1839’dan 2005’e Avrupa yürüyüşü

Güncelleme Tarihi:

1839’dan 2005’e Avrupa yürüyüşü
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2005 00:00

AVRUPA yürüyüşünde biraz daha yol aldık. AB’ye giriş belgesi, bence 1839 Tanzimat Fermanı’ndan bu yana Avrupalı Türkiye’yi, Türklerin bir tür tescil işlemidir.Tanzimat bu yolculuğa start verdi, Büyük Reşit Paşa herkesi Batı’nın uygarlığına uğurladı.Atatürk, cumhuriyetle birlikte Avrupa uygarlığını hedef gösterdi. Yaşama biçiminden kafalara kadar bir değişim. Batı uygarlığının aldatmalı parça buçuk bir gösterişten ibaret olmadığını gösterdi. Yaşamıyla, söyledikleriyle, yaptıklarıyla.Tanzimat için yapılan eleştirilerin bir bölümünde ne iddia edilir?Bu yenilikleri biz Batı’nın zoruyla kabul ettik, baskı sonucu...Bu görüşü tartışma gereksinimi bile duymam. Beni her zaman sonuç ilgilendirir, sebepler, saikler batağına gömülmekle vakit geçirmem.Avrupalıyız diyebilmek için, elbette çok sesli müziğin de benimsenmesi gerekir.Osmanlı İmparatorluğu sarayında Batı müziği çalınırdı. Guatelli Paşa’yı, Donizetti Paşa’yı anımsatalım mı?Batı müziği formunda beste yapan sultanların eserlerinin bulunduğu CD’leri dinleyin.* * *ATATÜRK, sevdiği, dinlediği müziğin yerine Batı’nın ortak sesini tercih etti.Fasıl heyeti yerine senfoni orkestrası kuruldu.Değişik alanlardan genç, yetenekli, cumhuriyet ideolojisinin önemini, değerini algılayabilen gençlerin hepsini Avrupa’ya gönderdi. Kansu Şarman’ın Türk Promethe’ler kitabını okuyun.Şimdi de birtakım yasal hakları, insanlık ilkelerini, Avrupalıların zoruyla kabul ettiğimiz söylenebilir mi?Çağdaş bir yaşamı, insanlığı yücelten kuralları, ilkeleri böyle bir anlayışla da olsa gerçekleştirdiğimiz için ben gene de mutluyum.Bir dize umutsuzlukla direnci bir arada yansıtmış:Rehnüma-i reh-i kábe üstühandır. (Belleğimden yazdım.) Bugünkü dile şöyle aktarılabilir: Kábe yolunun yol göstericisi bu yolda uğraş verenlerin kemikleridir.* * *ODAMDA bugün artık Avrupa Birliği’nin ortak marşı olan Beethoven’ın Dokuzuncu Senfonisi’nin ezgileri ve Schiller’in Neşeye Övgü’sünün dizeleri yankılanıyor.Hayattayken Adını Vermek (Hürriyet, 3 Ekim 2005) yazımda İzmir’deki Adnan Saygun Kültür Merkezi’nin tamamlanamadığını yazmıştım.İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu telefonla beni aradı ve bilgi verdi.İnşaatın durmasının nedeninin ihalenin Danıştay’da olmasından kaynaklandığını, dava sonuçlanır sonuçlanmaz inşaatın başlayacağını, merkezi bitireceklerini, 19 trilyon paranın kasada olduğunu söyledi.Murat Katoğlu da, bu yapının adının Adnan Saygun Sanat Merkezi olduğunu belirtti, proje konusunda açıklamalar yaptı. Merkezde, biri 1236, diğeri 250 kişilik iki salon bulunduğunu, 400 resmin sergilenebileceği bir sergi salonu yapıldığını, açıkhavada kitapçıların da yer alacağı yerlerin planlandığını belirtti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!