Aynı ameliyatta Alınan memenin yerine karın dokusundan yeni meme

Güncelleme Tarihi:

Aynı ameliyatta Alınan memenin yerine karın dokusundan yeni meme
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2007 00:00

Meme bir kadın için herhangi bir uzuv değil. Her şeyden önce kadınlığın simgesi. Yokluğu depresyona, sosyal ortamlardan kaçış gibi ciddi psikolojik sorunlara yol açıyor. Kanser gibi ciddi bir hastalıktan kurtulmuş olmak bile kadını teselli etmeye yetmiyor çoğu kere.

Hatta bazıları tümörlerinin temizlendiği ameliyatlardan memesiz çıkmak istemiyor. Doktorlarından aynı seansta meme yapmalarını istiyorlar. Plastik cerrahideki gelişmeler kadınlara bu olanağı sunuyor. Kendi karın dokuları kullanılarak yeniden meme yapılıyor.

Meme kanserinin kadınlar arasında görülme sıklığı ortalama yüzde 8. Bu kansere yakalanan kadınların yüzde 15’i de 40 yaşından genç. Bu nedenle memesini kaybetmek, bir kadın için önemli büyük travma. 1997’de yapılan Michigan Çalışması, memeleri alındıktan sonra yerine yeni meme yapılan kadınların hem psikolojik olarak kendilerini iyi hissettiğini hem de vücut imajlarının korunmasından büyük memnuniyet duyduklarını gösteriyor.

Yeniden meme yapmada iki seçenek var. Ya protez takmak ya da hastanın kendi dokusundan meme yapmak. Protez her kadın için uygun değil. Özellikle radyoterapiden zarar gören cildin altına yerleştirmek her zaman mümkün olmuyor. Ancak karın dokusunda yer alan cilt ve altındaki yağ dokusunu, meme şeklinde şekillendirmek ve alınanın yerine yerleştirmek bir başka alternatif.

MEME UCU BİLE YAPILIYOR

Şişli Etfal Hastanesi Plastik Cerrahi Kliniği uzmanlarından Dr. Gürsel Turgut, kadının kendi dokusundan meme yapmak için iki yöntem kullanıldığını söylüyor. İlkinde karın kası, yağı ve cildiyle bunları besleyen damar birlikte çıkarılıyor, alınan memenin yerine yerleştiriliyor. Ancak karın kasının alınması karın duvarını incelttiği ve o bölge zayıfladığı için fıtık olma riski büyük oranda artıyor.

Dr. Turgut bu nedenle bu yöntemden vazgeçtiğini söylüyor. "8 saatlik ameliyatta karından sadece cilt, yağ ve besleyen damarı çıkarıyorum, kas dokusuna dokunmuyorum. Memeyi oluşturmak için doku yerleştirilirken mikrocerrahi teknik uygulanıyor. Getirdiğimiz damarı, göğüs kafesi içindeki damara bağlıyoruz. Bu sayede cilt beslenmeye ve yaşamaya devam ediyor. Hatta hasta kilo alırsa memesi büyüyor" diyor. Aynı operasyonda hastanın karnı da geriliyor.

Bu ilk ameliyattan birkaç ay sonra meme ucu yapılıyor. Bunun için memenin üzerindeki deri kaldırılıyor. Altındaki doku silikon boyayla boyanıyor. Cilt parçasıyla ucu yapılıyor. Aynı ameliyatta gerekiyorsa diğer sağlam meme küçültülüyor. Memeler birbirine eş hale geliyor.

Dr. Turgut, "Eğer yapılabiliyorsa memenin alındığı operasyon sırasında bu ameliyatı da yapıp, hastayı hiç memesiz bırakmamak en iyisi. İleri evre, radyoterapi ve kemoterapi gereken hastalarda ise tedavinin bitmesini beklemek gerekiyor. Bu da 2 yıl sürüyor. Çok genç yaşta meme kanserli hastalarımız var. Özellikle bunlarda meme kaybı hasta psikolojisini fazlasıyla olumsuz etkiliyor. Hastaların sosyal hayata bir an önce dönmeleri açısından bu ameliyatların rolü büyük" diyor.

KANSER TEKRARLAMA RİSKİ ÜZERİNDE ETKİSİ YOK

Plastik cerrahi uzmanı Prof. Dr. Murat Emiroğlu:
Memenin alınması fizyolojik olarak önemli bir kayıp olmasa da hastanın kendine güvenini, benlik algısını veya sosyal etkileşimlerini etkiliyor. Yurtdışı kaynaklı hasta araştırmalarında meme rekonstrüksiyonu uygulanan hastalara sorulduğunda yüzde 95’ten fazlası başlarına aynı şey gelecek olsa yeniden meme rekonstrüksiyonu ameliyatı olacaklarını belirtiyorlar. Ameliyat sonucuna ait beklentileri gerçekçi olan
/images/100/0x0/55eb3bdef018fbb8f8b3f98d
bütün kadınlar için bu işlem uygun. Günümüze kadar yapılan geniş kapsamlı çalışmalar, meme rekonstrüksiyonu uygulamalarının kanser tekrarlama riski üzerine iyi veya kötü yönde bir etkisi olmadığını da gösteriyor.

YILLAR SONRA BİLE YAPILABİLİR

Plastik cerrah uzmanı Dr. Tuğrul Kihtir:
Amerikan Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Derneği’nin verilerine göre, 1999 yılında 83 bin kadın hasta, alınmış memelerinin rekonstrüksiyonla yeniden oluşturulması yoluna gitmiş. En uygun zaman diye bir şey yok. Memenin alındığı ameliyat sırasında da olabilir, aylar hatta yıllar sonra da. Hastanın kendi dokusunun kullanıldığı rekonstrüksiyonlarda, doğal görünüm sağlanabiliyor. Öte yandan karındaki fazla deri-yağ dokusu giderilebiliyor. Her cerrahi girişimde olduğu gibi, meme rekonstrüksiyonu ameliyatları da bazı riskler taşır. Başlıca riskler enfeksiyon, kanama, duyu azalması, asimetri, deri hasarı ve bazen belirgin olabilen izler. Ama protez kullanımından sonra da protez çevresinde ağrılı kapsül gelişebilir. Protez sızarak zamanla küçülebilir.

Protez de gelişiyor

Protez ameliyatı, meme kanseri operasyonundan sonra, protez yerleştirebilmek için yeterli miktarda deri olması halinde mümkün. Derinin, meme protezini içine alabilecek yeterli büyüklüğe getirilebilmesi amacıyla doku genişleticilerin kullanılması gerekebiliyor. Son yıllarda, hem doku genişletme hem de protez görevini birlikte gerçekleştirebilen yeni protezler kullanılmaya başlandı. Alınan memenin derisi, doku genişletici bir protez yardımıyla 2-6 ay içinde serum fizyolojik yardımıyla genişletiliyor, sonra kalıcı son protez yerleştiriliyor. Protezler silikonlu, serum fizyolojikli ya da bunların kombinasyonu olabiliyor. Genişleyebilen protez de kullanılıyor. Protez ilk ameliyatta yerleştiriliyor, meme derisi 2-3 ay içinde genişletiliyor, protez buna uyum sağlıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!