Beş yeni film

Güncelleme Tarihi:

Beş yeni film
Oluşturulma Tarihi: Mart 31, 2006 00:00

Sharon Stone’u şöhret yapan Temel İçgüdü, 14 yıl sonra devam filmiyle karşımızda. Cinayet romanları yazarı Catherine Trammell’ın başı bu kez Scotland Yard ile dertte. Çizgi romandan uyarlama V, yakın gelecekte İngiltere’de geçiyor. Aniden ortaya çıkan gizemli anarşist kahraman, halkı direnişe çağrıyor.

Haberin Devamı

Catherine Trammell’ın başı bu kez Scotland Yard ile dertte

Basic Instinct 2

Yön: Michael Caton-Jones

Oyn: Sharon Stone , David Morrissey, Charlotte Rampling

Temel İçgüdü, 1992’de vizyona girdiğinde yer yerinden oynamıştı. Lezbiyen ve biseksüelleri psikopat katiller olarak

/images/100/0x0/55eaa1f3f018fbb8f88cbb77
gösterdiği iddiasıyla Amerika’da protestolara maruz kalan filmin Türkiye’deki gösterimi de memleket meselesine dönüşmüştü. Refah Parti’li milletvekillerinin girişimiyle bazı bölgelerde gösterimi bile yasaklandı. Yıllar sonra Star TV’de yayınlanması da sorun olmuş, yine bazı belediyeler, Star TV vericilerini kapatmıştı.

Film olmaktan çıkıp fenomene dönüşen Temel İçgüdü’nün vizyona girmesinden bu yana tam 14 yıl geçti. Aradan geçen onca yıldan sonra Temel İçgüdü 2’nin erotik sahneleriyle birincisi kadar olay yaratmasını beklemek saflık olur. Ancak şu kadarını söyleyelim, Sharon Stone 47 yaşında ilk filmden daha cüretkár sahnelere imza atmış. "Beni çıplak görmek için 12 milyon dolar ödeyecek biri çıkar mı diye düşünüyordum. Sanırım çıkıyor" diyen oyuncu, yüzündeki kırışıklıkları bile gizlemeye gerek duymadan güzelliğini yıllanmış şarap gibi tekrar hayranlarına sunuyor.

Cinayet romanları yazarı Catherine Trammell’ın ( S. Stone), San Francisco polisiyle yaşadığı ölümcül mücadelenin üzerinden 10 yıl geçiyor. Londra’ya taşınan Catherine, burada da başını belaya sokuyor. Saate 180 kilometre hızla giden bir arabada seviştiği futbolcu arkadaşıyla birlikte nehre uçuyor. Futbolcu hayatını kaybediyor ve Scotland Yard, psikiyatr Dr. Glass Tramell’ı (David Morrissey) Catherine’i sorgulamakla görevlendiriyor. Tabii her fani erkek gibi Glass da Catherine’in cazibesine kapılıyor. Ölümler birbirini izliyor ve "Katil kim?" sorusu baş köşeye oturuyor.

Gerilim yine hat safhada ve yine izleyiciyi ters köşeye yatıran birçok sürpriz gelişme yaşanıyor. Doğrusu David Morrissey’in Michael Douglas’ın yerini doldurduğunu söylemek zor. Bazı cesur sahnelerin filmden çıkartıldığını belirtelim. Temel İçgüdü 2, haftanın en iyisi.

Benim güzel Amerikan ailem

Haberin Devamı

Bee Season

Yön: Scott McGehee & David Siegel

Oyn: Richard Gere, Juliette Binoche, Flora Cross


Umut Mevsimi, Myla Goldberg’in aynı adlı romanından uyarlandı. Yüksek orta sınıfa mensup Naumann Ailesi’nin 11 yaşındaki kızları Eliza’nın kodlama (heceleme) yarışmasında birincilik kazanmasıyla gün ışığına çıkan aile sorunlarını ve yaşanan çatışmaları perdeye taşıyor. Richard Gere ve Juliete Binoche gibi kalburüstü oyunculara sahip. Modern Amerikan ailesini mercek altına alan tipik bir Hollywood yapımı. Modern toplumun bireysel yaşamları körüklediği milenyum çağında, sarsılmaz bir aile olmanın kodlarını merak ediyorsanız bu filmi izleyin deriz.

