BEN DE ONU ŞÖYLE BİR TEMİZ DÖVEBİLSEM...

Güncelleme Tarihi:

BEN DE ONU ŞÖYLE BİR TEMİZ DÖVEBİLSEM...
Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2007 16:56

Hürriyet Aile İçi Şiddete Son Kampanyası koordinatörü Neşe Hacısalihoğlu yazıyor...

Haberin Devamı

Yine bir kampanya eğitmeni anlatıyor:

Oturuma mahalle muhtarı tarafından getirilen bir kadın, eğitim sonunda hikayesini tüm gruba anlattı. Eşinden sürekli şiddet görüyordu. İki kez son anda kendini öldürmekten vazgeçmişti. Mahalle muhtarının yardımıyla psikoloğa gitmiş, psikolog kendisini hastaneye sevketmiş, hastane ise kendisini yatırmak istemişti. Eşi ne hastaneye yatmasına ne de ilaç almak için doktora gitmesine izin veriyordu. Kendi başına karar verip hastaneye yatarsa eşinin çocuklarını kendisine göstermeyeceğinden endişeleniyordu.

Muhtar kadının anlattıklarını doğrulayan bilgiler verirken kadın kendi kendine konuşur gibi sakin bir şekilde şöyle dedi:

"İçimden ne geliyor biliyor musunuz? Ben de onu şöyle temiz bir dövebilsem. Hatta şöyle tavuk gibi boynunu büküp koparabilsem çok rahatlarım..."

Haberin Devamı

Eğitim otobüsündeki herkes, eşine olan kızgınlığı nedeniyle şiddet gösterme arzusunu bu kadar yalın bir biçimde ifade eden kadının karşısında bir an için sessiz kaldı. Yoğun bir depresyon içinde olduğu kolaylıkla gözlenebilen kadına başvurabileceği yasal yolları anlattık.

Ekonomik güvencesi olmadığını ve eşinin çocuklarını kendisinden uzaklaştıracağını söyledi ve reddetti.

Eğitmenimiz anlattıklarını şöyle bitiriyor:

"Şiddet gördükleri için gece yarısı eşlerini öldüren kadınlar da bu kadın gibi çaresizlik, sıkıştırılmışlık yaşıyor, böyle bir öfke hissediyorlar sanırım…"
 
TÜM YASAL HAKLARINI KULLANDI AMA BEYHUDE

Ve başka bir hikaye:

Sabah eğitime katılanlar arasında yaşlı bir anne ve genç bir kadın vardı. Eğitim sırasında yaşlı kadın her fırsatta yıllarca eşinin kendisine ve çocuklarına şiddet gösterdiğini, kızlarının da evliliklerinde şiddete maruz kaldıklarını, birisinin sakatlandığını diğerinin de akıl hastası olduğunu anlattı.
Kızı eğitim otobüsüne koltuk değnekleriyle gelmişti. Eğitim bittiğinde katılımcılar otobüsten ayrıldıktan sonra onlarla özel görüşme yaptım. Genç kadın kendisini eşinin tüfekle dizlerinden vurduğunu, ameliyat olduğunu ve henüz iyileşemediği için tekrar ameliyat olması gerektiğini söyledi. Eşinden ayrılmış ama yine de kurtulamamış. Hala eşinin kendisi ve ailesini ölümle tehdit ettiğini belirtti. O nedenle gizleniyormuş.

Haberin Devamı

Eşiyle yaşarken şiddet gördüğünde defalarca polise şikayet ettiği halde yardım alamamış. Bulundukları semtte eşini tanıyan polisler her defasında "kocanın vurduğu yerde gül biter. Kocana iyi davran" gibi tavsiyelerde bulunarak kendisini göndermişler.

Cumhuriyet savcılıklarına defalarca can güvenliğinin olmadığı konusunda dilekçe vermiş, hiçbir sonuç alamamış.

Bir gazetede ve televizyonda yayınlanmış hikayesi. Yine iyi  bir sonuca ulaşamamış.

Çaresizdi, korkuyordu ve yasal tüm haklarını kullanmak için her yolu denemesine rağmen hala tehdit altında yaşıyordu, saklanmak zorundaydı…Türkiye'de yasal yardım almanın geleneksel yaklaşımdan dolayı ne kadar zor olduğunu gözler önüne seren çok çarpıcı bir örnek...

Haberin Devamı

DAMADIM KIZIMI DÖVÜYOR BEN BİR ŞEY YAPAMIYORUM

Kampanya eğitmenlerinden bir başkası anlatıyor:

Sabah yapılan eğitimden sonra yaşlı bir kadın kızının yaşadığı şiddeti paylaşmak istedi. Kızı 16 yaşında aşık olduğu erkekle kendi isteğiyle evlenmiş, şimdi 20 yaşında ve bir çocuğu varmış. Şu anda evden dışarı çıkamıyor, kocası hiç kimseyle, özellikle kendisi ve kardeşleriyle görüşmesine izin vermiyor, şiddetin her türüne maruz bırakıyormuş. Eğitimde duyduğu şiddete maruz kalanların gösterdiği tepkilerin çoğunu gösteriyormuş. (Ürkek, seslerden hemen irkiliyor, içe dönük, vb…)

Kendisi de  damadının şiddet uygulayacağından korktuğu için kızının evine gidemiyormuş. Kızı çok kötü dayak yediğinde annesini çağırıyormuş. Ancak o zaman gidip kızını doktora götürüyor ama sonra geleneksel düşünce tarzına sahip olduğu için (kocandır, çocuğunun babası, vb…) yine kızını kocasıyla yaşadığı eve gönderiyormuş. Bir yandan kızının yaşadıklarından dolayı çok üzgün, öte yandan kızına nasıl yardımcı olacağını bilemiyor.

