Bu Hint filmi kaçmaz

Önce, “Yine mi uzun film?” dedim içimden.
Sonra “Ne de olsa Hint filmi, şimdi konuyu bir kenara bırakıp olmadık yerde dans etmeye başlarlar” diye de devam ettim. Ayaklarım geri geri gitti.
Ve sonra... Sonra çok pişman oldum, önyargılarıma bir kez daha kızdım.
Ve her şeye rağmen izlediğime çok sevindim bu filmi. Hatta bittikten sonra tekrar izlemeye bile karar verdim.

SAĞIR VE DİLSİZ BARFİ’NİN AŞKI

Barfi, Hint sinemasının bugüne dek çıkardığı en iyi filmlerden biri. Uzun süresine rağmen sıkan, batan, gereksiz duran tek bir sahnesi bile yok.
Yönetmen koltuğunda Anurag Basu var.
Başrollerde Ranbir Kapoor, Priyanka Chopra, Ileana D’Cruz ile Roopali Ganguly oynuyor.
Küçük yaşta annesini kaybeden ve babası tarafından yetiştirilen Barfi, sağır ve dilsiz olarak doğmuş ancak buna rağmen hayat dolu ve son derece pozitif biri olarak büyümüş.
Aynı zamanda son derece haylaz bir genç olan Barfi’nin başı sık sık derde giriyor.
Yaşadığı şehre taşınan Shruti Ghosh isimli genç kadınla tanıştığında ise hayatında daha önce hiç karşılaşmadığı duyguları tatmaya başlıyor.
Barfi, başka biriyle evlenmesi planlanan Shruti’ye ilk görüşte vuruluyor, Shruti de zamanla ona karşı bir şeyler hissetmeye başlıyor.
Ancak ortada büyük bir sorun var. Shruti, ailesi ve çevresi tarafından büyük tepkilere maruz kalıyor.
Ailesi, kızlarının ‘normal’ biriyle evlenmesini ve ‘normal’ bir hayat sürmesini istemekte ve bu birlikteliğin gerçekleşmesine izin vermemek için ellerinden geleni yapmaya hazır.
Yıllar sonra yolları tekrar kesiştiğinde Barfi’nin kalbinde başka biri var; Shruti içinse seçim yapma zamanı geliyor.
Hint sinemasının son dönemdeki en ses getiren yapımlarından biri olan Barfi, sadece ülkesinde değil, sınırlarının dışında da bol övgü almıştı.
Az diyaloglu olmasına rağmen etkisini kaybetmeyen, geriye dönüşleri son derece başarılı bir şekilde kullanan Barfi’yi izlerken özellikle sonlara doğru gözyaşlarını tutamayanlar çok olacaktır.
Sevgilinizle gidecek, birlikte izlediğiniz günü unutamayacağınız romantik bir film arıyorsanız, tereddütsüz tavsiye ederim.

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

Lütfi Suyolcu cinayeti beyazperdede

Lütfi Suyolcu 1995’te belediye başkanı olduğu Kuşadası ilçesinde yaşanan rant kavgası sonrası mafya tarafından öldürülmüştü. Eski belediye başkanının yaşamını anlatan film projesini, sinema ve oyunculuk eğitimi alan kızı Çiğdem Suyolcu hayata geçirdi. Babasının Çiller döneminde yaşadıklarını, kızının gözünden ve odağına baba-kız sevgisini koyarak anlatan filmin yönetmenliğini Ahmet Sönmez üstleniyor. Filmde hem bir kızın babasına olan sevgisi hem de rant kavgası çerçevesinde bir turizm beldesinde yaşanan oyunlar masaya yatırılıyor.

Şeytani ruh yine peşinde

Ed Gass Donnelly’nin yönettiği ve Ashley Bell, Julia Garner ile David Jensen’in oynadığı ‘Son Ayin: Bölüm II’, dünya çapında yaklaşık 70 milyon dolar hasılat elde eden ilk filmin devamı. Nell Sweetzer gözlerini açtığında kendini bir ormanın içinde dağılmanın eşiğinde buluyor. Son saatlerini hatta son günlerini hatırlamakta güçlük çekmekte. Tüm ailesini yitirdiği gerçeğiyse bir insanın başına gelebilecek en büyük talihsizlik. Terapist Frank Merle, Nell’in yaşadığı kulübeye taşınıyor ve birlikte geçmişi unutup yeni bir hayata başlamaya çalışıyorlar.

