Bu bir suç duyurusudur

Güncelleme Tarihi:

Bu bir suç duyurusudur
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2007 00:00

Bu avukat hakkında soruşturma açılsın!

Haberin Devamı

EMEL ARMUTÇU'NUN DİĞER YAZILARI İÇİN TIKLAYIN...




BU BİR SUÇ DUYURUSUDUR!

"Namus meselesidir" diyerek haklı ve meşru gösterilmeye çalışılan vahşi cinayetlerden birini

/images/100/0x0/55ea6f71f018fbb8f87fbe74
hatırlayın. Daha geçen temmuzda Diyarbakır'da işlenmişti. Okuduysanız, işleniş şeklinden hemen hatırlayacaksınız.

Çünkü gencecik bir kadın, canını kurtarmak için saklandığı annesinin çeyiz sandığı içinde kalaşnikoflarla taranmıştı.

Daha 12 yaşındayken berdel usulüyle evlendirilen ve erkek çocuk doğurmadığı için baskı gören (kimbilir neler, kimse onlardan bahsetmiyor) Gülistan Gümüş, sonunda eşinden ayrılmak istemiş, canını kurtarmak için annesinin Sırımkesen köyündeki evine sığınmıştı.

Yıllardır yazıyoruz, çiziyoruz, konuşuyoruz, lanetliyoruz, cezaları arttırıyoruz, sonuç değişmiyor. Değişmediği gibi, yöntemler giderek daha da mı vahşileşiyor ne? Bu kadar öfke, caniliğin bu derecesi, nasıl, sonuç olarak "toplumun yazılı olmayan kuralları" gibi masum bir açıklaması olabilecek "töre"ye sığdırılabilir.

... diye düşünürken, bugün Doğan Haber Ajansı sırasına bir haber düştü. "Böyle suça böyle savunma" dedirtecek cinsten!

Gülistan Gümüş cinayetinin Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davasıyla ilgili, Özgür Cebe imzalı habere göre, mesleği karşısına yazılı "avukat" kelimesinin derhal silinmesi, hatta vakit geçirmeden barodan atılması gereken bir "avukat" -adı Zafer Yaşlı- şöyle bir savunma yapmıştı:

“Öldürülen kadın masum değildir. Bu nedenle müvekkillerin tahliyesini istiyoruz.”

Zafer Yaşlı, bir sandığın içinde korkuyla titrerken kalaşnikofla taranan Gülistan'ı şöyle tanımlamıştı önce: "Tabiri caiz ise kafeste bir kuştur."

Şunu demeye getiriyordu, Gülistan Gümüş, dava iddianamesinde yazıldığı gibi, 10 ya da 20 kişinin organize edeceği şekilde öldürülecek biri değil (Buna değmez yani!) "Kafeste bir kuş için de 20 avcı olmaz!"

Aynen öyle diyordu.

"Kafes"ten Gülistan'ın saklandığı sandığı mı, yoksa kadınların hapsedildiği dünyayı mı kastettiğini bilmiyorum, ama ikisi de aynı kapıya çıkıyor zaten. O şunu demek istiyor: Bu küçük kızı, bir kişi bile öldürebilir, niye 20 kişiyi yargılıyorsunuz ki?

Oysa kadınlar, törenin emriyle, sadece bir kişi tarafından öldürülmüyor bu ülkede. Çünkü öldüren sadece silahın tetiğini çeken kişi değil. Bunu emreden, buna zorlayan, yapmazsa tehdit eden, yüzüne bakmayan, dışlayan, sonra da öldürünce hep birlikte sessizce ya da açık açık onaylayan, bunun peşine düşmeyenler de... Duyup, okuyup ilgilenmeyen, kendi işine bakanlar da... Bu yüzden o davada -ve diğer bütün töre bahanesiyle işlenmiş cinayet davalarında- 20 değil, belki 200, hatta 2000 kişi bile yargılanabilir. O avukat bozuntusunun ve onun gibi düşünenlerin bunu anlaması için gereken yapılmalı, bu bir.

***
İkincisi, savunma burada bitmiyor, devamı daha da vahim... Zafer Yaşlı, töre cinayetlerinin dünyanın her yerinde olduğunu söyleyerek, "sadece bizim bölgeye has değil, niye büyütüyorsunuz" demeye getiriyor (Alt tarafı bir kadın daha ölmüş!). Yetmiyor, bunu "vatan ve Allah aşkı"na benzetiyor... "Burada bazı kesimler namuslarını candan öte görürler" diyor. Yani canileri anlamaya davet ediyor bizi... Biraz daha ileri gitse "Türkiye sizinle gurur duyuyor" sloganı attıracak!

***
Hala bitmedi. "Bu kadın"ın öldürülmesinin basit bir namus cinayeti olmadığını buyuruyor. "Bazı şeyler bunun da ötesinde" diyor. "Ölen kadın masum değildi" diye bitiriyor.

Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde, "hukuku" savunması gereken konumdaki bir insan, cinayetin haklılığını kanıtlamaya çalışıyor. Masum sayılmayan birinin, yasalara göre yargılanmasına bile gerek kalmadan "öldürülebileceğini" savunuyor, bunun normal karşılanmasını bekliyor. Bunun için cinayet işleyenlerin özgür bırakılmasını talep ediyor. Herkese, vatan millet aşkıyla, Allah aşkıyla, namus aşkıyla, "kızdığınızı vurun, tarayın, delin, nehre atın, asın, kafesteki bir kuş gibi avlayın" davetiyesi çıkarıyor. Tabii masum değilse!

"Bir kadının masum olmamasından" neyin kastediliyor olabileceğini tahmin etmek hiç zor değil: "Namus meselesi." Kimbilir ne yapmıştır Gülistan, annesinin çeyiz sandığında kalaşnikofla taranarak cezalandırılmayı haketmek için! Değil mi?

Yine sözün bittiği yer... Bu yerde son söz: Bu bir suç duyurusudur. Diyarbakır Barosu derhal bu avukat hakkında bir soruşturma başlatmalı, avukatlık yetkisini elinden almalıdır.

 













Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!