Bir erkek aldatıyorsa kadını yüzünden aldatıyordur

Güncelleme Tarihi:

Bir erkek aldatıyorsa kadını yüzünden aldatıyordur
Oluşturulma Tarihi: Nisan 18, 2010 00:00

Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Erol Dolu ile “çekim izni” yüzünden karakolluk olan Oktay Kaynarca, “rolünün etkisinde kaldı” diyenlere ateş püskürdü. “Oynadığım rollerin etkisinden kalacak kadar ruh hastası mıyım?” diyen Kaynarca, Kelebek’e hem iş hem de özel hayatıyla ilgili samimi açıklamalarda bulundu.

Haberin Devamı

“Adanalı” nın çekimleri sırasında Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Erol Dolu ile karakolluk oldun. Başkan yardımcısı, tehdit ettiğin iddiasıyla senden şikayetçi oldu. Oktay Kaynarca’nın hep böyle tehditkar bir ağır abi durumu var sanki. Neden?

- Sema’cığım medyada bana karşı çok enteresan bir tavır var.  
 
Medyanın mı sana tavrı var, senin mi medyaya?          
   
- Medyanın bana.     
  
Niye peki?         

- Sadece bana değil gerçi. Eğer bir medya grubunun televizyonunda oyuncuysan, karşı grupta seninle ilgili pozitif bir şeyin çıkması zor. Bunu birçok köşe yazarı da dile getirdi. Her grup bunu yapıyor, olan da aradakine yani oyuncuya oluyor.

Bunun bu olayla ne ilgisi var...   

- Yüzde yüz haklı olduğum bir konuda tek doğruyu Hürriyet, yani Kelebek yazdı. Sana diğerlerinin attığı başlığı söylüyorum; “Artist misin, polis misin?”, “Adanalı tehdit etti”, “Rolüne kendini kaptırdı”... şimdi tutup da tekrar Erol Dolu olayını anlatmayacağım. Zaten olayda yüzde 100 haklıyız. Adam yüzde 96 alkollü çıktı. Hem de üç saat sonra yapılan kontrolde böyle çıktı. Anında yapılsaydı, yüzde 140 promil çıkardı, o kadar alkollüydü yani. Bu meselenin asıl üzücü tarafı, haklı olmama rağmen gazetelerin bana olan tavrı.
 
Ama sen de çok dik, fevri bir adamsın. Herkese karşı...
 
- Evet, dik adamım... Hayatım boyunca da öyle olacağım, bundan taviz vermeyeceğim. Doğru bildiğimi her zaman söyleyeceğim.

Hep de magazincilere karşı diksin ama... 

- Hayır... Sen de magazincisin, yıllardır tanışırız. Bugüne kadar sana hiç dik oldum mu? Ya da aradığın zaman bana ulaşamadığın oldu mu? Ne sordunsa dürüstçe cevap verdim. Çünkü sen de bana dürüst yaklaştın. Ama bazı magazinciler, bu işi kışkırtmak, insanların ağzından laf almak, tahrik edip haber çıkarmak, polemik yaratmak sanıyor, ona sinirleniyorum. Ben karakolluk olmuşum evet, ama bir sor bakalım ya! Niye abuk subuk başlıklar atıyorsun.

OKİŞİ SARHOŞ BİR İŞGÜZARDI

Peki, gecenin o saatinde setten “Yardım et abi” diye niye seni çağırıyorlar? Niye polisi ya da başkasını değil?

- Kimsenin beni çağırdığı yok. Aksine “Sakın gelme” dediler bana. Ben kendim gittim.

Nasıl haberin oldu peki?

- Ben seti aramıştım, o sırada öğrendim. Üstelik hemen de gitmedim. Üç saat sonra aradığımda baktım olay hâlâ bitmemiş, o zaman kalkıp gittim. Hatta önce arkadaşlarımdan telefonu o adama vermelerini istedim, biraz konuştuk. Bana “sen kimsin” gibi abuk subuk şeyler söyleyince kalktım, meseleyi yüz yüze halletmek için sete gittim. Elimi omzuna atıp “Kardeşim böyle yapma, alkollüsün. Yarın rezil olacaksın, pişman olacaksın söylediklerine. Üst düzey kim varsa yarın durumdan haberi olacak, üstelik ben söyleyeceğim” dedim. Bunun üzerine bana “Beni tehdit mi ediyorsun?” dedi. “Hayır tehdit etmiyorum ama bütün bu yaptıklarını herkese anlatacağım” dedim. Bütün konuşma bundan ibarettir.

Setin çalışma izni var mıydı?