Certibambini

Yön: Andrea Frazzi-Antonio Frazzi

Oyn: Gianluca Di Gennaro, Carmine Recano, Arturo Paglia


İtalya’daki sokak çocuklarının yaşadıkları trajediyi konu alan Aşk ve Cinayet Eğitimi Gören Bazı Çocuklar, öyküsünü Rosario adlı 11 yaşındaki bir çocuğun gözünden anlatıyor. Filmin yönetmenleri tanınmış isimler değil. Andrea Frazzi ve Antonio Frazzi, daha çok İtalya’da çektikleri TV dizileri ve The Sky Falling filmiyle adlarını duyurdular. Bu onların ikinci sinema filmi. 11-12 yaşlarında olmalarına rağmen gasp yapan, ev soyan, adam öldüren esrar bağımlısı bir grup sokak çocuğunun maceralarına odaklanan film, sistem eleştirisine de soyunuyor. Turistik karelerle görmeye alıştığımız İtalya’nın güneyinde yaşanan sefaleti ve sosyal adaletsizliği görme açısından da önemli bir fırsat.

Anarşist kahraman V, sinemalarda

V For Vendetta

Yön: James McTeigue

Oyn: Hugo Weaving, Natalie Portman, Stephen Rea


Neo-grafik romanların öncüleri arasında yer alan İngiliz Alan Moore’un kaleme aldığı, David Lloyd’un çizgileriyle hayat verdiği, 1981’de bağımsız çizgi roman dergisi Warrior’da yayınlanmaya başlanan V (V for Vendetta), nihayet sinemalarda. Nihayet diyoruz çünkü V, Wachowski Kardeşler tarafından çok önceden tasarlanmış ama araya Matrix’in girmesiyle çekimleri 10 yıl sonraya sarkmıştı. Fenomen haline gelen çizgi romanı çekmek Matrix’in yönetmen yardımcısı James McTeigue’e nasip oldu.

Film, tıpkı orijinal metinde olduğu gibi yakın gelecekte İngiltere’de geçiyor. Büyük savaştan çıkmış, totaliter bir rejimle yönetilen İngiltere’de halk korku ve baskıyla sindirilmiştir. Medya hükümetin dalkavukluğunu yapmaktadır. Sistem karşıtları ise toplama kamplarına yollanmaktadır. İşte tam bu noktada, 5 Kasım 1605’te Parlamento Binası’nı havaya uçurmaya çalışırken yakalanıp idam edilen Guy Fawkes’ın maskesini taşıyan V adlı gizemli anarşist kahraman ortaya çıkar ve halkı direnişe çağırır.

Çizgi romanlarının sinemaya uyarlanmasına şiddetle karşı çıkan Alan Moore bir kez daha haklı çıkıyor. Orijinal metindeki eleştirilerin, büyük ölçüde perdeye taşınmasına rağmen Moore’un felsefesi, görselliğe ve aksiyona yeniliyor. Onca başkaldıran söz ne yazık ki, laf kalabalığı olarak havada kalıyor. İşte tam bu noktada Kubrick gibi yönetmenlerin dehası bir kez daha ortaya çıkıyor. Aslında niyet önemli. Ben aksiyonumu yapayım, araya da sistem karşıtlığımı koyarım demekle iş bitmiyor. Wachowski Kardeşler, yönetmen koltuğunda otursaydı Matrix’deki aksiyon-felsefe uyumu V’de de kendini gösterirdi. Her şeye rağmen başarılı bir çalışma. Aksiyonseverler aradıklarını bu filmde bulacaklar. Alan Moore fanatiklerinin ise kulaklarını biraz açmaları gerekiyor.

Yüzyıllık çapkın Kazanova’ya çağdaş yorum

Casanova

Yön: Lasse Hallström

Oyn: Heath Ledger, Sienna Miller, Jeremy Irons


Brokeback Dağı’nda izleyicileri gözyaşına boğan gay kovboy Ennis’i oynayan Heath Ledger, bu kez romantik çapkın Casanova karakteriyle karşımızda. Oscar töreninde nişanlısı Michelle Williams’ı sürekli öpmesiyle gay imajının üstüne yapışmasından fazlasıyla korktuğu anlaşılan Heath Ledger’in Casanova’yı oynaması da bir raslantı olmasa gerek.

1700’lü yılların Venedik’inde kadınları peşinden koşturan, tarihin en çapkın erkeği Casanova, kendisini toplumun ahlakını bozmakla suçlayan Katolik Kilisesi’nin ajanları ve biricik aşkı Francesca Bruni ile maceradan maceraya atılıyor. İsveçli usta yönetmen Lasse Hallström, Casanova’ya daha çağdaş ve komik bir yorum getirmeye çalışmış, ancak sonuç pek de iç açıcı değil. Ne aşk gerçek doğasıyla perdeye yansıtılıyor ne de Katolik Kilisesi’ne yapılan eleştiriler yerini buluyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!