24 saat topuklu ayakkabı giyen kadın değil arada sırada giyip şaşırtan kadın seksidir

Güncelleme Tarihi:

24 saat topuklu ayakkabı giyen kadın değil arada sırada giyip şaşırtan kadın seksidir
Oluşturulma Tarihi: Ocak 19, 2008 00:00

Baldinini, prenseslerin ayakkabısı olarak ünlenmiş bir marka. Çünkü Prenses Diana’dan Belçika Prensesi Astrid’e, İsveç Prensesi Viktoria’dan İspanya Prensesi Letizia’ya kadar gelmiş geçmiş en zarif prensesler Baldinini giyermiş. Claudia Schiffer, Elizabeth Taylor, Demi Moore, Whitney Houston gibi starları da unutmamak gerek.

Baldinini’nin sahibi ve baş tasarımcısı Gimmy Baldinini bu isimler için özel koleksiyonlar hazırlıyor. Bir kadının da en az on farklı ayakkabısı olması gerektiğini söylüyor. "Cazibenin sırrı değişimdir. Erkeğinizin karşısına gündüz dümdüz bir botla, gece çok yüksek topuklu seksi bir sandaletle çıkın. İşte o zaman şaşırır ve çarpılır. 24 saat topuklu ayakkabı giyen bir kadın seksi değildir. Arada sırada giydiğinizde tadı damağında kalacaktır." Gimmy Baldinini, Nişantaşı,Citys’in içinde açılan ilk mağazası için İstanbul’a geldi ve sorularımızı yanıtladı.

Ayakkabı üreticisi bir baba ile ayakkabı tasarımcısı bir annenin oğlu olarak dünyaya geldi. Dedesi ve büyükannesi de ayakkabıcıydı. Haliyle onun da ayakkabıcı olmaktan başka şansı yoktu. Ayakkabı tasarlamanın ne demek olduğunu annesinden öğrendi. Aradan uzun yıllar geçtiğinde üniversitede tasarım okuyacak hatta ayakkabı tasarımı üzerine doktora yapacaktı ama okullarda öğrendiği hiçbir bilgi annesinin öğrettiklerinin yerine geçemeyecekti.

Annesi de babası da 50’li yaşlarda hayata veda etti. Ona 1910 doğumlu bir markayı, Baldinini’yi miras bıraktılar. O güne kadar Baldinini, Amerika ve Avrupa’da tanınan ve çok satan bir markaydı. Gimmy Baldinini 1988 yılında Rus pazarını keşfetti: "Rusya’ya ilk kez komünist bir arkadaşımın ısrarı sonucu gittim. İlk izlenimlerim çok kötüydü. Bu fakir ülkede, benim markam gibi markaları kim satın alacak diye düşünmüştüm. İkinci gün arkadaşımla birlikte bir gece kulübüne gittim. Güzel bir kadın yanıma yaklaşıp nereli olduğumu sordu. İtalyanım deyince etrafımı kadınlar sardı. Ayakkabıcı olduğumu öğrenince daha bir ilgilenmeye başladılar. Yanımdaki kataloğu görünce nefesleri kesildi. Kendimi kral gibi hissediyordum. Hemen oracıkta bir yığın sipariş verdiler. Ertesi hafta üç dört tanesi Milano’daki mağazaya gelip alışveriş yaptı. Onlar gitti başkaları geldi. En sonunda Moskova’da mağaza açmaya karar verdim."

Gimmy Baldinini hitap ettiği pazarı 20 yıl önce Rusya’ya giderek bulmuş: "O zamanlar Moskova’da hiçbir ünlü
/images/100/0x0/55eb21f8f018fbb8f8ad4ecf
markanın mağazası yoktu. İlk olmaktan gurur duyuyorum. Şu anda Rusya’da 75 tane Baldinini mağazası var. Bir tek mağaza sezonda 25 bin çift ayakkabı satıyor."

BİR SEZONDA 1500 FARKLI MODEL

İlk bakışta Baldinini’nin zarif ayakkabılar yaptığını söyleyebilirim. Modeller detaylarda zenginleşiyor. Her zevke, her ihtiyaca yönelik tasarımlar var. Bir sezonda ortalama 1500 farklı model vitrine çıkıyor. 15 yıldır erkek ayakkabıları da üreten marka geçtiğimiz sezon çocuk modelleri de yapmaya başladı. Gimmy Baldinini çocuklarıyla takım giyinmek isteyen anneleri kıramadığını söylüyor. Çanta, mücevher ve parfüm koleksiyonlarını da es geçmemek gerekiyor. Çantalar ayakkabılar kadar alternatifli. Mücevherler sezonun trendlerini yansıtıyor. Mesela bu kış altın rengi uzun kolyeler öne çıkıyor.

Gimmy Baldinini’nin lideri olduğu tasarım ekibinde 25 kişi çalışıyor. Ekibindeki herkesin fikirlerini dikkatle dinlediğini söylüyor: "İlk toplantıda asla karar vermem. Fikirleri dinler, eve gider uyurum. Ertesi gün karar veririm. Tüm dünyayı dolaşan iki elemanım var. Trendler hakkında bilgi topluyorlar. Onların söyledikleri benim için çok önemli. Mesela geçen yıl küresel ısınmadan bahsettiler. Özellikle Avrupa’da kalın botların, kürklü modellerin satmayacağını anlattılar. Haklı çıktılar. Sibirya ve Rusya için yaptığımız kürklü modellerin kürksüz ve ince olanlarını Avrupa için ürettik. Böylece zarar etmedik."

Çinliler modadan anlamıyorTürkler anlıyor

İstanbul ile Milano arasında moda gustosu açısından bir fark göremiyorum. Özellikle kadınlar çok zevkli ve stil sahibi. Saç renklerine, ayakkabılarına, çantalarına, rujlarına bile özen gösteriyorlar. Bazı Türk arkadaşlarımın İtalyanlardan hiç farkı yok. Modayı Çinlilerin kurtardığı söyleniyor. Ama onlar ucuza kalitesiz üretimden başka bir şey yapmıyor. Para harcama konusunda lider Ruslar. Amerikalılar ise çok cimri. Yeni bir şey satın alırken 40 yönden sorguluyorlar.

Diana’nın ayakkabılarını ben seçerdim

Lady Diana ile 25 yıl önce tanıştım. Londra’da Harrods’da buluşmak üzere randevulaştık. Kendisi arayıp "Yeni koleksiyonunuzu görmek istiyorum" demişti. Çok nazikti. Kıyafet alışverişini tamamladıktan sonra benden ayakkabıları seçmemi istedi. 20 farklı Baldinini ayakkabıyı kıyafetleriyle kombinledim. O günden sonra her sezon aynı işlemi tekrarladık. Hatta bir keresinde Rimini’deki fabrikaya geldi. Onun için zor ve uzun bir yolculuktu. Fabrikada diz üstünde biten kırmızı bir çizme beğendi. Almaması için zor ikna ettim. Çünkü hiç zarif değil aksine çok seksiydi. Prensese yakışmazdı. Hiçbir zaman hediye kabul etmediğini de söylemeliyim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!