500. Heberler canlı yayında

Güncelleme Tarihi:

500. Heberler canlı yayında
Oluşturulma Tarihi: Nisan 18, 2013 03:00

Hafta içi her akşam Turkmax kanalında yayınlanan “Heberler”, bu akşam 500’üncü bölümünü kutluyor. Memet Ali Alabora, Levent Kazak, Mahir İpek ve Serhat Kılıç’a artık Şebnem Bozoklu’nun da eşlik ettiği programın bu özel bölümü canlı yayınlanacak.

Haberin Devamı

* “Heberler”in 500’üncü bölümü canlı yayın olacakmış. Rakipleriniz size güvenmiyor, “Yapamazlar” diyenler var. Yapabilecek misiniz?
* Memet Ali Alabora: Ben yaparım ama Mahir’i bilmem. Sen daha önce canlı yayın yaptın mı birader?
Mahir İpek: Bende daha önce canlı yayın yok, canlı balık var.
Memet Ali Alabora: Canlı yayın balığı! Altan Erbulak, yıllar önce ilk canlı yayında önünde canlı yayın balığı koymuş. Levent de onunla ilgili bir şey yapacak pazartesi günü. Ben 120 canlı yayın yaptım “A Takımı”ndayken. 60–70’inin de setini yönettim. Onun için 15 dakikalık canlı yayınlar beni korkutamaz. Bu arada “Heberler”de de bir-iki kez canlı yayın yaptık. Bir kere Cüneyt Özdemir’in programına bağlandık. Bir keresinde de Lig TV’ye bağlandık.
Levent Kazak: Benim ilk televizyona çıkışım da canlı yayında oldu. Erşan Başbuğ’un “Bizden Size” programına Nilgün Belgün’le birlikte katılmıştım. Hatta orada Nilgün’ün elini nasıl sıkmışsam, üç gün acımış! Programdan sonraki gün beni tanısınlar diye aynı kıyafetle sokağa çıktım ama kimse tanımadı.
  
* Neler olacak 500’üncü programda?
Levent: Seyirci alacağız içeriye. Dolayısıyla program sırasında onların reaksiyonlarını duyacağız. Ya da belki kimse gülmeyecek, bilemeyiz...

HEP KOMİK OLMAK ZORUNDA DEĞİLİZ
* Büyük umutlarla ekrana getirilen programlar kısa süre içinde yayından kaldırılıyor. Bir işin televizyonda yerini koruması çok zor artık. Sizler 500’üncü yayına kadar gelebileceğinizi tahmin eder miydiniz?
Mahir: Ben Levent’lerin çektiği ilk demoyu izlediğim zaman “Bu iş yıllarca sürer” demiştim. Çünkü bu programın yarattığı enerji o zamana kadar televizyonlarda yoktu.
Levent: Eğer biz bu kadar özen göstermesek, birazcık gevşesek, bu iş biter. Bu işin en büyük tutkalı da Mehmet Ali. Hepimizi o bir arada tutuyor. Mahir de onca şeyin arasında gelip bu işi yapmasa, zaten program bu kadar sürmezdi.

* Zorlandığınız dönemler oldu mu?
Memet Ali: Sallandığımız zamanlar oldu... İlk sezonun sonunda... “Heberler” dizi gibi değil. Dizide güzel bir konunuz olduğu zaman bir şekilde yıllarca gidiyor ama bu programda devam eden bir konu yok. Sürekli küçük küçük espriler yapmanız lazım. O esprilerin kalitesi düştüğü anda, seyirci mazur görmez, hemen gider.
Levent: Bir zorluk daha var. Biz gündemi takip ediyoruz ve bilgi veriyoruz. Seyircinin “Bilgi verirken bizi güldürsünler” beklentisi var. Fakat hem bilgi vermek hem güldürmek olmuyor. Biz her zaman komik olmak zorunda değiliz. Genel gündemin yüzde 80’i zaten korkunç, yüzde 5 olumlu haber var. Biz bilgiyi hicvederek veriyoruz, bu zor bir iş. Ülkenin bir psikolojisi var. Bunu sabah kalktığında hissediyorsun. Bir şey hazırladıysan, onu çevirmeye çalışıyorsun.

* Genel olarak Türkiye’nin nasıl bir pskiolojisi var sizce?
Levent: Onu size sormak isterim.
Bence manik depresif...
* Levent: Çok güzel, bunu tutar mısınız?
Memet Ali: Bununla ilgili bir skeç yazalım!

