Apaçi güzellemesi

Güncelleme Tarihi:

Apaçi güzellemesi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2011 00:00

Apaçiler, bir zamanların siyah beyaz John Wayne filmlerinin en hararetli tipleri değil artık. Milenyum çağında, onlar bambaşka bir kültür. Köyden, kente göç etmiş ailelerin üçüncü kuşak stil sahibi çocukları, geldikleri sınıfın kabuklarını kırıyor. Bunun karşılığını, burun bükülerek, hor görülerek alsalar da, aslında bir devrim yapıyorlar. Apaçilere tacizci, kıro, maganda, diyenler büyük çuvallıyor. Çünkü onlar, yeni bir şehirlilik manifestosu yazıyor

Apaçi lafını ilk duyduğumda sanırım bundan 10 yıl önceydi. O zamana kadar kıro ve maganda lafları kullanılırken, birden bire Apaçi ve barzo benzetmeleri pelesenk oldu ağızlara.
Durduk yere olmadı bu kavram farkı. Bir zorunluluktu.
Artık, Milenyum’a gelmiştik ve büyük şehirlerin varoşlarındaki üçüncü kuşak, “Biz de varız” diyordu. O güne kadar, yaka silkilen maganda ve kırolardan farklıydılar. Üstelik 90’larla birlikte ‘Batı’yla temas’ oralara okumaya giden, güney sahillerinde turistlerle birlikte tatil yapan Beyaz Türklerin bir ayrıcalığı olmaktan çıkmıştı. Anteni olan MTV’yi izleyebiliyor; internete erişen film, klip, müzik ne isterse indirebiliyordu.
Neticede, farklı alt kültürler, Batı kültürüyle yüzleşti. Batılı yaşıtları ne dinliyor, ne giyiyor, ne tüketiyor çok sıkı takip ettiler. İsmail YK’nın yanına Tiesto’yu, kolbastının yanına tektonik dansını koyup yeni bir alt kültür oluşturdular.
Alışveriş merkezlerinde, eğlence yerlerinde, festivallerde, konserlerde, partilerde boy gösteriyor ve görünür olmak konusunda Amerika’daki rapçilerden bir farkları yoktu.
Bu yeni oluşuma da yeni bir isim vermek gerekiyordu.
Maganda değil, kıro değil ama ne?
Şehirlilerin onlarla ilgili düştüğü bir kavram kargaşası var. Düşündüklerinin aksine Apaçi, varoşların karanlık değil aydınlık yüzü.
Birçok saygın sosyoloğa göre, memleketteki asıl kavga sağ-sol, laik-dinci, ilerici ya da mürtecilik arasında değil, şehirlilik ve köylülük arasında yaşanıyor. Siyaset, müzik, damak tadı, mimari ve kılık kıyafetlere bakıldığında, köylülüğün ezici çoğunlukla şehirliliğe galip geldiği de aşikar. Ama aşikar olan bir başka şey daha var: Apaçilerin, suç batağına düşmeden, tarikat-cemaat evlerine takılmadan, merkeze yanaşmayı bilmiş ve kendi kültürünü ortaya koymuş gençler bunlar. Korkulması değil, kabullenilmesi, sahip çıkılması gereken bir kesim. Hatta geldikleri sınıfın da devrimcileri sayılırlar.
Devrim tabii... Yoksa, Bağcıların göbeğinde pembe gömlek giymenin, iki-üç numara saç yerine ‘tepeler aslanbaşı, önler yatık’ modelle gezmenin kolay bir şey olduğunu mu sanıyorsunuz?
Sanıldığının aksine Apaçilerle, kentsoylu gençler arasında öyle büyük bir gerilim de yok aslında. Tıpkı rockçıların, metalcilerin, elektronikçilerin ya da eller havayacıların kendi aralarında yaptığı gibi, mekan paylaşımı yöntemiyle hır-gür çıkmadan geçinip gidiyorlar koca şehirlerde.
Peki yılbaşında Taksim’de olup biteni, “Apaçiler yaptı” diyenlere ne diyeceğiz?
İşte bu yazı onlara zaten.
Taksim’dekiler Apaçi değil, çakal...
Ve çakal, varoştan da çıkar kentten de...

