Çocukların şarkımızla 23 Nisan provası yapması çok hoşumuza gitti

Güncelleme Tarihi:

Çocukların şarkımızla 23 Nisan provası yapması çok hoşumuza gitti
Oluşturulma Tarihi: Şubat 25, 2006 00:00

2000 yılında kurulan, o gün bugündür Beyoğlu’nda çeşitli mekanlarda ve birçok festivalde sahneye çıkan Anima grubu, nihayet kendilerinden uzun zamandır beklenen ilk albümlerini geçtiğimiz hafta yayınladı. Animasal adı verilen albüm, farklı altyapıları ve özellikle şarkı sözleriyle dikkat çekiyor.

Ceylan Ertem’in seslendirdiği şarkıları dinlerken sanki bir masaldan diğerine geçtiğinizi hissediyorsunuz. Okan Bayülgen’in "Bu çocukları sahnede ilk gördüğümüz günden beri peşlerindeyiz, gidiyoruz işte..." demesi boşuna değil. Biz de grup üyeleriyle bir araya gelip grubun ve ilk albümleri Animasal’ın sırrını çözmeye çalıştık.

Nasıl bir tanışma hikayeniz var?

- Ekin:
Tuncay’la Caddebostan’da sokaklarda müzik yaparken tanıştık.

- Tuncay: O ara Ceylan’la sık sık görüşüyorduk ama o zamana kadar Ceylan’ın sesini hiç duymamıştım. Güzel olduğunu söylüyorlardı ama Ceylan çok şarkı söylemiyordu ulu orta. Bir gün dinledim ve çok beğendim. Yaptığım besteleri dinletip "Bunları söyler misin" dedim. "Yağmurla Gelen" ilk dinlettiğim şarkıydı. O da çok sevdi yaptıklarımı ve "Bende de bir şeyler var. Ortak bir şeyler yapabiliriz" dedi.

Güçleri birleştirmeye karar verdiniz yani...

- T:
Evet, aynen öyle. Sonra ben Ekin’i de çağırdım ekibe. Murat da Ekin’in arkadaşı olduğu için gruba dahil oldu. Böylece Anima’yı kurmuş olduk.

Grup kurulduktan sonra ilk kez bir arada, nerede hatırlıyorsunuz kendinizi?

- T: Boğaziçi Üniversitesi’nde Radyo Boğaziçi’nin düzenlediği amatör gruplar müzik yarışmasında ilk kez sahnedeydik. Ceylan’ın ilk sahne deneyimiydi. Gerçi o yarışmada dereceye giremedik ama sahne deneyimini unutmamız mümkün değil.

O yarışmadan sonra neler olup bitti?

- T:
Sahnenin tadını bir kere alınca kendimiz konser organize etmeye başladık.

H2000’de de vardınız siz değil mi?

- T:
Evet, hatta H2000’in ilk senesinde Demo sahnesinde ilk çıkan grup bizdik. Bir sonraki sene ana sahnede çıktık. Sonra arkası geldi. Rockİstanbul’dan BarışaRock’a kadar birçok festivalde çaldık.

Çok kısa sürede çok yoğun ilgi gördünüz. Uzun zamandır albümü beklenen gruplardan biriydiniz. Nasıl geldi bu noktaya Anima?

- T: Aslında hiç kolay olmadı buralara gelmemiz. Yavaş yavaş ilerledik. İlk günden beri kendi bestelerimizi çalmaya dikkat ettik. Çok az cover yapıyorduk. Tabii o halimizle bir yerlerde çıkmamız kolay olmadı çünkü kulüpler genelde cover ağırlıklı grupları tercih eder. Dinleyicinin bize inanması biraz zaman aldı aslında.

Yaptığınız müziği sizi hiç tanımayan birine nasıl anlatırsınız?

- T:
Nasıl müzik yaptığımızı anlatamıyoruz, böyle bir sorunumuz var.

- Murat: Hepimizin ayrı ayrı besteleri, çalışmaları var ama Anima’ya gelince bambaşka bir şeyin içinde buluyoruz kendimizi, başka bir şey üretiyoruz. Ama Anima’yı diğerlerinden ayıran ve öne çıkan özelliğin sözel içerik olduğunu söyleyebiliriz. Melodi olarak da aşina olduğumuz her şeyin dışında bir şey yakalamanın derdine düştük.

Müzik tarzı olarak sizi bir başlığın altına koymak zor...

- T:
Alternatif rock deniyor ama o da tam olarak yaptığımız şeyi karşılamıyor. Bazı tarzların bir araya geldiği yeni bir şey oldu. Albümde caz, blues, trip hop gibi türler ve folklorik öğeler, rock müzikle bir arada.

Farkımız şarkı sözlerimiz dediniz. Ne anlatıyor Anima?

- T: Genelde müzisyenler insanlara hep belirli kalıplar üzerinden bir şeyler anlatır. Bazen tamamen politik bir şey oluyor bazen de duygusal. Biz, insana biraz daha yaklaşıp özüne inmek istiyoruz. Politik tercihleri, yaşam şekli ne olursa olsun, herhangi bir kişinin içinde yaşadığı duygu hallerini anlatmak istiyoruz. Biz de sürekli kendi içimize dönük bir haldeydik bu albümü yaparken.

Nasıl bir şey hedefliyorsunuz? Belli bir kesim dinlese yeter mi diyorsunuz yoksa hedef olabildiğince çok insana ulaşmak mı?

- T: Tabii ki herkesin bizi anlamasını bekleyemeyiz. Nasıl ki bizim de anlamadığımız bir sürü şey var, bizi de anlamayacak ve sevmeyecek dinleyiciler olacaktır. Ama Ceylan’ın annesi çok hoş bir şeye tanık olmuş geçen sene. Adapazarı’nda bir ilkokulda 23 Nisan hazırlıklarında bizim Joker şarkımızın demosuyla prova yapılıyormuş. Çocukların bu şarkıyla dans etmesi, bu şarkıyı söylemesi çok hoşumuza gitti. Tarlada çapa yapan bir işçinin de şarkımızı mırıldanmasını isteriz.

GRUBUN İSİM HİKAYESİ

Anima, Latince ruh demek. Bir müzik terimi olarak da "derin bir his vererek çalmak" anlamına geliyor. Biz de müzik yaparken, sahnede çalmaktan tutun şarkıları oluşturmaya kadar hep bu felsefeyi temel aldık.

DUVARDA RİTİM TUTARAK KURULAN DOSTLUK

Bugünlerde birçok albümde adını gördüğümüz, Sezen Aksu’nun İkili Delilik parçasının bestecisi Halil Mustafa Ceceli, Anima’nın da ilk demolarını yapan kişi. Tanışma hikayeleri ilginç. Bir gün Tuncay’ın (Korkmaz) evinde duvara vurarak ritim yaparken duvarın ötesinden çok daha karmaşık bir ritimle karşılık almışlar. Bir süre duvardan duvara karşılıklı haberleşmişler ve sonra bir gün mutfak penceresinde tanışmışlar.

GRUPTA KİM KİMDİR?

Tuncay Korkmaz (28, mızıka, gitar, synthesizer), Ekin Cengizkan (23, davul), Murat Çopur (29, bas gitar), Ceylan Ertem (26,vokal). Grup üyelerinin hepsi Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi’nde farklı bölümlerde okuyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!