Haberin Devamı

Ona ne olursa olsun kızının yardım arayışlarını cevapsız bırakmamasını, ona destek olabileceğini hissettirmesini, eğer kızı ayrılmak isterse "etraf ne söyler"i bırakıp kızının yanında olması gerektiğini anlattık. Ailenin korunmasına dair kanun kapsamında şikayette bulunabileceğini söyledik, hukuki yardım alabilmeleri için baronun telefonlarını verdik...

NASIL OLUR DA ŞİDDETSİZ BİR AİLE OLABİLİR

Ve bir başka hikaye:

Bir eğitime bir grup kadın ve genç kız katılmıştı. Biz konuşurken, genç kızlardan biri her fırsatta kendi ailesini örnek veriyor, şiddet görmediğinden, ne kadar değer verilerek büyütüldüğünden söz ediyordu.

Yine söz alarak ailesinin tutumundan söz ettiği bir sırada önde oturan diğer bir genç kız yarım yamalak izin isteyerek otobüsten inip binaya yöneldi. Otobüsteki ikinci eğitimci, genç kızın yüzünde ağlamaklı bir ifade gördüğü için arkasından binaya girdi. Onu bulduğunda ağlıyordu. Sakinleştirilmeye çalışılırken hıçkırıklar içinde "Dayanamadım o kızın anlattıklarına. Nasıl olurda şiddet olmayan bir aile olabilir. Ben doğduğumdan beri bizde her gün şiddet yaşanır. Artık öyle normal geliyor ki birileri olmadığını söylediğinde kötü oluyorum"  dedi.

Haberin Devamı

Bazen yaşadığımız anormallikleri nasıl normalize ettiğimizi anlatan çarpıcı bir örnek…

Devam ediyoruz:

26 yaşında üniversite mezunu, eğitimden sonra özel olarak konuşmak istedi:

Babasından, doğduğundan bu yana şiddet görüyordu. Bir yıllık evliydi ve eşiyle çok mutluydu. Evlenmesine ve evinin ayrı olmasına rağmen eşinin olmadığı zamanlarda yine babasının şiddetine maruz kaldığını ve bunu önleme gücüne sahip olmadığını, kendisini çok çaresiz hissettiğini anlattı.

DAYAKTAN KULAK ZARI PATLAMIŞ KADIN ANLATIYOR

Şimdi, eğitim çalışmasından sonra görüştüğüm bir kadının uğradığı şiddetle ilgili anlattıklarını aktarmak istiyorum. Kadın 30-35 yaşlarında, 4 çocuğu var. Eşinin sürekli bir işi yok. Her gece eve alkollü ve çok geç saatlerde geliyormuş. Hemen hemen her gece eşini veya çocuklarını dövüyormuş. Elle vurmanın dışında eline geçirdiği herhangi bir cisimle de dayak atıyormuş. Çok şiddetli ve acımasızca davranıyormuş.

Yine böyle bir dayak sırasında kadının sol kulak zarı patlamış ve şu anda tedavi görüyor. Maddi imkansızlıklarından dolayı, tedavi masrafları Belediyenin Aile Danışma Merkezi tarafından karşılanıyor.

Bu durumu düzeltebilmek ve eşinin uyguladığı şiddeti durdurabilmek için neler yaptığını sordum: Eşinin akrabaları ve komşularının eşlerinin eşiyle görüşmelerini sağladığını ancak hiçbir değişiklik olmadığını, çünkü eşinin kimseyi dinlemediğini söyledi.

Ne yapabileceği konusunda çaresizdi. Karakol veya savcılık aracılığıyla müdahale edilebileceğini, baronun kadın hakları uygulama merkezinden bilgi alabileceğini ya da Aile Danışma Merkezi'nden yardım isteyebileceğini söyledim.

DAYAK AİLE SIRRI MIDIR, PAYLAŞILMAZ MI?

Ve bir diğer hikaye:

Eğitimin sonunda her zamanki gibi anketleri dağıttım ve isteyenlerin doldurmasını rica ettim. Arka sıralarda görmüş geçirmiş 60 yaşının üzerinde bir hanım muhtemelen okumakta zorlandığı için anketi kendine yaklaştırıp uzaklaştırarak soruları okumaya çabalıyordu. Arkasındaydım. Tam yardım etmek üzere harekete geçmiştim ki yan koltuktaki genç delikanlı yardım etmeyi önerdi. Sevinerek kabul etti. Birkaç sorudan sonra gelen soruya verdiği yanıt oldukça çarpıcıydı…"Şiddet görüyor musunuz?" "A olur mu evladım! Böyle şeyler aile sırrıdır. Paylaşılmaz!"

Ve diğeri:

Grupta genç bir kadın 12 yıllık evli olduğunu, ilk 8 yıl kocasından sürekli dayak yediğini söyledi. Burnunda bir yara izi vardı, bu izin dayak sonucu olduğunu, bir kez de karnını tekmelediği için acil hastaneye kaldırıldığını ve yumurtalıklarından birinin ve apandisinin darbeyle patladığı için alındığını söyledi.

Son dört yıldan beri yasal haklarını kocasına hatırlatarak kendine ve çocuklarına uyguladığı şiddeti engelleyebilmiş. Eğitimden sonra özel görüşmek istedi. Görüşme sırasında 4 yıl önce kocasının kendisini dövmesinden sonra kontrolünü kaybettiğini ve karnından kocasını bıçakladığını ve şimdi de eğer tekrar kendisini döverse onu öldüreceğini söylediğini, kocasının bu olaydan sonra çekindiğini ve dövmediğini anlattı.
 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!