Aşkı aramaktan vazgeçtim

Güncelleme Tarihi:

Aşkı aramaktan vazgeçtim
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2010 00:00

Uzun aradan sonra yeni albümü “Cesur”u piyasaya süren Deniz Arcak, bu kez eskisinden çok daha kadınsı, çok daha seksi bir imajla müzikseverlerin karşısında... Son dönemde tüm enerjisini bu çalışmaya harcayan Arcak, albüm uğruna aşkı bile unuttuğunu söylüyor: “Artık aşkı aramaktan vazgeçtim, çünkü üşkın yerini dolduracak çok fazla işim var.”

Haberin Devamı

DENİZ ARCAK FOTOĞRAFLARI

Albümün hazırlık sürecinden başlayalım dilerseniz... Nasıl hazırlandınız, kimlerle çalıştınız?

- 2004 yılında çıkardığı “00” albümümün tanıtım ve konserleri iki yıl sürdü. Ondan hemen sonra yeni albüm yapmaya karar verdim. Ve o dönemde Can Algeç’le tanıştım. Çok iyi arkadaş olduk, kol kola girip bu yola çıktık. Birkaç aranjörle çalıştık ama hep fikir ayrılığı yaşadık. Bir gün Erhan Güleryüz “Neler yapıyorsun Deniz?” diye sordu, olanları anlattım. “Stüdyomun kapıları sana ardına kadar açık” dedi ve beni aranjör Kaan Kurmuş Karlova ile tanıştırdı. Albümü bir yıl önce bitirdik.

Bir yıl önce bitirdiyseniz neden bu kadar beklediniz?     

- Albümü piyasaya çıkarma aşamasında birtakım pürüzler yaşadık.  
 
Erhan Güleryüz’le dostluğunuz çok eski yıllara mı uzanıyor?   

- Çok eskiden beri tanıyoruz birbirimizi. Hatta onun bir şarkısını söylemiştim. Ama arada koptuk, görüşmedik. Dört yıl önce karşılaştığımızda fark ettik ki büyümüşüz, üstelikdüşünce olarak da aynı doğrultuda büyümüşüz. Bu duruma çok sevindik, dostluğu tazeledik. O olmasaydı ben bu albümü bitiremezdim açıkçası.

Albümdeki şarkı sözlerinin tümü size ait. Suskunluk döneminde kağıda kaleme sarılmışsınız anlaşılan...

- Eskiden kendi söz ve bestelerimi beğenmezdim. Birileri onaylayınca “tamam, oldu galiba” derdim. ılk kez bu albümdeki tüm şarkıların sözleri bana ait. Devamı da gelecek.

Ne zaman?

12 şarkı hazırladım, sadece dördü bu albümde yer aldı. Devamını eylül-ekim gibi çıkarmayı planlıyoruz. Her umutsuzluğa kapılışımda Can yetişti, “Saçmalama Deniz, tabii ki yapacaksın” deyip beni destekledi. Benimle birlikte bu yola baş koydu.

Biraz da dost dayanışması ile çıkmış bu albüm sanırım...

- Kesinlikle. Hiçbirinin hakkını ödeyemem. Beni devamlı destekleyen, maddi kaygı gütmeden yanımda olan dostlarım var. O açıdan çok şanslıyım.

SEVGİDEN DAHA TESİRLİ BİR İLACA RASTLAMADIM

“Cesur”u yazarken dedenizin öğütlerinden de esinlenmişsiniz. Öyle yazmışsınız kartonete... Neydi bu önemli öğüt?


- Dedem bana evden çıkarken hep “Cesur ol, başaracaksın korkma” derdi. Bu sözle başlamak istedim albümle. Cesur olmak, umutsuzluğa hiçbir zaman kapılmamak lazım.

Aynı şarkıda “Sevmem lazım korkmadan, sevilmeyi beklemeden. ‘Vermeliyim gönülden, almaya göz dikmeden” diyorsunuz. Daha önce sevgiye korkuyla mı yaklaşıyordunuz?

