Kanserli hücreleri bünyemizden atacağız

Güncelleme Tarihi:

Kanserli hücreleri bünyemizden atacağız
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 16, 2010 12:42

Türkiye Futbol Federasyonu Olağan Genel Kurulu Ankara Sheraton Hotel'de başladı. 197 delegenin katıldığı Genel Kurul'da çoğunluğun tutanakla tespitinin ardından, Prof. Dr.Mehmet Helvacı başkanlığında Divan Kurulu oluşturuldu.

Haberin Devamı

Genel Kurul'un açılış konuşmasını yapan Türkiye Futbol Federasyon Başkanı Mahmut Özgener, 2009-2010 sezonunun hem Türkiye Futbol Federasyonu, hem de tüm futbol ailesi için ilginç ve çarpıcı gelişmelerin yaşandığı, yıllar sonra da hatırlanacak bir sezon olduğunu belirterek şöyle konuştu:

"Bu farklı sezonun ardından bir araya geldiğimiz genel kurulumuzda, Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu olarak kendimizi ve icraatlarımızı bir kez daha sizlerle paylaşmak amacındayız. Sizlerden ricamız; şampiyonluk, kümede kalma veya diğer mücadelelerin heyecanı ve geriliminden sıyrılmış, deyim yerindeyse sakin bir kafayla geçtiğimiz bir yılı yeniden değerlendirmeniz… Ve futbolumuzdaki gelişmeleri objektif bir şekilde ele almanız. Türkiye Futbol Federasyonu olarak; Türk Futbolunu yöneten, yön veren ve ortaya çıkan sorunları çözmekle görevlendirilen özerk bir kurumuz. Federasyonumuz, kamuoyunda bilinenden çok daha fazla sorumluluğu bulunan ve bu sorumlulukları yerine getirmek için yapılanmış büyük bir kuruluş. Ülkemize ve dünyaya baktığınızda son 20 yılda yaşanan süratli gelişim ışığında büyük bir hızla değişen ve her alanında yeniden yapılanan futbolun, ülkemizde de sağlıklı bir şekilde büyümesi için Türkiye Futbol Federasyonu aralıksız çalışıyor. Bu çalışma ile hedeflenen kusursuz bir gelişim için birbirinden çok farklı görevleri aynı başarıyla yerine getirmemiz gerekiyor. Sadece skorlara dayalı günlük başarılar için değil, meyveleri yıllar sonra alınabilecek uzun vadeli projeler için de aynı dikkat ve çabayı gösteriyoruz."

"TÜM GÖREVLERİMİZİ MÜMKÜN OLAN EN GENİŞ PERSPEKTİFLE ELE ALIYORUZ"

Federasyon olarak çalışmalarını özenle sürdürdüklerini kaydeden Mahmut Özgener sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye Futbol Federasyonu olarak geride bıraktığımız dönemde olduğu gibi yasayla belirlenmiş tüm görev tanımlarımıza aynı derecede özen göstererek ve bizlere değerli genel kurul üyelerimiz tarafından gösterilen güveni boşa çıkarmamak için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Görev tanımlarımız önümüze farklı başarı parametreleri koyuyor. Tüm görevlerimizi mümkün olan en geniş perspektifle ele aldığımızı bilmenizi istiyoruz. Türkiye Futbol Federasyonu'nun görevleri 5 Mayıs 2009 tarihli Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 3.maddesinde başlıklar halinde belirlenmiş durumda. Bu maddede ilk görev şu şekilde tanımlanıyor; Türkiye'deki her türlü futbol faaliyetini yürütmek, düzenlemek ve denetlemek. Sadece bizim değil, futbol tarihimizde görev yapmış tüm federasyonlarımızın en çok bilinen ve en çok eleştiri almasına neden olan, genel olarak başarısı veya başarısızlığını belirleyen görev tanımı…Türkiye'de futbol faaliyetlerini yürütmek, düzenlemek ve denetlemek; dünyadaki diğer futbol organizasyonlarıyla karşılaştırdığımızda zorluk derecesi yüksek bir görev olarak karşımıza çıkıyor.

