Çok yedikleri halde kilo almayanları şanslı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz

Güncelleme Tarihi:

Çok yedikleri halde kilo almayanları şanslı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2007 00:00

Kulağa tuhaf gelecek biliyorum. Herkes kilo verebilmek için takla atarken, diyet formülleri elden ele dolaşırken, onlar kilo alabilmek için diyetisyenlerin kapısını aşındırıyor. Dertleşmek için internette gruplar kuruyorlar. Çok yedikleri halde kilo almayanları şanslı azınlık sanıyorsanız, aldanıyorsunuz. Onlar için bu durum bir dert.

Erkek güçlü, kuvvetli, yapılı olur klişesinin yiyip yiyip kilo alamayan bir erkek için nasıl bir kabusa dönüştüğünü tahmin edebilirsiniz. Ya da kilo almayı başaramayan bir kadının giydiği her elbisenin üzerinde emanet gibi durmasını.

Aslında başımda olmasa belki ben de bu konuya dikkat kesilmeyecektim. Yıllarca ne yersem yiyeyim kilo almadığım için arkadaşlarımın hışmına uğrayıp, karşılarında gofretleri çikolataları hüplettikçe benimle arkadaşlıklarını kesme tehditleriyle bile karşılaştım.

Geçen günlerde, kilo vermeye ve almaya yardımcı bitkisel ürünler satan ve yıllık ciroları 8 milyon YTL olan bir şirketin üst düzey yöneticisi, "Kilo aldırma özelliği olan bitkisel ürünlerimiz, zayıflatanlara göre daha fazla rağbet görüyor. Türkiye’de bu kadar çok şişmanlamak isteyen olması çok şaşırtıcı" deyince, kafamda bir ışık yandı. Diyetisyenleri aramaya başladım.

Diyetisyen Nilüfer Bayram, kendilerini şişmanlamak için arayanların utana sıkıla, "Şişmanlatıyor musunuz" diye sorduktan sonra kendilerine geldiğini söyledi. Bir de, çok zayıf kadınların yumurtlamada sorun yaşayıp, hamile kalmakta zorlandıklarından kilo almak için kendilerine başvurduğunu anlattı.

Diyetisyen Güneş Ayır ise niçin kilo alınamadığını ve kilo almanın aslında kilo vermekten niçin daha zor olduğunu şöyle anlattı: "Kilo vermek için, günlük toplam alınabilecek kalorinin bir miktarını kıssanız bile hemen kilo kaybı başlar. Ama kilo almak daha da zordur. Ayrıca kilo vermekten çok daha uzun sürer. Kilo alamayan kişilerde de ilk önce yaptığımız metabolizmasını taramaktır. Metabolizmada bir sorun yoksa bu kez tiroit, guatr ve sindirim sistemini tararız. Bazı insanlar da kilo almak istedikleri halde iştahı olmadığı için alamıyor, onun da iştah merkeziyle ilgili bir sorun oluyor. Ama her şeyine bakıldığı halde, hiçbir sorunu çıkmayanlara da şanslı azınlık, diyoruz. Bu konuda genetik miras da önemli."

Diyetisyen Nilüfer Bayram, genel kanının, "Aman canım yemek yerlerse kilo alırlar" olduğunu ve kilolu insanlarda ilaç tedavisi şansları olmasına rağmen, zayıflarda bu tür ilaçların kullanımının daha zor olduğunu ve öncelikle doğal yöntemlerle kilo aldırmaya çalıştıklarını söylüyor.

SEVİLAY ÇİÇEKLİ (33, Tekstilci)

Kilo alayım diye 20 gün işe gitmeyip sürekli yedim
/images/100/0x0/55ea176df018fbb8f86ab990


Boyum 1.62, 1992 yılında bir diyet yaptım ve 60 kilodan 45 kiloya düştüm. O gün bugün ne yaptıysam verdiğim kiloları bir daha alamadım. 25 yaşıma kadar bu konuyu kendime büyük takıntı yaptım ama artık kabullendim. 1.85 boyunda 14 yaşında bir oğlum var ve ayna karşısında yan yana durduğumuzda, anne artık biraz kilo al, böyle kötü duruyoruz diyor. Anne dediğin etli butlu olur ya, beni anne gibi görmüyor. Doğumda 69 kiloya çıktım ve çok mutlu oldum. Bir daha bu halde kendimi göremem diye, fotoğrafçılardan çıkmadım. Yanaklarım dolmuş, gözlerim ortaya çıkmıştı. Ama doğumdan sonra yine 47 kiloya düştüm.

Kilo alabilmek için gittiğim doktorlardan, vitamin haplarından, kilo aldırıcı tozlardan fenalık geldi. Bir de önünüze gelen size kilo almanız için tavsiyede bulunuyor. "Kardeşim ben bunların hepsini yaptım" demekten bıktım usandım artık. Zaten milleti dinlediğim için bir gün komaya giriyordum. Aktardan pekmez, polen, arı sütünü al karıştır dediler. Yedim ve gıda zehirlenmesinden komalık oldum. Bir keresinde sırf kilo alayım diye 20 gün işe gitmeyip evde sürekli yedim içtim, kız kardeşim bana sürekli hamur işleri, helvalar yapıp yedirdi. Gece uyanıp ballı sütler içtim. O dönemde dört kilo aldım. Ama işe başlayıp hareket edince aldığım kiloları yine verdim. 1994’ten bu yana diyetisyenlere gidiyorum ve hálá kilo alamadım.

