Aşk bana antipatik geliyor

Bu yılki Altın Kelebek TV Yıldızları ödül töreninde yılın çıkış yapan ismi ödülünü kazanan Sıla, müzik kariyerinden özel hayatına kadar her şeyi Kelebek'e anlattı. Genç şarkıcı, "Çok ciddi bir tempo içinde çalışıyoruz. Bu koşuşturmaca içinde ne yazık ki bir sürü şeyi ertelemek zorunda kalıyoruz. Ayrıca çılgınca aşık olmak bana çok antipatik geliyor" dedi.

- Kısa sürede oluşan ‘Sıla fırtınası’nın sebebi ne olabilir?

Hakikaten derlerdi ama insan yaşayınca daha iyi anlıyormuş. Başarının sırrı çok çalışmakta yatıyormuş. Verdiğimiz emeklerin meyvelerini topluyoruz herhalde.

- Herkes çok çalıştığını söylüyor. Ama herkes başarılı olamıyor. Çalışmanın dışında da bir şeyler olmalı...

Doğru insanlarla çalışmak, moralinizin yerinde olması, duruşunuzun bir farkının olması lazım. Bir de şans tabii... Onu da bu listeye katmadan edemeyeceğim. Çünkü şans diye bir gerçek var yani.

- Hayatta hep şanslı mısınızdır?

Maşallah şans konusunda fena değilim. Çok şanslı olduğum şeyler de oldu tabii ki. Hayatta herkesin başına şans ya da şanssızlık gelir. Ama benim açımdan şanslı bir süreçti.

- Bu kadarını hayal ediyor muydunuz?

Biz zaten çok uzun zamandır bu kariyer planını yapıyorduk. Bana inananlarla birlikte çok uzun vadeli bir kariyer planı yaptık. Hepimizin başarı kazanacağımıza dair inancı sonsuz. Yastığa başımı koyduğum zaman çok huzurluyum. İnsanın işini iyi yapması hakikaten daha da çok motive eden bir şey.

 - Peki her seferinde çıtayı biraz daha yükseltme isteği insanı yıpratır mı?

Bir kere insanı çok geriyor. Germemesine de imkan yok. Çünkü ilk yaptığınız işten daha iyisini yapmak zorundasınız. Basamak basamak yukarı çıkmak gerekiyor. Kendinizle yarış halindesiniz. O da insanı zaman zaman gerginleştirebiliyor. Ama yapacak bir şey yok.

- İkinci albüm için hazırlıklar başladı mı?

Başladı. Hatta neredeyse hazır gibi. Ama beklemek gerek. Biraz daha sindire sindire ve diğer şarkılara yazık etmeden, arkamızdan ağlatmadan yapmalıyız yeni albümü.

- Kendinizi şarkılarınızla ifade etmeye çalışırken, diğer taraftan da ticari şarkılar yapmak zorunda olduğunuzu düşündünüz mü hiç?

Ticari kaygıya çok fazla düşmüyorum. Niye düşmüyorum? Çünkü içimden gelen şeyleri anlatıyorum; benim veya başkalarının başına gelen şeyleri... Anlattığım şeyler ister istemez hayatın içinden oluyor. Dolayısıyla bir bakıma da ticari oluyor. Ama bunu istemeden yapmış oluyorsunuz. Zaten şarkılarımda dile getirdiklerim hepimizin yaşadığı şeyler. O yüzden de ortak paydada buluşmak çok zor olmuyor.

- Bu arada kliplerinizde sert ve soğuk görünüyorsunuz. Ama karşımda gayet naif, yumuşak bir kadın var...

Evet, öyle bir durumum var. Dışarıdan bakan; “Ne kadar sert, ne kadar soğuk” der benim için. Fakat benimle tanıştıktan sonra aynen sizin söylediğiniz gibi bir kanıya vardıklarını çok yaşadım.

- Peki böyle görünmeniz hayran sayısını etkiler mi?

Açıkçası insanı her yönüyle tanımak çok zor. Benim de biraz zamana ihtiyacım var. Zaman içinde birbirimizi daha iyi tanırız gibi geliyor.

- Müzisyenler; “Yaşadığım olayları şarkılarıma yansıtıyorum” der. Ama şöhretli olmaya başladıktan sonra da istedikleri gibi özel hayatlarını yaşayamazlar. O yüzden bir takım duygular boynu bükük kalır kalpte. Yaşayamadığınız bir aşkı, sanki yaşamış gibi şarkılara yansıtmak mümkün olacak mı?

