30'lu yaÅŸlar beni vurdu

Güncelleme Tarihi:

30lu yaÅŸlar beni vurdu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 2008 00:00

"Avrupa Yakası"nın Makbule'si Hasibe Eren, 30'lu yaşların kendisini çok zorladığını itiraf etti.

Haberin Devamı

"Avrupa Yakası"nın Makbule'si Hasibe Eren, 30'lu yaşların kendisini çok zorladığını itiraf etti: "Haziran’da 33 yaşıma giriyorum. Eskiden 'Ha 29 ha 30, ne fark eder' diyordum. Ama gayet güzel vurdu. Artık geriye dönüşün başladığını hissediyorsun. 30'unda artık vücut kendini bırakmaya başlıyor, çevreden yetişkin insan muamelesi görüyorsun. Teyze oluyorsun arkadaşlarının çocuklarına. Zormuş ya!"
Beş kadın yazarın İstanbul öykülerinden uyarlanan "Yedi Tepeli Aşk" oyunu, tiyatroseverlerle buluştu. Bu yeni oyunda Esin Umulu, Sema Keçik, Nur Saçbüker, Özge O’neill ve Selin Türkmen ile birlikte rol alan Hasibe Eren’i provalarda yakaladık. "Avrupa Yakası"nın setinden çıkıp, Makbule kimliğinden sıyrılıp sahneye koşan Eren ile tiyatrodan aşka her şeyi konuştuk.

Haberin Devamı

 Ben tiyatro ve televizyon sorularından önce adınızdan başlamak istiyorum. Adınızı kim koydu, bir öyküsü var mı?

- Ben doğmadan bir yıl önce vefat eden anneannemin adıymış. Bana onun adını vermişler ama söyleyememişler hiç. Anneannem bir yıl önce vefat ettiği için kendilerini kötü hissediyorlarmış. Sonra 3 haftalıkken Özlem demişler bana... Almanya’da çıkan doğum belgesinde Hasibe Eren diye geçiyor ama hálá annem ve akrabalarım Özlem diyor. Böyle saçma bir durum var yani...

Â

30lu yaÅŸlar beni vurdu
Peki provalara dönelim yeniden... Siz aslında Şehir Tiyatroları oyuncususunuz değil mi?

- Evet, aynı zamanda çocuk-genç eğitim biriminde eğitmenim. Şu an "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz" oyununda sezonu kapatıyoruz. Daha önce yardımcı yönetmen olarak çalıştığım Ersin Umulu arkadaşımızın teklifi üzerine onun yönettiği ve oyunlaştırdığı bu oyunun kadrosuna dahil oldum. 6 kadınız oyunda... Ersin’in rejisi çok disiplinli, tek başına götürüyor işi ve kadınları, ruh halimizi çok iyi anlıyor. Çok iyi motive ediyor bizi.

Peki, kaç yıldır Şehir Tiyatroları’ndasınız?

- 1996’dan beri... İşçi kadrosundayım ama... İşçi ailenin işçi kızıyım yani...

Haberin Devamı

 Ne iş yapıyor aileniz?

- Babam şimdi ticaretle uğraşıyor ama Almanya’da işçiydi.

 Almanya’dan mı geldiniz?

- Evet, 9 yaşıma kadar oradaydık. Sonra 2000 yılında burs aldım ve doğduğum yerleri tekrar gördüm. Acayip bir histi... Çok garip ama Almanya’yı memleketim gibi hissediyorum.

 Hangi alanda eğitim almıştınız siz?

- Reklamcılık ve onun üzerine dramaturji tiyatro ve eleştirmenliğini bitirdim. Şimdi ileri oyunculuk master’ı yapıyorum. Türkiye’de eleştirmenlik, dedikodu ve çıkar ilişkilerinin döndüğü, değerlendirmelerin kişisel kıstaslarla yapıldığı, oyunların derinlemesine incelenmediği bir alana dönüştü ne yazık ki...

"Yedi Tepeli Aşk"taki rolünüz, daha önce canlandırdıklarınızdan çok farklı...

- Evet, ne istediÄŸini bilen, uÄŸradığı haksızlıkların hesabını soran, entelektüel, üniversite mezunu, yurtdışı görmüş bir kadını oynuyorum. Ä°lk kez ayağımdaki terliklerden kurtulup şık bir pantolon ve ayakkabı giyiyorum.Â

Haberin Devamı

Oyunda altı farklı kadın hikayesi var. Sizinki nasıl bir hikaye?

