Bu kadar güçlü olduğumu bilmiyordum

Güncelleme Tarihi:

Bu kadar güçlü olduğumu bilmiyordum
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2012 00:00

Büyük bir trafik kazası geçirdi. Kısa sürede kendini toparlamayı başardı. Müziğe de ara vermedi, “Anlatacaklarım Var” adlı yeni single’ını dinleyicileriyle buluşturdu. Bana da o sıkıntılı günlerin ardından Bengü’yle yeni yaşamını ve albümünü konuşmak düştü...

Haberin Devamı

Prodüktör Bengü diyeceğiz size bundan sonra, öyle mi?       
 
- Çok havalıyım değil mi!

İşinizin patronu olmaya nasıl karar verdiniz?  

- Aslında hep içimden geçirdiğim bir şeydi bu. “Albümlerimi kendim yapsam nasıl olur acaba? Bugüne kadar öğrendiklerimi bir hayata geçireyim” diyordum. Bu, 8’inci albüm ve bugüne kadar birçok şey biriktirdim. Bu yaz kendimi bu konuda cesur hissettim, “Böyle bir albüm yapacağım” dedim. “Aman iki şarkılık single” diyebilirsiniz ama kocaman bir albüm çıkarmış kadar oldum ben.

Bütün yük üstünüzde olunca bir albümlük emek harcamışsınızdır herhalde...

- Daha özgürdüm bu sefer. Kendi beğendiğim şarkıları aldım, söyledim. Kararları yalnızca ben verdim. Tabii ekibimin de fikirlerini aldım.

İKİ GÜN ÖNCE MATBAADA O KOKUNUN İÇİNDEYDİM

Artık sekiz albüm önceki Bengü değilsiniz. O zamanlar insanlar sizi yönlendirebilirdi, çünkü çok gençtiniz, tecrübesizdiniz...

- Tabii bir şey bilmiyorsun, insanları tanımıyorsun.

Daha önceki albümlerde sizin fikrinizi söyleme hakkınız yok muydu?

- Vardı tabii ki. Hep de sordular zaten. En son çalıştığım şirket Avrupa Müzik, hâlâ ailemdir. “Ne istersen o olsun” mantığında davrandılar. Ama şimdi çok daha farklı şeyler yaşıyorum. İki gün önceye kadar matbaada o kokunun içindeydim. Yardımcımla birlikte gece yarısına kadar oturup renk beğendik. “Baskı şöyle mi olsun, böyle mi olsun? Onun logosu burada mı olsun, buradan mı girsin?” diye uğraştık durduk. Single’ın dağıtımını DMC yapıyor, Samsun Demir de beni çok özgür bıraktı. O yüzden güzel bir iş çıktı.

ANNEME TELEFONDA “BU İŞ ZORMUŞ GALİBA” DEDİM

Zorlandınız mı peki?

- Geçen annemle telefonda konuşuyordum; “Zormuş bu iş galiba” dedim... Prodüktörlüğünü de üstlenince, daha çok üstüne düşüyorsun. Mesela bazı müzik kanallarında göremeyince arayıp “Yayınlamıyor musunuz benim klibimi?” diye sormaya başladım. Önceleri daha rahattım. O zaman da işin üstündeydim ama şimdi daha bir sahiplendim galiba.

Prodüktörlük devam edecek mi peki?

- İnşallah. Allah güç verirse. Çok istiyorum devam etmeyi bu işe.

Sevenleriniz sizden albüm bekliyordu. Neden sadece iki şarkı geldi?

- Evet, tahmin edebiliyorum. Ben haziranın sonunda bu iki şarkıyı dinler dinlemez dedim ki; “Hemen çıkaralım.” 1,5 senelik ara verdim zaten. Biraz da özledim galiba. Bir an önce yeni bir şey yapmış olayım, dinleyicilerimle buluşturayım istedim. Albümler, uzun bir mesai istiyor. Bu şarkıları bir buluşturayım, martta da albüm çıkarırım diye düşündüm.

KAZADAN 1 HAFTA SONRA “ORAYA GİTMEK İSTİYORUM” DEDİM

Çok geçmiş olsun, büyük bir kaza geçirdiniz. Kazadan sonra “Geç kalmayayım, bu şarkılar elimdeyken hemen sunayım” gibi bir duygu oluştu mu?

- Kazadan sonra daha bir çalışkan, daha heyecanlı, daha dolu dolu yaşar oldum. Başka bakar oldum dünyaya. İyi anlamda söylüyorum bunu. Çok büyük bir acı yaşadım. Hâlâ da içimde hiçbir şey geçmiş değil. Bu kazada Ümit’i (Koruması Ümit Özer) kaybettik. İçimde onu kaybetmenin acısı var, o yaşadığım travma var. Ama hayat devam ediyor. Bunların yaşanması gerekiyormuş. Belki de evet, bir an önce buluşmak istedim dinleyiciyle. O duygulardan sıyrılıp yepyeni bir kliple, şarkıyla gelmek istedim. Mustafa Ceceli’yle daha önceden de çalışmıştık. Hemen Mustafa’yla bir araya geldim. Biraz da ertelemeden yaşamak istedim...