Jack Black’li komedi

Teksas’ın küçük, kırsal bir kasabasında, bir cenaze levazımatçısının yanında yardımcı olarak çalışan Bernie Tiede, kasaba halkının en sevdiği kişilerden. Pazarları okulda ders veriyor, kilise korosunda şarkı söylüyor ve yardıma ihtiyacı olan herkese el uzatıyor. Ters giden talihine sürekli lanet eden dul Marjorie Nugent’e banka işlerinde yardım eden Bernie, bir süre sonra kadının kendisine karşı artan ilgisi ve isteklerine yetişemez hale gelince zengin Marjorie’yi öldürüyor. Yönetmenliğini Richard Linklater’ın üstlendiği filmin başrollerini Jack Black, Shirley MacLaine ve Matthew McConaughey paylaşıyor.

Dolandırıcı yöneticiler yargıda

Dizi oyuncusu olarak tanınan tiyatrocu Ozan Çobanoğlu’nun ilk yönetmenlik çalışması olan Eksik Sayfalar’da, senaryo Çobanoğlu ile birlikte Berkay Berkman’a ait. Filmin oyuncu kadrosundaysa başı Hüseyin Avni Danyal, Tolga Güleç, Tuvana Turkay, Kaan Çakır ve Soydan Soydaş çekiyor. Sekiz üst düzey yönetici, dolandırıcılık suçuyla yargılanmakta. Bu yargı sürecinde, bir gün kendilerini bir ofiste buluyorlar. Tam da bu sırada şirketi kendisinin satın aldığını iddia eden ve kimsenin tanımadığı bir ‘patron’ bu sekiz yöneticiyi cehenneme atarak, yalanlarıyla ve kendileriyle yüzleştirmeye başlıyor.

Başkasının parasıyla yaşamak

Patrondan Kurtulma Sanatı filmiyle iyi çıkış yakalayan Seth Gordon’ın son filmi Kimlik Hırsızı’nın kozları Jason Bateman ve Melissa McCarthy. Bu tip komedilerin formülü biri klasik diğeriyse çılgın iki karakteri zorunlu bir yolculukta buluşturması olur. ‘Düz adam’ rolünde Jason Bateman var. Kimliğini çalarak gününü gün eden, çılgın, üçkâğıtçı ama şeytan tüylüyüyse Mellisa McCarthy oynuyor. Senaryosu vasat olsa da gösterime girdiğinde 34.5 milyon dolarlık hasılatla bir numara oldu.

Aşk gitmek üzere

Marion Laine’in yönettiği ve Juliette Binoche, Edgar Ramirez, Hippolyte Girardot ile Amandine Dewasmes’in oynadığı Kollarımda Kal, bir ilişkinin dağılma ve toparlanmaya çalışma hikâyesini anlatıyor. İki cerrah Mila ve Javier, birbirlerine delicesine âşık. Mila’nın beklenmedik hamileliği ve iş stresi nedeniyle, Javier içkiye başlıyor, bu yüzden işinden çıkarılıyor ve eşi Mila’dan da giderek uzaklaşıyor. Buna karşı Javier, eşi Mila’yı geri kazanmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazır.

Almodovar’dan hafif bir komedi

Pedro Almodovar’ın yönettiği, Antonio Banderas ve Penelope Cruz’un kısa rollerle çıktığı, Willy Toledo ile Hugo Silva’nın oynadığı filmi yönetmeni ‘Çok hafif bir komedi’ olarak tanımlıyor. Meksika’ya giden bir yolcu uçağının iniş takımları açılmayınca kabin görevlileri paniği engellemek için yolcuları sarhoş etmeye çalışıyor. Uçakta artan heyecan, alkol ve adrenalinin de etkisiyle, ekip ve yolcular arasında izleyicileri kahkahalara boğacak olaylar yaşanıyor.

Bol frikikli bir film

Harmony Korine’in yönettiği ve James Franco, Selena Gomez, Vanessa Hudgens ile Ashley Benson’un oynadığı film, kadın kahramanlar etrafında geçen bir suç hikâyesi. Tabii ki en büyük kozu birbirinden güzel ve popüler oyuncuları. Faith, Brit, Candy ve Cotty müthiş bir bahar tatili geçirmenin hayalini kuran dört çılgın arkadaş. Sıradan genç kızlardan farkları, uçuk planları. Fakat biriktirdikleri paralar yola ancak yetince, çareyi ciddi bir soygun yapmakta buluyorlar.

Terör bu kez Kuzey Kore’den geliyor

Kod Adı Olympus, bu yılın Beyaz Saray işgalini anlatan iki filmden biri. Roland Emerich imzalı White House Down vizyon için yaz aylarını beklerken, Antoine Fuqua’nın yönettiği ve Gerard Butler, Melissa Leo, Morgan Freeman ile Aaron Eckhart’ın oynadığı Kod Adı: Olympus izleyiciyle buluştu bile. Biraz şaşıracaksınız belki ama Beyaz Saray’ın başdüşmanı Ortadoğu’dan değil Kuzey Kore’den geliyor.