Aile planlaması az çocuk yapmak değil, iyi bakabileceklerin fazla çocuk yapmasında mahzur yok

Güncelleme Tarihi:

Aile planlaması az çocuk yapmak değil, iyi bakabileceklerin fazla çocuk yapmasında mahzur yok
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 04, 2005 01:37

TNS PİAR şirketinin Hürriyet için yaptığı Cinsellik Araştırması üzerine sorularımızı cevaplayan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye’de binde 2.2’ye düşen doğurganlık hızının daha fazla indirilmesinin, nüfusun yaşlanmasına yol açacağını söylüyor. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olan, beş çocuk babası Akdağ, bazı sorularımızı ‘özel’ bulduğu için detaya girmekten kaçınıyor. Ancak aile planlaması yöntemlerine başvurduğunu belirtiyor. Bakan, çocuklarına üreme sağlığıyla ilgili eğitim vermediğini de itiraf ediyor.

Çocuklarımın (5) en büyüğü 19, en küçüğü 8 yaşında. Doğrusu çocuklarımı tek tek karşıma alıp öğretmedim. Ama şundan eminim ki çocuklar bu konuda birçok şeyi, çok iyi biliyorlar. Eğer iyi eğitim alan bir çevredeyseniz bunu büyük ölçüde öğreniyorsunuz zaten.

Türkiye aile planlaması konusunda hedefe ulaştı mı?

- 2827 sayılı nüfus planlaması hakkındaki kanun, devleti bu konuda eğitim yaptırmak ve buna destek olmakla hükümlü tutuyor. Ancak bu hiçbir zaman devletin ferde dayatması olarak algılanmamalıdır. Bu bir danışmanlık hizmetidir. Yeterince yoğun ve güçlü biçimde yapılmalıdır. Karar ise fertlere bırakılmalı. Türkiye bu hususta çok büyük yol aldı. 2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na göre, toplam doğurganlık hızı binde 2.2. Doğurganlık hızının binde 2’nin, altına düşmesi nüfusumuzun yaşlanmasıyla sonuçlanabilecek yeni gelişmeleri ortaya çıkarabilir. Asıl sorun Türkiye’nin doğusunda ve kırsalında. Batı bölgelerinde doğurganlık zaten düşük oranda. Büyük şehirlerimizin de genellikle sonradan göç etmiş olan kişilerin yaşadığı bölgelerinde henüz arzuladığımız noktaya gelebilmiş değiliz.

Neyi eksik buluyorsunuz?

- Siz modern korunma yöntemlerini ulaştırsanız da bu kullanılmayabiliyor. İş sadece kondom ya da hap dağıtmak, RIA (rahim içi araç) takmak değil yani.

Yöntemlere karşı koyuş var mı?

- Buna ‘karşı koyuş’ demek çok doğru olmaz. Çünkü eğitimle, sosyal ve kültürel alışkanlıklarla ilgisi var. Aile planlamasından maksat az çocuk yapmak şeklinde algılanmamalı. Böyle algılatmaya çalışırsak yanlış bir iş yapmış oluruz. Aile planlamasının önemli amaçlarından biri de anne ve çocuk sağlığını korumak. Bu bir sosyal olaydır. Sosyal olay mantığıyla yaklaşmak lazım. Emretme mantığıyla yaklaşırsanız başarılı olamazsınız.

2004’TE 3 MİLYON PREZERVATİF DAĞITTIK

Yeterli kaynak var mı?

- Var. Bizim dönemimizde kullandığımız kaynak geçtiğimiz yıllara göre daha fazla. Örneğin 2002 yılında bir milyon kutu hap dağıtılmışken, biz geçtiğimiz yıl 1.5 milyon kutu hap dağıttık. 2002’de 1.6 milyon prezervatif dağıtılmıştı, 2004’de üç milyon prezervatif dağıttık. 2002’de 350 bin RIA (spiral) takılmıştı, 2004’de bu rakam az da olsa arttı 360 bin RIA’ya çıktı. Sadece malzeme maliyeti yaklaşık 6.5 trilyon. Bu işte çalışanlarla birlikte maliyetin tutarı 10 trilyona yaklaşıyor.