TEKTONİKLERLE ALAKALARI VAR MI

Türk Apaçiliğinin, Fransız tektonikçiliğinin kötü bir kopyası olduğu iddia ediliyor. Bunu iddia edenlerin haklı oldukları yanlar var elbette. Mesela Yell’in ‘A Cause des Garçons’ klibini izleyin. Neredeyse aradaki tek fark, bizim Apaçilerin danslarının daha transif, ense saçlarının biraz daha kısa olması. Üstelik Apaçinin Fransızca karşılığı aynı zamanda kent serserisi anlamına gelen Apache.

APAÇİ DEDİĞİN...

KENTLİDİR!
İzmir’de Konak ve Alsancak, İstanbul’da Taksim, İstiklal, Beyoğlu, Cevahir, Bahçelievler; Ankara’da Kızılay... Apaçi’nin felsefesi içine kapanmayı değil, şehirle aşık atmayı gerektirir. Şehirde en az ikinci kuşaktır. Müzik kulakları da, tüpçü cıngılınadan tutun, Batı sound’una, sintizayzıra, ekolayzıra kadar her şeye açıktır.
AÇIKGÖRÜŞLÜDÜR!
Renk ırkçısı değillerdir. Pembe giyme konusundaki özgüvenleri, kentsoylu hemcinslerine taş çıkaracak cinstendir.
İLERİCİDİR!
Hani, Türkiye’yi internet kullanımında dünya sıralamasına sokan insanlar vardır ya, işte onlar bu kardeşlerimizdir. Her birinin bir msn adresi, feyk bir ikinci msn adresi ve bilimum arkadaşlık sitelerine üyelikleri vardır. Kendini ifade etmek için, kısıtlı imkanlarıyla teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar faydalanır.
EKLEKTİKTİR!
Hiç gocunmaz, Tiesto ile İsmail YK arabeskini biraraya getirir. Evet, arabesk de dinlerler ama Carl Cox’tan, Paul Van Dyck’ten de haberleri vardır. Son model cep telefonuyla tespih taşımayı, cool bir bereyle, dededen kalma saati birarada takmayı yakıştırır bu bünye.
EKSPRESYONİSTTİR!
Apaçi, magandanın aksine bir kenarda oturup etrafı kesmez. Ne etrafında olup bitene bilenir, ne de hayran hayran izler. Onun yörüngesi bizzat kendisidir. Canı çekince, kalkar şovunu yapar, yaparken de çok eğlenir.

APAÇİYİ NASIL TANIRSINIZ

* SAÇLAR: Erken 90’ların tavuk götü saç modelini alın. Enseleri salıp bütün kafayı punkçılar gibi havaya kaldırın. İşte tipik bir Apaçi. Ama evde, okulda ve mahallede şiddetli bir ‘Derin Türkiye’ baskısıyla karşılaşınca, saçın ön tarafını hafifçe alna doğru indirip, asi imajı bir nebze yola koyup, toplumla bir orta yol bulması da sinsi zekasını gösterir. Olmazsa olmazları: Kalitelilerine göre saçı daha iyi tutan jöleler, mat vax ve saç spreyidir.
* VÜCUT: Şişko Apaçi olmaz. Apaçi dediğin çoğunlukla dal gibidir. Bunun bir nedeni, Apaçiliğin 18-23 yaş gibi kişinin metabolizmasının en hızlı olduğu yaşlara denk gelmesinden, bir diğer nedeni de hem futbol oynayıp, üstüne de saatlerce trans halinde dans etmesindendir.
* KILIK: Alttan başlayalım: Beyaz Converse ve Puma spor ayakkabı artı puan. Makosen cıss. Diesel kot çakma, D&G kemer çakma olabilir hiç sakıncası yok ama pantalon mümkün mertebe bol cepli. Beher ekstra cep için artı bir puan. Çakma Nike ya da Adidas tişört ve eşofman üstü, yine çakma bir Rayban’le kombinlenebilir. Ama cep telefonu mutlaka gerçek ve son model olacak! Ekseriyetle içinde kontör yoktur ve ödemeli arama yapar ama her Apaçinin en az iki telefon hattı vardır.
* MEKANDA: Bir yerde az Apaçi olmaz. Apaçiler ya yokturlar ya da kabile halinde oradadırlar. Bu yeni açılan bir Beyoğlu kulübü de olabilir, bir markanın partisi, festivali ya da bir konser de. İlk başta karanlıkta seçemeyebilirsiniz. Önce içerideki kadın erkek dengesine, erkek erkeğe grupların interaktif danslar yapıp yapmadığına bakın. Sonra da koop koop, oaah oaah gibi karşılıklı naralar atılıp atılmadığına.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!