Çikolatayla korkmadan mutluluÄŸu yakalayın

Güncelleme Tarihi:

Çikolatayla korkmadan mutluluğu yakalayın
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 22, 2002 00:00

Acaba çikulatayı fazla mı yiyorsunuz? Yoksa korka korka mı? Kolesterolden mi korkuyorsunuz? Durun o kadar deÄŸil, o nefis ÅŸey bırakın aÄŸzınızda eriyip gitsin (dark ve bitter olanı), çünkü o hem tarih boyunca ‘tanrıların yiyeceÄŸi’ unvanını alan aÄŸacın ürünü hem de içi mutluluk veren maddelerle dolu!Seker Bayramı, Kurban Bayramı, Sevgililer Günü ya da bir baÅŸka gün için armaÄŸan aradığınızda, veya canınız istediÄŸinde, ‘diyet polisi’ ne derse desin, ağızda eriyen o güzel sütsüz çikolatalardan alabilirsiniz. Besin deÄŸeri açısından incelendiÄŸinde, özellikle siyah çikolatada, insanı mutlu eden maddeler yanında kolesterole yol açmayan maddeler de olduÄŸu anlaşılıyor. Yunanlıların, ‘tanrıların yiyeceÄŸi’ anlamına gelen ‘Theobroma’ adını verdikleri aÄŸacın tohumundan elde edilmesi de, çikolatanın çaÄŸlar boyu taşıdığı ayrıcalığı gösteriyor. Maya, Olmek ve Aztek halklarının ilaç yaptıkları kakao tanelerinden elde ediliyor çikolata. Mayalar’ın para olarak kullandığı kakao çekirdiklerini ilk kez Kristof Kolomb, Ä°spanya’ya getiriyor. 16. yüzyılla 20. yüzyıllar arasında kansızlık, iÅŸtahsızlık, zihinsel yorgunluk, cinsel isteksizlik, ateÅŸ, gut, böbrek taÅŸları, yanıklar ve bağırsak tembelliÄŸi gibi birçok derde deva olduÄŸu düşünülen çikolata Avrupa’da büyük ilgi görüyordu. Antioksidan deposuBugün bu tür doÄŸrudan yararları olmasa da, çikolatanın beyni olumlu etkilediÄŸi ve yaÅŸlanmanın olumsuz etkilerini geciktirdiÄŸi düşünülüyor. Yani çikolatanın üzerinde efsaneler sürüp gidiyor, gördüğünüz gibi. Ancak bugün insanlığın elinde bu efsaneyi test edecek bilim gibi bir araç var.Çikolata, oksitlenmenin hücre ve damarlara verdiÄŸi zararı önleyen antioksidanlar açısından zengin bir besin. Ama meyveler, sebzeler gibi baÅŸka yararları da olan öteki antioksidanlar yerine çikolata yemeÄŸe kalkmamak koÅŸuluyla. Åžekerli besinlerle karşılaÅŸtırıldığında en yararlısı çikolata diyebiliriz. Evet, ÅŸeker ve yaÄŸ içeriyor, bir parça çikolatada 200’ün üzerinde kalori var. Ama sütsüz çikolatadaki yaÄŸ, stearik asit denilen doymuÅŸ bir bitkisel yaÄŸ ve zeytinyağı gibi tekli doymamış yaÄŸlarla aynı etkiyi yapıyor.Kalbe dostSütlü çikolatada kandaki kolesterolü yükseltebilen doymuÅŸ süt yaÄŸları varken, sütsüz çikolatadaki tekli doymamış yaÄŸlar kolesterolü yükseltmiyor. Zaten kakao yağı da bitkisel bir yaÄŸ.Çikolatadaki antioksidanlar, kandaki kolesterolün oksitlenerek damar çeperlerine yapışmasını önleyebiliyor ve böylece kalp krizi ve inme gibi tehlikeleri azaltabiliyor. Dallas’ta, Teksas Ãœniversitesi Güneybatı Tıp Merkezi’nde yapılan araÅŸtırmalara göre, kırmızı ÅŸaraptakine benzer bir antioksidan etki yapan çikolata, kalp krizi yanında kansere karşı bile koruyucu olabilir. Çikolata yanında çay, kırmızı ÅŸarap ve kimi meyve ve sebzelerde de bulunan bitki temelli güçlü antioksidanlara flavonoid’ler deniyor. Flavonoidler, kötü kolesterolün oksitlenmesini önlüyor ve kan plakçıklarının daha az yapışkan olmasını saÄŸlayarak damar tıkayan pıhtıların oluÅŸmasına engel oluyor. Çikolatalı ÅŸekerleme üreticisi Mars ÅŸirketi için araÅŸtırma yapan bilim insanları, flavonoid miktarı