Bir fıkralı cevap daha bu seferki kıç üstüne

Güncelleme Tarihi:

Bir fıkralı cevap daha bu seferki kıç üstüne
Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 2004 17:38

Allah selamet versin, Hayriye Okuş beni eleştirmiş. “Serdar Bey, insanın kaba yerinin birçok adı vardır güzel Türkçemizde. En hafif ve zarifi ‘p’ ile başlayanıdır, bir tane ‘k’ ile başlayan, bir tane de ‘g’ ile başlayan vardır ki, bu sonuncusu en ayıp addedilenidir. Dikkat ediyorum, siz bu üç ayıp kelimeden ‘k’ ile başlayanını sık sık, hem de alenen yazarak kullanıyorsunuz.”

Haberin Devamı

Ay Hayriye Hanııııım, inanılmazsınız vallahi.

Bir defa, tarifinize bayıldım, çok zarifsiniz, ciddi söylüyorum. Ikına sıkına ‘k ile başlayan ayıp kelime’ dediğiniz benim ‘kıç’ diye yazdığım olsa gerek.

Can Yücel’i ‘g.t’ kelimesini açık kullandığı için mahkemeye vermişler. Şair, mahkemede kendini “Ne diyeyim Hâkim bey, bizim köyde g.te g.t derler” diye bitirmiş, bir de fıkra anlatmış. (Gazetecilerin çok bildiği bir hikayedir ama olsun.)

Bir köyde ateşli bir hasta varmış, köylüler kasabaya doktora götürmüşler. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir koskoca doktoru. Doktor köylüyü muayene edip bir fitil yazmış, yanındaki köylülere de “Sabah akşam anüsten bir fitil koyarsınız” diye tembih etmiş. Köylüler de bir ağızdan ‘Tamam tohtor beğ” demişler, hastayı alıp köye dönmüşler.

Dönmüşler de, fitili nereye koyacaklarını bir türlü bilememişlir. Köyde herkese danışmışlar, ak sakallılara sormuşlar, ı-ıh ‘anüs’ nedir, neresidir bilen çıkmamış. Tabii ilaç verilmeyen hastanın ateşi 40’lara fırlamış. “Şu tohtora açıp bir daha sorak” demiş biri, ama kim cesaret edip de arayacak? Neyse, uzun lafın kısası, Mıhtar Emmi’yi mecbur bırakmışlar aramaya. Köyün tek telefonundan doktoru aramış, bütün köy halkı tepesine dikilmiş, kem küm, özür dileyerek “Tohtor bey, demiş, sen dize dediydin de, bir bu ilacı ne yapacağımızı unuttuk.” Anlamış tecrübeli doktor, “Anüsten anüsten, demiş, yani makattan süreceksiniz!”

“Allah razı olsun, tekrar affınıza sığınırım” deyip kapatmış telefonu Mıhtar Emmi. Köylülere dönmüş, “Makatten verecemişik ilacı!”

İyi de, makadı da bilen yok ki köyde. Komşu köylere çocuk salmışlar, ı-ıh anüs, makat, orada da bilen yok. İhtiyar Heyeti toplanmış, ağzı laf yapanlardan biri “Amcalar, dayılar, hasta gitti gidecek. Mıhtar şu tohtoru bi daha arasın” demiş.

Muhtar artık utanmasa yalvaracak, “Yahu etmeyin, gitmeyin, bok fena kızacak bu sefer Tohtor bey, ters bir laf eder şincik...” dediyse de, dinletememiş. “Çok kızacak vallahi bu sefer çok...”

Haberin Devamı

Bir kez daha çevirmiş manyetosunu kara telefonun, hastaneyi arayıp doktoru istemiş, ezile büzüle kendini tanıtmış, “Tohtor bey, sen bize şiyerler didin ama biz gene anlamadık. O ilacı nasıl verecemizi bilemedik.”

Derken susmuş, Mıhtar Emmi, kıpkırmızı olmuş, suratı asılmış, “Tamam Tohtor Bey başım üstüne, rahatsız ettik kusura kalma!” deyip kapamış telefonu. Sonra köylülere dönmüş:

- Ben size demedim mi Tohtor Bey çok kızacak diye. O ilacı hastanın g.tüne sokun dedi işte!

*

Beraat etmiş Can Yücel bu savunması sayesinde.

Artık Hayriye Hanım bana nasıl bir ceza keser, bilmem...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!