Çok satmak hayatımı deÄŸiÅŸtirmedi

Güncelleme Tarihi:

Çok satmak hayatımı değiştirmedi
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 04, 2003 00:00

Ä°lk romanı Git Kendini Çok Sevdirmeden ile büyük bir ilgi gören yazar Tuna Kiremitçi (31) bir yıl aradan sonra ikinci romanıyla yarın okurun karşısına çıkıyor. Ä°smi yine ilginç: Bu Ä°ÅŸte Bir Yalnızlık Var. Bir önceki romanının çok satması ÅŸaşırtmış Tuna Kiremitçi'yi. Çünkü Git Kendini Çok Sevdirmeden hálá best seller listelerinde ve satışı 50 bini geçmiÅŸ durumda. Git Kendini Çok Sevdirmeden'de geç kalınmış aÅŸkı anlatan Kiremitçi bu kez yalnızlığı seçmiÅŸ kendisine konu olarak. Kitabının kahramanı bir müzisyen. Bu seçimin özel bir anlamı var onun için. Ä°lk gençlik yıllarında müzikle uÄŸraÅŸmış ‘‘rate bir müzisyen’’ olarak tanımlıyor kendini. Bu kitap bir anlamda o yıllara ve müzisyenlere karşı ödenmiÅŸ bir vefa borcu. n Yeni romanınızın teması yalnızlık, neden?-Henüz yazarlığımın ilk dönemlerinde olduÄŸum için temel insanlık halleri üzerine çalışmaya devam ediyorum. Yalnızlık da insanlığın temel hallerinden bir tanesi, üstelik puslu bir lamba gibi yalnızlık. Onun ışığında aÅŸk da, hüzün de, neÅŸe de farklı görülüyor. O bakımdan yazılması verimli olan bir ÅŸey. Hayatta da yalnızlığın kötü bir ÅŸey olmadığını düşünüyorum aslında. Kötü olan tek başına olmak. Ben hep sevdiklerim dokunabileceÄŸim uzaklıkta olsunlar ve ben yalnızlığın tadını çıkarabileyim, istemiÅŸimdir. En büyük lüks, konfor o. SeçilmemiÅŸ yalnızlık kötüdür. SeçilmiÅŸ yalnızlık tercih edilebilecek bir ÅŸey.n Romanda anlattığınız seçilmiÅŸ bir yalnızlık mı?-Hayır seçilmemiÅŸ, hayatın itmesiyle içine düşülmüş bir yalnızlık. Mehmet Olcay hayatta bazı ÅŸeyleri ıskalamış, evliliÄŸi, mesleÄŸiyle ilgili. Ama belki de yalnızlığın getirdiÄŸi gazla hálá aşık olmaya cesaret edebiliyor. n Bu Ä°ÅŸte Bir Yalnızlık Var'da diyalogların fazlalığı dikkat çekiyor. Daha kolay okunsun diye mi bu yolu seçtiniz?-Ãœslup olarak Git Kendini Çok Sevdirmeden'den çok fazla bir fark yok, bundaki olaylar daha küçük ilk kitaba göre ve daha az ÅŸeyler oluyor. Daha nazlı, daha ufak tefek bir ÅŸey oldu ama bundan dolayı daha çok yazarlık gücü gerektiren bir kitaptı. Ä°lk kitapta iki zaman kullanmıştım, bunda tek zaman var, tek bir doÄŸrultuda giden bir hikaye. n Okuru daha fazla çekecek mi sizce?-Tek zamanlı olması kitabın okunmasını kolaylaÅŸtıracak. Diyalogların daha fazla olduÄŸunu ben pek düşünmüyorum. Kitapta bir erkeÄŸin dünyası anlatılıyor. Mehmet Olcay adında bir müzisyen. Bir erkeÄŸin dünyası anlatıldığı için farklı bir yerden hayata bakan bir roman.n Evet, eskiden bir grubunuz vardı, müzik yapıyordunuz. Ne kadar özdeÅŸleÅŸtiniz kahramanınızla?-Mehmet Olcay benim 10-11 yaÅŸ büyük ve müziÄŸi bırakmamış halim. Müzik benim için her zaman bir ukdedir. Rate bir müzisyenim ben. EÄŸer müziÄŸi bırakmamış olsaydım 10-15 yıl sonra nasıl bir hayat sürecektim acaba, diye düşünerek yazdım Mehmet Olcay'ı. Mehmet benim cesaret edemediÄŸim bir ÅŸeyi yapıp hayatını müziÄŸe yatırmış, bedelini ödemiÅŸ, ama bunun piÅŸmanlığını yaÅŸamıyor. Böyle insanlara her zaman çok büyük saygı duyarım. Ayrıca müzisyenlerin dünyasına büyük bir sevgim var. En zor zamanlarımda yaÅŸama sevinçleri ve enerjileriyle hayatımı renklendirdiler. Kitap, bir tür gönül borcunun da ödenmesi aslında.n MüziÄŸi bıraktığınız için bir eziklik duyuyorsunuz sanki?-Tabii, her zaman bunun ezikliÄŸini duydum. Çünkü bir dönem müzisyen olmayı çok ciddi düşündüm, ama belki cesaretim eksikti, belki yeteneÄŸim o kadar yoktu, belki de imkanlar elvermediÄŸi için olmadı. Ama her zaman müzisyen arkadaÅŸlarıma karşı çok büyük gıpta etmiÅŸimdir. n Kırık, yarım kalan aÅŸklar, dile getirilemeyen bir sevgi. Nedir anlattığınız aÅŸklardaki bu yarım kalmışlık ya da baÅŸlayamama durumu?