Haberin Devamı

Türkiye'de futbolumuzun bazı kötü alışkanlıkları var. Geçtiğimiz sezon sonu yaklaştıkça yine açıklamalar birbirini kovaladı, belirli maçlar etrafında gerilim fırtınaları yaratıldı. Türkiye Futbol Federasyonu olarak belirli anlarda müdahale etmek zorunda kaldık. Bu müdahaleler zaman zaman yanlış yorumlandı. Taraflı olmakla suçlanarak ağır ithamlarla karşı karşıya bırakıldık.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz sezonun sonuna doğru yaşananlar, Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu sıfatıyla göreve talip olduğumuzda göze aldığımız, yaşayacağımızı tahmin ettiğimiz şeylerdi. Liglerimizde bazı davranış biçimlerinin artık klasikleştiğini biliyor, kemikleşen bazı alışkanlıkların bir-iki yıl içinde tümden değişmesini zaten beklemiyorduk.

Tüm yaşananlara rağmen bize yasalarla verilen görevlerimizi en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştık. Birçok radikal kararlarla, sorunsuz ve kamuoyundaki soru işaretlerini silecek icraatlarda bulunduk. Toz dumanın dağılmasının ardından geride kalan sezona bugün baktığımızda; ilklerin yaşandığı, rekorların kırıldığı, heyecanın sezon boyunca hiç düşmediği, sürpriz sonuçların birbirini kovaladığı, üstteki ile alttaki takımlar arasındaki kalite farkının giderek azaldığı bir lig görüyoruz."

Haberin Devamı

"HAKEMLERİMİZİ EN ÇOK RAHATLATACAK ÇALIŞMA PROFESYONELLEŞME OLACAK"

Sezon boyunca en çok konuşulan isimlerin yine hakemler olduğunun altını çizen TFF Başkanı şu ifadeleri kullandı:

"Ancak Dünya Kupası'na da baktığımızda, hakem hatalarının sadece ülkemiz futbolunun bir sorunu olmadığını artık herkes görüyor diye düşünüyoruz. Günümüzün giderek hızlanan, daha çok atletik yetenek gerektiren, küçük-büyük ayrımının yavaş yavaş ortadan kalktığı futbol ortamında hakemlik de ciddi bir revizyon yaşamak zorunda…Hakemliğimizle ilgili gelişim çalışmalarını sadece uluslararası gelişmelere bağlamıyoruz. Merkez Hakem Kurulu ile ilgili her konuda çalışmalarımız tamamlanıyor. Talimatname, Kurulların Yapılanması, Profesyonelleşme, Eğitim gibi konularda önemli yenilikler getirdik. Geçtiğimiz yıl hakemlerimize uluslararası düzeyde eğitim veren Jaap Uilenberg'in yanına bu yıl sadece yardımcı hakemlerimize eğitim verecek çok önemli bir İngiliz eğitmen olan Philip Sharp ile anlaşmış bulunuyoruz. Tüm bu çalışmalar ışığında, hakemliğimizin yapılanmadan kaynaklanan sorunlarını çözmek için büyük bir çaba gösteriyoruz.

Haberin Devamı

MHK ve Türk hakemliğinde yaptığımız tüm yenilikler hakemlerimizin kafasının rahat olması için gerçekleştiriliyor. MHK talimatındaki köklü değişikliklerle, kurumsal yapıyı olabildiğince sade ve kafa karıştırmayacak şekilde düzenledik. Hakemlerimizi en çok rahatlatacak çalışma ise "profesyonelleşme" olacak. Yeni MHK Talimatının en önemli maddelerinden biri olan bu konu ile birlikte Türkiye, İngiltere'den sonra profesyonel hakemliğe geçecek ikinci ülke olacak. Bu sayede hakemlerimiz sadece futbola ve mesleklerine konsantre olarak maçlara daha rahat çıkma şansı yakalayacaklar. Talimat ile birlikte sadece hakemlerimiz değil MHK de profesyonelleştirilmiş oldu. Tüm bu gelişmelerle MHK Talimatı, Avrupa ülkelerinin önünde bir düzenleme haline geldi. Ayrıca yeni sezon öncesinde MHK Başkan ve Başkanvekili, Süper Lig'deki 18 kulübün yönetici, teknik adam ve futbolcularını kulüplerinde ziyaret ederek fikir alışverişinde bulunacak. Bir ilk olacak bu tarz toplantının arzu edildiği takdirde diğer liglerdeki kulüplerin temsilcileri ile yapılmasına biz ve MHK hazırız.

