Binnaz'ı oynarım

Discovery Channel'den ‘‘genel görüntüyü bozduğu gerekçesiyle’’ kovulan, kilolarıyla ünlü Berin Yavuzlar, Leman Dergisi'ne konuştu. Çocukluk fotoğrafları da yer alan söyleşide Berin Yavuzlar, soruları içtenlikle yanıtladı. Berin Yavuzlar'a yöneltilen bazı sorular ve cevapları şöyle:

Berin merhaba... Ne haber?

- Ne olsun işte... Türkiye'yi sallamakla uğraşıyorum...

Sahiden de öyle. Gerçi Türkiye gündeminden umut kesilmez, ama görünüşe göre ikinci binyılın son medya patlamasını yarattın. Bekliyor muydun bu kadarını?

- Hiç beklemiyordum. Bekleseydim kasedim şu anda hazır olurdu ve iki gün sonra sürerdim piyasaya. Çok hazırlıksız yakalandım maalesef. Bak aramızda kalsın pantolonumun kopan düğmesini bile dikmemiştim. Kanal D ana haber bültenine çengelli iğneyle tutturup çıktım. Bir patlama beklemediğim çok belli değil mi?..

Her an dizi film teklifi de alabilirsin bak...

- Olabilir, Binnaz rolünde oynayabilirim... Ama bak var ya.. Ben hep böyle değildim. Küçükken zafiyet geçirmişim...

GERÇEKLERİ ÇARPITIYOR

Zaten hangimiz kalabildik ki... Biz günlerdir gazetelerde seninle ve eski patronunla Ali Karacan'la yapılan söyleşileri okuyoruz. Özellikle Ali Karacan'ın açıklama çalışmaları birer ibret belgesi sanki. Diyor ki o şişman kadın...

- Evet, benden hep böyle bahsediyor. O şişman kadın... Bu da bir ipucu olsa gerek... Gerçi benim bir zamanlar zafiyet geçirdiğim unutulmamalı...

Diyor ki o şişman kadın reklam peşinde. Bir Monica Lewinsky olayı yaratmak istiyor. Öyle mi?

- Diil...

Monica Lewinsky deyince şöyle detaylar geliyor aklımıza. Beyaz Saray, oval ofis, mavi elbise... Ee, Ali Karacan da Lewinsky dediğine göre sakın aslında senden hoşlanıyor olmasın?..

- Bak bir detay unuttunuz. O da puro... Ama Ali Bey'in kanallarında sigara ve benzeri şeyler içilmesi yasak olduğuna göre teziniz yanlış. Bence Monica olayıyla tek benzerliğimiz Bill Clinton da gerçekleri saptırdı.

Anladığımız kadarıyla Ali Karacan'ın tek savunması, senin işini iyi yapmadığın, geciktirdiğin ve onun için seni istemediği üzerine kurulmuş. Bir de telifle çalıştığını ve kanalın kadrolu elemanı olmadığını söylüyor. Gerçekten de işini iyi yapmıyor muydun?

İŞİMİSEVEREKYAPTIM

- Bana söylenecek en son şey bu. Sadece savunma çırpınışı diyorum. Leman'a yolladığım mektupta da işimi iyi yaptığımı söylemiştim. Discovery Kanal'da çalıştığım dört ay boyunca hiç kimse benim çevirdiğim ya da redakte ettiğim bölümlerdeki bir hata için aramadı. Seviyordum ve çok titizleniyordum işim için. Üstelik Ali Karacan'ın altındaki müdürler de son dönemde bütün yayın yetkisini ve çevirmeler üzerindeki tasarruf hakkını bana vermişlerdi. İstifa etmeden bir gün önce çevirmenlerin hangi işlere yatkın olduklarına dair bir kategori yaparak excel tablosu hazırlamıştım. Müdürler feci takdir etmişlerdi beni...

Ali Karacan'la hiç yüzyüze gelip konuşmadınız mı?

- Hayır, hiç...

Ali Karacan yalan söylüyor

Gazetede diyor ki (Ali Karacan), o şişman kadını hiç görmedim...

- Yalana bak... Beni görmemek mümkün mü?

Ali Karacan ve Discovery Channel Türkiye temsilcisi Emre Mumcuoğlu imzalı bir basın duyurusu yapıldı. Senin kanalda çalışmadığın ya da işini iyi yapmadığın için ayrılman istendiğine dair birşeyler...

- Yaa dedim ya, daha önce, ‘‘O şişman kadın’’ olayını duyar duymaz ben istifa ettim zaten. Hatta birer e-mail göndererek istifa toplantı istedim. O toplantıda durumu sordum. Gevelediler. İstifamı kabul etmeyeceklerini, iyi bir ekip olduğumuzu falan söylediler. Ama kararımı değiştirdim. Kanalın Türkiye temsilcisi Emre Mumcuoğlu benden özür diledi ve yapacağı birşeyin olmadığını söyledi. Olayı doğrulayıp benden özür dileyen adamın iki gün sonraki o gerçekdışı basın büteninde imzası olması insanı yaralıyor tabii... Hem kendi adıma ve daha da çok onlar adına...