Bir bacak dünya turu

Güncelleme Tarihi:

Bir bacak dünya turu
Oluşturulma Tarihi: Nisan 19, 2010 14:42

Atina’dan İstanbul’a Dünya Kupası ile uçtum. Uçağımız. Fransız Blue Line şirketine ait MD-83’tü. İçi, kalabalık seyahat eden işdamları için tasarlanmıştı.

Haberin Devamı

Uğur CEBECİ
ucebeci@hurriyet.com.tr

Dünya Kupası ile yolculuk hiç aklıma gelmemişti.
Yüzlerce futbolcunun alın teri dökerek, uğruna koştukları “Dünya Kupası” yanı başımda bir şifreli kutunun içindeydi. 6 kilo 135 gram, 18 kırat som altın. Başında koruyucusu. Açıldığında el değmenin yasak olduğu kupa.
Coca-Cola’nın kusursuz organizasyonuyla dünyayı dolaşan kupayla Atina’da tanıştım.
Afrika’yı turlamış ve özel bir uçakla Atina’ya getirilmişti.
Atina Venizelos Havalimanı’nın Genel Havacılık Terminali’ne girdiğimde karşımda bir dönemin efsane futbolcusu Roger Milla’yı buldum. Birlikte yolculuk yapacaktık.
Uçağımız Fransız Blue Line şirketine ait MD83 modeli yolcudan değiştirilmiş özel uçaktı. Eski nesil bir uçak olmasına rağmen günümüz teknolojisine taşınmıştı. Motorları Stage 4 olarak değiştirilmiş, ses limitleri aşağı çekilerek her havalimanına inişe uygun hale getirilmişti. İçi, iş jetlerinin konfigürasyonuyla bir örnek hale sokulmuştu. Karşılıklı koltuklar, özel masalar vardı. Topu topu 32 yolcu alıyordu. Ön bölümünde koltuklar tümüyle kaldırılmış, Coca-Cola’nın bir tanıtım salonu yapılmıştı. Bir köşede soğuk içecekler, karşısında bir kaide ve üzerine inişten sonra yerleştirilen altın kupa...
Kupanın bulunduğu bölümdeki koltuklar normal ofis koltuklarıydı. Yere montajlı değildi.

KOMİK ANLATIM

Haberin Devamı

Hostesler uçuşun kurallarını anlatırken gülmekten yerlere yattım. Bir komedi filmi gibiydi. Kemer bağlamadan oksijen maskelerinin düşüşü ya da suya inişte can yeleklerinin takılmasını anlatırlarken kahkahalara boğulduk. İşi eğlenceli hale getirmişlerdi. Düşündüm, ciddi anlatım gerekmez miydi? Ama onların bu komik anlatımıyla kuralların daha fazla akılda kalacağına karar verdim. Sakıncası yoktu...
Uçak pistte koşmaya başladı. Pilot yumuşak bir eğimle burnu kaldırdı. Tanıtım salonundaki zemine montajsız ofis tipi koltuklar yerinden oynamadı.
Sol tarafımda Roger Milla ile eşi oturuyordu. Dünyaca ünlü bir sporcu ama çok mütevazı görünüyordu. Yanında asistanı olmasına rağmen her işini kendisi yapıyordu. Genç eşi ve asistanı yol boyu akla gelebilecek her şeyi yediler. Roger sadece meyveyle yetindi. Belli ki kendisine iyi bakıyordu.
Atina ve dönüş boyunca Coca-Cola’dan Dilge Berktaş bize eşlik etti. Şirketin Marka İletişim Müdürü. Yalçın Bayer’in kızı. Babasının şöhretinden yararlanmadan kendi kalitesini yaratmış bir genç kadın. Bütün uçuşu, öncesini ve sonrasını bize sorunsuz yaşattı.

Haberin Devamı

SU TAKI İLE KARŞILANDI

İstanbul Atatürk Havalimanı’na indiğimizde itfaiyenin yeni gelen birçok uçağa yaptığı su takıyla karşılama hoştu. İki aracın arasından yaratılan su takının altından geçtim. Roger, çok heyecanlandı. Uçak Genel Havacılık Terminali önüne park ettikten sonra gazeteciler kabine alındı. Altın kupa, şifreli sandığından çıkarılıp kaide üzerine kondu. Dünya Kupası’nı kazanan ülkeye bunun altın kaplama bir replikası veriliyor. Orijinali FIFA’nın elinde kalıyor. Kazanan ülkenin adı ve kazandığı tarih altına işleniyor. Şirketin Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü Ebru Bakkaloğlu Tüzecan konuşmasında Coca-Cola’nın organizasyonuyla yapılan dünya turunun hikâyesini anlattı.
İtalyan tasarımcı Silvio Gazzaniga’nın çizgilerini taşıyan kupaya uzun uzun baktım. Tasarımcı, çizgileriyle yarışı, mücadeleyi, gücü ve başarıyı iyi bir formla anlatmış. Kaide ve üzerindeki yükseliş başarının özel bir anlatımı. Dökülen terden hak edişe kadar Dünya Kupası’nın kupa hali doğru bir tasarım. Altı kiloluk som altın yapısı başarının değerini daha da yukarı taşıyor...
Tabii beni ilginç bir uçakla yapılan bir saatlik özel uçuş en az kupa kadar etkilemişti. 84 ülke ve 91 şehri dolaşan Dünya Kupası’nın bu turundaki bir bacak uçuşunda olmak güzeldi. Havacılıkta bir uçuştan bacak diye söz edilir.