- Beklentisiz sevmeye çalışmaktan bahsediyorum burada aslında. ınsanlar birbirlerini suistimal etmeye çok açık. Siz bağrınızı birine açarsınız, o da gelir bağrınızın ortasına tırmığını atar gider. Büyüdükçe ve bunları tecrübe ettikçe bazı şeyleri daha iyi anlamaya başlıyorsunuz. Ben şimdiye kadar sevgi kadar tesirli bir ilaca rastlamadım. Önce insanın kendisine iyi geliyor. Bir de “Gamlı, kederli insanları sevindirmeye çalış, eğer sen gamdan azad olmak istersen” derdi dedem. “Ben seveyim, beklentiyi de bir kenara koyayım” demek lazım. Hayatta yaptığınız her şey bir şekilde size dönüyor. ıyi şeyler almak için mümkün olduğunca iyi şeyler vermeli. Sürekli kaybetmekten endişeleniyoruz, çağımızın rahatsızlığı bu. Sadece sevgiyi değil; ya montum kaybolursa, ya gözlüğüm kaybolursa, ya mevkim kaybolursa... Korkularla daha çok galeyana gelip tempomuzu hızlandırıyoruz. Oysa her şey zıttıyla güzel. Gece olmasa gündüzün değeri bilinmez, mutsuzluk olmasa da mutluluğun. Kötü denilen şey aslında iyiye hizmet edebiliyor. Yaşanan korku da bize hizmet ediyor aslında.
Yani korkuyu olumlu bir tetikleyici olarak kullanıyorsunuz...

- Evet, kesinlikle. Yeter ki bu korku sizi depresyona sürükleyecek kadar büyümesin.

KENDİMİ AFFEDEMESEM BİLEKLERİMİ KESERDİM

Bir önceki röportajımızda “Aşk hayatıma seslenin, eko yapsın” demiştiniz. şimdi seslensek yine eko yapar mı?


- Evet, hâlâ bir sevgilim yok. Eskiden arıyordum, şimdi aramaktan da vazgeçtim. Yatay geçişle babaanne olacağım herhalde.

Aşk konusunda bu kadar umutsuz musunuz?

- şu anda hayatımda beni oyalayacak o kadar çok şey var ki, oturup da “Neden benim sevgilim yok, kör bahtım” diyemem. Öyle bir boşluk olsa belki oturup bunu düşünür, karalar bağlayabilirdim. ıçimdeki aşk potansiyelini aktaracak çok şey var. Ama aşk zevk etmektir. Aşkı canla başla yaşamak güzel. Aşk geldi mi direkt atılır gidersin zaten.

“Cesur”un dikkat çeken sözlerinden biri de “Affettim kendimi”... Kendinizi hangi konularda affettiniz?

- Ben sürekli hatayı kendinde arayan biriyim. Zaman zaman kendimi affetmeyi beceremesem, çok depresif olurum. Depresifliği kaldıracak bir yapıya da sahip değilim, hemen bileklerimi keserim herhalde. Bence hatalar, şürkedilmesi gereken basamaklar. “Hiçbir şeyden pişman olmadım” dersen olduğun yerde sayarsın. Gerçek pişmanlıklar insana çok şey öğretir. Hataları görüp kendimizi affetmemiz ve yola devam etmemiz lazım.

Haberin Devamı

OZAN OLMAK İSTİYORUM

Günümüzün pop kültürüne nasıl bakıyorsunuz?


- Ben hiçbir zaman pop adına iddialı olmadım. Hiçbir zaman Britney Spears olayım gibi bir iddiam yoktu. Veya bilinen bir şarkıyı çok pop bir şekilde cover yapmak da istemem. Benimkisi tüccar zihniyeti değil. Sadece yaptığım işi paylaşma derdindeyim. Benim derdim başka... Belki de ozan olmak istiyorum.

Haberin Devamı

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!