Haberin Devamı

Hakem hatası veya başka bir nedenle her yıl karşılaşılan üzüntü, gerilim ve kırgınlıklar 2009-2010 sezonunda da yaşandı. Ancak bu kırgınlıkların sezonun bitmesiyle beraber yerini dostluk görüntülerine bıraktığını, futbol ailesinin içindeki kavgaların kalıcı olmadığını herkes görüyor."

Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener konuşmasını şöyle sürdürdü:

"FUTBOLUMUZUN SORUNLARINA ÇÖZÜM BULMAK İÇİN YOĞUN BİR ÇABA GÖSTERİYORUZ"

Süper Lig kulüplerimizin temsil edildiği Kulüpler Birliği ile sürekli temas ve fikir alışverişi içindeyiz. Hep birlikte futbolumuzun sorunlarına çözüm bulmak için yoğun bir çaba gösteriyor, projeler üretiyor ve uyguluyoruz. Futbol Ailesini oluşturan herkesin fikrine değer veriyor, geleceğe dönük projelerde tüm kesimlerin görüş ve fikirlerine açık ve paylaşımcı olduğumuzu her fırsatta tekrarlıyoruz. Bu vesileyle yeni kurulmakta olan Bank Asya 1. Lig ve TFF 2. Lig ve 3. Lig Kulüpler Birliği ile de sezon içinde sıkı işbirlikleri gerçekleştirmek arzusundayız.

Türkiye Futbol Federasyonu'nun bu görev tanımı içine aynı zamanda ligimizin ekonomik durumu da giriyor. Ligimizin sağlıklı ve eksiksiz bir şekilde yürümesinin en önemli koşulu, finansal olarak sağlıklı bir yapının oluşturulması.

Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiğimiz yayın ihalesiyle tüm kulüplerimize önemli bir maddi kaynak yaratıldı. Bu maddi kaynağın ligimize uluslararası düzeyde tanınmış oyuncuları getirmeye başladığını ve kalitenin giderek artacağını şimdiden görmeye başladık.Ülke sınırlarının dışına taşarak Avrupa kamuoyunun ve diğer federasyonların da tebriklerini alan bu süreçte, Türk Futbolu ve Türk ekonomisi gelecek 5 yıl için 3 milyar dolar gibi muazzam bir ekonomik girdinin sahibi oldu. Sadece Süper Lig için ödenecek miktarda bir önceki ihaleye göre yüzde 126 artış yaşanması da elde edilen başarıyı daha net ortaya koymaktadır. 9 yıldır Türk Futboluna en önemli kaynağı aktaran ve son ihale ile birlikte 5 yıl daha Türk Futbolunun en önemli paydaşlarından biri olacak olan Digiturk'e özel bir teşekkür etmek istiyorum.

Türk Futboluna benzersiz kaynak aktarımı sadece 14 Ocak ihalesi ile sınırlı kalmadı. Ziraat Türkiye Kupası'nı da yüzde 30 artışla yıllık 19 milyon dolara satarak göstererek, kupa kanalı ile kulüplerimizin bütçelerine de önemli bir katkı sağladık. Ayrıca, Milli Takımımızın 2010-14 arasındaki resmi maçlarını da yüzde 87 artışla 33 milyon dolara satma başarısı gösterdik. Bu rakamlara çıkan TRT ve NTV kurumları ile yayın ihalesinde yer alan Türk Telekom'a da da Türk Futbolu adına teşekkür ederim. Elde edilen bu büyüme rakamlarını Türk Futbol ailesine olan güvenin bir tecellisi olarak görüyoruz.