HABERCİ DEĞİLİZ AMA KAYNAĞI ARAŞTIRIYORUZ
* “Heberler”in ‘hebercilik ilkeleri’ neler?
Memet Ali: Böyle temel bir ilkemiz yok ama bazı konulara dikkat ediyoruz. Mesela sırf konuşulmak için bir şeyler yapan insanlar var ya, onları kafaya alırsak aslında onlara fayda sağlıyor oluruz. Bu yüzden onlarla ilgili bir şey yapmıyoruz.
Levent: Bir şeyin detaylarını tam olarak öğrenmeden programa almıyoruz. Haberci olmamamıza rağmen kaynakları araştırıyoruz. Kadının duruşuna çok dikkat ediyoruz. Bir de derdimiz değilse bir şeyi yapmıyoruz.

* Neler derdiniz oluyor, sadece politik meseleler mi?
Memet Ali: Sadece politik olmak zorunda değil. Mesela ben “erkeklerin dolabındaki siyah çorapları yiyen bir molekül elde edildi” diye bir haber de yazmıştım. Bu dert erkekler için. Sadece politik laf çakalım diye yapmıyoruz.

* Şu anda derdiniz olan şeyler neler?

Memet Ali: Mesela Emek Sineması çok sıcak bir konu. Onu bir haftadır yapıyoruz.
Mahir: Zaten “dert” deyince işin içinden çıkamıyorsun, her gün bir şey oluyor memlekette. Her gün gazeteyi açtığında karşılaştığın bir sürü olay oluyor.

HİÇ DAVA EDİLMEDİK
* Bu arada Şebnem Bozoklu da aranıza katıldı. O nasıl dahil oldu ekibe?
Levent: Bir oyuncu ekleme ihtiyacımız oldu. Çünkü Mahir yoğun bir tempoda çalışıyor ve biraz yoruldu. Şebnem de müsait olunca kadromuza katıldı.
Mahir: Zaten konuklarımız oluyordu, onların da çoğu kadındı.

* En başında neden kadın yoktu?
Levent: Biraz haberler formatından gittik. Haberlerde de maalesef genellikle erkek görüyoruz...
“Heberler”e konu olan kişilerden tepki aldığınız oldu mu?
Memet Ali: Bir kere hiç dava edilmedik. Sadece medyada bir yöneticinin bizim yaptığımız bir şeyden sonra sandalyesini camekana fırlatarak camı kırdığını duyduk. Onun dışında Sabri (Sarıoğlu) bile çok anlayışlıydı. Sabri bir şey demediyse, kimsenin konuşmaya hakkı yok. (Gülüyor)

* Sevmediğiniz, gıcık olduğunuz kişileri de “Heberler”e malzeme yapıyor musunuz?
Levent: Asla kişisel bir şeyi getirmedik programa. Yapmak istedik ama yapamadık.
Peki yakın çevreniz konu oluyor mu? Torpil işliyor mu sizde?
Mahir: Yakın çevremizdekiler de yer alabiliyor ama onlar da eğleniyorlar.
Memet Ali: Evet, mesela Cem Ceminay’la ilgili bir şey yaptık, çok hoşuna gitti.
Levent: Cem Ceminay, başladığımızdan beri “Bu ne iğrenç program!” diye tweet’ler atıyordu. Sesimizi çıkarmadık. Sonra bizi programına çağırdı.
Memet Ali: Onunla da kalmadı, şimdi “Heberler”e konuk olmak istiyor.

GAZETECİLERİ ÇOK İYİ ANLADIM
“Heberler”i uzun süredir hazırlıyorsunuz. Habercilik refleksiniz oluştu mu bu süreçte?
Memet Ali: Maalesef evet. Bazen Levent arıyor, “Bunu nasıl ıskaladık! Gidebilir misin kanala?” diyor. Gidip arada çekim yaptığım oluyor.
Levent: Ben bu süreçte gazetecileri çok iyi anladım. Malumat toplamak çok zor bir işmiş. İki sene boyunca gündemde ne var ne yok diye internet sitelerindeki haberleri okuyup onlarla uyudum, bu çok zor bir şey. Gazeteciler özel hayatlarıyla işlerini bir tık daha ayırabiliyorlar bence ama biz hiç ayıramıyoruz. Sürekli takip halinde olmak çok yorucu.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!