Annesinin Dallas dizisini izlerken televizyon karşısında, hastaneye bile gitmeye vakit bulamadan dünyaya getirdiği mavi gözlü bebek büyüdü ve hayatının başlangıcında tanıştığı ekrana çıktı! 23 yaşındaki Yeliz Akkaya, şimdi ‘Azize’ dizisinde usta isimlerle aynı seti paylaşıyor ve yıldızı her geçen gün yükseliyor.- Yeliz Akkaya’yı daha yakından tanımak istiyoruz öncelikle...6 Aralık 1981-İstanbul doğumluyum. Babam asker emeklisi, annem ev hanımı. Benden dört yaş büyük, Mimar Sinan Üniversitesi Opera Bölümü’nde okuyan Melis adında bir ablam var. Aile yaşamına çok önem veririm, onlarla etle tırnak gibiyimdir.- Şimdi ekrandasınız, hayatınız da ekran karşısında başlamış zaten bildiğim kadarıyla...Evet, bir akşam yemeği sonrasında tüm aile oturmuş, o dönemlerin çok popüler olan dizisi Dallas’ı izliyormuş. Dizinin tam ortasında başlamış annemin doğum sancıları. Hastaneye gidecek vakit bile bulamamışlar. Aynı mahallede oturan sağlık görevlisi bir teyze varmış, koşup gelmiş ve bendeniz dünyaya gelmişim. Dallas çocuğuyum yani...- Oyunculuğa nasıl başladınız?Göztepe Lisesi’nden mezun olduktan sonra Müjdat Gezen Kültür ve Sanat Merkezi’nde tiyatro eğitimi aldım. Bir tanıdığımız Gaye Sökmen’in üniversiteden sınıf arkadaşıymış. Benim fotoğraflarımı göndermiş ajansa. Görüşmeye çağırdılar ve üç senedir o ajansa bağlıyım. Bu gelişmeden sonra reklam çalışmalarım oldu. Daha sonra ‘Hızma’ dizisinden ayrılan Didem Uzel’in rolünü üstlendim. Ardından ‘Melek’te başrol oynadım. Dört aydır da TRT1’deki ‘Azize’de Ediz Hun’la kamera karşısına geçiyorum.- Ediz Hun gibi bir ustayla aynı projede olmak sizi çok heyecanlandırdı mı?Evet, ilk duyduğumda çok heyecanlandım, çünkü bunu hayal bile edemezdim. Ama artık alıştım. Ediz Bey gibi birinin tecrübelerinden yararlanmak muhteşem. Kısacası kendisiyle aynı dizide oynamak, hayatımdaki en önemli kilometre taşlarından...- En karakteristik özellikleriniz neler?Bir kere çocukluğumdan beri acayip hiperaktifimdir. İnsanları incelemeyi, gözlemlemeyi seven bir yanım var. Bunun yanı sıra hep aynı tarz yaşamdan hoşlanmam. Asla büro işi yapamazdım mesela.- Oyunculuk alanında hayalleriniz desem...Bu sektörde söz sahibi olabilmem için daha çok çalışmam gerek. Ama elbette hayallerim var. Mesela bir gün Mehmet Günsür, Haluk Bilginer, Cezmi Baskın, Lale Mansur gibi isimlerle aynı projede yer almak...Bu meslekteki en bakımsız kişiyimBen ne saçını boyayan, ne fazla makyaj yapan biriyim. O yüzden çekimler haricinde sokakta beni çoğu kimse tanımaz. Bu mesleği yapan en bakımsız insanların başında geliyorum diyebilirim. Zaten tanınıp tanınmamak o kadar da umurumda değil. Doğal olmayı seviyorum çünkü... Jean pantolon ve kazakla günü geçirebilirim. İş dışında en büyük zevkim ise arkadaşlarımla ya da yalnız sinemaya gitmek... Bir de mutfakta çok maharetliyim.
Yemek yapma konusunda mütevazı davranmayacağım, çok iddialıyımdır.Â
button