Kulüplerimizi mali açıdan daha sağlam mali yapıya kavuşturmak ve daha şeffaf hale getirmek amacıyla geçtiğimiz Ekim ayında TFF Kulüp Lisans Müdürlüğü ve uzman bir danışmanlık şirketi işbirliğinde başlattığımız çalışmada önemli aşamalar kaydettik. Söz konusu çalışmayı taslak halinde Kulüpler Birliği ile paylaştık. Bu bağlamda Kulüpler Birliği ile birlikte oluşturduğumuz ortak komisyonla önemli yenilikler getireceğiz.

2011-2012 sezonunda başlayacak ve 3 yıl sürecek ciddi bir yapılanmayla kulüplerimizin finansal durumları disiplin altına alınacak. Yıl sonuna kadar açıklamayı hedeflediğimiz bu çalışmada ciddi yaptırımlar da yer alacak. Burada amacımız şu an için Avrupa Kupalarına katılmada şart olan Kulüp Lisans sistemini ulusal liglerde zorunlu hale getirmektir.

Başta Bank Asya Birinci Lig olmak üzere diğer liglerimizde de kalitenin, mücadelenin ve heyecanın her yıl daha da arttığını görmek hepimizi sevindiriyor. Tüm liglerimize daha büyük maddi kaynaklar yaratmak, futbolcularımızın ve teknik adamlarımızın daha iyi şartlarda mücadele etmesini sağlamak için çalışmalarımız sürüyor.

Başta da belirttiğim gibi görev tanımlarımızdan ilki, her zaman göz önünde olan ve kamuoyunun bizlere not verirken daha çok göz önüne alınan bir görev. İşimizin doğasının bu olduğunu da kabul ediyoruz. Ancak diğer görevlerimizdeki çalışmalarımızı da siz değerli genel kurul üyelerimizle paylaşmak ve kamuoyunun takdirine sunmak istiyoruz.

"FUTBOLUN GELİŞMESİNİ VE YURT SATHINA YAYILMASINI SAĞLAMAK…"

Görev tanımlarımızdaki ikinci madde; "Futbolun gelişmesini ve yurt sathına yayılmasını sağlamak…" Türkiye Futbol Federasyonu olarak dönemsel olarak yaptığımız araştırmalarla ülkemizde olan ilgiyi ve futbol eğilimlerini takip ediyor, buna göre önlemler alıyor ve icraatlarımızı elimizdeki önemli verilere göre yönlendiriyoruz. Türkiye'nin bir futbol ülkesi olduğu her araştırmada ortaya çıkan önemli bir gerçek

Ülke genelinde 8 bölgede değişik gelir gruplarından 1500 kişi ile yaptırdığımız Türkiye'nin en kapsamlı futbol araştırmamızdaki son rakamlar da bunu doğruluyor. Bu ilgi ülkenin her bölgesine eşit düzeyde yayılmış bir durumda… Sosyal statü ve hatta cinsiyet farkı tanımıyor. Bu sınıfsız ve sınırsız ilgiyi en iyi şekilde kullanmak ve insanların futbola olan bu sevgisini doğru yönlendirmek için birçok atılımda bulunuyoruz.

Futbolun sadece yeşil sahalarda, büyük statlarda oynanan bir spor olmadığının bilinci içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Salonlardan plajlara, halı sahalardan tüm alt liglerimize kadar futbolu daha sağlıklı şekilde oynanması ve izlenmesi için belirli bir stratejik plan dahilinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

"GELİRLERİMİZİ ARTIRMANIN YOLLARINI ARIYORUZ"

Futbolun gelişimi için ayrılan kaynaklarda kesintiye gitmek yerine gelirlerimizi artırmanın yollarını arıyoruz. Örneğin bu yıl bütçede 16.7 milyon liralık eksi bir değer dikkatinizi çekecektir. Böyle bir durumun ilk olmadığını ve yakın geçmişte de yaşandığını belirtmek isterim. Bütçemizde en fazla sapan kalemlerden biri, 10 milyon lira az gerçekleşme ile Spor Toto-İddaa gelirleridir. Bu önemli düşüşün nedenleri incelendiğinde Süper Lig'in bir önceki sezon ile aynı tutar olan 50 milyon lira İddaa isim hakkı almasına karşın, Bank Asya 1.Lig'de bir önceki sezon 36 milyon lira olan kulüp isim hakkı gelirinin yüzde 10 azalışla bu sezon 32 milyon liraya gerilediği, TFF 2.Lig'de bir önceki sezon 61 milyon lira olan gelirin yüzde 30 gelir azalması ile 42 milyon liraya gerilediği, TFF 3.Lig'de bir önceki sezon 33 milyon lira olan isim hakkı gelirinin yüzde 50 azalışla 15 milyon liraya gerilediğini görmekteyiz. Bu tablo, 100'ü aşkın kulübün gelirinde önemli düşüş yaşandığını ortaya koymaktadır.

