Bir günün hikayesi

Güncelleme Tarihi:

Bir günün hikayesi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2001 00:00

Vakitlerden sabahtır. Lakin seher değil kuşluk.Yatak odası.Odanın içi çöp ev görünümündedir.Kadın henüz uyanmış, dış dünyayla ilişkisini kesen kocaman yastığı başının üstünden indirmiş, evi dinlemektedir.O sırada yatağın kenarında oturmakta olan kedi kadının üstüne sıçrar.Kadın sevgisini belli etmek ister:-Fıstııık, kızım...Fıstık, yani kedi, kadının sesinden korkup yere atlar, odadan dışarı fırlar. Kendi sesinden kadın da korkmuştur.Yataktan çıkarken bir yandan da sesini ayarlar:-Ihııı, öhö, aaa, iii, ooo...Aklından ‘‘İyi ki evli barklı değilim’’ diye geçirir.Kumanda aletini aramaya başlar. Arar, arar, arar. Nihayet bulur. Televizyonu açar. Sabah sabah kızların nasıl olup da şeker olabildiklerine bir kez daha şaşar. Banyoya gitmek üzere odanın kapısına yönelir.*Banyo.Kadın banyodadır. Kedilerden adı Yelloz olan ise banyo kapısında, içeri girmek için kapıyı tırmalamaktadır.-Tır tır tır tır tır...Kadın kapıyı açar, kediyi içeri alıp, tekrar kapatır.Kedi banyoyu şöyle bir dolaştıktan sonra kapının dibine oturup başını yukarı doğru kaldırır ve gözünü kapının koluna dikip bakmaya başlar. Bu, ‘‘Dışarı çıkıcam’’ demektir. Kadın kediyi dışarı çıkarır.Aynaya bakar.Aklından tekrar ‘‘İyi ki evli barklı değilim’’ diye geçirir.*Mutfak.Kadın ketıla su koyar.Dolaptan çay fincanını çıkarır.Suni tatlandırıcıyı aramaya başlar. Arar, arar, arar. Nihayet bulur. Bu sırada kolunun çarptığı üç nesneyi devirir.Ağzına suntaya benzeyen kepekli bisküvilerden bir tane atıp bir sigara yakar.Suyun neden hala kaynamadığına bakar. Düğmesine basmamış olduğunu görür. Kendinden nefret eder.Salon.Gündüz uyuyan gece dövüşen kedilerin devirdiği aksesuvarlar oraya buraya saçılmıştır.Kadın etrafı toplarken telefon çalar.-Alo.-Alo...-Alo.-Pakize Hanım?-Evet.-Hasta mısınız?Kadın ne diyeceğini düşünür.‘‘Hayır, sesim sabahları hep böyledir, akşama doğru anca açılır’’ dememeye karar verir.-Ya, sormayın üşütmüşüm biraz.Televizyonu açar.Kızlar hala cıvıldaşmaktadırlar.O sırada annesinin sesi duyulur.-Banyo, mutfak... Her yer yanıyor; bütün televizyonlar açık... Kolay mı kazanıyorsunuz kızım?!..Kadın annesinin Vehbi Koç'la bir akrabalığı olup olmadığını düşünür.Bakkalı arar.Siparişleri verir. Tam kapatmışken,Aklına bir şey daha gelir, tekrar arar.Aklına bir şey daha gelir, tekrar arar.Aklına bir şey daha gelir, tekrar arar.Annesi ‘‘Avrupa'dan getirtseniz daha ucuza gelecek’’ der. Kadın artık Vehbi Koç'la akrabalıktan emindir. Ancak bu akrabalığın neden kendisini de kapsamadığını merak eder.Kapı çalınır.Gelen mahallenin çocuklarından biridir. Bir sokak kedisinin doğurmakta olduğunu haber vermektedir.Kadın veteriner ebe edasıyla dışarı fırlar.Doğum başarıyla gerçekleşmiştir. Kadın eve döner ancak aklı yavrulardadır. Kundaklayıp beşiğe yatırmamak için kendini zor tutmaktadır. Kardeşinin akıl hastanesine haber vermeyeceğinden emin olsa yapacaktır.*Kusura bakmayın bir günün değil, bir saatin hikayesini sığdırabildim buraya. Öyle dolu yaşıyorum ki...mış muş Ürdün Kralı Abdullah ‘‘Savaş 15 yıl sürebilir’’ demiş.Kendinizi hem savaşa hem de hükümetle barışa hazırlayın; ‘‘Savaş sürerken seçim olmaz’’ diyebilir bizimkiler.Gülay Aslıtürk kocasından boşanmış.E, oralarda işbirliği gerektiren bir soygun olayı olmayınca...Kıyak maaş geri çekiliyormuş.Çekilsin, çok ileri gitmişti.Şortlar iyice küçülmüş.Aslında modası kalmadı da alıştıra alıştıra gidiyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!