06 AH 5913

Güncelleme Tarihi:

06 AH 5913
Oluşturulma Tarihi: Ocak 26, 2006 14:35

Haberin Devamı

Sert bir rüzgâr esiyor, karı insanların yüzüne yüzüne vuruyor. Kaldırımlar yürünecek gibi değil, insanlar yola inmek zorunda. Bir araç yaklaşırken, son anda, kendilerini derin kara atıyorlar. Fuat dikkat eder, ama bir kez daha uyarmak ihtiyacı duyuyorum (çünkü millet işine yürüyerek gider, titreye titreye otobüs beklerken sıcak bir arabada olmaktan yeterince utanıyorum...), “Aman yayalara dikkat, zaten donmuş insanlar, su sıçratmayasın...”

3.Levent’ten 4.Levent’e yaklaşıyoruz. İki şeritli yol ileride, sağa park etmiş araçlar yüzünden tek şeride düşüyor... Arkamızdan gelen bir Subaru, birden hızlanarak sağımızdan geçiyor, kılpayı sıyırıp önümüze dalıyor, bu arada sağda yürümekte olan ve kendini kaldırıma dar atan adamcağızı yukarıdan aşağı erimiş buz gibi kar ve çamura buluyor ve ... yol tıkalı olduğu için on metre ileride duruyor, haliyle.

Adamcağız, baştan aşağı çamurlu buzla sıvalı, donup kalıyor, giden aracın arkasından öööyle bakıyor.

(Tabii ortalıkta bir polis filan yok. Siz, İstanbul’a kar yağalı sokakta trafik polisi gördünüz mü? Ben, 4 kere TEM’den ve Büyükdere Caddesi’nden Ulus-Bağcılar yaptım, 3-4 kere Etiler’e, Levent’e yürüdüm... henüz polis görmedim. Haa, pardon, haksızlık etmeyelim, bir polis gördüm, sabah erken bir saatti, patinaj yaparak yolu kapayan bir aracın yanından hızla koşarak, yakındaki bir pastaneye daldı. Kahvaltı saatiydi henüz, mesaiye başlamamıştı.)

Bazen, babamın dediği gibi, şöyle güçlü kuvvetli bir adam olmadığıma yanıyorum.

Subaru’nun şoförünü indirip, herhalde işine yürüyerek giden, eve dönüp üstünü değiştirme imkânı olmayan, yüzü gözü, üste başı buz gibi çamur içinde kalan o adamcağızdan... özür dilemeye İKNA ETMEYİ çok isterdim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!