Cevapları biliyorsunuz

Güncelleme Tarihi:

Cevapları biliyorsunuz
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2001 10:21

Her gün sorunlar ve zorluklar yaşıyorsunuz. Başınıza gelenlerin büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorsunuz ve haklı olabilirsiniz. Zaman zaman dünyanın kontrolden çıktığını hissediyor, kimin iyi kimin kötü olduğunu anlamayabiliyorsunuz.
İnsanlar zaman zaman duyarlı ya da adil olmayabilirler, bu da hayatın bir parçasıdır. Hazin bir şekilde, başarılarınız arttıkça, size yönelik saldırılar da artar. Bu durumda size ancak siz yardım edebilirsiniz.
Sorunlarınızın ana haber bültenlerini işgal etmemesi, bu sorunların önemli olmadığını göstermez, en azından sizin açınızdan. Siz kendiniz için harekete geçmez ve mücadele etmezseniz, bunu başka kim yapabilir? Hayattaki en büyük destekçiniz kendinizsiniz. Hayat denen bu savaşta en büyük mücadeleleri siz kendi içinizde verirsiniz.
Bir şeyi kabul edelim. Bir sorunu büyük kılan şey, bu sorunun size ait olmasıdır. Sizin sorunlarınız bitişikte oturan komşunuzun gözünde o kadar da önemli değildir. Bu, komşunuzun sizi sevmediğini ya da iyi kalpli olmadığını göstermez. İnsan, doğası gereği hep kendini ve kendisini ilgilendiren şeyleri ön planda tutar. Sorunlarınız sizin gözünüzde önemli olmalıdır. Sizin gözünüzde önemli olmayan bir sorun, başka hiç kimse için bir şey ifade etmez.
Sorunlarınızı yok saymayın, hafif göstermeye çalışmayın ya da bu sorunlar yüzünden kendinizi mahcup hissetmeyin. Yaşadığımız dünya bizi çoğunlukla sorunlarımızı bastırmaya koşullandırıyor. Yaygara koparmak ya da olayların akışını bozmak istemiyoruz. Sonuç olarak da genellikle sesimizi kısıp oturuyoruz. Oysa, sizin için önemli olan bir sorun, önem verilmeyi ve üzerinde durulmayı hak ediyordur. Bu sorun önemlidir, çünkü siz önemlisiniz.
Sorunları, başkalarının sorunlarıyla karşılaştırmak da yanlıştır. Örneğin siz bileğinizi kırmışken, hastanede aynı odayı paylaştığınız kişinin bacağı kesilmiş olabilir. Bu elbette çok kötü bir şeydir, ancak sizin bileğinizin acısını azaltmaz. Bir sorununuz varsa, elbette bu sorunu önemsemeniz gerekir. Haklılık-haksızlık tartışması yapmadan bu sorunu çözmeye çalışmanız en doğrusudur.
Şimdi kendinize sorun: Hayatta gerçekten bir stratejiniz var mı? Yoksa rastgele günü yaşıyor ve başınıza geleni mi çekiyorsunuz? Eğer bunu yapıyorsanız, rekabetçi değilsiniz demektir. Dünya tam bir "kurtlar sofrası"dır; el yordamıyla ilerleyerek başarılı olmak olanaksızdır. Hayatta başarılı olanlar, oyunun kurallarını bilen, plan yapan kişilerdir. Bu kişilerin verimliliği diğerlerine oranla çok daha fazladır.
Siz de oyunun kurallarını bilmeli ve bir plan yapmalısınız. Kendinize şu soruları sormalısınız:
* Gerçekten ulaşmak istediğim yöne doğru mu ilerliyorum, yoksa rüzgar nereye savurursa oraya mı gidiyorum?
* Bugün yaptığım şey, gerçekten istediğim şey mi? Yoksa bunu gerçekten istediğim için değil de yalnızca dün de aynı şeyi yaptığım için mi yapıyorum?
* Elde ettiğim şey gerçekten istediğim şey mi? Yoksa sadece kolay, güvenli olduğu ve gerçekten istediğim şey kadar tehlikeli olmadığı için mi bunu elde etmeye çalıştım?
Bunlar zor sorular ama siz cevapları zaten biliyorsunuz, değil mi?
(Yaşam Stratejileri kitabından)
     
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!