Güncelleme Tarihi:
*
Avrada döverek sahip çıkarız biz. Erkekliğimizi ancak, tabiatın (maymundan ayıya, eşekten mandaya, bütün erkek soyuna) verdiği üstünlükle göstermeyi biliriz.
Erkek dediğin karısını sever de, döver de... diyecek kadar az garip bir milletiz biz.
At da güç sembolüdür bizde. Yataktaki zaafımızı, patronun attığı fırçayı, eve adam gibi ekmek getiremeyip de, kaynanın ağzını kapatamamamın ezikliğini... gaz pedalına basarak çıkarırız ancak. Motörün beygir gücü, biz erkeklerin iktidarına dönüşür yollarda. Gaza basarak tatmin ederiz kendimizi.
*
Seni vuran silah da aynı işe yarar elimizde, bebeğim.
Bakma sen bizim “savaşçı millet” mavramıza. O kadar yüreğimiz yoktur bizim. Kavgaya “Tutmayın lan beni!..” diye gireriz ki, bir hayır sahibi tutsun, sopa yemeyelim yok yere...
Yürekli olsak, niye silaha sığınalım böyle? Silah taşımak değil, taşımamak erkeklik ister oysa...
*
Affet bizi bebeğim, n’olur!
Metin Abi’nin dediği gibi, “Burası Türkiye. Burada Türkler yaşar. Ve Türkler böyle yaşar...”
Ali Bebek, birbirine hayat hakkı tanımadan, gücünün yettiğini döverek, yetmediğini arkasından söverek, atının gücüne, belindeki silaha güvenerek... Magandalığı erkeklik sanarak!
Biz böyle yaşarız bu memlekette...
*
Baban, “Sevgili arkadaşım, bana en çok ihtiyacın olduğu anda yanında olmadığım için beni affet” diye seslenmiş, daha kokusuna doyamadan ayrıldığı minik oğluna.
Boşuna üzülmüş inan... Biz seni baba kucağında da bulurduk, yine ta alnından vururduk evelallah! Vuramasak, okulda döverdik, dövemesek yolda ezerdik...
Affet bizi, bebek, bizi affet!
İnan hepimiz böyle değiliz biz, bizi de kalbimizden vuruyor içimizdeki bu hayvan.
Biz de senin gibi kurban, biz de baban gibi mahzun...
Asıl bizi affet sen, Ali bebeğim, bizi affet!
Çünkü biz böyle bir milletiz işte...