-Bu Ä°ÅŸte Bir Yalnızlık Var'da anlattığım yanlış bir aÅŸk. Neye göre yanlış; insanların içinde bulundukları koÅŸullara göre yanlış. Ä°ki kiÅŸi var, ikisi de birbirini istiyor, önlerinde bir fiziksel engel de yok, ama bir türlü iÅŸin içinden çıkamıyorlar. Kendi kendileriyle ve toplumla bir çeliÅŸkileri var. Bu da hayattaki en büyük dramlardan biri. Mehmet Olcay hayatında çeÅŸitli çıkmazları bulunan bir adam, bir de bu aÅŸk hikayesiyle yeni bir çıkmaz sokaÄŸa giriyor. Hayattaki olanaksızlıklar ve onlara karşı insanın verdiÄŸi klasik tragedyalardan gelen mücadele bana hem hüzünlü, hem dokunaklı, hem de anlamlı gelir. n AÅŸk için ne diyorsunuz?-AÅŸk kadar önemli mevzu çok az var. Ãœzerinde yazdıkça, düşündükçe, sırlarını daha çok derinleÅŸtirip kendini daha iyi gizleyen bir konu.n Mutlu aÅŸk yok mudur sizce?-Var ancak mutlu aÅŸkta anlatacak çok fazla bir ÅŸey yok. n Åžair olarak tanındınız edebiyat çevrelerinde. Ne oldu bıraktınız mı ÅŸiiri?-Gizli gizli devam ediyorum ÅŸiir yazmaya. Åžu anda yayınlatmak gibi bir düşüncem yok. Åžiir insandan 24 saatini isteyen bir uÄŸraÅŸ. Oysa romanda ben her akÅŸam üç saatimi buna harcayacağım diyerek kotarabilirsiniz. 24 saatinizi ÅŸiire vermezseniz ortalama bir ÅŸeyler yazarsınız. n Ä°lk romanınız Git Kendini Çok Sevdirmeden 50 bin sattı. Bu baÅŸarıyı bekliyor muydunuz? Bu ilgiyi neye baÄŸlıyorsunuz?-KonuÅŸma diliyle yazılmış bir kitap olduÄŸu için okuyucuyla buluÅŸacağını tahmin ediyordum, ama bu hız ve ÅŸiddet beni ÅŸaşırttı. Kendi kendime de soruyorum bunu. Yazarken mütevazı olmaya gayret ediyorum, yani okuyucunun benden cahil veya daha az zeki olmadığını unutmamaya çalışıyorum. Bu bilinçle hareket ettiÄŸim için de okurlar buna bir karşılık veriyorlar.n Kitabın isminin bir etkisi olabilir mi?- Ä°smi çekici gelmiÅŸtir muhakkak, çünkü beni de çeker kitap isimleri. Her ÅŸeyin isminden etkilenirim; ÅŸehir isimleri, nehir isimleri, rock grubu isimleri, futbol takımı isimleri. Galatasaraylıyım ama GençlerbirliÄŸi bence harika bir takım ismi mesela.n Hayatınızda bir deÄŸiÅŸiklik oldu mu?-Pek olmadı. Üç yıldır çalıştığım reklam ÅŸirketinde çalışmaya devam ediyorum. Onlar da beni evvelden tanıdıkları için, iÅŸyerimde pek bir deÄŸiÅŸiklik olmadı. Arta kalan zamanı da ya yazarak ya da eÅŸim, annem ve kız kardeÅŸimle geçiriyorum. O yüzden hayatımda pek bir ÅŸey fark etmedi. Olumlu anlamda fark etmesi var tabii ki, çok sihirli bir his ama öyle bir şöhret hissi deÄŸil. Çünkü hayatın akışı pek izin vermiyor. Gazetelerde yazılar çıktığında annem duygulanıyor, okurlardan mektuplar geliyor o kadar. n Çok satan eserlerin yazarları ciddi edebiyat çevresinin kendileriyle ilgilenmediÄŸini düşünüp hayıflanıyorlar, böyle bir endiÅŸeniz var mı?-Sadece edebiyat çevresinin deÄŸil, herkesin bir önyargısı vardır çok satan kitaplara. Benim de vardı. Çok satan kitapları herkesten sonra okumayı kendime görev bilirdim. Ama benim şöyle de bir ÅŸansım var, edebiyat dünyası da ilgisiz kalmadı, Semih Gümüş, Ömer TürkeÅŸ olumlu yazılar yazdılar ki bu da benim için sevindirici.Ä°KÄ° KÄ°TAP YAZINCA HEMINGWAY OLUNMUYORÄ°ki kitap yazınca insan Hemingway olmuyor! Daha gidecek epey yolum var farkındayım. Henüz egomu ÅŸiÅŸirecek bir büyüklükte deÄŸilim. Ne olup ne olmadığımın farkındayım. Yalnız artık yazmaya düzenli zaman ayırmam gerekiyor, bunu yapamadığım zaman huysuzlanabiliyorum.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!