Çok kötü bir olay yaşadınız ama çabucak sahneye döndünüz. Siz biliyor muydunuz bu kadar güçlü olduğunuzu?

- Bilmiyordum. Ben kendimi, ruhumu bastırmışım galiba. O güçlü kızı çıkarmamışım. Terapi de gördüm, psikoloğum da var. Hâlâ ara sıra gidiyorum, sohbet ediyoruz. Aştık bir şeyleri ama o da dedi; “Bu kadar güçlü olman beni korkutuyor” diye. Çünkü ben 1 hafta 10 gün sonra; “Kaza yerine gidip oradan geçmek istiyorum” dedim. Bu tür travmalarda bazıları ağlayarak, bağırıp çağırarak bunları atlatıyor. Ben de hayata gülümseyerek atlatmaya çalıştım. Bu da çabuk geçmesini sağlıyor bazı yaraların. En büyük merhem o, gülümsemek, hayata sarılmak.

ACİL SERVİSTE HİÇBİR ŞEYİN FARKINDA DEĞİLDİM

Ağlayamadınız mı hiç bağıra çağıra?

- Çok ağlamadım. Ailemi, sevdiklerimi daha fazla üzmek istemedim. Ama içime döktüğüm çok gözyaşı var... Beni acil serviste sedyede yatırdıklarında bile hiçbir şeyin farkında değildim. Kafamdaki, gözümdeki yaranın, burnumun o halinin... Hâlâ gülüyordum. “Salı günü tatile gidecektik, gidemeyeceğiz galiba, neyse bir sonraki hafta gideriz” diye şaka yapıyordum. İnsanlar arkalarını dönüp ağlıyordu, ben “Yapmayın bir şeyim yok benim” diyordum. Hayatta da biraz öyleydim ben. Ailenin küçük kızı olarak Güzin Abla’ydım ben. Çok şükür ki hayattayım. En güzeli bu.

Bu olaydan sonra; “Şunu erteliyordum ama bu kez ertelemeyeceğim” dediğiniz bir şey var mı?

- Aslında çok şey var. Sabah daha erken kalkıyorum mesela. Koşturayım istiyorum. Daha az uyuyorum. Yağmuru da, güneşi de, bütün mevsimleri çok seviyorum. Aslında iyi yönünden aldım ben bu olayı. O hastaneden çıktığında her geçtiğin yol sana cennet yolu gibi geliyor. Şükürler olsun ki yürüyerek çıktım ben. Eskiden de çok dua ederdim ama şimdi Allah’a daha yakınım. Daha çok dua ediyorum.

BACAĞIMDAKİ İZLERİ “CANIM BENİM” DİYE SEVİYORUM

Hastaneye beklediğiniz ama gelmeyen kişiler oldu mu?

- Hiç olmadı, çok şükür. Hatta hiç tanımadığım, daha önce karşılaşmadığım sanatçılar bile geldi. Şoke oldum, “Biz aslında ne kadar birbirine bağlı bir aileymişiz” dedim.

Kimlerdi onlar?

- Mesela Muazzez Ersoy’u hiç görmemiştim o güne kadar, hiç tanımamıştım. Muazzez Hanım gelip başımda durdu, gözleri dolu doluydu. Mesela ‘Memedim’ Zeynep. Hiç karşılaşmamıştık. Beni her gün ziyarete geldi. Gülşen, Hande, Demet, Burcu Güneş, Murat Boz zaten canım ciğerim. İnsanlar kendilerini benim yerime koydular sanırım. Hepimiz gece yola çıkıyoruz, koşturuyoruz. Beni o halde görünce çok etkilendiler, o yüzden koşa koşa geldiler. “Şu gelmedi” dediğim kimse olmadı.

Sağlığınızı olumsuz etkileyen bir şey yok değil mi?

- Yok. Her şey bitti. Ufak tefek izlerim var. Görünsün istiyorum, çünkü hayatın bana attığı bir imza. Üstümdeki bir iz. Çok seviyorum onları. Bacaklarımda var mesela birkaç iz. Onları da “Canım benim” diye seviyorum.

Haberin Devamı

6 AYDA 6 SENE ATTI ÖMRÜM

Albümün adı “Anlatacaklarım Var”. Neler anlattınız bu albümle dinleyenlere?

- “Ben bunu söyleyecektim” gibi bir izah değildi. Bu aslında bir söylem. Yaşadıklarımdan sonra altı ayda altı sene attı ömrüm. Bir anda başka bir boyuta geçmiş gibi oldum. İşte o boyuta geçerken yaşadıklarım ve daha buraya sığdıramayacağım birçok şey var...

Haberin Devamı

UYKULARIM KAÇIYOR

“Ya bu albüm tutmazsa” korkusu yaşıyor musunuz?

- Hem de nasıl! En büyük kaygı o galiba. Uykularım kaçıyor. Böyle zamanlarda danıştığım insanlar var çevremde. Hepsine şarkılarımı mail atarım; şan hocama, aranjörüme, anneme, babama, sevgilime... Ama her seferinde aynı heyecanı, aynı kaygıyı yaşarım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!