Como Gölü’nün orta yerinde üç Türk garson

Güncelleme Tarihi:

Como Gölü’nün orta yerinde üç Türk garson
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2008 00:00

Como Gölü, Milano’ya bir saat uzaklıkta, dünyanın bilinen göllerinden. Suyu temiz ve hep parlıyor. Aynı temizlik, çevresindeki yerleşim yerlerinde de dikkati çekiyor.

Alp Dağları’nın eteklerindeki Como, muhteşem bir mimari, tarih ve doğal güzelliği bir arada sunuyor. Como’nun en bilinen yanı da ünlü sanatçıların, tasarımcıların, modacıların ve politikacıların gölün kenarında sıralanan evleri. Sophia Loren, George Clooney, Beyonce, Brad Pitt, Como’da birbirine komşu. Giovanni Versace’ye ait evde şu anda ünlü modacının külleri duruyor.

Gölün etrafındaki pek çok turistik kafe ve restoran arasında en ünlülerinden biri Locanda dell’Isola Comacina. Restoran, göldeki Comacina Adası üzerinde. Daha doğrusu, ada üzerindeki tek yapı. Kış aylarında kapanıyor, 1 Mart-31 Ekim arasında hizmet veriyor. 200 kişilik restoranın girişinde gelenleri George Clooney, Brad Pitt, Matt Damon, Jennifer Aniston gibi ünlülerin orada yemek yerken çekilmiş fotoğrafları karşılıyor.

Bu lokantada 1948’den bu yana hiç değişmeyen bir fiks mönü var. Şömine başında sunuluyor. Aperitifleri, kızarmış soğan, alabalık, tavuk ve likörlü dondurma takip ediyor.

Restoranın bir özelliği daha var. Yemek servisi başladığında bir Türk garson yanımıza yaklaşıyor ve domatesimizi limonsuz yemememizi söylüyor. 10 dakika sonra içki servisini yapmaya başka bir Türk garson geliyor. Yoksa bu ada Türk adası mı, diye şüpheye düştüğümüz sırada sıcak ekmeklerimiz de başka bir Türk garson tarafından servis ediliyor.

Sonradan işin aslı ortaya çıkıyor. Restoranda çalışan altı garsondan üçü Türk. Peki neden? 33 yıldır restoranın işletmeciliğini yapan Benvenuto Puricelli bu soruya şöyle cevap veriyor: "İtalyanlar gibi ciddi ve disiplinli çalışıyorlar. Önce Antalya’da bir Türk garsonla tanıştım; sonunda benimle çalışmaya başladı. Çok çalışkandı. Sonra başka bir Türk garson daha işe almaya karar verdim. Baktım ki hepsi aynı disipline, beceriye ve çalışkanlığa sahip. Zamanla onlarla birbirimize de ısındık. Şimdi üç Türk garsonum, iki tane de Türk bulaşıkçım var."

ADANALI SEFA DEMİR

Brad Pitt ve Jennifer Aniston’a servis yaptım sonradan tanıdım

Dört yıldır bu restoranda çalışıyorum. Eskiden Antalya’da garsondum. O sırada, Benvenuto Puricelli, bir tanıdığımız aracılığıyla işimi iyi yaptığımı duymuş. Gelip beni iş başında gördü, çok beyefendi buldu ve iş teklif etti. Buraya kısa sürede alıştım. Bir kere patronumuzla aramız çok iyi, bu hepsinden önemli. Dünyanın her ülkesinden misafirlerimiz geliyor. Türk misafirlerimiz de çok. Yazın Türk düğünleri bile yaptığımız oluyor. Pek çok ülkenin vatandaşlarıyla burada tanışma fırsatı buluyoruz. Beni en çok Almanlar zorluyor çünkü soğukkanlılar. Brad Pitt ve Jennifer Aniston gibi meşhur insanlara da servis yaptım. Ama restorana ilk geldiklerinde onları tanıyamamıştım. Bizimle fotoğraf bile çektirdiler.

ADANALI MAHMUT DEMİR

George Clooney’ye servis yaparken, Gül ile benzerliği konusunda şakalaştık


Üç senedir çalışıyorum burada. Antalya’da garsondum. Restoranın işletmecisi beni orada çalışırken gördü, iş teklif etti. Ülkemden ayrılmak zordu ama kabul ettim. Gelirim daha iyi olacaktı. Mekan kış aylarında kapanınca Adana’ya gidiyorum. Hemşerilerim İtalya’da yaşıyorum diye bana belki özeniyor. Ama insanın kendi memleketinde olması tabii çok daha güzel. Buradaki ortam biraz monoton geliyor. Hep gölün ortasındayız, üzerimizde hep aynı kıyafet. Günde 12 saatim restoranda geçiyor. Pazartesileri izinliyim, o gün de şehir merkezine iniyoruz. George Clooney’ye servis yaptım. Abdullah Gül’e benzerliği konusunda şakalaştık. Burada çalışmanın bana daha sonra Türkiye’de de başarı getireceğine inanıyorum.

MERSİNLİ ÖMER AKSU

Bu işten bahşiş hariç ayda 2000 Euro kazanıyorum


İtalya’ya turist olarak gelmiştim. Akrabalarım beni şefe tavsiye etmiş. Biraz prova yaptım. Performansımı beğenince işe başladım. Yazları buranın köyünde kalıyorum, kışın memleketime dönüyorum. Burada İtalyancayı öğrendim. Hatta İtalyan yemeklerini bile yapmaya başladım.İngilizcem henüz çok iyi değil. Bu yüzden İngilizce konuşan müşteriler beni zorluyor. Bu işten ayda bahşiş hariç yaklaşık 2000 Euro kazanıyorum. Aslında kendi ülkemde çalışmayı daha çok isterim fakat şartlar böyle gerektirdi. Yeni evliyim, bir de bebeğimiz var. Onlar da yazları benimle Como’da yaşıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!