Evet, ama çok da dert değil. Sonuçta antidepresan kullanmıyorum. Kullanmadığım müddetçe de hissizleşeceğimi düşünmüyorum. O yüzden sıkıntı yok. Eski bir aşka yazabilirim. Çünkü aşkı bir defa yaşamak yetiyor yazmak için insana. Mutlaka kendinize ait bir şeyler yazacaksınız diye bir şey de yok.

 - Sizin de yurtdışına açılma hayalleriniz var mı?

Her şarkıcının vardır.- Vardır da niye bir türlü olmuyor? Yeni bir ülkede her şeye sıfırdan başlayıp, riske girmek zor mu geliyor?

Zannetmiyorum. Tam aksine. Bütün şarkıcıların hoşuna bile gider. Çünkü burada bir yere geliyorsunuz. Tecrübe kazanıyorsunuz. Başka bir ülkede her şeye yeniden başlamak heyecanlandırabilir insanı. Ama risk almaktan korkmakla alakalı olduğunu zannetmiyorum. Yurtdışına açılma konusunda bir takım şanssızlıklar olmuştur. Yoksa ben yeterli olduğumuzu düşünüyorum.

- Kaç bavul doldu ödüllerle?

Vallahi sandıklar taşıyor! Bilemiyorum yani nereye koyacağım bu ödüllerin hepsini! Şaka bir yana herkese çok teşekkür ediyorum. Çünkü bütün yarışmalardan gelen ödülleri biz aldık.

- İlk kez ödül kazandığınızı duyduğunuz o ana dönsek...

O kadar coşkulu, o kadar heyecanlıydım ki... İsminiz okunmadan önce çok cool davranmaya çalışıyorsunuz. En iyi çıkış yapan sanatçı kategorisine girdiğinde ve isimler okunmaya başladığı zaman korkunç bir çarpıntı başlıyor tabii! Kendinizi hem o çarpıntıya kaptırmak istiyorsunuz, bir yandan da kendinize hakim olmaya çalışıyorsunuz. Hayatımda beni en çok heyecanlandıran anlardan bir tanesiydi. O mükafat insanı başka bir ruh haline sokuyor.

- Kontrollü müsünüzdür hep?

Genelde...- Peki kendinizi serbest bırakıp; “Aman ne olursa olsun” dediğiniz bir an var mı?

Aslında akışına bırakırım zaman zaman. Ama hayat içinde kamuya açık yerlerde kontrollü olmaya çalışırım!

Şu sıralar aşk bana antipatik geliyor

- Özel hayat nasıl gidiyor?

Eve gidiyorum. Hemen duş alıp, giyiniyorum. O konserden, bu konsere koşuyorum. Palavra gibi geliyor insanlara ama çok ciddi bir tempo içinde çalışıyoruz. Bu koşuşturmaca içinde de ne yazık ki, bir sürü şeyi ertelemek zorunda kalıyorsunuz. Yapacak bir şey yok.-

“...dan sonra” misali çılgınca aşk kapıyı çaldıktan sonra durum ne olur?

Çılgınca aşık olmak bana bu aralar çok antipatik geliyor! 

Kenan benim için önemli bir okul

- Müzikte gelmek istediğiniz nokta nedir?

Ölene kadar şarkı söylemek ve şarkı sözü yazmak istiyorum. Çünkü hayatımda en keyif aldığım şey bu. Aynı zamanda hayatımda en keyif aldığım şeyin işim olması beni çok mutlu ediyor. Bence bu çok büyük bir ayrıcalık. O yüzden gittiği yere kadar hep beraber şarkılarımızı söyleyelim istiyorum bağıra çağıra.

- Ozan Doğulu hayatınızda olmasaydı bu kadar kısa sürede bu noktada olur muydunuz?

Aslında ben ilk olarak Kenan Doğulu’yla çalıştım, vokal yaptım ona. Kenan benim için çok önemli bir okul. Onun akabinde Ozan’la da çalışmak büyük bir şans. Çünkü Ozan çok kıymetli, yıllardır müzik yapan çok deneyimli bir insan. Doğru zamanda, doğru insanları yakalayarak olan bir ilerleme benimki... Elbette akacak kan damarda durmaz. Ama onların olması bence çok daha iyi. Bir isim altında gösterdi beni. Onlarsız bence bir tadı olmazdı zaten. Keşke herkesin hayatında bir tane yol göstericisi olsa. Ben şanslıydım. “Bu böyle olur, bu böyle olmaz, bunu böyle yapma” diyen birileri vardı benim yanımda.

                                                Röportaj: Pınar YILMAZERLER