Modern yöntem bilinirliliği yüksek. Ancak tutum değişikliğine dönüşmüyor, neden?

- Doğrusu onun için de ayrı bir araştırma yapmak lazım. Yorum yaparsak yanlış olabilir. Ama sosyal, kültürel ve eğitimle ilgili nedenlerden kaynaklanıyor. Bazı bölgelerde ailedeki nüfus aile için katma değer olarak algılanabiliyor. Çocuğun belli bir yaşa geldikten sonra fiziken çalışıp aileye katkıda bulunması kültürünü kolay kolay değiştiremezsiniz.

Kırsal bölgelere yönelik farklı stratejiler uygulanıyor mu?

- Aile planlaması açısından, diğer bölgelere göre geride olduğumuz yerlerde diğer sağlık göstergelerinde de gerideyiz. O bölgelerde çalışacak eleman temininde de güçlük çekiyoruz. Gönderemiyoruz. Göndersek bile isteksiz çalışıyorlar. Dolayısıyla biz bir yasa yaparak yüksek ücretle sözleşmeli personel çalıştırmanın yolunu açtık. Yedi bine yakın personel istihdamı yaptık. Ayrıca gezici sağlık hizmetlerimizi de geliştiriyoruz.

BEN DE AİLE PLANLAMASI YAPTIM

Aile planlaması, üreme sağlığı eğitimi hangi yaşta verilmeye başlanmalı?

- Bence okulda da ailede de verilmeli. İleri yaşlarda da eğitimler verilmeye devam edilmeli. Okullarda verilecek eğitimlerde detaylara girilmesi gerekmeyebilir. Bunun daha çok evlilik çağında veya ona yakın çağlarda öğretilmesi lazım. Adelosan döneminde yani. Bir ilköğretimdeki çocuğa bunun detaylarına öğretmek çok anlamlı değil.

Siz aile planlaması yaptınız mı?

- Elbette yaptım.

Tüm çocuklarınız isteyerek mi dünyaya geldi? Beş çocuk sahibi olmayı planladınız mı?

- Bunlar özel sorular aslında. Çünkü insanlar aile planlaması, korunma yöntemleri uygularken de çocuk sahibi olabilirler. Onun için bunlar biraz özel sorular.

Sizin özelinizde ne ifade ediyor aile planlaması?

- Kişinin istediği kadar çocuk sahibi olmasını ifade ediyor. Burada şunu da özellikle söylemeliyim. Çocuklarını kendi şartları itibariyle, sağlık, eğitim açısından iyi yetiştirebilecek ailelerin çocuk sayılarının görece olarak daha fazla olmasının toplum açısından hiçbir mahsuru yok. Buna inanıyorum.

Milli Eğitim Bakanı’yla bu konularda görüşmeler yaptınız mı?

- Sadece aile planlaması konusunda görüşmeler yapmadık. Ama genel anlamda sağlık eğitimiyle ilgili çalışmalar yürütüyoruz.

Bunun içinde cinsellik de olmalı mı?

- Tabii ki belli seviyelerde ve toplumun kültürüne uygun biçimde yer almalıdır. Ama önemli bir konu da var. Her toplumun kendi gelenekleri açısından konuyu değerlendirmek lazım. Ben sağlık bakanı olarak şu, şu konuları çocukların öğrenmelerinde yarar var diyebilirim. Bunların şekli, hangi yaşta neyin ne kadar öğretileceği konusuna eğitimciler karar vermelidir.