- Evet, her biri Ä°stanbul temalı kadın hikayeleri. Hepsi aÅŸk barındırıyor, hepsi karşı çıkış barındırıyor. Kimi ekmeÄŸini nasıl kazandığını anlatıyor Ä°stanbul’da, kimi aÅŸkı nasıl yaÅŸadığını, kimi neden terk etmek zorunda kaldığını... Benim öykümü Evrim YaÄŸbasan kaleme aldı. Bu öyküde Ä°stanbul bir erkek yerine konulmuÅŸ. Acımasız, hırçın, nereden eseceÄŸi belli olmayan, rüzgárıyla savurup duran, martılarla iÅŸbirliÄŸi yapıp insanı kürek mahkûmuna çeviren bir Ä°stanbul... Ve ben, onunla bir aÅŸk yaÅŸamış, yurtdışına gidip bu yedi tepeli ÅŸehri özlediÄŸi için geri dönmüş bir kadını oynuyorum. Geri dönüşünde o deneyimi tekrar yaşıyor, eski kırgınlıkları affediyor ama yine olmuyor...Â

Haberin Devamı

Oyunun müzikleri de çok başarılı... Sanırım Cem Adrian’ın parçalarını kullanmışsınız.

/images/100/0x0/55eb34e6f018fbb8f8b2468b
- Evet, gerçekten çok keyifli bir çalışma oluyor. Bu projede yer almaktan mutluyum.

 İzlediğim kadarıyla oyun, günümüz kadınlarının aşk dünyasını da irdeliyor. Mesela bir öyküde genç kız, Müjde Ar olmak ile Türkan Şoray gibi davranmak arasında gidip geliyor. Gerçekten iki arada kalıyor muyuz dersiniz? Onların filmlerdeki kimliklerini uyarlayarak mı yaşamaya çalışıyoruz acaba?

- Evet, "Yedi Tepeli Aşk" günümüz genç kadınının İstanbul’da yaşadığı sorunları anlatıyor. Bir yandan tuttuğumuzu koparabilmek istiyoruz, bir yandan da "hak ettiğimiz değeri erkekler versin" diyoruz. Evet herkesin içinde ufak bir Müjde Ar ve ufak bir Türkan Şoray vardır.

Haberin Devamı

Sizin hikayenizin de dramatik bir karakteri var...Â

- Doğru, bu deneyimi ilk kez yaşayacağım. Nur Saçbüker’in ya da Esin Umulu’nun öyküsünü çok daha rahat kotarırdım, takır takır oynardım. Hem benim hem de izleyicinin alışık olduğu komik rollerdi bunlar çünkü... Ama ben farklı bir karakterde olmak istedim.

 "Avrupa Yakası" devam ediyor...

- Evet...

Dizinin bu sezon biteceğini söylüyorlar. Doğru mu?

- Hayır, yeni sezonda da devam edeceğiz.

30lu yaÅŸlar beni vurdu
Makbule olarak yıldızınız parladı. Hatta bu karakter, Hasibe Eren’in bile önüne geçti.

- Ne yazık ki...

Bu durumdan rahatsız görünüyorsunuz. Makbule karakterinin üzerinize yapıştığını mı düşünüyorsunuz yoksa?

- Yoo, sıkılmıyorum Makbule’den... Çünkü etkileşim içindeyiz yazarımızla. Onun bizimle oluşu, mizahi anlayışımızın çok örtüşmesi, her hafta başka şeylerle karşımıza çıkması, oyuncu olarak beni yükseltiyor. Uzuyor olmasına rağmen Makbule’nin özel hali var hep benim için.

Böyle bir karakter gerçek hayatta var mıdır?

- Gözlemlediğim kadarıyla, hayata karşı çok aymaz olan, kendini güzel olmadığı halde güzel ve akıllı olmadığı hale akıllı bulan çok insan var.

30’lu yaşlar bir vurdu ki sormayın

 Kaç yaşındasınız?

- Haziran’da 33 yaşıma giriyorum.

 İncelmiş gördüm sizi?

/images/100/0x0/55eb34e6f018fbb8f8b2468f
- Biraz... 4 kilo verdim.

 30’lu yaşlar nasıl geldi size?

- Ben bunu şehir efsanesi gibi algılıyordum. Ha 29 ha 30, ne fark eder diyordum. Yoo, gayet güzel vurdu. Artık geriye dönüşün başladığını hissediyorsun. Hep büyüyorum gibi hissediyorsun 20’lerinde. Ama 30’unda artık vücut kendini bırakmaya başlıyor, çevreden yetişkin insan muamelesi görüyorsun, verdiğin kararlar sorgulanıyor... Zormuş ya! Teyze oluyorsun arkadaşlarının çocuklarına.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!