Bu durum, doğal olarak Federasyonun bu gelir kaleminde de düşüşe yol açmıştır. Ayrıca İddaa programına başka branşların eklenmesi ve kulüplerin gelirlerinin yeni düzenleme ile aniden düşmesi ve Federasyonun gerekli müdaheleyi yaptığı zaman kadar yaşadıkları gelir kaybı da diğer önemli hususlardır. Spor Toto'nun geçmişte tamamını programa aldığı özel turnuvaları, program dışında bırakması da bu gelirlerin düşüşünde önemli bir etken olmuştur.

Bunun dışında, Ankara'daki mülk satışından beklediğimiz 4.5 milyon lira elimize ulaşmadı. Ayrıca yabancı futbolculardan alınan alt yapı fonu bedellerinde ilk 4 oyuncuda bedel alınmaması ve fon bedellerindeki önemli indirim kararı kulüplerimiz rahatlatırken, gelirimizde 4 milyon liralık azalma yaşanmıştır. Detaylarını açıklamaya çalıştığım eksi değere karşın bütçelediğimiz giderlerin yüde 96'sını da gerçekleştirdiğimizi vurgulamak isterim. Bununla birlikte amatör futbola planlananın üstünde bir harcama yaptık. 2 sezon önce amatör futbola ayrılan pay 15.5 milyon lira iken, bu rakam 2009-2010'da 21.5 milyon liraya yükselmiştir. Yeni bütçede de bu rakamı 25.5 milyon liraya çıkardık.

Amatör futbola olan desteklerimiz bununla sınırlı kalmamakta. Yeni sezonda başlayacak Bölgesel Amatör Lig de, gelecek için çok önemli bir adım teşkil ediyor. 81 ilimizden 160 takımın katılımı ile gerçekleşecek Bölgesel Amatör Lig yepyeni bir heyecan getirecek. Bölgesel, kriterli ve deplasmanlı en üst amatör lig haline dönüştürülen ve 5 milyon lira bütçesi olan Bölgesel Amatör Lig'de her ilin belli bir kontenjan dahilinde tespit edilmesine imkan sağlandı. Bu lig ve organizasyonların en önemli amacı; ülkemizin her bölgesinde daha fazla kişinin futbola katılmasını sağlamak. 2 yıl önce 200 binlerde devraldığımız lisanslı futbolcu sayısını yüzde 100 artışla 465 bine çıkarmanın gururu içindeyiz."

Görev tanımlarımızdaki üçüncü madde; "FIFA ve UEFA'nın yetkili organları tarafından konulan kuralların gereği gibi uygulanmasını sağlamak, ulusal talimatlar hazırlamak ve Türkiye'yi futbol ile ilgili konularda yurt dışında temsil etmek." Geçtiğimiz yıl içinde en büyük çabayı gösterdiğimiz, en kapsamlı çalışmaları gerçekleştirdiğimiz ve uluslararası alanda takdir edildiğimiz görevlerimizden biri de bu Federasyonumuzun uluslararası kurumlarla yaptığı çalışmalardaki uyum birçok alanda kendisini olumlu yönde gösteriyor. Ayrıca kulüplerimizle birlikte özellikle UEFA kriterlerine uyum sağlanabilmesi için yapılan çalışmalar, orta vadede futbolumuzun kalitesini yükseltecek.