KIŞLALARDA 468 BİN ER VE ERBAŞA DOĞUM KONTROL EĞİTİMİ VERİLDİ

Bu konuda yapılan en önemli işlerden biri erkek popülasyona eğitim verilmesi şeklinde gelişti. Silahlı kuvvetlerle ortak bir proje yürütüyoruz. Nisan 2004’den beri 468 bin er ve eşbaşa eğitim verdik. Askeri hekimleri de bu işin içine kattık. Önce eğiticiler eğitildi. 3 bin 150 askere sağlık personeli özel eğitim verdi. Bu eğitilmiş askerler de silah altına alınanlara eğitim veriyor. Kışlalarda eğitimlerin verilmesi için 500 dersane açtık. 20 kişilik sınıflarda interaktif eğitimler veriliyor. (Prezervatif takılmasının doğru olarak öğretilmesi için maketler kullanılmış, bu bilgiyi Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürü Dr. Rıfat Köse’den öğreniyoruz.) Erkekleri de işin içine katmış olduk. Ayrıca genç bayan nüfusu bir arada bulabileceğimiz bir yer de yok. Silahlı kuvvetler, genç erkek nüfusa hep birlikte ulaşabileceğimiz mükemmel bir kaynak. Eğer koca bu işe razı olmuyorsa kadının tek başına gerçekleştirmesi de kolay değil. Kocanın, erkeğin de bilinçlendirilmesi gerekir.

Vazektomi Akdenizli erkeklerin tercihi

Liberallerin de muhafazakarların da kullandığı doğum kontrol yöntemlerinin ilk üç sırası şöyle: Prezervatif, doğum kontro hapı, geri çekilme.

Her 10 Türkten 8’i prezervatiften haberdar

Prezervatif kullanımı yüzde 67.2 oranıyla en yüksek 16-17 yaş grubunda

Evli olan her 10 kişiden 4’ü prezervatif kullanıyor

Doğum kontrol hapını tercih edenler, yüzde 34.6 oranıyla 24-34 yaş grubunda yoğunlaşıyor

Her 10 Türk’ten altısı spiral nedir, biliyor

Spiral kullanımı en çok yüzde 31.5 oranıyla 35-44 yaş grubunda görülüyor

Okur yazar olmayan kesimde vazektomi yöntemine başvuran hiç yok

Üst ve orta gelir gruplarında hiçbir korunma yöntemine başvurmayanların oranı hiç az değil: Her yüz kişiden 15-17’si

Marmara Bölgesi’nde yaşayanlar en çok prezervatif (yüzde 57.5), Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayanlar en çok spiral (Yüzde 26.7) kullanıyor

Geri çekilme yöntemini en çok kullananlar Akdenizliler: Yüzde 33.7

Ertesi gün hapı en çok metropollerde (yüzde 12.8) tüketiliyor

En çok vazektomi yaptıran erkekler Akdeniz’de yaşıyor.

Hiç korunmuyorum, diyenler yüzde 27.9 ile en çok Güneydoğu Anadolu’da

Hiç korunmadığını söyleyen muhafazakarların oranı (yüzde 28.4), liberalleri ikiye katlıyor (yüzde 13.0)

Türk toplumu aile planması konusunda biraz bilgili diye düşünenler en çok Marmara Bölgesi’nde yaşıyor

İç Anadolu Bölgesi’nde yaşayanlar Türk toplumunun aile planlaması konusunda bilgisiz olduğunu düşünen en yüksek kesim: Yüzde 43.8 (Türkiye ortalaması yüzde 32.2)

Doğu Anadolu’da yaşayan dört kişiden biri ise bu konudaki kaynak ve çalışmalar için, yeterlidir, diyor

Hamilelikten koruma konusunda en bilgiliyim diyenler en çok Güneydoğu Anadolulular (Yüzde 21.1)

Her iki kişiden biri de kendini doğum kontrolü ve aile planlaması konusunda oldukça bilgili görüyor

Her 10 kişiden 7’si aile planması konusundaki kaynak ve çalışmaları yetersiz buluyor.

YARIN: KADİR İNANIR’DAN CİNSELLİK MANİFESTOSU
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!