30 prensesle başladı şimdi 20 bin cikleti var

Güncelleme Tarihi:

30 prensesle başladı şimdi 20 bin cikleti var
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2008 00:00

Çoğumuz evimizde bir fanusun içinde japon ya da lepistes balıklarından bir kere de olsa beslemişizdir. Ama bu durum genellikle bir heves olmaktan öteye gitmez. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğrencisi İlyas Aykaç’ın (24) durumu, tam da bunun tersi. Arkadaşının balıklarına bakarak başlayan tutku 20 bin balıklık bir maceraya dönüştü. Okulun karşısında kiraladığı bir dükkanı eve çevirip hem balıklarla birlikte yaşamaya başladı, hem de üretip satmaya.

İlyas Aykaç beş kardeşiyle beraber, doğup büyüdüğü Çorum’dan Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü kazanınca kalkıp İstanbul’a geldi. Her ne kadar bu koca şehir ona ürkütücü görünse de bunun hayatının şansı olduğunu biliyordu. 2004’te yurttaki oda arkadaşı Mustafa’nın bir akvaryum almasıyla Aykaç’ın hayatı farklı bir yönde ilerlemeye başladı.

Akvaryumda ciklet (cichlid) balığı familyasından sarı prensesler vardı. Ancak Mustafa’nın balık besleme hevesi kısa sürdü ve tüm iş İlyas Aykaç’ın üzerine kaldı. Bu dönemde yemekhanedeki ustalardan birinin akvaryumunu sattığını duydu ve hemen satın aldı. 60 santimlik bu akvaryumdaki japon balıklarını satıp yerine yine ciklet ailesinden 30 sarı prenses aldı. "Cikletler daha hareketli, daha dayanıklı ve daha renkliler. Sarı, mavi, beyaz, pembe ve siyahın tüm tonlarını taşıyorlar. Hatta bazı cinslerde pembe, mavi ve beyazı aynı balıkta bulabilirsiniz. En heyecan verici yanları da insana diğer balıklara göre daha fazla tepki vermeleri; örneğin yemlerken hemen camın kenarına gelip elinizi tırtıklamaya başlıyorlar. Bu çok hoş bir duygu."

İlyas Aykaç kalabalık görünmelerini sevdiğinden 30 sarı prenses aldı. Bir gün bir tanesinin hamile olduğunu şans eseri fark etti. Balığın ağzında garip bir şişlik vardı. Karşıdan baktığında, ağzındaki küçük balıkları gördü. İnternet sitelerinde, forumlarda araştırdı. 20 günlük hamilelik döneminde balığın farklı bir akvaryumda korunması şarttı.
/images/100/0x0/55ea2b2af018fbb8f86f591f
Yurdun çalışanlarından biri, bir tanıdığına akvaryum yaptırttı. Böylece odada üç akvaryum oldu. Üçüncüsü en büyüğüydü, bir buçuk metre eninde ve 300 litreydi. Bunun ilk sakini, hamile balıktı. İlyas Aykaç, forumlardan öğrendiği kusturma yöntemiyle balığın sağlıklı bir doğum yapmasını sağladı.

Balıklar sırayla hamile kalmaya başladı. Büyük yavrular küçüklerini yediğinden neredeyse her doğumda yeni bir akvaryum almak zorunda kaldı. 2005’in son aylarında odadaki akvaryum sayısı küçüğüyle büyüğüyle 22’yi buldu. Hepsi de cikletin farklı türleriyle doluydu. "Artık odada fazla yer kaplamaya başlamışlardı. Yurt müdürü de rahatsızdı. Akvaryumları yurdun kazan dairesine taşıdık. Bu arada akvaryum sayısı 30’a, balık sayısı da 5 bine çıktı."

100 AKVARYUMDA CİKLET AİLESİNİN 28 TÜRÜ VAR

İlyas Aykaç’ın balıkları arttıkça, masrafları da çoğaldı. Akvaryum motorları, içindeki malzemeler ve özellikle yemleri çok para tutuyordu. Bunun için akvaryumcularda balıklarla yemi takas ediyordu. Zamanla dükkan sahipleri ondan daha fazla balık getirmesini istediler. Bu dönemde bazı internet forumlarında da balık satması için teklifler alıyordu. Bu işi profesyonel bir hale getirebileceğine kafası yatan Aykaç, balık sayısını artırmaya karar verdi. Ancak bunu kazan dairesinde yapamazdı. Hem okula rahat gidebilmek, hem de balıklara yakın olabilmek için Boğaziçi Üniversitesi’nin karşı sokağında yer aradı. Tonlarca suyu taşıyabilmesi için zemin kat olması gerekiyordu. Bulabildiği tek boş mekan bir dükkan oldu. Dükkanın sahipleri küçük bir tadilattan sonra burayı ev gibi kullanmasına izin verdiler.

Aykaç eve çevirdiği dükkanın arka tarafını akvaryum ve balık cennetine dönüştürdü. Şu anda akvaryum sayısı 100’ü buldu. Bunların yarısı 300 litrelik, kalanlar 200 litrelik. İçlerinde ciklet familyasının 28 türü yaşıyor. İlyas Aykaç Gültepe’de yeni bir dükkana geçip perakende balık satışına başlayacak.

ERKEK BALIKLAR KÖŞELERİ TUTUYOR

Bendeki ciklet balıkları Afrika’daki Malawi Gölü’nden geliyor. Yunus, ahli, sarı ve beyaz prenses, paslı, portakal, lazyo, niyasa ve avratus gibi türler var. Yunus ve prensesleri birbirinden ayrı akvaryumlarda yetiştirmek şart. Diğer türler birarada yaşayabiliyor. Örneğin bir cinsin erkeği akvaryumdaki bir köşeyi, diğer cinsinki de karşı köşeyi benimsiyor ve aralarında sorun çıkmıyor. Ancak hepsi çok hassas. Fazla yemlemede balıklar ölebilir. Az yemlemede ise iç hastalıklar oluşuyor. Oksijenin yeterli olması şart. Ayrıca akvaryuma nakledilecek su önceden dinlendirilmeli. Bunun için 100 akvaryumun dışında bir de su dinlendirdiğim, içinde balık olmayan akvaryumlar var. 3-5 günde bir suyun üçte birini değiştiriyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!