"GEÇMİŞE TAKILIP KALMAYACAĞIZ"

Türkiye Futbol Federasyonu'nun en önemli görevlerinden biri yasamızın dördüncü maddesinde özetlenmiş olan; yurt içi ve yurt dışı futbol faaliyetleri için plan, program, benzeri her türlü düzenlemeyi ve anlaşmayı yapmak ve başarılı sonuçlar sağlanması için gerekli tedbirleri almak. Doğrusunu söylemek gerekirse geçtiğimiz yıl içinde elimizden gelen tüm çabayı gösterdiğimiz ancak hayal kırıklığı yaşadığımız madde bu oldu

Futbol, yani bu güzel oyun; tüm güzelliğine rağmen bazen tatsız sürprizler yaşatabiliyor. "Rahatlıkla çıkarız" dediğimiz bir gruptan bir dizi hata ve şanssızlık yüzünden çıkamıyor ve tüm dünyanın gözünü çevirdiği Dünya Kupası gibi bir organizasyonda yer alamayabiliyorsunuz.

Uluslararası futbolda duraksamak, geçmişe takılıp kalmak, yenilgilere ve kayıplara gereğinden fazla üzülmek geride kalmanıza yol açar. Türk Futbol ailesi olarak bu havayı üzerimizden çabuk attığımızı düşünüyorum. Geçtiğimiz yıl Milli Takımlarımıza getirdiğimiz yeni yapılanma ve teknik kadroyla gelecek yıllara yeniden umutla bakabileceğimiz kanatindeyim. Dünya Kupası'nda final oynayan iki takıma baktığımızda Guus Hiddink'in kişiliğinde seçtiğimiz ekolün doğruluğunun kanıtlanmış olduğunu düşünüyoruz. Bu arada Türk Futboluna ve Milli Takımlarımıza önemli katkıları bulunan Fatih Terim hocaya ve ekibine de hizmetlerinden ötürü teşekkür etmek isterim. Görev tanımlarımızda beşinci madde; "Her düzeyde müsabakalar düzenlemek ve milli takımlar ile kulüp takımlarının uluslararası müsabakalara katılması ve mücadele edebilmesi için gerekli tedbirleri almak." Bu konuda da büyük çabamıza rağmen bir hayal kırıklığı yaşadığımızı söyleyebiliriz. Ancak Euro2016 adaylık sürecine bakıldığında kazanamasak da kaybettiğimizi söyleyemeyiz. Sadece 1 oyla kaçırdığımız ev sahipliği, Türk Futbolu için düşündüğümüz yeni dev projeleri hayata geçirmemizi engellemeyecek. Euro2016 adaylık sürecini futbolumuzda en az kazanılan kupalar kadar önemli bir dönüm noktası ve milat olarak görüyoruz.

"FAİR - PLAY"

Görev tanımlarımız içinde altıncı madde; "Fair Play kurallarına uygun olarak bağlılık, dürüstlük ve sportmenlik prensiplerini gözetmek."

Türk Futbolunun genel görünümüne baktığımızda genel olarak fair-play açısından önemli bir sorun yaşandığını düşünmüyoruz. Son yıllarda alınan cezai tedbirlerin etkisini gösterdiğini ve liglerimizde sportmenlik dışı davranışların azalma yolunda olduğunu görüyoruz. Sponsorlarımızdan Turkcell'le ortak düzenlediğimiz Fair Play Ligi bu konudaki çabalarımızdan sadece biri

Sadece son Dünya Kupası'nda oyuncuların yaptığı bazı hareketlere baktığımızda futbolcularımızın çok büyük bir bölümünün Fair-Play'e uygun hareket ettiğini ve Türk futbolunun dürüst oyunu uluslararası standartların üzerinde benimsediğini görebiliyoruz.

Yedinci maddemiz uzun ve kapsamlı; Üyelerinin, kulüplerin, futbolcuların, hakemlerin, yöneticilerin, teknik direktör ve antrenörlerin, sağlık personelleri, futbolcu temsilcileri ve müsabaka organizatörleri ile diğer tüm ilgililerin FIFA, UEFA ve TFF tarafından konulan statü, talimat ve düzenlemeleri ile bunların yetkili kurulları tarafından verilen kararlara uymalarını sağlamak. Özellikle FIFA ve UEFA'nın çabalarıyla tüm dünyada futbola tanınan özerklik, yeni futbol yasasıyla Türkiye'de de tam anlamıyla yaşanmaya başladı. Bu vesileyle geçtiğimiz yıl içinde futbol yasasında yapılması gereken değişiklikler için büyük bir çaba gösteren meclisimize bir kez daha teşekkür ediyoruz.

