Çıkışı olmayan ada

Güncelleme Tarihi:

Çıkışı olmayan ada
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2010 12:03

Martin Scorsese ve vazgeçemediği oyuncusu Leonardo DiCaprio dördüncü buluşmalarını sürprizlerle dolu Zindan Adası’nda yapıyorlar.

Haberin Devamı

Ömür GEDİK

Film, 1950’lerin sonunda gözlerden uzak bir adada bulunan tüyler ürpertici bir akıl hastanesinde geçiyor. Bulmaca çözmeyi ve sürprizleri seven izleyicinin kaçırmaması gereken film klasik dedektiflik hikâyelerinden gerilime kadar pek çok farklı türü iç içe geçiren başarılı bir çalışma.

Karanlık, ürkütücü ve gözlerden uzak bir adadan daha korkunç ne olabilir?
Burada kurulmuş, suçlu akıl hastalarının bulunduğu bir akıl hastanesi…
Ve işlenen cinayetler…
Zindan Adası, Dennis Lehane’ın (Gizemli Nehir’in de yazarı) aynı adlı romanının sinema uyarlaması.
Proje Martin Scorsese’den önce Wolfgang Petersen’e gitmiş.
Ama hikâyenin aksiyon ağırlıklı bir gişe filmine dönüşmesinden korkulduğu için bu fikirden hemen vazgeçilmiş.
Socersese, “Gotik edebiyatın doğası, filme giden süreci başlattı” diyor ve “Bu hikâye yağmur, karanlık, iskelet ve ışıklandırma olmadan nasıl anlatılırdı bilemiyorum” diye ekliyor.
Bu cümleler Zindan Adası’nın iskeletini oluşturmakta.

Haberin Devamı

ÜRKÜTÜCÜ DOĞA VE SORU İŞARETLERİ

Gelelim konuya.
1954 yılında son derece tehlikeli bir kadın mahkûmun kaçması üzerine, polis şefi Teddy Daniels ve yardımcısı Chuck Aule, adaya geliyorlar.
Kendi çocuklarının katili psikopat Rachel Solando’nun imkânsızı başarıp, kilitlendiği hücresinden kaçması ve geriye bilmece gibi bir not bırakması adadaki gerilimi tırmandırmış.
Bu gerilime yağmur, şimşekler, fırtınalarla şekillenen ürkütücü doğa da eşlik ediyor.
Dönemin akıl hastalarına uygulanan insanlık dışı tedavi yöntemleri de işin cabası.
Hikâyenin merkezinde bulunan ve aynı zamanda anlatıcı rolünde de olan Teddy’nin hayalleri, sanrıları bir şeylerin bizim gördüğümüzden daha farklı olduğuna işaret ediyor gibi.
Dahası bu sanrılar zihnimizi meşgul ederek, kafamızdaki soru işaretlerini de arttırıyor.

FİNALİ MERAK ETMEMEK ELDE DEĞİL

Doğanın ve tedavi adı altında yapılan işkencelerin acımasızlığının çarpıcı görüntülerle perdeye yansıması ve hikâyenin bizde yarattığı soru işaretlerine eklenen yeni sürprizlerle birlikte her dakika gerilimin ve gizemin içine daha da sürükleniyoruz.
Bu filmi izlerken insan en çok “Final nasıl olacak acaba?” diye düşünüyor.
Leonardo DiCaprio, kariyerinin hem fiziksel hem de duygusal anlamda en zorlayıcı filminin Zindan Adası olduğunu söylemiş.
Filmi izleyince ona hak veriyorsunuz.
Ama o yine de zor ve karmaşık rolün altından izleyenlere renk vermeden kalkıyor.
Martin Scorsese, soluk soluğa, endişe ve korkuyla izlenen, çözülmesi emek isteyen yapboz tarzında bir film yaratmış.
Oyuncular, görüntüler ve yaratılan atmosfer de etkileyici.
Türün meraklıları kaçırmamalı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!