELİ OLAN GENÇ KIZ GİBİ GÖRÜNMÜYORUM

Hayatınız ve kariyerinizde geçmişe baktığınızda, her zaman olmak istediğiniz yerde misiniz?

- Anne olarak içinde bulunduğum basit günlük hayattan da, zaman zaman çalışıp yaratıcı tarafımı doyurmaktan da çok memnunum. Daha yapacak çok güzel işlerim olduğunu düşünüyorum.

Son yıllarda romantik komedilerde o kadar çok rol almıyorsunuz. Bu tür sizin için artık öldü mü?

- Hayır ölmedi ama bu türün tutması için oyunu biraz değiştirmek gerekiyor. Artık aşk için deli olan bekar bir genç kızdan çok bir anne gibi görünüyorum. Bir tarafım komedi yapmaya bayılıyor ama dramatik bir film sizi daha zorlayan, geliştiren bir şey. Erin Brockovich buna iyi bir örnektir ve muhtemelen hayatımda oynadığım en karmaşık karakterlerden biridir. “Closer” filminin de özellikle bazı bölümleri benim için büyük bir tecrübeydi.

40’LARIMDA OLDUĞUM İÇİN ÇOK MUTLUYUM

40 yaşını geçmiş olmanın psikolojik olarak negatif bir etkisi oldu mu?

- Hayır, tam tersi. 40’larımda olduğum için çok mutluyum. Birçok açıdan kendimi daha özgür, genel anlamda ise çok daha az stresli hissediyorum. Yaş almak güzel bir şey. Yaşlanma ve başarı takıntısı gibi birçok kavramdan kurtulmuş oluyorsunuz. İyi genlere sahip olduğum ve sağlıklı bir hayat sürdüğüm için çok şanslıyım. Bundan fazlasını isteyemem.