"ŞİDDET, ŞİKE, TEŞVİK PRİMİ, IRKÇILIK VE DOPİNG"

Görev tanımlarımızda sekizinci madde; tüm dünyanın futbolun dışına çıkarmak için çalıştığı bir dizi olguyu içeriyor. Şiddet, şike, teşvik primi, ırkçılık, doping ve her türlü ayrımcılıkla mücadele etmek. Türkiye Futbol Federasyonu olarak özellikle bu madde konusunda çok önemli adımlar atıldığını ve en büyük başarılardan birini bu konudaki çalışmalarla yaşadığımızı söyleyebilirim. Tüm Avrupa'yı saran bahis skandalı konusu gündeme gelmeden aylar önce harekete geçen Futbol Federasyonu, Sarıyer Cumhuriyet Savcılığı'na şikayette bulunarak harekete geçmiştir. Her aşamasında çok cesur adımlar attığımız bu süreç, federasyonumuzun takipçiliği sayesinde soruşturmanın başlanması sağlanmıştır. Soruşturmanın her aşamasında kurum olarak her türlü teknik bilgi belge temini suretiyle soruşturmanın başarıya ulaşması için elden gelen tüm çaba gösterilmiş ve bu çabamız devam etmektedir. Eş zamanlı olarak Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen şike ve bahis soruşturmasında da çok önemli katkı ve destek sağlanmış olup ülkemizde bu konuda 2 ayrı dava açılması gerçekleştirilmiştir. Ardından UEFA tarafından başlatılan soruşturmada da aynı hassasiyet gösterilmiş ve UEFA yetkilileri ile sıkı işbirliği yapılmıştır. TFF olarak, futbolun içine girmiş şike ve teşvik gibi kanserli hücreleri bünyeden atmak için sürdürdüğümüz cesaretli duruşu devam ettireceğiz.

Özellikle spor alanlardaki şiddet konusunda ilgili bakanlıklarla yaptığımız çalışmalar ve çıkmak üzere olan yasayla önemli adımlar atılacağını düşünüyoruz. "Sporda Şiddet ve Düzensizliği Önleme" yasa tasarısı belli başlı Avrupa ülkeleri incelenerek hazırlanmıştır. Kapsamlı çalışmalar içeren ve Bakanlar Kurulu'nda olan taslağın yasalaşması ve uygulanması için Türkiye Futbol Federasyonu olarak tüm gücümüzle çalışacağız. Futbola ve spora ait olmayan her unsuru aramızdan çekip atmak için gelecek yılın çok önemli olduğunu düşünüyoruz ve bu konuda tüm futbol ailemizin desteğini bekliyoruz.

"ENGELLLER İÇİN FUTBOL"

Görev tanımımızdaki dokuzuncu ve son madde de bizim açımızdan çok önemli… "Futbolu geliştirmek amacıyla; amatör futbol spor kulüp ve federasyonları ile bünyesinde futbol branşı bulunan engelliler spor federasyonlarına her türlü ayni ve nakdi yardımda bulunmak". Amatör ve engelli spor federasyonlarıyla ilgili birçok çalışma yapıyoruz. Engelli spor federasyonlarının tümüne bu vesileyle bir çağrı yapmak istiyoruz. Tüm engelli federasyonların futbol branşlarıyla ortak çalışmalar yapmaya ve Türkiye Futbol Federasyonu'na bağlanmak kaydıyla her türlü masraflarını karşılamaya hazırız.