Haberin Devamı

BİLET FİYATLARI FIRLADI

Türkiye bu yıl Güney Afrika’da yapılacak organizasyona katılamayacak. Bu şansı kaçırdı. Şimdi Güney Afrika’daki maçları izlemek isteyenler uçaklarda yer bulamıyor. Farklı noktalardan Güney Afrika’ya business gitmek için uçak biletleri 10 bin dolardan fazlaya satılmaya başladı. Birçok uçakta yer yok.
Bu uçuşta ben bütün zamanların Dünya Kupası’yla Atina-İstanbul arasında keyifli bir yolculuk yapmış oldum.
Kupanın İstanbul’a, Türkiye’ye uğraması çok güzeldi...

Antalya’nın yeni iç hatları

ICF tarafından işletilen Antalya Havalimanı’nın yeni İç Hatlar Terminali açıldı. 100 milyon Euro’ya mal olan terminalle iç hat yolcu kapasitesi yıllık 11 milyona çıkartıldı. Ferah mekânlar, 4 köprü ve güçlü klima sistemleriyle yolculara daha fazla konfor sunduklarını söyleyen ICF Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serhat Çeçen, “Kontratımızda mevcut İç Hatlar Terminali’nin yüzde 30 büyütülmesi öngörülüyordu. Yolcularımıza daha iyi hizmet vermek için yeni bir terminal binası inşa ettik. Metrekare olarak iki kat büyüyerek 38 bin 500 metrekareye ulaşan yeni İç Hatlar Terminali’ni 11 ayda tamamladık” dedi.
Saatte 1800 yolcu kapasiteli terminalde 32 check-in kontuarı, 11 x-ray cihazı, 5 restoran, iki kafeterya ile 338 araçlık otopark yer alıyor.
Antalya İç ve Dış Hatlar Terminali’nin işletmesi 2024’e kadar IC Holding ve Fraport’un ortak olduğu ICF konsorsiyumunda.

Haberin Devamı

Uçağın cumhurbaşkanı kaptan pilottur

Polonya Devlet Başkanı Lech Kaczynski’yle birlikte 97 üst düzey siyasetçi, bürokrat ve komutanı taşıyan uçağın 10 Nisan’da Smolensk’de düşmesi VIP uçuşlarını yeniden gündeme getirdi.
Bu kazanın sırrı, pilotlar iniş denemeleri yaparken kokpite iletilen “Törene 35 dakika kaldı” cümlesinde yatıyor. Psikolojik baskı, kaptan pilotun uçuş tecrübesinin yetersizliği, inilmeye çalışılan meydanın kötü hava şartlarında emniyetli alçalma sağlayacak bırakın ILS’i (Aletli İniş Sistemi), yaklaşma ışıklarına bile sahip olmaması, kaza için yeter de artar nedenler... Buna bir de ısrar eklenince tablo tamamlanıyor.
Bir pilot dördüncü kez inmeyi dener mi? Kurallara göre hayır. Eğer deniyorsa, ya yakıtı bitmiştir ya da başka meydana gidemeyecek kadar önemli bir teknik arızası vardır. Çünkü başka şansı yoktur. Ön araştırmalar pilotlara kulenin üç farklı meydan alternatifi sunduğu ve uçakta yeterli yakıt bulunduğunu ortaya koyuyor. Ölenler arasında Polonya Hava Kuvvetleri Komutanı da var. Böyle bir ısrara neden müdahale etmediği araştırılıyor.
Türkiye tarihinde dönemin Başbakanı Menderes’in yaralı kurtulduğu çok ciddi bir uçak kazası var. Sonrasında kurallar değişti. Cumhurbaşkanı-Başbakan ayrı uçaklara binmeye başladı.
1993’teki Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in kazasında ise o gün aslında uçuş Hava Kuvvetleri’ne ait Gulfstream GIV uçağı ile yapılacaktı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş ile Eşref Bitlis beraber Diyarbakır’a uçacaktı. Son anda bir değişiklik oldu. Eşref Bitlis, Kara Kuvvetleri’ne ait pervaneli King Air B200 uçağıyla önceden giderek hazırlık yapmak istedi. Bitlis son uçuşuna çıkarken bu sırada GIV, İstanbul’dan Ankara’ya Orgeneral Güreş’i getiriyordu. Ama uçak yoğun kar yağışı nedeniyle Etimesgut’a inemedi. Düşük görüşün çok kısa bir süre açtığı anda Esenboğa’ya inebildi. Ancak o sırada Bitlis’in uçağı kalkmıştı. Performansı GIV’e göre daha düşük olan B200, kalkıştan sonra yoğun kar yağışının olduğu buluta girdi. Buzlanarak düştü.
Havacılıkta acele, aşırı ısrar riskleri yükseltir. Havada kontrol kaptan pilottadır. Nasıl pilotlar yerde ülkenin yönetimine karışamıyorsa bırakın kokpitte kendi kararı onlar versinler. Çünkü kokpit, onların ülkesidir. Başkası karıştığında kaza olur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!