artırılmış sütsüz çikolata yiyenlerin kan damarlarının, flavonoid düzeyi düşük çikolata yiyenlere göre daha saÄŸlıklı olduÄŸunu ileri sürdü. Bu durumda, kalp hastalığına yakalanmak istemeyenler, ÅŸiÅŸmanlık gibi bir sorunları yoksa, doÄŸal olarak yüksek flavonoid içeren siyah çikolatayı korkmadan yiyebilir. Öte yandan alkali ile iÅŸlem gören kakao tozu ve çikolata ÅŸurubunda ve sütlü çikolatada daha az flavonoid bulunuyor. Mitler ve gerçeklerTüm ÅŸekerli yiyecekler diÅŸlere zararlı. Ama beden sıcaklığında kolayca eriyen çikolata, en azından diÅŸlere yapışan maddeler katılmamış saf haliyle en az zararlı ÅŸekerleme türü.Ulusal DiÅŸ AraÅŸtırmaları’nın da içinde bulunduÄŸu üç merkezde yapılan araÅŸtırmalar, peynir gibi çikolatadaki yağın da diÅŸleri ÅŸekerin zararlarından koruduÄŸunu ve çikolatadaki taninin plak oluÅŸumunu engellediÄŸini ortaya koydu. Çikolata yerine keçiboynuzu yeme önerilerine gelince, Teksas Ãœniversitesi’nde yapılan araÅŸtırma, keçiboynuzunda daha çok ÅŸeker bulunduÄŸunu ve bu ÅŸekerin diÅŸlere çikolatanın beÅŸ katı daha zararlı olduÄŸunu gösterdi. Ãœstelik keçiboynuzu tat açısından çikolataya yaklaÅŸamaz bile. Sivilce yapmazYanlış inanışlardan biri de, çikolatanın sivilce yaptığı ya da sivilceleri büyüttüğü görüşü. Öte yandan çikolatanın yemek borusunda ciddi bir rahatsızlığa yol açabilecek mide reflusuna iyi gelmediÄŸi biliniyor. Migren aÄŸrıları çekenlerse, çikolatanın aÄŸrıyı dindirdiÄŸini ileri sürüyor. Gelelim bağımlılığa. Bilim insanlarına göre çikolata gerçekte bağımlılık yapmıyor. San Diego’da Sinirbilimleri Enstitüsü’nden farmakologlar, kakao ve çeÅŸitli çikolata türlerinin beyinde normal olarak anandamide adlı yaÄŸlı bir madde ürettiklerini ortaya çıkardı. Bu madde, mutluluk duygusu veren marihuana gibi maddelere de yanıt veren beyin hücreleri alıcılarını uyarıyor. AraÅŸtırmada, anandamide’in yarattığı mutluluk duygusunu uzattığı anlaşılan iki kimyasal madde daha görüldü. Beyni ‘hızlandırıyor’Çikolatada beyin etkinliÄŸini hızlandıran baÅŸka maddeler de var: Bunlardan biri, erotoninin yapı taşı olan ve rahatlama duygusu yaratan triptofan; öteki depresyon geçirenlerin daha mutlu olmasını saÄŸlayan ve amfetamin benzeri bir madde olan feniletilamin. Aşık olanların beyni de feniletilamin salgıladığı için, çikolatanın afrodizyak olduÄŸu bile ileri sürüldü. Belki de bu rahatlatıcı özelliÄŸi nedeniyle adet kanamaları öncesinde ya da sırasında hormonların etkisiyle gerginlik yaÅŸayan kadınlar çikolataya yönelebiliyor. Tadı ve kokusu cezbediyorAraÅŸtırmacılara göre ise çikolata yeme isteÄŸi, kimyasal bir bağımlılık deÄŸil. Bir gruba sütlü çikolata, ötekine kakaodaki kimyasal maddeleri içermediÄŸi halde çikolata tadı veren beyaz çikolata verilen ya da bir bölümüne kakao tozu, ötekine undan yapılma kapsüller verilerek yapılan bir araÅŸtırmada, yalnızca beyaz ya da sütlü çikolata yiyenler, çikolata yeme isteÄŸinin giderildiÄŸini söyledi. NY Times’da yer alan habere göre, bu durum, kakaodaki kimyasal maddelerden çok, çikolatanın tadı, kokusu ve dokusu gibi özellikleri nedeniyle arandığını ortaya koyuyor. Yine de, bu tür çikolata krizlerine kapılanların evde ya da iÅŸyerinde çikolata bulundurmamalarında yarar var. Çünkü fazlası gerçekten de beli kalınlaÅŸtırıyor.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!