Türkiye Futbol Federasyonu olarak yasamızdaki tüm görev tanımları için ciddi çalışmalar yürütülüyor. Değerli genel kurul üyelerimizden ricamız, çalışmalarımızı sadece bir maddeyle değerlendirmemeleri...Gelecek yılın Türk Futbolu için çok önemli olduğunu düşünüyoruz… Tüm çalışmalarımız ezbere değil, uluslararası kurumlarla işbirliği içinde, araştırmalarla belirlenmiş stratejilere göre gerçekleştiriliyor… Futbolumuzu, futbolumuzdaki eğilimleri, muhtemel gelişmeleri özel araştırmalarla takip ediyoruz. Son yaptığımız araştırma da gösteriyor ki, futbolumuzun marka değerini yeniden kazanabilmesi için sadece Türkiye Futbol Federasyonu'nun değil tüm futbol ailemizin birlikte hareket etmesine ihtiyacımız var.

Son yaptırdığımız kapsamlı araştırma futbolumuzun sorunlarının sadece Türkiye Futbol Federasyonu'nun çalışmalarıyla halledilemeyeceğini gösteriyor. Herkesin konuştuğu ancak bir türlü katkı yapmadığı futbolumuzun marka değerini yeniden oluşturabilmek için ilk önce kamuoyunun zihnindeki olumsuz algıları yıkmak zorundayız.

Örneğin, halkımızın 5'te 1'i futbolu "şiddet ve küfür" nedeniyle stadyumlarda izlemekten çekiniyor. Futbolumuzun en büyük sorunlardan birini ancak birlikte çalışarak ortadan kaldırabiliriz. Halkımız Türk futbolunu yetersiz buluyor ve Avrupa futbolunun gerisinde olduğunu düşünüyor. Bu algıyı yıkabilmek için daha dikkatli davranmalı, futbolumuzun sadece olumsuz yönlerini değil, olumlu yönlerini de öne çıkarmalıyız. Özellikle Süper Lig konusunda yenmemiz gereken birçok algı var. Bu kötü algıları yıllar boyunca hep birlikte yarattık, yok etmek için birlikte çalışmalıyız.

Kamuoyunda en kötü algılardan biri hakemlerimiz hakkında… Dünya Kupası gösterdi ki dünyanın en iyi hakemleri bile önemli hatalar yapabiliyor. Bunu görmemiz ve hakemlerimizin üstüne giderken bu gerçeği dikkate almamız gerekiyor.

Halkımız, Milli Takımımızdan da sadece skor değil, iyi ve güzel futbol da bekliyor. Eylül ayındaki eleme maçları ile 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası yolculuğuna başlıyoruz. Büyük turnuvalarda her zaman var olma isteğimizin yanı sıra bu yeni dönemde sizlerin de desteği güç verecektir.

"ESKİ ALIŞKANLIKLARDAN VAZGEÇİLMELİ"

Türkiye Futbol Federasyonu olarak futbolumuzun yıllar boyu kemikleşmiş sorunlarını çözebilmek için yoğun bir çaba gösteriyoruz. Aynı çabayı tüm futbol ailemizden bekliyoruz. Herkesten ricamız eski alışkanlıkların hem futbolumuzu geri götürdüğünü, hem de artık hiçbir işe yaramadığını anlamaları...

Herkes sezon içinde yaşanan demeç savaşlarının, güvenoyu istemeye kadar giden tepkilerin, futbolumuza daha çok zarar verdiğini bilmeli. Güvenoyu isteyenlerin, önce futbolumuza güvenmelerini, iyi organize edilmiş ve hedefe odaklanmış bir takımın yolunun kimse tarafından kesilemeyeceğini öğrenmelerini öneriyoruz. Bizim yapılan tüm eleştirilere karşı olmamız söz konusu değil. Ekibim ve ben bu eleştirileri öngörerek bu yerlere talip olduk. Ancak eleştirileri yapan, güvenoyu isteyen kişilerden sadece negatif yorumlar duymak, çözüm önerilerini işitmemek bizi üzüyor. Eleştirenlerden çözüm önerilerini bizlerle paylaşmalarını istiyoruz. Herkesten beklentimiz sezon öncesinde oluşan güven ortamını, dostluk görüntülerini, son haftalar yaklaştıkça unutmamaları. Futbol Ailesi olarak birlikte hareket edersek önümüzde çözülemeyecek sorun, ulaşılamayacak hedef bulunmamakta."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!