- Var tabii, olmaz mı? Buna rağmen yapıyor, seti engelliyor. Kaldı ki şimdi ismini vermeyeceğim üst düzey bir yetkili bu beyefendi hakkında “Gecenin bir saatinde alkollü şekilde sete girip hesap sormak ona mı kalmış? ızniniz olmasa ne olur çocuklar, siz bu semtte bizim misafirimizsiniz” dedi. Aklı başında bir yöneticinin söyleyeceği laf budur işte. Kendisi sarhoş bir işgüzar. Zaten kendisiyle ilgili aldığımız istihbarat da bu doğrultuda. Adam oranın eski muhtarıymış, herkes ne olduğunu biliyor. Sorun o değil ama, sonrasında bana yapılanlar... Atılan başlıklar... Çok ayıp yani. Ben bu memleketin çocuğuyum, vatan haini değilim ki “vur abalıya” yapıyorsunuz. Kimse beni aramadı, ne oldu diye sormadı, kafalarına göre başlık attılar!

Biraz böyle ağır abi, iş bitiren abi tarzında takılmıyor musun?

- Sence öyle mi takılıyorum? Bugüne kadar manyak davranışlar içinde olduğumu gördün mü? Anormal bir adam mıyım, oynadığım rollerin etkisinde kalan biri miyim, ruh hastası mıyım? Bu mesele “Kurtlar Vadisi”nden beri ısıtılıp ısıtılıp önüme konuyor.

Haberin Devamı

KEŞKE ZAMANINDA EVLENSEYDİM

Peki... Bu yalnızlığın sonu ne olacak?


- Sizin yüzünüzden yalnızım. Yanımda kimi görseler yazıyorlar. Ben de kendimi eve kapattım.

Kısmetini mi kapatıyoruz?

- Kısmetimin kapanması mümkün değil (gülüyor). Olay şu, başarılı oldukça, yükseldikçe hep yalnız kalırsın derler, bu çok doğru. Ben eski günlerimi özlüyorum. Keşke zamanında evlenseydim, ailem, çocuğum olsaydı. Bunun pişmanlığını yaşıyorum yani.

Gerçekten Özgü Namal’dan sonra hiç aşık olmadın mı?

- Olmak aşamasına geldim ama olmadı. Son noktada o ilişkinin olmayacağını görüp geri döndüm. Ben artık doğal bir toprak arıyorum. Yani temiz bir kadın, kirlenmemiş bir kadın istiyorum. Artık hormonlu toprak çıkmasın karşıma. Fikri hür, vicdanı hür bir kadından yanayım. Bütün erkekler bundan yana zaten...

Bunu biraz açalım...

- Yani at gözlüğü ile dünyaya bakmayacak, seni olduğu gibi kabul edecek. Empati kuracak. Seninle omuz omuza mücadele edecek. Erkekler “Beni bekleyen bir kadın var” diyerek koşa koşa eve gitmekten yana. Bize bu duyguyu hissettiren kadın istiyoruz. Bunu atlıyor kadınlar, illa ki bir erkeğin kendisine özen göstermesini, emek vermesini, ilgi göstermesini bekliyor. Kendileri ise bunu yapmıyor, eşlerine emek vermiyorlar. O zaman çatlamalar başlıyor. Bakın bir erkek aldatıyorsa, inanın kadını yüzünden aldatıyordur. Evinde huzurlu, mutlu, her açıdan tatmin olan erkeğin gözü dışarı kaymaz. Öyle kadınlar var ki, onunlayken aldatmanın “a”sını kafanızdan geçiremezsiniz.

Nasıl kadınlardır onlar?

- Güzellikle alakalı değil bu. Eğer erkek koşa koşa eve gidiyor, her şeyi eşiyle yaşamak istiyorsa, eşini asla aldatmaz.

Haberin Devamı

SERENAY’LA DUYGUSAL BİR ŞEY YAŞASAM BUNU SİZE SÖYLERDİM

“Adanalı”da kızını oynayan Serenay Sarıkaya’ya adın anıldı...


- Onunla ilgili artık konuşmak istemiyorum. Sette de arkadaşım bundan sonra.

Ne demek bu?

- Bundan sonra benim sadece set arkadaşımdır. Bu konunun sürekli gündeme gelmesini istemiyorum, çünkü konu açıldıkça, hep o O iççamaşırlı fotoğrafları kullanılıyor. Bu da benim hoşuma gitmiyor.

Niye hoşuna gitmiyor ki?

- O dizinin bir elemanı olarak uygun görmediğim bir durum bu...

Sana ne?

- Bana ne? (Gülüyor) Bizim oynadığımız bir oyunun, konseptin içerisinde böyle pozlar vermesi yanlış bir zamanlamaydı. Yoksa onun çektireceği fotoğraflar beni ilgilendirmez gerçekten, bana ne... Ben tepkimi dizi açısından gösterdim. Oyunculuk kariyerinde rampaya oturmuş fırlamak üzere olan birinin böyle bir hata yapmasına karşı çıktım.

Peki Serenay’la duygusal anlamda bir şey yaşadın mı?

- Hayır, kesinlikle böyle bir şey yok. Eğer olsaydı emin ol söylerdim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!