Kıyafet beğeniyorum, istiyorum ki göğüslerim, basenlerim belli olsun ama kıyafeti taşıyamıyorum, tahta gibiyim. Bluzlarıma yaka iğnesi takıyorum ama ne yapsam bluz yine aşağı düşüyor. Günlük kıyafetlerde neyse de düğünlerde istediğim kıyafetleri giyemiyorum diye çok üzülüyorum. Siyahı çok sevmeme rağmen iyice zayıf gösteriyor diye uzun bir süre giyemedim. Zayıf olduğum için gırtlağım çok belirginleşiyor, onu da fularla kapatıyorum. Sırf bu yüzden fular koleksiyonum oldu. Arkadaşlarım köprücük kemiklerine su doldursak, kuşlar su içer diye dalga geçiyor. Etraftakilere yiyorum ama kilo alamıyorum diye laf anlatamıyorum, kinayeli kinayeli "Hasta mısın acaba" diye soruyorlar. Mayo giyemiyorum çünkü kasık kemiklerim o kadar öne fırlıyor ki utanıyorum. Ama allahtan fiyonklu bikiniler çıktı da, kenarlarındaki fiyonkları tam kemiklerimin üzerine getirerek kamufle edebiliyorum. Hedefim 52 kilo olabilmek. Kilo almak için diyetisyene gidiyorum dediğimde, kahkaha atıyorlar, "Kızım yersen alırsın" diyorlar ama alamıyorum. Şimdiki diyetisyenim iki ayda bir kilo aldırdı, 48 kilo oldum. Hemen hesaplamalara başladım. Böyle giderse temmuza kadar birkaç kilo daha alıp tatile çıkabilirim.

BİR GÜNDE NE YİYOR?

Kahvaltıda peynir, reçel, kaymak, yumurta, zeytin, yiyebildiği kadar ekmek. 11.00’de süt. Öğlen tavuk veya köfte, çorba, salata. 15.00’de yiyebildiği kadar fındık, ceviz, üzüm. 17.00’de sandviç ve ayran. 19.00’da dilediği kadar akşam yemeği. Gece 23.00’de tatlı, yatarken bira mayası karıştırılmış meyve suyu.

AHHAN ŞENER (26, Tiyatrocu)

Lakaplarım sıska, cımbız, tava sapı
/images/100/0x0/55ea176df018fbb8f86ab992

Diyetisyene gidip 7 ayda 6 kilo aldım


Ben kilomdan rahatsız değildim ama 15-16 yaşımdan beri her tanıştığım insan, daha ilk tokalaşmada, "Ayy ne kadar zayıfsın" deyince, ister istemez bu işte bir acayiplik var galiba diye düşündüm. Sıska, cımbız, tava sapı gibi lakaplarım var ama ben bunlarla eğleniyorum. Niçin kilo alamıyorum diye bütün gerekli testleri yaptılar bir şey çıkmadı. Metabolizmam normalden fazla çalışıyormuş.

Çok yemek yerim. Yediğim şeylerin hepsi de kilo aldırıcıdır. Ama tek tip beslendiğimi diyetisyene gittiğimde öğrendim. Bu tür beslenme de kilo almaya engelmiş. Mantıyı çok sevdiğim için her akşam üstelik tam da yatmadan önce koca bir tabak mantı yer, öyle uyurdum. Arada yediğim kuruyemiş ve cipsleri saymıyorum bile. Şu anda da diyetisyenimin tavsiyesiyle yanımda sürekli bir şeyler taşıyorum. Çantamda fındıklar, bisküviler, meyveler, yoğurtlarla dolaşıyorum.

Kilo alamadığım için annem çok dertli çünkü bir de onu suçluyorlar, "Bu çocuğu hiç beslemiyor musun" diyorlar. Annemin gençliği de benim gibiymiş, sanırım genetik mirasım da var.

Atletler, bodyler, kısa kollu gömlekler giymeyi çok tercih etmiyorum. Onun yerine uzun kollu bir şeyin kolunu dirseklere kadar sıyırmayı tercih ediyorum. Şükür ki, slip mayonun modası geçti de dize kadar şort mayolar moda oldu. Can simidi gibi oldu onlar bana.

Sevgilim olduğu zaman bir süre sonra anaç tavra geçip, beni sürekli beslemeye çalışıyor. Fakat olan onlara oluyor, onlar da benimle birlikte yiyince ben değil onlar kilo alıyor. 26 yaşındayım ama daha küçük gösterdiğim için tiyatroda hálá ailenin en küçük çocuğu rolündeyim.

Ben çok yediğimi düşünüyordum ama yine de tek tip beslendiğim için bu bana yetmiyormuş, koşuşturma sırasında bir gün yere yığılıp kaldığımda bunu öğrendim. O gün bir diyetisyene gitmeye karar verdim. Boyum 1.82 ve kilom 60. Yedi aydır diyetisyene gidiyorum, başladığımda 54 kiloydum.

BİR GÜNDE NE YİYOR?

Kahvaltıda tereyağı, bal, reçel, peynir, yumurta, zeytin ve meyve suyu. Öğlen 12.00’de süt, fındık ve ceviz. Öğlen sandviç, salata meyve suyu. 16.00’da yoğurt. 18.00’de tost, meyve suyu. 21.00’de dolu dolu yiyebildiği kadar akşam yemeği. Yemekten sonra meyve. Yatmadan önce kuru kayısı, incir, ceviz. Canı çektiği anda pastalar, çikolatalar cabası.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!